Dynaudio Focus 20 XD Bölüm 2

Yine de geleneğimizi bozmayalım. Dynaudio Focus 20 XD hoparlörlerinden maksimum performansı alabilmek için ilk olarak gayet kaliteli birer stand üzerine yerleştirerek işe girişiyorum. Konum ayarlarını hoparlörler üzerindeki DSP üzerinden yaptıktan sonra toe-in dediğimiz hafif içeri doğru bakan şekilde yerleşimi yapıyorum. Pikabımı uzun birer RCA kablo kullanarak sağ ve sol ayrı olmak üzere hoparlörlere bağlıyorum. Böylelikle hoparlörlerin kendi arasında kablosuz erişimine gerek kalmıyor. Sadece ses seviyesi senkronizasyonunu ağ üzerinden yapıyorlar. Klasik birer aktif hoparlör gibi kullanacağım lafın kısası. Elektrik bağlantılarında da özen göstererek kendi sistemimdeki kabloları kullanıyorum. Hal böyle olunca lifetyle bir kurulum yerine alışageldiğimiz şekilde ortalıkta kabloların gözüktüğü, kalın elektrik kablolarının gezindiği bir tablo çıkıyor karşımıza. Focus 20 XD’nin hitap etmeyi düşündüğü kitle için bir kabus senaryosu!

Charles Mingus’un Pithecanthropus Erectus albümü ile başlayalım. Albüm “Aradığı şeyin kaçınılmaz kurtuluşunu gerçekleştirmek için kendi başarısızlığı yüzünden nihai bir çöküşe gitmeye kadar” şeklinde açıklayan Mingus bu albümde erken dönem kolektif emprovizasyon örnekleri vermiştir. Albüm bir Mingus albümü olunca tabii ki odaklanılacak şey alt frekanslar ve onun detayları olacak. Ancak albüm sadece alt frekanslardan ibaret değil tabii ki, dönemin albümlerine göre daha acayip ve dolayısıyla rahatsız edici, bir anda müthiş melodik hale gelen saksafon melodileri derken Focus 20 XD müthiş bir performans ortaya koyuyor. Karşınızda üst sınıf bir hoparlör olduğu her halinden belli. Kendi içerisine eklenen ampliler hoparlörleri mükemmelen sürerken, kaynak tarafından gelen her şey, bir bookshelf zerafeti ile size aktarılıyor. Bu zerafet içerisine alt frekanslar çok çok iyi yedirilmiş. Tizler açık, orta frekanslar çaldığınız müziğe göre bazen şarap gibi bazen de tam tersi hırçın.

Benim zaten bookshelf hoparlörleri sevdiğimi bilirsiniz. Hazır böyle keyifle müzik dinlerken birkaç gün boyunca testleri kenara bırakıp harika plakları döndürüyorum. Sanırım bu hoparlörün en tepe noktasındaki performansı çok iyi bir kaynağı uygun bir kablo ile bağlamak ile elde edilecek. Benim açımdan sorun yok!

Gelelim bu hoparlörün asıl kullanım senaryosuna. Bu kez pikabımı Connect üzerine bağlıyorum ve hoparlörler ile iletişim tamamen kablosuz olarak sağlanmaya başlıyor. Anne-Sophie Mutter’ın önemli Vivaldi: The Four Seasons albümünü dinliyorum. Öncelikle analog bir kaynağı alıp dijitalleştirerek kablosuz şekilde aktarıp tekrar analoğa çevirmek ilk bakışta hele odyofil mantığı açısından saçma bunu kabul ediyorum. Ancak dediğim gibi kullanım amacı bambaşka. Diyelim ki, hoparlörleriniz salonda kurulu. Tamamen başka bir oda da kaynak cihazlarınız var ve bunları kullanacaksınız. Metrelerce kablo çekemeyeceğinize göre en iyi yöntem bu. Burada baktığım şey, kayıp ne kadar. Kaydın durumu önem kazanma ile beraber bir miktar kayıp yaşayacağınız söyleyebilirim. Tonlar büyük ölçüde benzer etkilere sahip olmakla beraber detay seviyesinde ve dinamizmde bir miktar kayıp oluyor. Ancak buna karşılık sahne konusunda kazanım büyük. Bu senaryoda pikabı çıkartıp farklı bir kaynak da kullanabilmek mümkün. Benim amacım en ekstem durumları denemek.

