About Author: Ahmet Kip

Website
http://www.altinciduyu.com.tr
Description
Stereo Mecmuası Editörü

Posts by Ahmet Kip

  • Art Dudley, Stereophile’daki SPU A95 değerlendirmesini şu sözlerle sonlandırmıştı: “Niyetim, konuyu 95. yaş doğum gününü böyle sertleşmiş bir uçla kutlamanın nadiren nasip olduğu türünden bir şakaya vardırmaktı, ama yapmamaya karar verdim. Onun yerine sadece iyi seneler SPU diyeceğim.” 30-40 saatlik bir yanma süresi sonunda ilk ciddi dinlememi yaptığımda, Art Dudley’in […]

    Ortofon SPU A95

    Art Dudley, Stereophile’daki SPU A95 değerlendirmesini şu sözlerle sonlandırmıştı: “Niyetim, konuyu 95. yaş doğum gününü böyle sertleşmiş bir uçla kutlamanın nadiren nasip olduğu türünden bir şakaya vardırmaktı, ama yapmamaya karar verdim. Onun yerine sadece iyi seneler SPU diyeceğim.” 30-40 saatlik bir yanma süresi sonunda ilk ciddi dinlememi yaptığımda, Art Dudley’in […]

  • A95’i üçüncü dinlemem, başlangıçta hiç de ikna olmadığım, ama denedikten sonra hayran olduğum ve hayran olmaya devam ettiğim bir sistemle oldu: Ypsilon MC20 step-up transformer ve VPS-100 fono amplifikatör. Bu olağanüstü ikilinin hikâyesini daha sonra yazacağım, ancak şimdilik şunu söyleyeyim: Hassas direnç ayarları, farklı kazanç olanakları filan, hepsi boşmuş. Ypsilon’un […]

    Ortofon SPU A95 Bölüm 2

    A95’i üçüncü dinlemem, başlangıçta hiç de ikna olmadığım, ama denedikten sonra hayran olduğum ve hayran olmaya devam ettiğim bir sistemle oldu: Ypsilon MC20 step-up transformer ve VPS-100 fono amplifikatör. Bu olağanüstü ikilinin hikâyesini daha sonra yazacağım, ancak şimdilik şunu söyleyeyim: Hassas direnç ayarları, farklı kazanç olanakları filan, hepsi boşmuş. Ypsilon’un […]

  • İlk ciddi pikabımı 1983 yazında almıştım: Technics SL-D2. Bu vesileyle, 80 öncesi öğrenci hareketlerindeki bazı performanslarımı saymazsam, devlet otoritesine karşı ilk ciddi suçumu da işlemiş oluyordum. Bırakın böyle ithal malı bir elektronik cihaz almayı, cebinde Marlboro sigarasıyla yakalananların bile içeri tıkıldığı askeri cunta günleriydi. İri bir omuz çantasına gazete kağıdına […]

    Thorens TD 550

    İlk ciddi pikabımı 1983 yazında almıştım: Technics SL-D2. Bu vesileyle, 80 öncesi öğrenci hareketlerindeki bazı performanslarımı saymazsam, devlet otoritesine karşı ilk ciddi suçumu da işlemiş oluyordum. Bırakın böyle ithal malı bir elektronik cihaz almayı, cebinde Marlboro sigarasıyla yakalananların bile içeri tıkıldığı askeri cunta günleriydi. İri bir omuz çantasına gazete kağıdına […]

  • Ben Ortofon’un hem azimuth ayarlı LH-10000’ini, hem de kolla standart gelen LH-2000’ini yukarıda sözünü ettiğim her iki kafayla da kullandım, Omega X dışında (ki onda da çok ufak olmak kaydıyla) azimuth ayarına gerek duymadım. Kol düzgün monte edilmişse, kafa diske kemik gibi paralel duruyor. Ayrıca Ortofon’un bazı MC iğnelerinin kendileri […]

    Thorens TD 550 Bölüm 2

    Ben Ortofon’un hem azimuth ayarlı LH-10000’ini, hem de kolla standart gelen LH-2000’ini yukarıda sözünü ettiğim her iki kafayla da kullandım, Omega X dışında (ki onda da çok ufak olmak kaydıyla) azimuth ayarına gerek duymadım. Kol düzgün monte edilmişse, kafa diske kemik gibi paralel duruyor. Ayrıca Ortofon’un bazı MC iğnelerinin kendileri […]

