Marten Design Momento Bölüm I

“Otoban çıkışında beş defa sola dönüyorsunuz.” Bu bir çift Magna Planar alacağım evi bulmam için bana verilen enteresan bir tarifti. 80’lerin ortasıydı – TomTom veya cep telefonlarının icadından yıllar önce…

Sonunda adresi buldum. Oldukça heybetli, uzun bir girişi olan bir İngiliz kır eviydi, ancak asıl sürpriz içerideydi. Normal şartlarda evin ortasında büyük ve ihtişamlı basamaklar olurdu, ancak içeride ev sahibinin basamakları tamamen söktürtüp tavanda dev bir delik bırakmasına şaşkınlığımı anlatmama gerek yoktur. Basamaklar yerine alüminyum dikey bir merdiven ve iki tarafında büyük ve çok rahat iki koltuk vardı.

Neler oluyordu? Ev sahibi şimdiden tahmin ettiğiniz gibi çok çok ciddi bir odyofildi. Merdiveni çevreleyerek bir halka oluşturan on iki adet Quad elektrostatik hoparlör vardı. Ortam tam olarak eski İngiliz harabeler “Stonehenge”i andırıyordu. Odyofil kusursuz surround sistemi oluşturmaya çalışmıştı ve tabili basamaklar pürüz oluşturduğu için gitmeliydi!

Sahip olduğu eski çift Magna Planar’lara artık ihtiyacı yoktu ve bende o yüzden oradaydım. Peki bütün o Quad’ların sesi nasıldı? Tahmininiz yine doğru; kesinlikle çok etkileyiciydi. Odyofilimiz sadece klasik müzik dinliyordu, genellikle sadece Nimbus etiketli, unutmayın ortada daha DVD gibi çok kanallı medyalar yoktu. Keşke geriye dönüp tekrar dinleyebilsem…

Odyofilimizin eşi de oradaydı ve ona durumla ilgili düşüncelerini sormaktan kendimi alamadım. Oldukça politik bir cevapla “Açıkçası… çok değişik” demez mi? Bunu gözünde bir parıltı eksikliğiyle söylemişti ve aslında gözleri gerçek duygularını ele veriyordu. Birkaç hafta sonra haberlerde “Kırlarda cinayet… ” başlıklı olabilecek bir haber gördüm, bir adam garip bir şekilde merdivenden asılı bulunmuş, ancak bir daha haber göremedim.

Marten Design'ın demo odası. Daha fazlasını yayınlamıştık. Linkini yazının içerisinde bulabilirsiniz.

Marten Coltrane Momentolar ile ilgili makaleme kusursuz hoparlörleri bulmak için çıktığım yolculukta “garip” denebilecek maceralarımdan bu hikaye ile başlamak istedim. Momento’larla ilk kez Göteborg’da Marten’i ziyaret ettiğim zaman aşk yaşadım. Daha öncede bir çift Coltrane’im vardı ve tasarımcıları Leif Olofson ile tanışmak enteresan olur diye düşünmüştüm. Ziyaret çok iyi gidiyordu ki, ana demo odasına girdim. Odadaki akustik modifikasyonlara şaşıp kaldım. Lief’i odaya harcanan para ile ilgili sorgularken, hoparlör tasarımlarını yaptığı zaman odayı formülden çıkarmanın onun için önemini anlattı. Gözlerim bir anda tam çıkartamadığım bir çift hoparlöre çekildi. “Bunlar nedir?” diye sordum, ve Lief’de üstünde çalıştığı yeni bir model dedi masumca.

Mike'ın kendi hoparlörleri üretilirken. Cross-over tabii ki deneme amaçlı :)

Yeni bir model mi? Yazılarım için altın mı bulmuştum? Bu gerçekten de bir “scoop” olabilirdi. Sıralamada nerede yer alıyorlardı? Lief’de serinin en üst modeli 4 kutulu modelimizin bir altı diye cevap verdi. Heyecanımı büyük bir çabayla saklamaya çalışarak ve kurulu olduklarını görerek dinleyip dinleyemeyeceğimi sordum.

Eşim Françoise’da benimleydi ve o da, hifi yolculuğumu 25 yıla aşkındır takip ediyor. Doğal olarak da bu yolculuk sırasında alımlarımdan biraz yorgun ve bıkkın düştü, bu sebeple beni benden alan onun yorumu oldu. Françoise anlamalısınız ki tüm odyofil ve teknik terimlerle pek haşır neşir değil ancak kulağı yeri geldiğinde benimkinden bile daha hassas olabiliyor. Bir parça dinledikten sonra gülümseyerek “Wow these are really net” (Wow, bunlar çok net) dedi, bu da çok “temiz”in (very clear) Türkçesi oluyor diyebiliriz. İşte bu kadar! Françoise’ın hoparlörleri beğenmesi bu makalenin sonu!

Yine üretimden resimler. Üstteki resimde sağ tarafta Leif'i görebilirsiniz, Marten'in tasarımcısı

Tabii ki şaka yapıyorum. Leif, demo odasında, hem transistörlü hem vakum tüplü ampliler bulunduruyordu, birkaç CD çalar ve tabii ki pikap çalar. Yaklaşık 2 saatimizi dinleyerek geçirdik ve bir kusur bulmak için çok uğraştım, ancak o 2 saatlik seansta bulamadım.

Piyasaya ne zaman çıkacaklar diye sordum. Lief’de altı ay kadar beklemem gerektiğini, hoparlörler üzerinde hala çalıştığını söyledi. Yani daha mı iyi olacaklar? Yani, crossoveri geliştiriyorum, tamamıyla Jorma prime kablolarla kablolayacağım, 25mm’lik karbon-fiber yanlar ekleyip ve arkada bulunan 9” pasif radyatörleri mükemmelleştirmeye çalışacağım. Yani umuyorum ki demez mi Leif!

İkinci Sayfaya Ulaşmak İçin Tıklayınız