apt-X standardı demişken hemen Bluetooth bağlantısından bahsedeyim ve daha mühim konulara odaklanalım. Tam anlamı ile kullanım özgürlüğü sunan bu bağlantı, ses kalitesini tam anlamı ile yaşayabileceğiniz bir bağlantı değil. NS1 modelinde bahsettiğim Bluetooth ile alakalı tüm konular NS3 modeli içinde geçerli. Tamam ses kalitesi kablolu bağlantı kadar iyi olmayabilir ancak bende dahil bir çoğumuz kullanım kolaylığı sebebi ile tercih ediyoruz. Yarım saat Spotify’dan müzik dinlemek için cep telefonunu hoparlöre bağla, kalk otur yapmak yerine tek bir tıklama ile müzik çalmaya başlıyor. Ses kalitesi böyle durumlarda şahsım adına çok sorun değil ki, şunu da söylemek isterim, kablolu bağlantının sonucunu bildiğim için burun kıvırıyorum. Yoksa elde edilen ses gayet tatmin edici!
Şimdi gelin Steljes Audio NS3’ü bilgisayar sistemimizin yanına konumlandıralım ve denemelere başlayalım. İlk olarak RCA giriş ile DAC kısmını kıyaslamak istiyorum. Eğer ki, bilgisayarınızda özel bir ses kartı yok ise ve optik bağlantı imkanı var ise hiç uğraşmadan DAC’ı devre sokun. Eğer özel bir ses kartınız var ise, bir kıyaslama yapmanızı öneririm. Bu durumda eğer yüksek çözünürlükte müzik dosyaları dinleyecekseniz klasik bağlantıyı tercih edebilirsiniz. Steljes Audio NS3 çok özel bir DAC değil ancak sıradan bir ses kartından çok daha iyi performans gösteriyor. Ben iki dizüstü bilgisayar ile deneme yaptım. Acer Aspire Ethos ve Alienware 13R modellerinde sektör açısından başarılı DAC yongasetleri kullanılmış olmasına rağmen iş müzik performansına gelince her ikisi de sınıfta kalıyor. Normal koşullarda harici bir DAC kullanıyorum bu yüzden. Steljes Audio NS3 bu durumda sizi ek masraftan kurtaracaktır. Tabii ki stand alone yani ayrı bir DAC çözümü kadar performanslı değil ancak iyi donanımlı iki bilgisayardan da daha iyi bir performans gösterdiği aşikar…
İlk önce oyun ve film denemelerimi yapıyorum geleneksel olduğu üzere. NS3 modelinde kullanılan sürücüler ve kabinin genişlemesi, hemen her açıdan ses performansına olumlu etki ediyor. Alt frekanslar kesinlikle NS1 modeli ile kıyaslanabilecek gibi değil. Bol aksiyonlu ve patlamalı sahnelerde bile gayet tatmin edici bir performans söz konusu. Hatta bir çok zaman bu ses bu hoparlörlerden mi geliyor diyebilirsiniz. Mutlaka bir soru gelecektir, onu hemen yanıtlamaya çalışayım, NS1 modeli artı subwoofer mı kullanmak daha avantajlı olur yoksa tek başına NS3 daha mantıklı bir seçenek mi? Benim gözümde aradaki fiyat farkına bakarak NS3 kesinlikle daha mantıklı bir çözüm. Hem bıraktığı etki, hemde oyun ve filmlerde alt frekansların biraz daha fazla önem kazanması ve NS3’ün bu alandaki başarısı, bu seçimi mantıklı hale getiriyor bence.
Artık masa başında müzik dinlemeye başlayalım. İlk dikkat edeceğimiz şey hoparlörleri uygun şekilde konumlandırmak. Ayrıntıya girmiyorum, arzu edenler rehberimize göz atabilirler. Santana’nın son albümü “Santana IV“e bir bakış atalım örneğin. 1970’lerin Güney Amerika esintilerini yeniden ön plana çıkartan bu albüm haklı olarak büyük ilgi gördü. Albümün kaydı gayet başarılı ve her şarkıda dikkat edecek bir şeyler bulabiliyorsunuz. Özellikle vurmalılar ve gitar tonları birinci önceliğimiz. Hoparlör son derece başarılı bir şekilde detayları sunarken, enstrümanların ayrımı konusunda da gayet etkileyici bir performans sunuyor. Yaklaşık 1 metrelik dinleme mesafesinde bile vokallerin ortaya geldiğini duyabilmek mümkün. Bu tarz monitörlerde en sevdiğim şeylerden bir tanesi bu, insana müziğe odaklanma imkanı verebilmesi. Steljes Audio NS3 bu konuda da başarılı.
