Edifier R1900TII İncelemesi Bölüm I

Bildiğiniz gibi pikapların son yıllarda durdurulmayan yükselişi devam ediyor. Bir çok meraklı yeniden pikapların o kendisine özgü seslerini keşfederek büyülü bir dünyaya giriş yapıyorlar. Ancak bu büyülü dünyaya girişin bir bedeli var ve bu bedel herkes için karşılanabilir değil. Özellikle genç müziksever kitleler ve müzik sistemlerine daha küçük bütçeler ayırmak isteyenler için sıkıntılı bir süreç yaşandığının Stereo Mecmuası olarak son derece farkındayız.

Aslında şu an için Thorens TD-190/2, ProJect Debut III veya muadili giriş seviyesinde bir pikap, Audioengine A5 aktif hoparlör ve sisteme uygun bir pikap katı ile gayet başarılı bir sistem kurabilmek mümkün. Ancak tüm bu cihazların tutarlarını alt alta yazdığınızda ortaya çıkan rakam bir öğrencinin veya sistemine çok fazla bütçe ayıramayan bir meraklının imkanlarının üzerinde oluyor.

Bu noktada aktif hoparlörlerin varlığının hayatımızı kolaylaştırdığını söylemek mümkün. Aksi takdirde bir hoparlör ve bu hoparlörü sürecek bir amplifikatör edinmemiz gerekecekti. Aktif hoparlörler bizi amplifikatör masrafından kurtarıyorlar. Hoparlörün içerisine yerleştirilmiş bir ampli, sürücülere gerekli gücü üretiyor ve aynı zamanda bir pre-amplifikatörün üstlendiği kaynak seçimi ve/veya ses yüksekliğini arttırıp azaltmayı sağlıyor. Son yıllarda Audioengine gibi markaların ürettiği aktif hoparlörler performans açısından kendilerinden beklenenden çok daha fazlasını veriyorlar. Hatta bunların bir adım ötesinde Quad, Mission gibi firmaların çok ilgi çekici seçenekleri ülkemizde bulunabiliyor. Artık hemen herkesin kabul ettiği bir gerçek var ki, hi-fi dünyasının giriş seviyelerinde aktif hoparlörler gerçekten ciddi birer oyuncu haline gelmiş durumda.

Yukarıda Stereo Mecmuası’nda bir çok okuyucumuza önerdiğim bir sistemden bahsetmiş ancak böylesine bir sisteme sahip olmanın bazı okuyucularımız için mümkün olmadığını söylemiştim. Bu noktada Thorens’in giriş seviyesi pikabı olan Mini modeli veya onun yerini alan Thorens TD-158 sistemimizin kaynak cihazları olarak yerini alıyor. Keşke ülkemize giren ve benzer fiyat skalasındaki ürünleri test etme imkanı bulsak. Bunlar ile uyumlu şekilde çalışacak ekonomik fiyat etiketine sahip MAMM1 MK II tarzı bir pikap katı ile sistemin kaynak bölümünü tamamlayabiliyoruz. İşte sorun tam bu noktada ortaya çıkıyor. Okuyucularımızdan aldığımız bir çok elektronik posta veya forum yorumunda bu iki bileşene ödenen tutarın, sisteme ayrılan bütçenin çok büyük bir bölümünü oluşturduğunu ve aktif hoparlör satın almak konusunda sıkıntılar olduğunu anladım.

Yazılarımda, giriş seviyesinde konumlanan, aktif yapıdaki bir hoparlöre ihtiyaç olduğuna karar verdim ve arayışlara başladım. Daha önce dergimizde incelediğimiz Audioengine firmasının A2 modeli ve forumlarımızda bahsettiğimiz Mission’ın yeni M-iSphere, Stereo Mecmuası’nda test ettiğimiz M-iSphere Mini modellerinden daha uygun fiyat etiketine sahip bir hoparlör bulmak amacı ile çeşitli teknoloji marketleri gezdim. Bu saydığım hoparlörler yine üst düzey performansa sahip ürünler ancak hedefim çok daha ucuz bir alternatif bulmaktı.

