Geçtiğimiz ay hemen her gün olduğu gibi işle ilgili mesajlarımı okuduktan sonra, Stereo Mecmuası posta kutusunda baktığımda ilginç bir mesaj ilgimi çekti. Mesaj ülkemizde bir güç kablosu üretimi ile ilgili çalışmaları anlatıyordu ve ilgi çekici bazı noktalara dikkat çekiliyordu. Stereo Mecmuası ile üç senedir devam eden yolculuğumuz sırasında öğrendiğim en önemli şey, küçük bir mesajın bile önemli olabileceği ve her mesaja aynı ciddiyetle yaklaşmak gerektiğidir. Mesajı iyice okuyup, konu ile ilgili kapsamlı bilgiler istedim. Her yeni mesajda heyecanım artmaya başladı. Çünkü gelen her mesajın içerisinde kapsamlı bilgiler, heyecan verici ayrıntılar saklıydı. Bir süre sonra gelen bilgiler teknik ayrıntılar ve rakamlarla desteklenmeye başladı. Neler olduğunu anlamaya çalışıyordum. Küçük bir bilgilendirme yazısı ile başlayan yazışmalar, en kapsamlı soruların aynı derecede kapsamlı teknik verilerle desteklendiği cevaplar ile sayfalarca sürer hale gelmişti. İşte tam bu noktada bir telefon trafiği başladı. Gelinen noktada yazışmak için saatler ayırmak gerekiyordu. Konuşmak daha kolay olacaktı. Bir akşam işlerimi halletmiş olmanın verdiği mutlulukla günün yorgunluğunu atmak üzere müzik sistemimin karşısındayken telefonum çaldı. Arayan numara bilindik değildi. Telefonu açtım, Sn. Tufan Sümer kendisini tanıttı, biraz muhabbetin ardından konu güç kablolarına geldi. Konuşma devam ettikçe olayın tahminimin çok ötesinde ciddiyete sahip olduğunu anladım. Telefondaki ses büyük bir ciddiyetle beni hayrete düşüren ayrıntıları anlatıyor, sorularıma yine kapsamlı teknik cevaplar veriyordu. Konuşmada bazı noktaları anlamamaya başladığımda, sorularım teker teker cevaplandı. Bir saatlik konuşmanın ardından telefonu kapattığımda söyleyebildiğim tek şey, “neler oluyor” oldu.
Konuşmalar ve yazışmalar devam ederken ürünlerin nihai durumlarına ulaştığı ve seri üretim öncesi eğer adresimi verir isem, ilk örnekler hakkında fikirlerimizin alınması amacı ile gönderilmek istendiği konusunda bir mesajın aldım. Bundan çok büyük bir onur duyacağımı belirttiğim bir mesajın ardından gelecek koliyi beklemeye başladım. Sonuçta konuşulanlar ne olursa olsun görmek, dokunmak ve hissetmek bambaşka bir şeydir! Bir gün sonra oldukça büyük bir koli elime ulaştı. Ambalajı açtığımda beynimden vurulmuşa döndüm. Mesajlarda yazılanlar ve telefonda konuştuklarımızın eksiği var, fazlası yoktu. İşte Optirius ve Prinilius kablolarla böyle tanıştım. Şimdi isterseniz sizleri benimde yeni tanıştığım 2M Kablo A.Ş. firması ile tanıştırayım.
