Single Ended Triode’ların Tarihçesine Kişisel Bir Bakış Bölüm III

Son sayımıza gelen yazılardan anlayabildiğim kadarı ile Single Ended Triode Tarihçesi oldukça ilgi ile takip edilen bir bölüm haline gelmiş. Buna gerçekten çok sevindiğimi belirtmek isterim. Oldukça fazla sayıda kaynak araştırarak hazırlamaya çalıştığım bu yazılar, dönemin önemli kişilerini, önemli ürünlerini ve önemli tarihsel olaylarını içeriyor. Bugün herhangi bir dilde Single Ended tarihçesi ile ilgili bir yazı aradığınız zaman bulabilmek pek mümkün değil. Çoğu yazı önemli tasarımların sadece isimlerini zikrederken, ben her yazımda mümkün olduğunca bu tasarımcıları sizlere tanıtmaya çalışıyorum. Eminim ki, yıllar sonra bile yazdığım bu yazılar konuyla ilgilenenler için bulunmaz birer kaynak olarak kalmaya devam edecekler. Bu sayımızda Japonya’daki Single Ended hareketini ele alıyoruz. Tahmin edebileceğiniz gibi kaynak yönünden oldukça sıkıntı yaşadığım bir yazı oldu. Ama bir şekilde zengin içeriğe sahip bir yazıyı hazırlamayı başardığımı düşünüyorum. Bu sayımızda Japon Single Ended hareketinin konu edileceğini daha önceden duyurmuştuk. Ama yazımız bir güzel süprizle daha da renklenecek. Hakan Cezayirli, çok zengin içerikli bir Hiroyasu Kondo röportajını bu sayıda Stereo Mecmuası okuyucuları ile paylaşıyor.

Forumlarımızdaki Single Ended konusu ile birlikte daha önceki yazılarım ve gelecek sayıdaki sürprizimiz birleşince muhtemelen bir daha bu kadar zengin bir içerik oluşturulamayacağını iddia edebileceğim seviyede bir Single Ended Triode amplifikatörler makalesi Türk okuyucular ile kendi dillerinde buluşuyor olacak. Buna katkım olması benim içinde ayrı bir gurur kaynağı. Konuyu uzatmadan sizleri 1920’lerin Japonya’sına götürmek istiyorum.

Bilinenin aksine Japonların ses sistemlerine merakı 1920’li yılların sonları ile 1930’ların başına rastlar. Birinci Dünya Savaşı, Japonya için batı dünyasını tanımak ve teknolojilerinden yararlanmak adına çok yararlı olmuştur. Birinci Dünya Savaşında, Japonya müttefikler tarafında yer alır. İngiltere, Avustralya ve Yeni Zelanda ile birlikte Alman İmparatorluk donanması ve sömürgelerine karşı savaşa girişir. Aslında Dünya Savaşı’nın en kansız cephesi olarak adlandırılan Pasifik cephesinde Alman İmparatorluğuna karşı yapılan Tsingtao kuşatması haricinde Japonya’nın aktif olarak savaştığı herhangi bir çatışma olmaz. Bu dönemde Japonya özellikle ele geçirilen Alman sömürgelerinden ve beraber savaştıkları İngilizlerden, bir çok yeniliği elde etme şansları olur. Zaten savaşın bitmesiyle beraber 1920’li yıllarda bugün dev firmaları olarak tanıdığımız kuruluşların ilk temelleri atılır. 1920’lerde yaşanan bu baş döndürücü gelişmeler, Japon yaşam tarzına da yenilikler getirmiştir.