Bazı markaların mikro veya mini müzik setlerini dinledim. Ancak bunların neredeyse hiçbirisinin performansı beni çok mutlu etmedi. Aradığım şeyin bir aktif hoparlör olduğunu düşündüğümden, teknoloji marketlerin bilgisayar raflarında meraklılara sunulan 2.0 veya 1+1 olarak tabir edilen hoparlörleri de mercek altına aldım. Tüm bu arayış boyunca hoşuma giden ve okuyucularımıza gönül rahatlığı ile önerebileceğim bir ürüne rastlamadım ne yazık ki.

Şimdiye kadar bir şekilde denediğim ve hoşuma giden ürünleri okuyucularımıza öneriyorum. Performansını sevmediğim, beni mutlu etmeyen bir ürünü veya cihazı okuyucularımıza önermem, öneremem. Böylesine bir ürünü satın alın diyebilme şansına sahip değilim ve kişisel olarak bu vebalin altına girebileceğimi hiç düşünmüyorum. Bunca yıldır okuyucularımızla aramızda oluşan güvene aykırı bir iş yapmak ve insanların kısıtlı bütçelerini benim veya Stereo Mecmuası’ndaki yazar arkadaşlarımın önerisi ile hak etmeyen bir ürünü satın almak için harcamaları benim her zaman en büyük korkularımdan bir tanesi olmuştur. Bir insan kendi bütçesini istediği ürünü satın almak için kullanabilir ve sürecin sonunda mutluluğu veya mutsuzluğu kendisini bağlar. Ancak bir başkasının önerisiyle bir ürün satın alıp, bu üründen memnun kalmamak bambaşka bir olaydır ve kişisel olarak böylesine bir duruma yol açmak en korktuğum şeylerden bir tanesidir. Hal böyle olunca ince eleyip sık dokumaktan başka bir çare yok. Bu yüzden vakit buldukça teknoloji marketlerin raflarındaki ürünleri incelemeye çalıştım.

Daha önceden tanıdığım bir marka olan Edifier’i bu gezilerin bir tanesi sayesinde tekrar hatırladım. Teknoloji marketlerin raflarında genelde bahsi geçen firmanın bilgisayar sistemlerine yönelik ürünleri vardı. Bir arkadaşım geçtiğimiz aylarda bu firmanın aktif hoparlörlerinden bahsetmişti ve bunun üzerine hızlı bir şekilde araştırmalarıma başladım.

Buradaki en önemli sorun, hi-fi dünyasından çıkıp bilişim dünyasına girmek idi. Sonuçta Stereo Mecmuası ismini bugün hi-fi dünyasındaki tüm firmalar biliyor ve bir şekilde deneme amaçlı ürün alabilme şansımız oluyor. Ancak kendi adıma bilişim dünyasının bir şekilde içinde de olsam, Stereo Mecmuası söz konusu olunca bu dünyaya oldukça yabancıyız. En kötü ihtimalle ürünü kendim satın alır incelerim diye düşündüm ve hikaye böyle başladı…

İsterseniz bir ara verip sizleri Edifier ile tanıştırayım.

Edifier Technology Company (yazı boyunca Edifier olarak anılacak) Çin’in Beijing kentinde 1996 yılında küçük bir firma olarak kurulmuş. 1996 yılından itibaren büyümeye başlayan firma ilk olarak tüm Çin’de tanınır hale gelmiş, daha sonra da tüm dünyaya yayılmaya başlamış. Zaman içerisinde büyüyen firma, araştırma/geliştirme, ürün geliştirme, plastik enjeksiyon, devre kartlarının üretimi, hoparlör sürücü imalatı, kabin imalatı gibi üretim aşamalarını kendi bünyesinde yapıyor. Edifier hem elektronik pazarı hemde bilişim pazarına yönelik ürünler üretiyor. Bunun yanında lifestyle dediğimiz ve özellikle son yıllarda popüler olan Apple taşınabilir müzik çalar ve cep telefonlarına odaklanan daha modern tasarımlı ürünleri de var. Bu alanda firmanın uluslararası pazarda ilgi çeken ürünleri de mevcut. Üretimini Çin’de bulunan iki büyük fabrikada gerçekleştiren firma bugün dünyanın bir çok ülkesinde boy gösteriyor. Ülkemizde Edifier’in dağıtımını “Digital Trend” firması üstlenmiş durumda.