Connect üzerindeki dijital girişler sayesinde bir DAC olarak kullanmak mümkün. Evinizdeki CD çalar, streamer gibi cihazları bağlayarak kablosuz şekilde kullanabilmek mümkün. Üst sınıf analog bir kaynağa göre detay seviyesindeki kayıplar minimize oluyor. Örneğin Alice Cooper’ın Paranormal albümünü dinlerken direkt bağlantı ve kablosuz bağlantı arasında pek büyük bir fark bulamadım. Hatta CD çalarınız biraz(cık) eski bir model ise Connect üzerindeki modern DAC katının kesinlikle faydası oldu.  “No More Mr. Nice Guy” gibi senelerin ezbere bilinen bir şarkısında bile kablo ve kablosuz arasındaki farkı görebilmek çok kolay değil.

Bluetooth bağlantısında günümüzün modern cihazlarında bize sunulan tüm özellikler Focus 20 XD ve Connect kombinasyonunda elimizin altında ancak açık konuşmak gerekirse WiFi kablosuz ağ üzerinden müzik çalabilme imkanı var iken, aptX destekli Bluetooth bağlantısı kelimenin tam anlamı ile tembel insan işi haline geliyor. Kablosuz ağ üzerinden -ki bunu telefon da dahil tüm elektronik cihazlar ile kullanabilirsiniz- müzik çalmak gerek bant genişliğinin yükselmesi gerekse de taşınan veri üzerindeki sınırların kalkması ile çok daha iyi sonuçlar veriyor. Tidal ve Spotify gibi stream servislerini bile dinlerken ikisinin arasındaki farkı duyacaksınız ve hemen WiFi seçeneğine döneceksiniz. Ben yakın gelecekte hifi cihazlarında WiFi seçeneklerinin daha da artacağını düşünüyorum. Focus denemelerimde de bu görüşümü teyitleyen sonuçlar elde ettim. İsterseniz sesi bir kenara bırakalım artık. Focus bir sürü özelliğine rağmen daha ilk dakikadan ben Dynaudio’nun ürettiği bir hoparlör olduğunu size hissettiriyor. Markanın hoparlörlerini seviyorsanız emin olun bunu da seveceksiniz.

Ancak….

Şimdi eğri oturalım doğru konuşalım. Dynaudio Focus 20 XD ortaya çıkarttığı konsept bizim alıştığımız odyo camiasının oldukça dışında. Aslında bu konsept uzun süredir var ve orta/ yüksek gelir grubunda sesten ödün vermek istemeyen ancak kullanım kolaylığı ve tasarımı öncelikli gören insanları hedefliyor. Benim bu tarz cihazlar ile çok fazla deneyimim olduğunu söyleyemem. Ancak dinlediğim bir elin parmaklarından az olan sistemlere göre aynı kullanım kolaylığını sunarken ses kalitesinden de ödün vermeyen bir çizgisi var. Yaptığı yenilikler özellikle teknoloji ve güncelleme gibi konular ile muhtemelen bu pazarda da kendisinden bol bol söz ettirecektir.

Bu hoparlörü dinlerken aklıma Bron/Broen dizisinin üçüncü sezonu geldi. Ne alaka diyeceksiniz! Üçüncü sezonda bir ev vardı denize nazır salonu olan. Bol bol gördük bu evi. Devasa camların önünde tanıdık bir müzik sistemi vardı. O hoparlörleri kaldırıp Focus 20 XD koyduğunuzu hayal edin. Konsept tam anlamı ile bu. Ortalıkta devasa cihazlar yokken keyifle müzik dinleyebilmek. Bizler gibi beton ormanlarında yaşayanlar için zor bir hayal! Hatta dizinin ilgili sahnesinin ekran görüntüsünü buldum, yukarıya ekledim… Ben olsam televizyonu da kaldırırım diye düşünmedim değil!