Japonya’da elektronik alanındaki hızlı gelişme devam ederken, 1924 yılında Japonya’nın radyo teknolojileri konusunda yayın yapan ilk dergisi “Musen to Jikken” yayın hayatına başlar. Uzun süreli bu yayın defalarca el değiştirerek en son Seibundo Shinkosha tarafından yayınlanmaya devam etmektedir. Zaman içerisinde bir “audio” dergisi haline gelen “Musen to Jikken”in ele aldığı ilk konu radyo ve radyoculuktur. Dergi 2. Dünya Savaşı öncesinde, tıpkı batı dünyasındaki örnekleri gibi Japon meraklıların radyoculuk ve dolayısıyla audio konusundaki ilk adımları atmasına yardımcı olur. Tam bu yıllarda 1924’te Tokumatsu Tamura bugün dünyaca tanınan Tamura trafo fabrikasını kurar. Firma 1926 yılından itibaren audio trafoları üretmeye başlar. 1920 ve 1930’ların bazı büyük Japon firmalarının ilk temellerinin kurulduğu yıllar olduğunu söylemiştik. Kısa sürede büyüyen bazı Japon firmaları özellikle Amerikalı firmalar ile ortaklık kurarlar ve halkın dünyadaki yenilikleri takip etme şansı gitgide artar. Bu duruma örnek olarak 1920’lerin sonunda kurulan JVC firmasının 1930’ların başında Amerikalı RCA/Victor ile işbirliğine girişmesini örnek gösterebiliriz.

1920’li ve 30’lu yıllar boyunca Japon hobiisitler farklı ülkelerden edindikleri dergilerden ve kendi dillerindeki dergilerden esinlenerek bir çok Single Ended tasarımı yaparlar. Yalnız bu tasarımlar genel anlamda ticari amaçlı üretilmediğinden ve bireysel ürünler olduğundan çok fazla bilgi bulabilmek pek olasılık dahilinde değildir. Bu tasarımların bir çoğu yazımızın ilerleyen bölümlerinde sizleri tanıştıracağım Isamu Asano tarafından neredeyse 40 yıl sonra gün ışığına çıkartılmıştır. Bu dönemde lamba, trafo gibi gerekli tüm bileşenler kendi ülkelerinde üretilebilmekteydi. Bu sayede büyük şehirler dışında bile bireysel ürünlerin ortaya çıkartılabildiğini biliyoruz.

Japon Pasifik Filosundan bir enstantane

1930’lar Japonya için İmparatorluğun genişleme kararı aldığı ve bu kararı acil şekilde uygulamaya koyduğu yıllardır. 1930’ların hemen başında Mançurya’nın işgali ile başlayan savaşlar zinciri Japon ekonomisini ve günlük yaşamını oldukça derinden etkilemiştir. Mançurya’nın işgalini takip eden yıllar içerisinde bu defa Japonya genişlemek uğruna kendisini Çin ile savaşta bulur. Aslında 1931’deki Mançurya işgali ile başlayan çatışmalar, 1937’de resmen savaşa dönüşür ve Japonya kendisini Çin ile savaşır halde bulur. 1941 yılındaki meşhur Pearl Harbor baskınına kadar 2. Çin-Japon savaşı tüm şiddeti ile devam eder.

1941’de Japonya, Birinci Dünya Savaşındakinin tam tersi şekilde müttefiklerle savaşmaya başlar. Japon İmparatorluğu Avustralya’yı hedef alan saldırı zincirine başlar. Japonya savaşa girerken Japon Amiral Isoroku Yamamoto’nun bu savaşın ülkesi için felaketle sonuçlanacağı düşüncesini doğru çıkartırcasına savaşa girdikten bir sene sonra Amerikan donanması ile yapılan Midway savaşında Japon donanması için felaket yaşanır. Pasifik savaşı bir anda Japonya ana karasına doğru yaklaşan bir savaşa dönüşür. Japonlar tüm güçleri ile elde ettikleri adaları ve toprakları savunur. Bu çetin savaş müttefiklerin özellikle de Amerika’lıların gözünü korkutur çünkü küçücük bir adanın ele geçirilmesi bile haftalar alabilmektedir. Japonlar, teslim olmanın onursuzluk olduğunu düşünen bir toplum olduğundan, her asker ölümüne savaşmaktadır. Bunun üzerine müttefiklerin başına onların tanımı ile Kamikaze belası çıkınca, gözleri iyice korkar. Gencecik Japon pilotlar vatanlarını savunmak için uçaklarıyla Amerikan gemilerine intihar dalışları yapmaktadır. Batı toplumları için anlaşılmaz, dehşet verici bir olaydır.