Test ürünü için vakit kaybetmeden Dijital Trend firmasına elektronik posta gönderdim. Bir gün içerisinde test isteğime olumlu cevap geldi. Hemen firmayı aradım ve çok sıcak şekilde karşılandım. Digital Trend firmasından Sn. Semih Keleş cari hesap açılması ile ilgili çok kısa bir prosedürün ardından kararlaştırdığımız test ürününü Stereo Mecmuası karargahına gönderdi. Kendilerine buradan çok teşekkür etmek istiyorum.

Edifier firmasının ürün yelpazesinde Stereo Mecmuası okuyucu kitlesini ilgilendirecek ürünler “Studio” serisi içerisinde bulunuyor. Bu ürünlerin tamamı aktif monitör formunda. Giriş seviyesinde konumlanan R1200T modelinden S2000 modeline kadar toplam 6 farklı hoparlör seçeneği bulunuyor. Test hoparlörü olarak R1900TII modelini seçtik. Bu model, giriş seviyesindeki modele göre daha güçlü ve boyut olarak biraz daha büyük.

Hoparlör elime geçmeden önce nasıl bir test yapmam gerektiğini düşündüm. Hoparlörün perakende satış fiyatının 129 Dolar (+KDV) olduğunu göz önüne alırsak benim ana sistemimde kullandığım en ucuz kablonun bile bu hoparlörden daha pahalı olduğu gerçeği ile yüzleşmek zorunda kalıyoruz. Evet, bir hoparlörü mümkün olduğunca iyi kaynak cihazlarla test etmek onun sınırlarını öğrenmek adına çok faydalıdır. Ancak Michell Gyrodec, SME V ve Goldenote Boboli Signature gibi göreceli yüksek konfigürasyonlu bir pikapta test yapıp onu fotoğraflarını yayınlamak biraz garip olabilirdi.

Bunun üzerine eşimden yardım almaya karar verdim. Nasıl mı? Hemen anlatayım, bundan uzun seneler önce Seçil Hanım ile daha evlenmemişken ve hatta daha ilişkimizin çok başlarındayken, Michell Gyrodec pikabımı alınca, çok uzun zamandır kullandığım ProJect Debut II pikabımı kendisine hediye etmiştim. Yıllar geçip, evlendikten sonra 10 yaşındaki bu giriş seviyesi pikap yine dönüp dolaşıp evimize geldi. Uzun senelerdir kullandığımız bu pikap yerine farklı bir pikap alalım şeklindeki serzenişlerim her defasında “bu pikabın benim için manevi önemi var” şeklindeki son derece haklı tezlerle çürütülmesi ile daha uzun seneler bu cefakar pikabın bizimle olması kuvvetle muhtemel. Neyse bu pikap ve kendi yaptığım bir pikap katı ile birlikte Edifier R1900TII modelini kullanarak giriş seviyesi bir sistem oluşturmam mümkün oldu. Denemelerim sırasında çeşitli dijital müzik çalarları da kullanmaya karar verdim. Hatta bilgisayar sistemimde müzik dinlerken bu küçük hoparlörleri kullanarak farklı senaryolar oluşturabileceğimi düşündüm. Son olarak hoparlörleri kulak referansımı oluşturan ana sistemime dahil ederek son testleri yapmaya karar verdim. Sanırım bu şekilde farklı senaryolar ile optimum test seçeneklerini elde etmiş oldum.

Hoparlörden bahsetmek gerekirse gayet küçük boyutlara sahip bir hoparlör. 410 x 290 x 355 boyutlarında. Dış görünüşü alışageldiğimiz hoparlörler gibi. MDF üzerinde ahşap bir kaplama var. Hoparlörün rengi siyah ile antrasit arasında. Bu model için herhangi bir renk seçeneği mevcut değil. Hoparlör bir koruma ızgarası ile beraber geliyor. Parlak firma logosu hem koruma ızgarasında hemde hoparlörün ön yüzeyinde kullanılmış. Hoparlör iki yollu tasarımda. Mid/bas sürücü ilk bakışta ilgi çekiyor. Kağıt ile yün karışımından elde edilmiş bir sürücü tasarlanmış. Scan-Speak sürücülerde olduğu gibi sürücü üzerinde şeritler açılmış. Ancak bu şeritler Scan-Speak’in ilk dönemlerde yaptığı şekilde bildiğiniz jilet ile yapılmamış daha sonraki dönemlerde üretildiği şekilde baskı ile üretim aşamasında bu şekilde üretilmiş. Bu şeritler en basit anlatımla daha iyi ses yayılımı sağlamak için kullanılıyorlar. Bu düzeydeki bir hoparlörde görmeyi beklediğim türden bir ayrıntı değildi bu açıkçası. Tiz sürücü ise son yıllarda çok karşılaştığımız ferro-fluid soğutmalı kubbeli yapıda.

