Üçüncü Bölüme Ulaşmak İçin Tıklayınız
Bir gün sonra tekrar deneme günündeyiz. Defalarca kablo söküp takarak bir kaç arkadaşımla beraber son testleri yaptık. Bu değerli arkadaşlarım hifi’nin “h”si ile alakaları olmadığından tüm gece kablo söküp çıkartma işine ilk başlarda bir anlam veremeseler de, ilerleyen saatlerde ön yargılarını bir kenara koyup sonuçları onlarda duymaya başladığında daha ciddi bir test ortamı tesis edilmiş oldu.
Şimdi not aldığım izlenimleri sizlerle paylaşayım. Lookab Prinilius ve Optirius karakter olarak birbirlerine yakın kablolar. Genel anlamdan her ikisi içinde müzikal tanımlamasını yapabilirim. Amplifikatör ve CD çalar ile denemeler esnasında her iki kablonunda sistemde genel dengelenme ve rahatlama hissi yarattıklarını söyleyebilirim. Ancak Optirius daha sıkı baslar ve sistemde hızlanmış izlenimi vermek açısından daha ön plana çıkıyor. Ayrıca Optirius ile müziğin arka planında derin bir sessizlik hissi artışı oluyor. Özellikle kayıtların tiz bölümlerinde detaylarda, mesela, zillerde uzamalar, gitar bölümlerinde daha fazla ayrıntı duymak mümkün. Her iki kabloda da sahnenin açılması hissedilebiliyor. Benim yakaladığım en iyi kombinasyon amplifikatörde Optirius, CD çalarda ise Prinilius’un kullanımı oldu. Eğer her iki kablo Lookab Optirius olsa veya her iki kablo da Lookab Prinilius olsa neler değişirdi denemediğim için bilemiyorum. Her iki kablonun bas performansı ise dikkat çekici. Özellikle CD çalar denemelerinde ailenin küçük kardeşi olan Prinilius bu konuda kesinlikle geride kalmadı. Amplifikatörde ise Optirius gözle görülür şekilde çok daha iyi bir bas performansı gösterdi. Tabii bu denemelerin hepsinde J.C.Verdier 2A3 amplifikatörümü kullandım. Kısa bir süre için Gaincard amplifikatörümle yaptığım denemelerde ise sonuç birbirine birazcık yaklaştı. Görünen o ki, farklı denemeler yaparak farklı sonuçlar alabileceğiz. Ancak benim tüm notlardan ve denemelerimden çıkarttığım sonuç amplifikatörde Lookab Optirius kullanmak ve küçük kardeşi Prinilius’u kaynak cihazlarla kullanmak daha mantıklı görünüyor. Tabi eğer her iki kablo arasındaki fiyat farkı efor edilebilir olursa her ikisini Lookab Optirius olarak kullanmak daha iyi bir seçenek olabilir. Her iki kabloyu da Prinilius kullanmak ise daha az maliyetle yine fark edilebilir, ölçeklenebilir ve daha fiyata odaklı bir kombinasyon olarak ortaya çıkacak eminim ki. Bunun ilerleyen günlerde kabloları test etmeye başlayanlar ve deneyimlerini bizlerle paylaşanlar çoğaldıkça daha iyi göreceğiz.
Lookab ürünleri ile geçirdiğim 4-5 gün boyunca şaşırdım hemde çok şaşırdım. İlk şaşkınlığım kabloların kolisini açmamla olmuştu. Ancak Lookab Optirius’u amplifikatörüme takmamla şaşkınlığın dozajı daha da arttı. Lookab Prinilius’da CD çalarımla gayet iyi uyum sağladı ancak yazdığım gibi bir ay boyunca farklı kombinasyonlarda test etmeye devam edeceğim.. Bir sonraki sayımız yayınlanan kadar sistemimde, amplifikatörümde çoğu zaman Lookab Optirius takılı iken diğer denemelerimi yapacağım. Muhtemelen sizlerde bu denemelerin sonuçlarını yaklaşık bir ay sonra (belki birazcık gecikir) okuyacaksınız.
Son olarak ürünleri duyduğum günden bugüne kadar geçen sürede kolileri açana kadar bu denli ciddi bir girişim beklemediğimi açıkça itiraf etmek zorundayım. 2M Kablo firması gibi çok ciddi bir firmanın ülkemizde neler yaptığını bilmeyince bu şaşkınlığımı belki normal karşılamak lazım. Ciddi laboratuvarlarda, üretim bantlarında, deneyimli mühendislerin ürettiği, ürünün başarıya ulaşması için onlarca sistemde test edilen, defalarca prototipler üretilerek denenen ve her türlü uluslararası standarda uygun bir ürün! Bir sene önce ülkemizde böyle bir şey olacak diyen olsa bir çoğumuz gülüp geçerdik ancak kablo şu an amplifikatörüme bağlı ve tüm bu olanlar gerçek!
Lookab markalı her iki kabloda gerek görüntüleri, gerek üzerindeki teknoloji ve uzun süren geliştirilme aşamasının sonucunda uluslararası hifi pazarında var olacak ve ismini duyurabilecek ürünler. Özellikle sistemime ekler eklemez duyduklarım ve kablo piştikçe ortaya çıkanlar bu iddiamı güçlendiriyor. Artık bugünden sonra işin asıl zor dönemi başlıyor. Ülkemizin dört bir tarafındaki meraklılarla ürünü buluşturmak, onların test etmesine olanak sağlamak. Bu kadar emek ve başarılı sonuç ortada iken bu kadarı ile yetinilmemesi lazım ve Sn. Tufan Sümer’den aldığım bilgilere göre yetinilmeyecekte! Bir kaç dilde hazırlanmış bir web sitesi, önemli web sitelerine gönderilecek ürünler ve aklıma gelmeyen yöntemler kullanılarak üzerinde bu denli emek sarf edilmiş Lookab kabloları mutlaka yurt dışına da açılmalı. Projede emeği geçen tüm mühendislerimizi, yatırımcıları, çalışanları yürekten tebrik ediyorum. Şimdilik Lookab kablolar konusundaki yazıma ara veriyorum. Kabloları bir ay boyunca başka sistemler, başka komponentler ve en önemlisi başka kulaklarla dinleyince kim bilir daha neler ortaya çıkacak. Testin devamında görüşmek üzere!
Bir yorum ekleyin