Popüler müzik tarzında benim sevdiğim bir albüm olan Gabriella Cilmi “Lessons to Be Learned“ albümünü DAC’ı devreye sokarak ve devre dışı bırakarak dinliyorum. DAC’ı devreye aldığınız zaman ilk dikkat çeken şey üst frekansların detaylarının artması ve vokalin ön plana gelmesi. Bu olması gereken bir etki bu albüm için. Albümde vokal son derece ön planda, arka planda geniş kitlelerin hoşuna gidebilecek bas riff’leri bulunuyor. Etki kesinlikle DAC devredeyken daha başarılı. Tabii ki daha iyi bir DAC kullanarak yaptığım denemelerde işin rengi daha da değişiyor. Örneğin Goldnote DAC7 devreye alındığı anda tonlar bir anda değişiyor. Daha doğal tonlardaki vokaller, gitarın detayları ve vurmalılardaki etkiler bir anda farklılaşıyor. Steljes Audio NS3’ün tüm bu değişikliklere hızla cevap vermesi, ve ayrıntı seviyesi arttıkça hoparlörün performansının da artması tabii ki önemli bir konu.
Tabii ki bunlar uç örnekler. Hifi dünyası için giriş seviyesi diyebileceğimiz bir DAC olan DAC7 teste konu olan hoparlörün neredeyse 3 katı fiyatında. Normalde bir çok okuyucumuz hoparlörün dahili DAC’ını kullanmayı tercih edecektir. Bu durumda da ortalamanın biraz üzerindeki bir optik kabloyu tercih ediniz. Ayrıca kendi kullandığınız bilgisayarın ses kartını da mutlaka bir kıyaslayınız. Kuvvetle muhtemel NS3 içindeki DAC’ın performansı kulağınıza daha iyi gelecektir.
Steljes Audio NS3 gibi aktif hoparlör sistemlerinin asıl kurtarıcı olduğu alan -en azından bir yayıncı olarak beni- düşük bütçeli sistemler kurabilmek için harika bir başlangıç noktası olması. Düşük bütçesi olan meraklılar, öğrenci arkadaşlarımız veya iş hayatının başındaki meraklılar için aktif hoparlörler sistemlerini oluşturmak için çok iyi bir platform oluyorlar. Tabii ki incelemenin asıl ağırlık noktasını buraya vermek istiyorum. Bu noktada hem pikap hemde CD çalarımı Steljes Audio NS3’e bağladım. İlk olarak CD çalardan bahsedeyim. Benim elimdeki CD çalar çok üst seviye bir ürün olmamasına rağmen, kendi DAC’ı Steljes Audio NS3 içerisindeki DAC’tan daha iyi performans gösterdi. Aslında şaşırtıcı bir durum yok. Bende başka bir şey denemeye karar verdim. Elimdeki Bluray oynatıcıyı optik bağlantı ile Steljes Audio NS3’e bağladım. İşte bu noktada işin rengi değişti. Aslında bu bir yandan çok iyi bir fikir.
200TL’nin altında optik bir çıkışa sahip Bluray oynatıcı veya 100TL civarlarına alabileceğiniz yine optik çıkışa sahip bir DVD oynatıcı ile NS3 üzerindeki DAC’ı birleştirerek fiyat performans oranı yüksek bir dijital kaynak sahibi olabilirsiniz. Tabii ki elinizin altında herhangi bir oyun konsolu var ise, yine aynı şekilde kullanılabilir. Dijital tarafı bu şekilde hallettikten sonra, giriş seviyesi bir ProJect Debut pikabımı, yine ProJect’in standart bir pikap katını kullanarak Steljes Audio NS3’e bağlıyorum. Testler sırasında kullanacağım iğne de son derece basit olacak Ortofon OM10. Tabii ki hoparlör setinin maksimum noktasını deneyebilmek için asıl pikap sistemime de bağlayacağım…
Claudio Abbado – Mozart: Piano Concertos Nos. 20 & 21 Friedrich Gulda gibi zorlu bir plak ile başlıyorum. Kayıt tarihi boyunca Gulda, Mozart eserlerinin pek azını seslendirmişti. Ancak seslendirdikleri büyük olay haline gelmiş ve ilginç tuşeleri ve orkestrayla müthiş uyumu bu kayıtları klasik müzik dünyası açısından önemli hale getirmişti. İşte bu kayıtta onlardan bir tanesi. Hemen ilk hareket olan “Allegro”ya odaklanıyorum. Sistemdeki tüm bileşenlerin giriş seviyesi olmasına rağmen yükselen pasajların heyecanını gayet başarılı ile sunuyor kombinasyon. Piyano ile üflemelilerin atışması sırasında piyanoya odaklanıyorum. Plağı bir çok farklı sistemde dinlediğim için ayrıntı seviyesi noktasında mütevazi bir performansı olduğun söyleyebilirim. Kaydın derinliği bir noktaya kadar iyi yansıtılıyor. Bu seviyelerde bir sistem için bence sonuç tatmin edici.