  • Pikabı (ve kolu) ZYX Omega X ile denemeye kalktığımda, 12” için küçük, ama ses adına büyük bir montaj skandalıyla karşı karşıya olduğumun farkına vardım. İyi bir ses duymama rağmen bazı plakların belirli bölümlerinde hafif bir distorsiyon var gibi geldi kulağıma, tizlerde de genel bir tıslama. ZYX’i monte ederken Vinyl Engine’den […]

    Kısa Bir Denemenin Hikayesi

    Pikabı (ve kolu) ZYX Omega X ile denemeye kalktığımda, 12” için küçük, ama ses adına büyük bir montaj skandalıyla karşı karşıya olduğumun farkına vardım. İyi bir ses duymama rağmen bazı plakların belirli bölümlerinde hafif bir distorsiyon var gibi geldi kulağıma, tizlerde de genel bir tıslama. ZYX’i monte ederken Vinyl Engine’den […]

  • Her şey hayatı daha mütevazı ve daha az karmaşık yaşamaya karar vermemizle başladı… ailecek. Yaşam kalitesinden taviz vermeden daha az tüketerek, daha küçük otomobillere binerek, daha az ayrıntıyla uğraşarak, daha çok birlikte olarak, kendimizi tüketmeden yaşamaya karar vermemizle…Biraz da uzun yıllar önce bıraktığım müziğe yeniden dönmemle. Yirmi beş yıl önce […]

    Tannoy Kensington GR

    Her şey hayatı daha mütevazı ve daha az karmaşık yaşamaya karar vermemizle başladı… ailecek. Yaşam kalitesinden taviz vermeden daha az tüketerek, daha küçük otomobillere binerek, daha az ayrıntıyla uğraşarak, daha çok birlikte olarak, kendimizi tüketmeden yaşamaya karar vermemizle…Biraz da uzun yıllar önce bıraktığım müziğe yeniden dönmemle. Yirmi beş yıl önce […]

  • Sonra birkaç saat oturup müzik dinledik. Tüm yazının özetini başta yapayım da gerisi meraklısına notlar şeklinde okunsun: Tüm frekans bandı boyunca tutarlılık, harmonik bütünlük, enstrumanların gerçek tınıları ve odanın her yanına yayılıp dinleyiciyi çepeçevre saran bir müzik. Kutudan ilk çıktıklarında bile şahane çalan Kensington GR’lerin yerlerini, 50 saat gibi bir […]

    Tannoy Kensington GR Bölüm 2

    Sonra birkaç saat oturup müzik dinledik. Tüm yazının özetini başta yapayım da gerisi meraklısına notlar şeklinde okunsun: Tüm frekans bandı boyunca tutarlılık, harmonik bütünlük, enstrumanların gerçek tınıları ve odanın her yanına yayılıp dinleyiciyi çepeçevre saran bir müzik. Kutudan ilk çıktıklarında bile şahane çalan Kensington GR’lerin yerlerini, 50 saat gibi bir […]

  • Holst’un The Planets’ini koydum pikaba; Zubin Mehta yönetiminde Los Angeles Philharmonic yorumu, Decca kaydı. Ve hafif bir şaşkınlık geçirdim. Orkestranın iki yanı hoparlörlerden dışarı doğru fırladı sanki. Klasik “yan duvarlar yokmuş gibi” deneyiminden söz etmiyorum. Yanlara ve odanın içine doğru basbayağı fırladı. Öyle ki dışarıdan bir kaynaktan, çaldığım albümle senkronize […]

    Tannoy Kensington GR Bölüm 3

    Holst’un The Planets’ini koydum pikaba; Zubin Mehta yönetiminde Los Angeles Philharmonic yorumu, Decca kaydı. Ve hafif bir şaşkınlık geçirdim. Orkestranın iki yanı hoparlörlerden dışarı doğru fırladı sanki. Klasik “yan duvarlar yokmuş gibi” deneyiminden söz etmiyorum. Yanlara ve odanın içine doğru basbayağı fırladı. Öyle ki dışarıdan bir kaynaktan, çaldığım albümle senkronize […]