Gelelim işin parasal tarafına. Dynaudio Focus 20 XD  Nisan 2018 itibarı ile 6.600 Euro’luk bir fiyat etiketine sahip. Buna Connect cihazını eklediğiniz zaman 350 Euro’luk bir ekleme yapmak lazım. Yazıda kullandığım Desk Stand SF1 ise 65 Euro. Ancak ben olsam uygun bir stand kullanmayı tercih ederdim. Bu yazıyı okuyan meraklıların fiyatı duyunca biraz şaşırdığına eminim. Açık konuşmak gerekirse Mecmua’da olduğu kadar, meraklıların da beğenisini kazanan Special Forty gibi özel bir hoparlörü, uygun bir amplifikatör ve uygun kablolar ile eşleştirerek belki bu fiyat seviyesinde belki biraz daha fazlasına çok ciddi bir sistem kurabilmeniz mümkün. Ses anlamında emin olun performans farkı da büyük olacaktır. Aktif hoparlör konusunda tercihini Dynaudio tarafında kullanmak isteyenler için ise Xeo 2 gibi bana sorarsanız harika bir seçenek mevcut. Tabii ki arada ses anlamında ciddi farklar olsa da, daha makul fiyatlı bir seçenek olduğu kesin…

Dynaudio tarafında daha test edeceğimiz bir çok hoparlör ve kombinasyon var. Focus 20 XD gibi okuyucularımız arasında küçük bir grubu ilgilendirecek bir ürünü dinlemek istememin sebebi, yavaş yavaş bu konseptin ülkemizde de ilgi çekmesi ve benim de kişisel olarak merak etmem oldu. Öncelikle şunu görmek oldukça şaşırtıcı, analog kaynak kullanarak bunu kablosuz şekilde aktarmak tahminimden daha az kayıp ile halledilebiliyor. Tabii ki sistemlerin klasmanları yükseldikçe bu makas açılıyor. Ancak gayet dinlenebilir bir sonuç elde edebilmek mümkün.

Bugünlerde analog kaynaklar ve hatta bildiğimiz anlamdaki konvansiyonel kaynaklar yerini stream servislerine terk ediyor. İlk dönem kullanım kolaylığı ile bizleri cezbeden bu servisler zaman içerisinde ses kalitesi anlamında da ciddi bir gelişim sağladılar. Danimarkalı firmanın Focus konsepti bu yeni servislerin hayatımıza soktuğu konfor ve ses kalitesini bize yansıtabilen bir cihaz. Bu yönlerden geleceğe dair bir ipucu olduğunu düşünüyorum. Bunlar haricinde konseptin doğru uygulanması, devamlı şekilde güncellemeler ile cihazın gelişiyor olması yine değişik bir deneyim oldu benim açımdan. Gelecek Focus XD ve benzeri cihazlarda mı bunu şimdiden söylemek kolay değil, ancak bu konsept ilerleyen senelerde daha yaygınlaşacak buna şimdiden eminim. Dynaudio bu çağın ilk dönemlerde Focus XD gibi gibi iddialı bir paket ile karşımıza çıktığına göre, teknoloji geliştikçe daha da ilginç ürünler göreceğimize eminim. Oldukça ilginç bir deneyim oldu…

Dynaudio Focus 20 XD
analogue Inputs: 1 x RCA per speaker Digital Inputs/Outputs: 1 x RCA input 1 x RCA output Wireless: Accepts up to 24bit / 96kHz Connect Box) Frequency Response (±3dB): 39Hz – 24kHz Box Principle: Bass Reflex Rear Ported Crossover: 2 way DSP Based
Crossover Frequencies: 4200Hz Woofer: 17cm MSP Tweeter: 28mm soft dome
Fiyat: : 6.600 Euro Connect: 330 Euro Desk Stand : 65 Euro (Tüm fiyatlar KDV Dahil) (Nisan 2018 itibarı ile)
Temsilci: Select Hifi / www.select-hifi.com

İlk Sayfaya Geçmek İçin Tıklayınız