Bir hifi sistem oluşturmak dışarıdan görüldüğü kadar kolay değildir. Bunu Stereo Mecmuası okuyucuları çok iyi biliyorlardır eminim ki. Kafanızda çözmeniz gereken bir çok soru işareti, onlarca seçenek arasında yapılması gereken seçimler. Bu süreç bazen bir keyif bazen de bir kabus haline gelir. Stereo Mecmuası da dahil olmak üzere her türden yazılı veya internet yayını, başlamak için bazı tavsiyeler içerir. Ancak tüm öneriler sadece başlamak için bir adımdır. En iyi sistem kendi zevkinize göre bileşenleri imkanlar ölçüsünde araştırarak ve en önemlisi dinleyerek kurulabilir. Bu konularda çok sayıda yazı yazan bir kişi olarak bu durumu her yazımda önemle belirtirim. Bir yazar, yorumcu veya meraklı için bir hoparlörü, bir amplifikatörü veya bir kaynak cihazı yazmak genelde daha kolaydır. Performanslarını tanımlamak için elimizde daha evrensel veriler bulunur. Sesi yazıyla tanımlamak daha doğrusu anlatmaya çalışmak çok zordur ancak cihazların fiziksel yapıları bize bazı ön bilgiler verir. Bir inceleme yapısı okuduğunuzda öyle veya böyle cihazla ilgili karşılaştırma yapabileceğiniz bazı noktalar dikkatinizi çekebilir. Tabii ki değişik akustik etkisi olan dinleme odalarında, farklı donanımlarla desteklenmiş sistemlerde yazılanlardan farklı şeyler de duymanız mümkündür. Hepimizin kulakları farklı duyar, en önemlisi beğenilerimiz farklıdır.
Hifi sistemlerin temelini oluşturan bu cihazlarda bir çok değişken söz konusu iken konu tamamlayıcı bileşenlere geldiğinde hayat herkes için çok daha zorlaşır. Bunun en önemli sebebi bir kablonun kağıt üzerinde bir sisteme nasıl bir etki yapacağını bilmemizin pek mümkün olmamasıdır. Bazı ipuçlarına ulaşabiliriz sadece daha fazlasına değil. En ucuzdan en pahalıya herhangi bir kablo bir sistemi bir çıta öteye de taşıyabilir, genel ahengini de bozabilir. Senelerdir yazı yazan bir insan olarak genel olarak en zorlandığım hifi bileşenleri kablolardır. Bu yazıdaki tüm deneyimler kendi sistemimde ve deneme yaptığım birkaç sistemimde yaptığım dinletilerde aldığım notlara dayanıyor. Her ne marka olursa olsun sisteminizde kablolar konusunda bir devinim yaşayacaksanız ne yapın edin mutlaka kendi sisteminizde deneyin. Hepimizin beklentileri ve beğenileri farklı olduğu için şu anda okumakta olduğunuz benim yazımda dahil yazılan tüm inceleme yazıları sadece ve sadece bir başlangıç noktası oluşturabilir. Buradaki bilgiler ışığında kendi kararlarınızı vermeniz önemlidir ve bu kararı sakın ama sakın denemeden vermeyin.
Bu yazımda sizlere TTAF ürünlerinden bahsedeceğim. Gelin isterseniz ilk önce firmayı tanıyalım. TTAF, bağlantı elemanları ve kablo gruplama alanında uzmanlaşan bir firma. 2003 yılında otomasyona dayalı üretime geçen firma çok farklı alanlara hizmet veriyor. Fiber optik haberleşme, askeri ürünler, tıp sektörü, endüstriyel alanlar ve otomotiv sektörü firmanın ürünlerini sunduğu pazarlardan sadece bir kaçı. Bunların yanında tüketici elektroniği pazarına yönelik ürünleri de bulunan TTAF, son yıllarda hifi ve video alanına yönelik ürünleri ile dikkat çekmişti. Çeşitli mağazalarda firmanın bu pazara yönelik ürünlerini alıp, uzun zamandır kullanan bir çok okuyucumuz olduğunu biliyorum.
Son dönemlerde TTAF, hifi ve ev sineması pazarına yönelik giriş seviyesinden başlayıp üst segmentlere doğru genişleyen bir ürün yelpazesini tanıtmaya başladığında, önemli forumlarda markayı tanımayan bir çok meraklı marka ile tanışmış oldu. TTAF, kendi kurumsal sitesinin haricinde son kullanıcı ürünlerine yönelik bir web sitesini daha doğrusu e-ticaret sitesini de açtı. Bugün hifi veya ev sineması ile ilgili tüm önemli sitelerde bu sitenin reklam afişlerini, banner’larını görebilirsiniz. Zaten yazının sonunda bulunan link’lere tıklayarak bahsi geçen siteyi inceleyebilirsiniz.
Yazımın başlarında yazdığım gibi kablo inceleyip yazmak çok zor bir olay. Bu yüzden ilk önce incelemeyi nasıl yapmam gerektiğine karar verip, işin sistematiğini ortaya çıkartmam gerekiyordu. Kablolarda (veya farklı ürünlerde) kıyaslamalı inceleme yazıları bir çok sorunu beraberinde getiriyor. Senelerdir hemen hemen aynı bileşenlerle vakit geçirdiğimden kıyaslamalı bir inceleme yazısının çok doğru bir yöntem olduğunu düşünmüyorum.