Savaşın ilerleyen dönemlerinde dev Amerikan bombardıman uçakları Japon ana karasını bombalamaya başlar. Şehirlerde taş taş üzerinde kalmamacasına yapılan saldırılar bile Japonların savunma azmini azaltmaz. Bu durum müttefikler için korku yaratmaktadır. Üzerinde ağaç bile olmayan çıplak adaları savunmak için Japonlar canlarını dişlerine takmaktadır, eğer müttefikler Japonya’ya çıkarsa nasıl bir savaş olacağını düşünmekten bile kaçınmaktadırlar. Savaşı bitirmenin tek yolu vardır, atom bombası. 6 Ağustos 1945’de Hiroşima’ya, 9 Ağustos 1945’te ise Nagazaki’ye atom bombası atılır. Binlerce masum insanın katledildiği bu saldırılar sonucu Japonya teslim olur.

Kamikaze savaşçıları ölüme gidiyor…

Savaşın sonunda Japonya alt yapı, ekonomi ve aklınıza ne geliyorsa her alanda yokolmuş durumdadır. 1945 yılından sonra halk bir bütün olarak çalışmaya başlar ve 15 yıl sürecek bir yeniden yapılanma dönemine girilir. Bu dönem bugünkü büyük Japon firmalarının bir çoğunun kurulduğu dönemdir. Yeniden yapılanma süreci sırasında günlük yaşamda normale dönmeye başlar. Savaş sonrasında elinde hiçbir şey kalmamış halk, savaş öncesi teknolojisi ile üretilmiş her parçayı her ürünü kullanmak zorunda kalır. Bildiğimiz anlamda Japon Single Ended hareketinin ilk adımları bu yıllarda atılır. Bu hareketin başlangıç adımları atılırken Japon endüstrisi inanılmaz bir gelişme hızına ulaşmıştır.

1960’lar Japon halkının ekonomik gücünün ve yaşam standartının yükselmeye başladığı dönemdir. İşte bu dönemde Japon Single Ended hareketinin ilk bilindik yüzleri karşımıza çıkmaya başlar. Japonya’da İkinci Dünya Savaşı sonrası başlayan ve çok daha sonra batı dünyasındaki meraklılarında tanıştığı Single Ended hareketinin bilinen ilk ismi Kei Ikeda’dır. Kei Ikeda’nın 2. Dünya Savaşı öncesinde çeşitli tasarımlarla uğraştığı bilinse de, asıl tanınması 1960’lı yılları bulur. Özellikle savaş öncesi Western Electric tasarımları üzerinde yaptığı çalışmalar ve geliştirmeler ile Japon Single Ended hareketinin önemli isimlerinden birisi haline gelmiştir. Western Electric firmasının yıllara meydan okuyan tasarımı WE25 başta olmak üzere, WE 15A gibi daha az güce sahip amplifikatörleri üzerinde çalışmalar yapmış ve Japon meraklıların belki de eski Western Electric ürünlerine olan ilgisini ateşlemiştir. Tabii bu amplifikatörlerin yanında eski Moving-coil hoparlörler ve horn tasarımlarda Kei Ikeda’nın üzerinde çok sayıda yazı yazdığı ve Japon meraklılara tekrar tanıttığı ürünlerdendir. Kei Ikeda’nın bilindik bazı amplifikatör ve hoparlör çalışmaları bulunmaktadır.