Hoparlörün bir tanesinin içerisinde amplifikatör bulunuyor diğerinde ise herhangi bir elektronik parça yok. İki hoparlör birbirine kutu içerisinde çıkan standart bir hoparlör kablosu ile bağlanıyor. Her iki hoparlördeki bağlantı noktaları klipsli yapıda.

Amplifikatörün bulunduğu hoparlörün arkasında güç kablosu ve açma kapama düğmesi var. Bunun hemen üzerinde oldukça büyük boyutlu metal soğutucular bulunuyor. Metal soğutucuların kenarları gayet güzel şekilde işlenmiş. Hatta kenarlar mümkün olduğunca yuvarlatılmış. Elinizi kesme ihtimaliniz yok. Daha önce bu tarz bir hoparlörü yerleştirirken elimi kestiğimden bu tarz ayrıntılara özellikle dikkat ediyorum. Bunlar sese etkisi olmayan ama gündelik yaşamda önemli ayrıntılar.

Soğutucunun hemen üzerinde 2 çift RCA girişi var. Bu girişler arasında seçim yapmak için herhangi bir düğme kullanılmamış. Bir kaynaktan diğerine geçerken, dinlemek istediğiniz kaynağı açıp diğerini kapatmak veya durdurmak yeterli. Böylesine bir hoparlörde iki giriş önemli bir ayrıntı ve iyi düşünülmüş. Bu hoparlörün sol tarafında ise ses ve bas seviyesi ayarlama düğmeleri var. İşte burada hoparlörün dış görüntüsünde sevmediğim bir özellik ortaya çıkıyor. Benim tercihim ses seviye ayar düğmesinin hoparlörün önünde eğer mümkün olmadı ise yan tarafında daha kolay ulaşılabilir bir yerinde olurdu. Örneğin R1600T Plus veya R2000T modellerinde ses ayar düğmeleri yan tarafa konulmuş. Evet alışınca sorun olmuyor ancak ergonomi açısından arkada bulunan ses ayar düğmeleri iyi bir karar değil bence. Hoparlörün dış görünüşünden kırılacak tek not, bu düğmeler.

Gelelim deneme notlarına,

Hoparlörü ilk iki gün boyunca bilgisayar sistemimde denedim. Bu süreç sırasında uzun bir süredir yapmam gereken bir şeyi de yaptım. Bilgisayarın var olan ses kartının yerine daha iyi performans alabileceğim bir Creative ses kartı taktım. Bunun yanında ev eğlencesi amaçlı kullandığım dizüstü bilgisayarımı da Edifier R1900TII ile kullandım. Her iki sistemde de optimizasyon ayarları mümkün olduğunca yapılmış Foobar yazılımını kullandım. Foobar ile alakalı ayarların nasıl yapılacağı konusunda bir rehberi burada yayınlamıştık.

Bu testlerin arkasından ProJect Debut II ve Edifier R1900TII müzik sistemini üç gün boyunca dinledim. Pikabın haricinde taşınabilir müzik çalar olarak Creative Zen ile denemelerde yaptım. Son olarak Android yüklü Sony Tablet S’i de sisteme dahil ettim. Sony Tablet S üzerinde Android dünyasının en iyi müzik çalar yazılımı olan PowerAmp yazılımını kurdum. Bu yazılım bir çok müzik formatını sorunsuz şekilde çalabiliyor ve performansı son derece başarılı. Yazılım ne yazık ki ücretsiz değil tam sürümüne sahip olmak için 4.99 Dolar ödemek gerekiyor. Ancak yaklaşık 5 Dolar ödeyerek elde ettiğimiz performans son derece başarılı.

Yazının ikinci bölümüne ulaşmak için tıklayınız