Wharfedale Diamond 10.1 Bölüm II

İlk Sayfaya Ulaşmak İçin Tıklayın

Hoparlörlerin çevresinde yer alan metal çerçeveler mükemmel bir işçilikle hazırlanmış ve Diamond serisinin logosu gibi tüm serilerde yer almış. Hoparlör tüm tasarımı ile Mr Comeau’nun belirttiği gibi “uzun yılların getirdiği tecrübeler in oluşturduğu” bir sunum. 10.1 Küçük, dinamik, sağlam, yakışıklı ve en önemlisi hayrete düşüren bir biçimde “ucuz” evet “ucuz” İngiltere’de 200 Pound ve yaklaşık aynı fiyata Türkiye’de satışta.

Sanırım Wharfedale satışının Türkiye başarısın arkasında firma mühendislerinin giderek geliştirdikleri ürün yelpazesinin, yanında distribütörün uyguladığı fiyat politikalarının da çok önemi var.

SES

Testlerde müzikseverleri bekleyen en büyük şok, bu bacaksızın kolay sürüleceği inancı olacaktır…

Bu büyük bir yanılgı …Hele bi-wire sürerseniz işiniz daha da güçleşebilir. Hem de 6 ohm olmasına rağmen 20 watt nominal açıklamasına kanmamanızı tavsiye ediyorum.

Bu hoparlörün sürmek için kullanacağınız amplifikatörün 2×50 watt ve üzeri olmasını tavsiye ederim.

Hoparlör kablosu olarak Oehlbach ve yine interconnect olarak aynı firmanın ürünlerini kullandım. Üç amplifikatör denemesinde başarılı olan Quad 306 serisi ile hoparlörü teste aldım. Uzun süreli dinlemelerimde, dikkat çeken ilk unsurlar mükemmel bir denge ve sürücü uyumları ve doğal olarak filtre kesim frekanslarının dengesinin yerli yerinde olmasıydı.

Tüm yapı tek bir sürücüymüş özelliğine bürünmüştü.

3 CD testimde, Brahms Piyano Konçertolarını, Gilels –Jochum ikilisinden DG -C.Haden ve Telemann Trompet Koncertolarını kullandım.

Brahms konçertolarında özellikle birinci konçertonun agresif ve saldırgan giriş temasına hiç çekinmeden görkemli bir cevap veren 10.1 sizi bölüm atlatmadan koltuğunuza bağlıyor. Alt basları bu hacim ve sürücüden beklemeniz haksızlık olur diyorsanız yanılıyorsunuz! Eğer kaliteli bir stand ve yerleşim sağlamışsanız klasik müzikte bir subwoofer desteği aramanız imkansız. 10.1 konçertonun ikinci bölümündeki romantizme çok güzel eşlik ediyor .Sakin ve derin akış esnasında az da olsa sahne arıyorsunuz . Biraz daha tepki hızı bekliyorsunuz. Kendi kendinize söylemlere başlıyorsunuz:

-Evet çok açık bir ses değil ama acaba yanma sonucunda düzelir mi? Kablo veya başka güçle sürümler? Örneğin bir lambalı?

Bağlıyorum lambalıyı.

Aynı bölümlerde Quad’a göre bir düzelme var ama yine de o dar yapı kulağımda Brahms’ın son bölümünde yine her şey yerli yerinde. Üst frekansların pırıl pırıl akışı. Hiçbir keskinlik taşımayan tiz frekanslar, orta seslerde denge size elini uzatan piyano, kontrbaslara ve viyolonsellerin salonu doldurması.

Charlie Haden Nocturne’de 10.1 sizi başka dünyalara yolculuğa çıkarıyor. Haden CD’lerinde en dikkate değer unsur, eğer hoparlörünüzde bas defektleri varsa çok belirgin su yüzüne çıkmasıdır. Küçüklüğünün de verdiği avantajla Nokturn’de keyifli dakikalar yaşıyorum. Evin içinde dolaşmaya çıkıyorum birkaç yerde bas ve tizleri başka güzellikte duyuyorum. Yani dikkat iyi yerleşim! Resimlerde görülen yerleşim yalnız fotoğraf olayı için. Dinletide duvar önlerinde dolaşıyorum sonuç çok daha iyi.

Üçüncü Sayfaya Ulaşmak İçin Tıklayın