1960 ve 70’ler Japon endüstrisinin ve elektronik firmalarının dünyaya hükmetmeye başladığı yıllardır. Büyük Japon firmaların ürünleri tüm dünyada talep görmektedir. Bu yıllardan itibaren dünyanın her bölgesinden ama özellikle Amerika’dan eski horn ve moving-coil hoparlörler, lambalar ve tanınmış Single Ended tasarımlar Japonya’ya akmaya başlar. İronik olan şey, bu ülkelerde Japon ürünlerine karşı talep patlaması yaşanırken, Japon’larda bu ülkelerden özellikle eski ne varsa almaktadır. Bazı yazarlara göre yıllarca dergi sayfalarında gördükleri ürünlere sahip olmak isteği, bazılarına göre bu ürünlere duyulan hayranlık, bu durumun ortaya çıkmasına sebep olur. İşte bu ürünler Japon ana karasına geldikçe, bu ürünleri geliştiren, devreleri ileriye taşıyan tasarımcılar birer birer ortaya çıkmaya başlarlar. Gerçek anlamda bir Single Ended devrimi yaşanmaktadır bu dönemde. İsterseniz ön plana çıkan birkaç tasarımcıyı sizlere tanıştırayım.

Kouichi Shishido veya daha bilinen ismiyle Nobu Shishido, Japon Single Ended hareketinin öncülerinden birisi olmasının yanı sıra hem kendi ülkesinde hemde batı dünyasında Japon tasarımcılar arasında en tanınmışı ve en büyük saygıyı görenlerinden bir tanesidir. Transmitting Tube Amplifier isimli kitabında daha önce yapılmış kimi amplifikatörlerin geliştirilmiş replikalarını ve şema diagramlarını sunar. Bu tasarımların bir çoğu II Dünya Savaşı öncesinde çeşitli Amerikan veya Avrupa elektronik dergilerinde yayınlanmış şemaların geliştirilmiş ve neredeyse mükemmelleştirilmiş versiyonlarıydı. Özellikle birbiri ardına bağlanan trafoların yani katlar arası trafoların kullanıldığı amplifikatör tasarımları ve bu amplifikatörlerde fazlar konusunda yaptığı değişiklikler ilgi çekicidir.

Nobu Shishido yine büyük savaş öncesinde ve sırasında kullanılmış radyo verici lambaları ve radyo cihazlarını baz alarak tasarladığı ses amplifikatörleri ile de bazı ilklere imza atmıştır. Nobu Shishido’nun muhtemelen en tanınmış yapıtı 1972 senesinde yayınladığı 2A3 lambayı baz alan Single Ended tasarımdır. Bu amplifikatör yayınlandığı 1970 yılından bu yana devamlı olarak üretilmiştir. Bugün hem bazı firmalar hemde DIY (Kendin Yap) hobiistleri tarafından hala büyük ilgi görmekte ve üretilmektedir. Şu an Shishido tarafından tasarlanmış amplifikatörlerden bazıları ünlü Japon firması Wavac tarafından üretilmektedir.

1970’li yıllarda önde gelen bir diğer tasarımcı, Isamu Asano’dur. Dönemin ilk ünlü Japon amplifikatör üreticilerinden birisi olan Isamu Asano uzun yıllar Japonya Devlet Bankası için çalışmış istifasını verdikten sonra amplifikatör tasarımı konusunda çalışmaya başlamıştır. Uzun yıllar ünlü Japon dergisi Musen to Jikken’de makaleler ve amplifikatör tasarımlarıyla ilgili şemalar yayınlamış ve sonraki yıllarda Japon Single Ended hareketinin kutsal kitabı haline gelecek olan “Attractive Tube Amps”i yayınlamıştır. Sonraki yıllarda “Attractive Tube Amps” serisi daha sonra yine Isamu Asano tarafından kaleme alınan 2 kitapla tamamlanmıştır. Attractive Tube Amps kitaplarında Isamu Asano, özellikle II Dünya savaşı öncesinde tasarlanmış Japon Single Ended amplifikatörleri ele alıp modernize etmiştir. Bugün oğlunun isteği üzerine bazı tasarımları üretilmektedir.