Firma 1993 yılında kurulmuş ve şu an konusunda çok saygın bir yeri var. 2M Kablo firmasının hifi meraklıları tarafından pek tanınmamasına rağmen, -ki bende tanımıyordum- Lookab markası altında, TV ve radyo şirketleri, tiyatrolar, sinemalar, stüdyolar, teknik organizatörler, profesyonel seslendirme firmaları, havacılık şirketleri gibi pek çok kuruma üst düzey ve spesifik kablolar üretiyor olması. Firma hakkında hemen bir araştırma yaptım. 2M Kablo firmasının en önemli özelliği uzmanlık gerektiren özel tip kablolar konusunda yurt içinde ve özellikle yurt dışında tanınan bir firma olması. Ürettikleri yüzlerce çeşitteki üst düzey spesifik kabloları onlarca ülkeye ihraç ediyorlar. Firmanın web sitesi ve ansiklopedi tadındaki ürün kataloğunu tüm ayrıntıları titizle detaylandırılmış üretim yeterlilik ve kalite sertifikaları ile dolu. Firmanın ürettiği kablolar sınıflara ayrılmış ve özellikle şirket kataloğunda tüm ayrıntılara yer verilmiş. Üretilen her kabloyu sayarsam bu inceleme sayfalarca sürer ancak ilk bakışta dikkatimi çeken üretimler, Audio-Video Kablolar, Koaksiyel Kablolar, Kontrol Kabloları, Bilgi İletişim Kabloları, BUS Kablolar, Halojensiz alevi geciktirici / yangına dayanıklı kablolar, Aslında liste uzadıkça uzuyor!. Bu arada diğer bir uzun liste ihracat yapılan ülkeler listesi. Üretilen kabloların bir çoğu yurt dışına ihraç ediliyor. İhracat yapılan ülkeler listesi oldukça uzun ancak listede dikkati çekici ülkeler var; Fransa, Hollanda, Almanya, İngiltere, Kanada, Danimarka, İsviçre, İrlanda, Slovakya ve Çek Cumhuriyeti.
Firma ile ilgili incelemeleri yaparken bir sürü yeni teknik terim ve ayrıntı öğrendim. Örneğin firma talep olduğu durumlarda PVC yerine HFFR (Halojensiz) bileşikler ile kablo üretebilme yetisine sahip. HFFR bileşikler çok ilginç ve son yıllarda tüm dünyada talep gören ilginç malzemeler. Özellikler örneğin bir yangın sırasında alev geciktirici özelliğe sahip ve zehirli gaz ve siyah duman çıkartmıyorlar. Bu yüzden büyük iş merkezleri, gökdelenler, okullar, hastaneler gibi yerlerde kullanımı yaygınlaşmış durumda. Bu konu özellikle Avrupa’da çok önemle üzerinde durulan bir konu. Durum böyle olunca 2M Kablo firması bu konuda ciddi bir yatırım yapmış. Hatta bir çok alanda ülkemizde ilklere imza atmışlar; gazla köpürtmeli (Physical Foam) Polietilen Koaksiyel kabloları ülkemizde üretmişler. Kablo konusunda yaptıkları o kadar ilginç çalışmalar ve ülkemize getirdikleri yenilikler var ki, şaşırmamak imkansız. Firmanın ürün kataloğunun çok ilginç olduğunu da ekleyeyim. Yukarıdaki paragrafta zaten ansiklopedi gibi olduğunu yazmıştım ancak kablolar konusunda bir çok hesabın nasıl yapılması gerektiği konusundaki bölümler konuya meraklı insanların ilgisini çekecektir.
Firma farklı özelliklerde ve özel alanlara hitap eden kablolar konusunda ciddi bir üretim hattı kurmasının yanında, test ve Ar-Ge bölümleri de uluslararası standartlara sahip teçhizatla donatmış. Test ve ölçüm cihazları parkı yazmakla bitecek gibi değil. Standartlara uygunluğun sağlanması amacı ile yapılan iletkenlik, empedans gibi değerlerin ölçüm testlerini yapabilen teknik cihazların yanında yangın testleri, su altında elektriksel devamlılık testleri gibi hayatımda duymadığım ve kablolara türlü ortam değişkenlerinin uygulandığı test cihazları da mevcut. Ülkemizde böylesine firmaların var olduğunu öğrenmek insana gurur veriyor.
Peki bir ürünün en yüksek teknoloji ve en ileri malzemelerle, en gelişmiş laboratuvarlarda üretilmesi bu ürünü hifi adına vazgeçilmez kılar mı? Benim bu soruya yanıtım kesinlikle hayır olur!
Bir yorum ekleyin