Stereo Mecmuası’nda uzun bir süre sonra yeniden Opera hoparlörlere bir bakış atıyoruz. Bu yazımızda konuğumuz firmanın “Classica” serisinden “Mezza” modeli. İtalyan firma, resmi olarak 1989 yılında kurulmuş ancak kökleri 80’li yılların başına dayanıyor. Birisi İtalyan diğeri de İngiliz iki odyofil tarafından kurulan firma, ismini ilk hoparlörleri olan “Caruso” ile duyurur. Bu hoparlörden sonra tüm hoparlör modellerine lirik operanın efsanevi isimleri verilir. Callas, Operetta ve Divina gibi hoparlörler zaman içerisinde başarılı olur tüm dünyadan meraklılar tarafından beğenilerek kullanılmaya başlar. Opera ürünleri geleneksel İtalyan el işçiliği ile gelişmiş akustik teknolojilerin bir harmanı olarak görülüyor. En ucuz model dahi, aynı özenli üretim anlayışına sahip. Gerçekten de uzun senelerdir gördüğüm hemen her Opera hoparlör son derece özenli şekilde üretilmiş ve en büyük modeller bile zarif denilebilecek hatlara sahipti. Ben özellikle firmanın küçük monitörlerini oldum olası çok severim ve seçimimi de bu yönde kullandım. Mezza “Classica” serisinin en küçük modeli dolayısıyla en ucuz model konuğumuz…
Opera Mezza’nın kutusunu açtığım zaman o alıştığım kaliteli ve şık görüntü ile karşılaşıyorum. Bu kesinlikle sürpriz değil. İtalyan üretici tıpkı tanıtım metinlerinde yazdığı gibi bu minik hoparlörde bile üretim kalitesinde ödün vermemiş. Hoparlör son derece küçük boyutlarda yaklaşık 20 x 32 x 32,5 cm. Çizgileri son derece akışkan ve minik monitörler harika gözüküyor. İtalyan üretici uzun senelerdir tasarımlarında deri ve ahşap kullanıyor. Fotoğraflarda görebileceğiniz gibi hoparlörün her iki yanında birer ahşap panel şık tasarımı tamamlıyor. Hoparlörün ön bölümünde ise sarı panel üzerine firma logosu görülüyor.
Hoparlörün tüm yüzeyi deri ile kaplanmış. Görünür bölümlerde herhangi bir birleşim noktası yok sanki yekpare bir tasarım yapılmış gibi. Sürücülerin kabine monte edildiği bölümler gibi ayrıntılarda en ufak bir özensizlik yok. Bazı İtalyan hoparlörlerinde bu deri kaplama tasarımı görüyoruz ve bu firmalardan bir tanesi de Opera. Onların imza tasarımlarında her zaman deri ile ahşabın uyumu var. Açık söylemek gerekirse ortadaki manzara harika. Hemen her monitör tarzı hoparlörde olduğu gibi “Mezza”yı da güzel bir stand üzerinde kullanmak gerekli. Ben hazır elimdeyken daha önce incelemesini yayınladığım Franco Serblin Accordo hoparlörlerin harika stand’larını kullandım. Kullandığım stand’lar muhtemelen hoparlörün fiyatından daha yüksekti ancak İtalyan üreticinin kendi hoparlörlerine uygun çok şık stand’ları olduğunu da hatırlatmak isterim.
Opera Mezza iki yollu bir tasarım. Tiz sürücü “Classica” serisinin üst modelleri Grand Mezza, Seconda ve Quinta gibi modellerde kullanılan Scanspeak üretimi kubbe tipi sürücü. 1 inç boyutundaki sürücü ferrofluid yapıda ve kendi dekompresyon odasına sahip. Mid/bas sürücü ise SEAS firmasından tercih edilmiş. 5 inç boyutundaki sürücü çift koruma işlemi görmüş kağıttan üretilmiş. Hoparlörün frekans yanıtı 40 ila 25000 Hz aralığında verilmiş. Hassasiyeti 88 desibel ve nominal empedansı 4 oHm. Üretici kanal başı 10W gücünde bir amplifikatör ile sürülmesini tavsiye ediyor.
Hoparlörün yerleşim anlamında duvarlardan 30cm açığa yerleştirilmesi ve dinleme pozisyonuna göre toe-in yani çevrilmesi öneriliyor. Benim tespitlerime göre 30cm’den daha fazla açıklık verilince daha iyi sonuçlar elde edebilmek mümkün. Hoparlörü sürmek ise çok daha mütevazi güçlerle bile mümkün. Hatta ben kendi kanal başı 3W üreten hoparlörün ile gayet keyifli sonuçlar aldım.
Hoparlörün arka tarafında ise üst kısımda bas refleks portu bulunuyor. Alt bölüme ise yerleştirilen panel üzerinde üretici, model ve seri numarası bilgilerine yer verilmiş. Bir çift konektör ile amplifikatöre bağlanana hoparlörün ayrıntılara verilen özeni arka bölümde de devam ediyor. Yukarıda ayrıntısını görebileceğiniz hoparlör konektörleri son derece özenli üretilmiş ve firmanın ismi işlenmiş. Bu arada eklemeden geçmeyeyim, hoparlörün altında kendi stand’ına sabitleme için kullanılabilecek iki adet vida yuvası bulunuyor. Kendi stand’ını kullanırsanız bu vidalar sayesinde hoparlörünüzü sıkıca sabitleyebilirsiniz.
Kutu içeriğinde hoparlör korumaları da mevcut. Sese etkisini bir kenara bırakırsak şahsım adına bu hoparlörlerin zaruri durumlar hariç toz koruması olmadan kullanılmasını tercih ederim ben şahsen. Görsel anlamda “çıplak” hali bence çok daha çekici. Artık dinleme notlarına geçebiliriz. Geleneksel olduğu üzere kendi hoparlörlerimi devre dışı bırakarak Opera Mezza dinletilerime başlıyorum. Tabii ki daha farklı amplifikatörleri de denemeye çalışacağım.
Bir yorum ekleyin