Bu dönem tüm hızı ile devam ederken, Japon trafo üreticileri Tango ve özellikle de Tamura, herbiri sanat eseri sayılan ürünlerle hareketi desteklemektedirler. Özellikle 50 yıldır trafo üreten Tamura’nın Single Ended hareketinde önemli bir yeri vardır. 1970’lerin sonu ile 1980’lerin başında yepyeni Japon üreticiler Single Ended bayrağını devir alırlar.

1976 yılında Hiroyasu Kondo tarafından kurulan Audio Note bu firmalar arasında muhtemelen en çok tanınanıdır. İlk önce push-pull ampliler üreten firma daha sonraki dönemde Single Ended mimarisine geri döner ve gümüş tellerin ve kabloların kullanılmasıyla bir ilki gerçekleştirir. Tam olarak hiçbir açıklanmasa da, Tamura firmaya özel gümüş sarımlı ve demir nüveli trafolar üretir. Kuruldukta kısa bir süre sonra Japonya’da daha sonrada tüm dünyada tanınan bir şirket haline gelmiştir. Bu arada bilgi açısından o dönem için Audio Note diye bahsettiğimiz firmanın bugünkü, İngiliz Audio Note şirketi ile alakası yoktur. Bir düzmece ile İngiliz Peter Qvortrup, Audio Note adının kullanma hakkını alır. Bu durumun Hiroyasu Kondo’yu çok üzdüğü bir gerçektir. Bazılarına göre 2006 CES fuarında Peter Qvortrup ile tartıştıktan sonra ölmüştür. Zaten bende yazılarım boyunca bu firmadan ve bahsi geçen şahıstan, şahsi prensiplerimden dolayı asla bahsetmeyeceğim. Kendisini önemli bir tasarımcı olarak gören bu zat acaba firmanın ismi aynı olmasa bugün bu durumda olur muydu diyerek konuyu da açmamak üzere burada kapatıyorum. Neyse Hiroyasu Kondo’nun firması Audio Note Japan ve Kondo olarak tanınmakta ve üretimine devam etmektedir. Şu an firma Kondo’nun yakın dostu Masahiro Shibazaki tarafından idare edilmekte ve aynı prensiplere bağlı şekilde üretime devam edilmektedir.

Bir diğer ilginç tasarımcı ise, Stereo Mecmuası Forumlarında da arada bahsettiğimiz Susumu Sakuma’dır. Özellikle kendi ülkesinde oldukça tanınan tasarımcı 1977’de Musen to Jikken editörünün kendisini ziyareti ile dergide çıkan yazısı ile geniş kitleler tarafından tanınır hale gelir. Çok sayıda projesi de “Musen to Jikken” dergisinde yayınlanır. Tasarım mantığını konu alan “The Remembrance of Sound Past” isimli bir kitapta yazmıştır. 1977’de dergi editörünün samimi yazısı zaten Japonya’daki durumun bir özetidir. Yazıyı Hakan Cezayirli’nin çevirisi ile yayınlıyorum;

Tokyo’dan iki saat bir yolculukla, ekspres tren sizi Tateyama isimli deniz kıyısında kurulmuş küçücük bir köye getirir. Köyün ana yolunun sonunda Concord isimli bir restoran vardır. İçeriye ilk adımınızı attığınızda çok sayıda el yapımı amplifikatörü görünce kendinizi kocaman bir bulmacanın içerisinde bulursunuz.

-Burası bir restoran mı, yoksa hifi dükkanı mı?