Rock müzik tarafında da haberler gayet iyi. Öncelikle kabinin ve sürücünün büyümesi alt frekans tarafına çok olumlu etki ediyor. Klasik rock örneklerinin yanında daha sert ve uç noktalardaki tarzları dinleyen okuyucularımızı dahi mutlu edecek bir performans var. Bunun için Immortal’ın “Sons of Northern Darkness” plağına bakmak yeterli. Albüme adını veren parçanın başındaki davul girişinden bu durumu tespit etmek mümkün. Ardı arkası kesilmeyen çift kros bölümlerinde hız gayet mutlu edici iken, ziller ve vokallerin keskinliği türü sevenleri mutlu edecektir.
Buradan bambaşka bir alana doğru ilerleyelim, İngiliz elektronik müzik ikilisi Chemical Brothers’ın 2005 tarihli “Push the Button” albümünün plağına bir bakalım. Albümün açılış parçası “Galvanize” ve üçüncü parçası “Believe”e bakmak bile genel performans konusunda bir fikir veriyor. Türün kendi içindeki özelliği olan üst üste binmiş hızlı riffler arka planda tekrar eden bas ve elektronik hatları ile bir sistemi deneyebilmek için keyifli bir albüm. En azından benim sevdiklerimden bir tanesi. Bana sorarsanız ek bir subwoofer ihtiyacı olmadan küçük/orta ölçekli bir oda içerisinde son derece yeterli detay seviyesini sunuyor. Sistemin genel olarak dinamik sunumu da artılar hanesinde.
Vokal ağırlıklı tarzlarda da sunum gayet başarılı. Tabii ki üst sınıf bir sistemin vokallerde o kadife gibi etkisini aramamak lazım. Ella in Berlin: Mack the Knife plağına bir bakalım. Nokta atışı “Our Love Is Here to Stay” şarkısına göz atıyorum. Müzikler George Gershwin, sözler ise Ira Gershwin imzalı şarkı 1938 yapımı The Goldwyn Follies filmi için bestelenmiş. Film, George Gershwin’in ölümünden hemen sonra yayınlanmış. Şarkıda seneler içerisinde bir kaç değişiklik olmuş. Özellikle ismi defalarca değişmiş! Müzik tarihindeki önemi George Gershwin’in tamamlanmış son bestesi olması. Farklı bir yorum için, Ella Fitzgerald’ın “Ella Fitzgerald Sings the George and Ira Gershwin Songbook” albümüne bir göz atabilirsiniz. Meraklılar bu plağı Speakers Corner kataloğunda bulabilirler. Ayrıca Frank Sinatra’nın “Songs for Swingin’ Lovers!” ve Billie Holiday’in “All or Nothing at All” albümlerinde müthiş yorumlara denk gelmek mümkün. Ancak bunlardan daha iyisi de var, Ella Fitzgerald ve Louis Armstrong birlikteliğinin ikinci perdesi “Ella and Louis Again” albümüne de göz atın hatta mümkünse edinin! Neyse konser performansında arka planda orkestraya odaklanıyorum. Usulca arka plandaki piyanolara bakıyorum. Tabii ki detay seviyesi bu seviyelerdeki bir sistem için yeterli demek mümkün. Normalde orta üst segment bir sistemde dinlediğiniz zaman tabii ki detay noktasında çok farklılıklar duyabilirsiniz. Vokaller konusunda da tatmin edici bir sonuç elde ediyorum.
Steljes Audio NS3 ve benzeri boyutlardaki aktif hoparlörlerin en büyük avantajı, boyutları sayesinde masaüstü sistemlerin yanında kullanabilmenin yanında orta boyutlardaki bir odayı veya ofisi müzik ile doldurabilme yeteneklerinin olması. Bu tarz hoparlörlere bir veya daha fazla kaynak cihaz ekleyerek giriş seviyesi çok güzel bir sistem sahibi olabilmek mümkün. Steljes Audio NS3 sahip olduğu ek yetenekleri ile bu konuda becerikli bir hoparlör.
Mutlaka soran okuyucularımız olacaktır; NS1 mi tercih edilmeli yoksa NS3 mi?. Her iki hoparlör seti arasındaki fark 70 Euro+KDV. Bu fark karşılığında daha iyi bas performansı elde ediyorsunuz. Bu durum tüm frekans bantlarında olumlu etkiler yaratıyor. Bunun haricinde giriş seviyesi bir DAC’a ve gerçekten işe yarayan bir uzaktan kumandaya sahip oluyorsunuz. Bana sorarsanız değer mi değer. Ancak masaüstünüzde yeriniz kısıtlıysa, mekanınız küçük ise NS1 ‘de gayet tercih edilebilir bir seçenek haline geliyor. Şimdi eğri oturup doğru konuşalım. 70 Euro+KDV dediğimiz tutarı Türk parasına çevirdiğimiz zaman yajklaşık 270TL seviyelerinde bir tutardan bahsediyoruz. Öğrenci bir arkadaşımız için veya bütçesi sınırlı bir meraklı için azımsanamayacak bir tutar. Böylesine bir durumda NS1 alınca mutsuz olur musunuz. Kesinlikle hayır! Ama daha iyisini istiyorsanız ve parasal sıkıntınız yoksa NS3 tercih edilebilir. Tabii ki NS1 tercih edip sözgelimi pikabınızın iğnesini yükseltmek veya aradaki fark ile sisteminize dijital bir kaynak eklemek gibi seçenekleriniz de var. Burada en önemli şey, kendinizi zorlamadan güzel bir sistem kurmak.
Steljes Audio NS3’ün performansına genel olarak bakacak olursak benzer veya yakın boyutlarda aktif hoparlörler dünyasının en başarılısı veya en iyisi diyebilmek mümkün değil. Ancak bu NS3’ün iyi bir hoparlör olması gerçeğini kesinlikle değiştirmiyor. Gerek bilgisayarınızın yanında gerekse de çevresinde bir sistem kurarak keyifle müzik dinleyebilirsiniz. NS3 Mayıs 2016 itibarı ile 240 Euro + KDV fiyat etiketine sahip. Bu fiyat karşılığında başarılı bir hoparlör seti, işini olması gerektiği gibi yapan apt-X Bluetooth bağlantısı desteği, bir oyun konsolunu, uygun çıkışa sahip bilgisayarınızı veya dijital bir kaynak cihazı bağlayabileceğiniz fiyat seviyesinde beklentileri karşılayan DAC, sınıfının çok ötesinde bir uzaktan kumandaya sahip oluyorsunuz. Tasarımın güzelliği, canlı renkleri ve harika cilasını da görsel anlamda bir artı olarak eklemek lazım. Tüm bu faktörler ve özellikler bir araya geldiğinde Steljes Audio NS3 fiyat performans açısından gerçekten rakipsiz hale geliyor. Sigma Ses firması, ürünün kutu içeriğine Türkçe kullanım kılavuzunu eklemeyi geleneksel olduğu üzere unutmamış…
Steljes Audio NS3
Tüm müzik kaynakları için tasarlanmış, stereo aktif hoparlör takımı, 2x45W, 4″ camlifi örgülü konili bas/orta sürücü, 1″ yumuşak kubbe tiz sürücü, 60Hz – 20kHz, D sınıfı dahili stereo yükselteç, stereo RCA girişler, 3,5mm Stereo örneksel (analog) giriş, optik sayısal giriş, Bluetooth, USB şarj çıkışı, alt bas (subwoofer) bağlantı çıkışı, 210 x 140 x 190mm, 6,1 kg,
Fiyat: 240 Euro + KDV (Mayıs 2016 itibarı ile)
Temsilci: Sigma Ses / www.sigmases.com
Bu incelemede kullanılan Attakus Star Wars Elite Collection figürleri Figüratif Dükkan tarafından sağlanmıştır.
Hakan Bey selamlar, ns3leri 1-2 yıldır kullanıyorum genel olarak memnunum ancak şu aşağıdaki yorumunuza istinaden benzer ve yakın boyutlarda bundan daha iyi hangi marka ve model aktif sistem önerirsiniz?
Ae hd6?
triangle elara ln01a?
Steljes Audio NS3’ün performansına genel olarak bakacak olursak benzer veya yakın boyutlarda aktif hoparlörler dünyasının en başarılısı veya en iyisi diyebilmek mümkün değil.
Ben şahsım adına Triangle Elara’nın çok iyi hoparlör olduğunu düşünüyorum…