Hal böyle olunca ürünleri bir bir ele alarak test etmeyi planladım. Örneğin eğer güç kablosu deneyecek isem sistemimdeki tüm kabloları sabit tutarak sadece elektrik kablosunu denemeye karar verdim. Bunun haricinde tüm testlerin sonucunda en beğendiğim kabloları bir kenara ayırarak tekrar denemeler yaptım. Tüm bu süreç neredeyse 3 hafta boyunca devam etti. Ayrıca beğendiğim bazı kabloları daha farklı sistemlerde de deneyerek farklı bakış açısı ve beğenilere sahip dostlarımla tekrar değerlendirdim. İlerleyen sayfalar boyunca üç ayrı ana başlık altında TTAF kablo testlerini okuyacaksınız.
TTAF ürün yelpazesinde genelde ürünler 4 ana başlık altına toplanıyor. Söz gelimi interconnect (ara bağlantı) kabloları için Gold Line, Silver Line, Extreme Line ve son olarak Basic Line diye dört ana ürün grubu daha doğrusu kategori var. Bu kategoriler içerisinde çok sayıda ürün bulunuyor. Çok sayıda derken cidden çok sayıda üründen bahsediyorum. Bu durum meraklılar için belli ki bir miktar kafa karışıklığı yaratıyor. Neyse bu konulardan yazının son bölümünde bahsedeceğim.
İlk önce interconnect kablo ile başlayalım. TTAF bana test amacı ile 10064 kodlu bir interconnect gönderdi. Bu kablo web sitesindeki W10089 veya W10088 modeli ile aynı. Fiyatı 23 Nisan 2012 tarihi ile 300TL civarındaydı. Bu kablo web sitesinden görebildiğim kadarı ile bakır üzeri gümüş kaplama. Kablo çok sayıda telin birbiri ile sarılması ve artı ve eksi kabloların kendi içerisinde tekrar sarılması ile oluşturulmuş, örgü tipi dediğimiz bir yapıda. Sistemimde uzun zamandır kullandığım kabloların yerine çok daha basit bir kablo takarak yaptığım dinletilerin akabinde bu kabloyu sistemime taktığımda genel bir kapanma hissi yarattı. Bu durumu mutlaka yaşamışsınızdır. Sisteminizde ayrıntı yerli yerinde durur ancak daha önceden odanızın çevresinde uçuşan notalar yerinde yoktur. Hemen bu durumun neden olabileceğini düşündüm.
Benim bulduğum suçlu gümüş idi. Buna da hakkım var. Gümüş kablolar ister kaplama isterse de tek tel olsun çok uzun bir yanma süresine ihtiyaç duyuyor. Bazı kaynaklara göre 400 saat bazılarına göre çok daha fazlası. Örneğin kendi sistemimde kullandığım gümüş kabloların kendine gelmesi neredeyse 3 ay sürmüştü. Bu süreci hızlandırmak için hemen kablo yakma cihazımı çıkartıp gelen tüm kabloları yakma işlemine soktum. Her ne kadar test ürünleri bir miktar yakılmış da olsa bu işlemin genel olarak faydası olmuştur hep.
Sizlere daha önce tanıttığım Blue Horizon Proburn cihazını devreye sokup gelen tüm kabloları pişme (Ya da yakma) işlemine tabii tuttum. Hemen yakma işlemi ile alakalı biraz bilgi vereyim;
Radyonun keşfedilmesinden hemen sonra çok sayıda kablo üreticisi ortaya çıktı. O dönemde hemen herkes kabloyu oluşturan malzemenin kalitesi ile kablonun enerjiyi taşıma performansının doğru orantılı olduğunu kabul ediyordu. Ancak bu konuda her şey muallaktı ve ölçüm yapılamadığından deneme yanılma yöntemi ile hareket edilmekteydi. Elektrikle ilgili hemen her konuda olduğu gibi bu konuda da Nickola Tesla’nın çalışmaları bilimsel olarak bazı şeyleri açıklıyordu. Tesla, çok yüksek voltaj ve 2000kHz gibi yüksek frekansların insanın içerisinden değil derisinden geçtiğini keşfetti ve bunu bilimsel olarak açıkladı. Bu duruma da “skin effect” adı verildi. Skin effect’e Türkçe ne isim verilmesi gerektiğini bilmiyorum açıkçası. Bilimsel makalelerde “deri etkisi” olarak bahsedildiğinden bence aynı terimi kullanmalıyım herhalde. Neyse deri etkisi gerçekten de bilimsel bir sorun ve ilk bahsedilişi 1883 yılında Horace Lamb’in notlarında karşımıza çıkıyor. 1885 yılında Oliver Heaviside deri etkisinin ilk pratik açıklamalarını kaleme alıyor ve 1891 yılında Nikola Tesla bilimsel teoriyi ortaya koyuyor. Tüm bu açıklamaların aslında basitçe bir tanımı da mevcut; alternatif akımda deri etkisi yüzünden direnç artar ve kayıplar artar.
Sonraki sayfaya ulaşmak için tıklayınız
—————————————————————————–
TTAF Kabloları Genel Testi yazımız toplam 4 bölümden oluşmaktadır. İlgili bölüme atlamak için yan taraftaki linklere tıklayınız. Bölüm I (şu an bu sayfadasınız) Bölüm II Bölüm III Bölüm IV
Bir yorum ekleyin