Tam o sırada birinin yardımına ihtiyaç duyduğunuz zaman yüzünde gülücüklerle bir adam bulursunuz karşınızda. O Sn. Susumu Sakuma’dır. Yani bizim ona hitap ettiğimiz şekli ile “Sakuma-San”

Sakuma’yı özel kılan şey, hiç kuşkusuz ki trafo sistemidir. Kendisine özgü tasarımın dergilerde yayınlanmasının ardından oldukça ilginç tartışmalar çıkmıştır. Nobu Shishido bu tasarımın oldukça önemli bir başarı olduğunu açıklaması ile tartışmalar kesilir. Şu an Tamura firması Sakuma tasarımlarına özel trafoları tasarımcının kendi ismi ile hala üretmektedir.

Bu dönemde yine çok başarılı tasarımları ile tüm dünyada tanınan bir diğer Japon Single Ended üreticisi ise Sun Audio’dur. 1980’lerin başında kurulan firma, Tamura firmasının dağıtıcılığını üstlenmiş bir şirket olarak tanınırken, Tamura mühendisleri ile birlikte tasarladıkları Single Enden amplifikatörleri ile tüm dünyada tanınmışlardır. Firmanın başkanlığını uzun süre Tamura’da çalışmış Masaho Uchida üstlenmiştir. Firma Tamura mühendisleri ile çalışarak çok özel trafolar geliştirmiş ve ürünlerini bunlarla donatmıştır.

Aslında 1970’lerden sonra tanınan Japon tasarımcıları tek tek ele almaya kalkarsak inanın sayfalar yetmez. O yüzden bazı diğer tasarımcıların adlarını kısa kısa vereceğim. Aynı zamanda bir Zen rahibi olan Yamamoto firmasının sahibi Shigeki Yamamoto, 212 modeli amplifikatörü ile ilgi çeken Komuro Audio Lab ve tasarımcısı Noriyasu Komuro, Super-Triode-Connection isimli ilginç bir SET mimarisi geliştirmiş ve genç yaşında “Musen to Jikken” dergisinde projesi yayınlanmış Shinichi Kamijo, Nubo Shishido tasarımlarına sadık kalınarak Yuzuri Ito tarafından üretilen Wavac, Ken Shindo ve aynı adlı firması ve belki daha yüzlercesi.

Japon Single Ended hareketini bu kadar özel kılan şey nedir. Muhtemelen tasarımlara eklenen Japon mükemmeliyetçiliği ve bilgidir. Japonlar, Single Ended’ı bir gelenek olarak ele alıp her yeni jenerasyonla tasarımları bir adım öteye taşımışlardır. Bunun yanısıra 1920’lerden beri devam eden bir trafo geleneği ve bunun Japon metal sanatı ile birleşimi bu hareketi diğerlerinden farklı kılar. Biliyorsunuz ki, trafonun metal ve özellikle demir ile direkt ilişkisi vardır. Japonların demir ile yüzyıllara dayanan dostluğu sarılan trafoların özgünlüğünü ve özelliğini bizlere bir miktar açıklayabilir. Tüm bu özellikler ve hareketin gelenekselleşmesi Japonya’yı hifi’nin bu eski ama bir o kadar vazgeçilmez alanında özel kılar. Single Ended deyince, bir çoğumuzun aklına ilk önce Japonya’nın gelmesinin sebebi belki de budur.

——————————————————————————————————–

Single Ended Triode’ların Tarihçesine Kişisel Bir Bakış Indeksi
Bölüm I: Single Ended Triode’ların Ortaya Çıkışı     Bölüm II: 1930’lar, 2. Dünya Savaşı ve sonrası   Bölüm III: Japon Single Ended hareketi    Bölüm IV: Avrupa Single Ended hareketi Öncesi 1920-1960    Bölüm V: Avrupa Single Ended hareketi Öncesi: İngiltere   Bölüm  VI: Avrupa Single Ended hareketi Öncesi: İtalya   Bölüm  VII: Avrupa Single Ended hareketi Öncesi: İtalya-2 Bölüm  VIII Avrupa Single Ended hareketi Öncesi: Almanya   Bölüm IX: Avrupa Single Ended hareketi Öncesi: Almanya-2

Devrim

Tags: