İzmir, Türkiye’nin en güzel şehirlerinden bir tanesi ve Stereo Mecmuası’nın karargahının bulunduğu şehir, özel bir konuğuna bir kez daha geleneksel Türk misafirperverliğini gösterme şansını yakaladı. Bu sene Rethm firmasından Sayın Jacop George, Bluenote Italy firmasından Sayın Maurizo Aterini ve son olarak Acoustic System International firmasından Sayın Franck Tchang’ı ağırlama fırsatını yakaldık.
Resonatörleri birincil sistemimde denemeye başlamam bundan yaklaşık 3 ay öncesine dayanmakta. Bu süre zarfında 6Moons web sitesinde özellikle Sayın Srajan, Sayın Marja ve Henk tarafından yazılan makale ve incelemeleri okuma şansı da buldum. 6Moons web sitesi Acoustic System ürünleri hakkında en geniş ve en detaylı yazıları yazan platform ve ben denemelerimi yaptıkça bir çok konuda bahsi geçen yazarların düşüncelerine daha fazla katılmaya başladım. Bunların sonucunda Stereo Mecmuası’nın 5. sayısında rezonatörleri konu alan bir yazıya yervermeye karar verdim. Bu yazımız okuyucularımızdan oldukça fazla ilgi gördü. Dergimizin yayınlanmasından sonra yazıların pek gerçekçi olmadığı, küçücük metal çanakların ve küçük tahta parçacıklarının anlatıldığı kadar büyük değişiklikler yapamayacağı düşünen okuyucularımızdan elektronik postalar da aldık. Sanırım bir çok kişi bahsedilen konunun, odyofillerin küçük dünyası için anlaşılmaz ve doğru olması imkansız bir nevi büyü veya voodoo olduğunu düşünüyordu. Franck’ın oda akustiğinin düzenlenmesi konusundaki alışılagelmiş standartların çok ötesindeki yaklaşımını anlatmak gerçekten çok zor ama her gün ve her akşam bu büyünün nasıl bir şey olduğunu kendi dinleme odamda birebir yaşıyorum. Sizlere tek tavsiyem, kesin karar vermeden önce rezonatörleri bir deneyin. Bir bakarsanız sonuçlar sizleri de şaşırtabilir.
Bizler için asıl şaşırtıcı olan, Fil Elektronik tarafından Türkiye’ye davet edilen Franck’in ziyareti kabul ettiğinin duyurulması oldu. Franck İzmir’de toplam 4 gün kaldı ve bu ziyaretinin ayrıntılarını ve ziyaret ile ilgili fotografları ilerleyen satırlarda okuyabileceksiniz.
zmir ziyaretinin ilk gecesi tanışma amacı ile düzenlenen yemek daha fazlasını yaşayacağımızı anladığımız şoklardan ilkini yaşattı bizlere. Yemeğin düzenlendiği restoran oldukça gürültülü bir ortamdı. Franck bir Gold rezonatörü masanın üzerine koydu, içerisine üç yada dört damla su ekledi ve üzerine bir bardak kapattı ve ardından ekledi “ben genelde bunun için şarap kadehi kullanıyorum ama sizin geleneksel rakı kadehinizde kullanılabilir tabii ki” Tek söyleyebileceğim, evet gerçekten çalışıyor. Dışarının gürültüsü artık masamızda konuşmamızı engelleyemiyordu ve tüm bunlar açık havada oluyordu.
İzmir Hifi Kulübü Toplantısı
İzmir Hifi Kulubü, dünyada binlerce örneği olan hifi organizasyonlarından sadece bir tanesi. Kulübün birincil amacı, İzmirde bu hobiye merak sarmış insanları bir araya getirmek ve yeni teknolojiler ve yeni ürünleri üyelerine tanıtmak üzere keyifli toplantılar düzenlemektir. Son toplantıımızın misafiri Acoustic System International’dan sevgili Franck idi. Toplantımızın düzenlendiği mekanda toplanan oldukça meraklı bir kalabalık hem Acoustic System firmasının başarılı Tango hoparlörlerini hemde rezonatörleri deneyebilmek için sabırsızlanıyordu. Franck’in toplantı için yanında getirdiği farklı süprizleri de vardı, şeker küpleri (noise filters) ve difüzörler. Tango hoparlörlerin ve sevgili Franck’in gece boyunca gösterdikleri performans gerçekten müthişti.
Fil Elektonik’in bahçesinde tanışma toplantısı. Resimdekiler soldan sağa Quad Türkiye’den sevgili Hakan Burkut, Franck Tchang, Fil Elektronik’ten Bruno Manusso, İzmir Hifi Kulübü başkanı Haluk Özümerzifon ve Fil Elektronik’ten Hamdi Ünlü
Tüm bu tanışma toplantıları sırasında Franck tam anlamıyla Türk usulü çayın müdavimi oldu. Fil Elektonik’in bahçesinde tanışma toplantısından bir diğer enstantane. Resimdekiler soldan sağa, Franck Tchang, Fil Elektronik’ten Laura ve Bruno Manusso, Seçkin Uğur, bendeniz Hakan Cezayirli ve sırtı dönük olarak Hakan Burkut.
Franck’in ziyaretinden önce sistemimimin son durumunun resmi. Ziyaret sonrasında tüm rezonatör yerleşimi değişti ve sonuçlar gerçekten inanılmaz.
Benim sistemimi muhtemelen dergi vasıtası ile bir çoğunuz biliyorsunuzdur ama ben kısaca tekrar hatırlatayım. PMichell Gyrodec pikap, SME V kol, Bluenote Boboli Signature iğne, Revox B77, oldukça modifikasyonlu bir Arcam Alpha 8SE, Exposure Model VIII monoblok ampliler, J.C.Verdier Triode Spirit 2A3 SET amplifikatör, Audio Analogue Bellini pre, Triangle Comete hoparlörler ve daha bir sürü ıvır zıvır.
Benim evimdeki dinleti esnasında yaşanan en ilginç olay, Franck’in bir süre çalan pikabı dinledikten sonra, pikabında sorun var demesi oldu. Pikabımda sorun mu var? Muhtemelen görebileceği en hassas ayarlanmış Gyrodec’lerden bir tanesi ve hem pikabın hemde kolun tüm ayarları optimize edilmiş halde. Franck israrla saksofonların olması gerektiği gibi çalmadığını söylüyor ve ardından ekliyor, lütfen motoron fazını değiştirir misin? Pikabın motorunun fazı, pikabın genel ses karakterini etkileyebilir mi? Hadi canım sende diyorum içimden. Ama evet kesinlikle etkiliyor. Sonunda Stereo Mecmuasındaki yazılarından da tanıdığınız eşim Seçil son sözü söylüyor, Sayın Tchang tüm sistemler için acil ambulans servisi gibi :)
Şaşırmamız bununla da kalmıyor. Dinleme odanızın ortasında bir duvar inşa edebilir misiniz. Franck ile tanışırsanız mümkün. Gümüş rezonatörleri farklı açılar ile kullanıp sanal bir duvar oluşturulabiliyor. Sağa bir adım atıyorsunuz ses sanki diğer odadaymışsınız gibi yani odanın dışındasınız. Sola doğru bir adım atıyorsunuz, dinleme odasına tekrar hoşgeldiniz. Tüm bunlar aynı odada yaşanıyor ve aynı odada farklı yerlerde oradaymışsınız yada orada değilmişsiniz gibi müzik dinliyorsunuz. Bunu düşünebiliyor musunuz. Sanırım rezonatörlerle duvar örmek, gerçeğini yaptırmaktan çok daha ucuz ve kolay.
Franck, İzmir ziyareti sırasında diğer bazı rezonatör kullanıcılarının sistemlerini dinleme ve tekrar ayarlama fırsatını da buldu. Bir diğer dinleme odasında Franck, Bluenote üretimi bookshelf hoparlörlerin alt ve üst kısımlarına birer adet difizör yerleştirdi. Kısa sürede gördüklerine ve duyduklarına hoparlörlerin sahibi bile inanamıyordu. Hoparlör görsel olarak aynıydı ve yerinde duruyordu fakat ses sanki kendi hoparlörlerinden gelmiyordu. Bookshelf hoparlörler gidip yerlerine floorstand’ler gelmişti sanki, daha büyük bir sahne ve çok değişik bir fokuslanma etkisi. Artık Tayfun Dalyan’da klübün bir parçası :)
Tayfun Dalyan’ın sisteminin tüm elektronikleri Bluenote ürünlerinden oluşuyor. Bellavista pikap, B-5MkII kol, Boboli iğne, Mini Koala CD player, S-3 amplifikatör ve Ducal hoparlörler. Tüm kablolar yine Bluenote firmasından.
Franck, İzmir ziyareti sırasında diğer bazı rezonatör kullanıcılarının sistemlerini dinleme ve tekrar ayarlama fırsatını da buldu. Bir diğer dinleme odasında Franck, Bluenote üretimi bookshelf hoparlörlerin alt ve üst kısımlarına birer adet difizör yerleştirdi. Kısa sürede gördüklerine ve duyduklarına hoparlörlerin sahibi bile inanamıyordu. Hoparlör görsel olarak aynıydı ve yerinde duruyordu fakat ses sanki kendi hoparlörlerinden gelmiyordu. Bookshelf hoparlörler gidip yerlerine floorstand’ler gelmişti sanki, daha büyük bir sahne ve çok değişik bir fokuslanma etkisi. Artık Tayfun Dalyan’da klübün bir parçası :)
Tayfun Dalyan’ın sisteminin tüm elektronikleri Bluenote ürünlerinden oluşuyor. Bellavista pikap, B-5MkII kol, Boboli iğne, Mini Koala CD player, S-3 amplifikatör ve Ducal hoparlörler. Tüm kablolar yine Bluenote firmasından.
İkinci Bölüme Ulaşmak İçin Tıklayınız
Bir yorum ekleyin