Geçtiğimiz aylarda High Fidelity Cables ürünlerine ayrıntılı bir bakış atmış ve ürünlerin teknolojilerini anlamaya çalışmıştık. İncelediğimiz ürünler CT-1 Speaker ve CT-1 Enhanced Interconnect kablolarıydı ve fiyat anlamında kabloya geniş bütçe ayırabilecek okuyucularımıza hitap ediyordu. Zaman içerisinde firma, daha ekonomik fiyat etiketlerine sahip Reveal serisini duyurdu. Bu serinin ara bağlantı ve hoparlör kablolarını deneme fırsatım oldu.
Reveal serisi hoparlör kablosu firmanın ekonomik fiyat etiketine sahip olan hoparlör kablosu olmasına rağmen teknoloji olarak firmanın manyetik iletim teknolojisini kullanıyor. Firmanın tasarım anlayışına göre, hoparlör kabloları taşıdıkları hassas sinyalleri en iyi şekilde aktarabilmek için bir miktar akıma ihtiyaç duyarlar ve özellikle alt frekansların taşınması için kalın kablolar gereklidir. Bunun tam aksine üst frekansların taşınması için ise daha ince kablolar tercih edilebilir. Her iki frekansı mükemmelen taşıyabilmek ise “skin” etkisinden dolayı neredeyse imkansızdır. High Fidelity Cables firmasının her frekans aralığını optimal şekilde taşımak için geliştirdiği yöntem manyetik iletim. Daha önce incelediğimiz ürünlerden de hatırlayabileceğiniz gibi bunu yapabilmek için gerek kablonun kendi tasarımı gerekse de konektörlerin tasarımları ve teknolojileri klasik kablolara göre oldukça farklıydı. High Fidelity Cables firmasının giriş seviyesi olan Reveal serisinde de durum farklı değil. Konuyla alakalı ayrıntılı bilgiler için daha önce yayınladığımız inceleme yazısına bakabilirsiniz.
Firmanın daha önceki kablolarına göre oldukça farklı bir konektör tasarımına sahip olan yeni Reveal serisi ilk gördüğünüzde bilim kurgu filmlerinden fırlamışa benziyor. Gerek renk, gerek tasarım gerekse de kullanılan renk geçişleri ile kabloyu ilk gördüğünüzde oturup incelemek istiyorsunuz. Benzer bir hissiyatı Simon Yorke’un pikaplarını ilk gördüğümde hissetmiştim. Aslına bakarsanız durup bir kablonun kozmetik tasarımından bahsetmek oldukça saçma, kabul ediyorum ama ilginç bir şekilde bu kablolar kendilerine baktırıyorlar. Gün sonunda ara bağlantı kablosu sistemin arkasına gizlenecek, hoparlör kablosunun büyük bir kısmını göremeyeceksiniz ama bu tasarımın farklılığını değiştirmiyor. Ben çok beğendim şahsen. Beğenmediğim şey ise, fotoğraflarda görülen kırmızı ve siyah parçalar yine birer o-ring ve yerlerinden çıkmak konusunda pek istekliler. Kabloyu bir kez kez yerine takıp ellemiyorsanız sorun değil ama sık sık sök tak yapacaksanız veya evde ufak bir canavar varsa bu kısımlar ile oynamak konusunda oldukça hevesliler. Umarım daha sonraki serilerde bu bölüme de farklı bir çözüm bulunur. Tahminlerime göre bu o-ringler sadece sağ ve sol kanalları belirtmekten daha fazla işleve sahipler. Büyük ihtimal ile titreşim kontrolü ile alakalı bir ek görevleri de var.
Gelelim ses performansına. İlk olarak daha önce yayınladığımız High Fidelity kablo incelemesinin notlarını çıkarttım ve aynı cihazlarla, aynı albümleri dinlemeye başladım. Gün sonunda yeni notlar ile eski notları karşılaştırdım. Bunun yanında bol bol müzik dinledim tabii ki. Öncelikle şunu söylemek lazım. Bu kablolar firmanın giriş seviyesinde kabloları olsa da, yaklaşık 1.800 Dolarlık fiyat etiketine sahipler. Yani bizim anladığımız anlamda giriş seviyesi bir sistem sahibinin ilgi alanına girmiyorlar. Ancak bunun karşılığında belirli bir seviyenin üzerindeki sistemler için göreceli makul mantıklı bir fiyat etiketine sahipler. Farklı müzik tarzlarındaki albümlerde kabloların sisteme kattıklarına bakıyorum. Öncelikle tonal denge yine çok başarılı. Herhangi bir frekans aralığı çok dominant değil. Alt frekansların vurgusu etkileyici, tizler ise son derece açık. Orta frekanslar kullandığınız sisteme göre gayet etkileyici hale gelebiliyor. Örneğin lambalı ampli ile kullanırken 2A3 lambaların o hafif kolore ama sıcacık orta frekansları ile vokallerden keyif alırken, sözgelimi Exposure güç amplilerine geçtiğinizde benim elimdeki amplinin karakterindeki keskin çizgileri size yansıtabiliyor. Sahne konusu ise en az büyük kardeşi olan CT-1 hoparlör kabloları kadar başarılı. Belki her iki kabloyu karşılıklı mukayese etsek üst model kablonun artıları daha fazla ön plana çıkar ancak hiç bu işlere girmeden Reveal Speaker kablosunu sistemine ekleyecek bir meraklının mutsuz olması biraz zor bir ihtimal.
Örneğin Herbie Hancock’un efsanevi Maiden Voyage albümüne bir bakış atalım beraber. Albümün neden efsanevi olduğu ile alakalı gayet detaylı bir yazı yayınlamıştık o yüzden ayrıntılarına hiç girmeyeceğim. Albümün açılış parçası ve albüme ismini veren Maiden Voyage şarkısı gayet güzel bir fikir verecektir. Şarkı son derece melodik yapıda bir alt yapıya sahip bas ve davulun oluşturduğu altyapı üzerine Herbie Hancock’un piyanosuna usulca dokunuşları ve trompette Freddie Hubbard ve tenor saksafonda George Coleman’ın birbiri ardına ana melodi hattı üzerinde attığı usul sololar dikkat edeceğimiz noktalar. Dinlediğim plak Rudy Van Gelder düzenlemesini temel alan Universal Blue Note baskısı ki, çok makul fiyatlara satın alabilirsiniz. Gayet detaylı güzel bir baskı ve sahne konusunda da oldukça vaatkar. Piyano dokunuşları, alt yapıdaki ziller gerçekten keyifle dinletiyor kendisini. Kablolar detay konusunda kesinlikle başarılı ancak asıl kuvvetli yönü tonları daha doğrusu tonsuzluğu!
High Fidelity Cables CT-1 Reveal ara bağlantı kablolarına geldiğimiz zaman bu kabloların tasarım detaylarına hiç girmeyeceğim. Yukarıda okumuş olduğunuz hoparlör kablosu ile alakalı tüm detaylar ara bağlantı kablosu içinde geçerli. İsterseniz ilk önce maliyet hemen arkasında da kabloların dinleme notlarına geçelim.
Haziran 2017 itibarı ile KDV dahil yaklaşık 820 Dolarlık maliyet yine belirli bir seviye üzerindeki sistemler için makul mantıklı bir fiyat denilebilir. Kablonun farklı albümlerdeki etkisini pikap pre-amplifikatörüm ve CD çalarım ile amplim arasında denemeye çalıştım. İlk önce biraz uçlarda gezinen albümler ile başladım. Son dönemlerdeki takıntım olan Polonyalı Batushka grubunun Litourgiya albümünden “Yekteniya 6” şarkısına odaklanıyorum. Son dönemlerde bu şarkının gitar rifflerini çalışıyorum ve neredeyse ezberledim. Birçok okuyucumuz incelemelerimizdeki albüm ve şarkılara göz atmayı seviyorlar. Bu şarkıya göz dinleyecekseniz sesi kısın sonra bana küfretmeyin. Benden uyarması! Şarkının özelliği topluluğun gitar tonlarını neredeyse basmışcasına ayarlaması ve gerek davullar gerekse de baslar işin içerisine girdiğinde alt frekans detayının ön plana çıkması. CT-1 Reveal kabloların işin daha doğrusu karmaşanın içerisinden başarı ile çıkıyorlar. Bu arada ufak bir hoparlör değişikliği yapıyorum, Altec Model Fifteen’leri sistemime dahil ediyorum. Daha farklı bir tat elde ediyorum.
Denemelerime son zamanlardaki fetişlerimden Karlheinz Stockhausen’ın 1977 ila 2003 yılları arasında bestelediği çok parçalı “Licht” operası ile devam ediyorum. Eserler grubu yanlış anımsamıyor isem yaklaşık 30 saatlik bir süreye sahip. Eserin “Samstag” yani Cumartesi bölümünün dördüncü ve şahsen en sevdiğim bölümü olan “Luzifers Abschied”i mercek altına alıyorum. Eser erkeklerden oluşan koro, org ve yedi trombon için yazılmış ve tahmin edebileceğiniz üzere opera dediğinizde beklediğiniz formdan çok farklı. Kısacası Stockhausen’ın operası işte. Eserde detay seviyesi çok garip seviyelerde. Fısıltı ile söylenen bölümler, garip vurmalılar ve zillerin bir anda ortaya çıkması, arka planda garip org partisyonları derken ortaya çıkan şey bir sistemin detay seviyesini özellikle de alt ve orta/alt frekanslarda delicesine zorlanması. Ara bağlantı kablolarına hoparlör kablolarını da eklediğimde ortaya çıkan tablo gerçekten çok başarılı. Uzayıp giden ziller, arka planda sanki “hum” varmış gibi uğuldayan orglardaki detay seviyesi müthiş. Her iki kablonun birlikteliği ortaya daha da güzel bir tablo çıkartıyor.
Acayip albümleri bir kenara bırakıp eğlencemize bakalım. Chuck Berry’nin St. Louis to Liverpool kaydına bakalım. Albümün hikayesi garip Chuck Berry 1963 yılında hapse giriyor. Bu sürede aralarında “Beach Boys”un da bulunduğu gruplar müzik piyasasını allak bullak ederler. Berry ise bu müziğin öncüsü kim olduğu belli olsun diye bu albümü yayınlar ve ortalık birbirine girer; sonuç tüm dünyada liste başarıları. Albüm süper eğlenceli insanın içini kıpırdatan türden. Şu yaz sıcaklarında iyi bir şey mi bilemem ama bu eğlenceyi sistemin yansıtması da ayrı bir konu. Dinamizm çok iyi bir noktada. Detay seviyesi belki bu albümde beklediğimiz birinci şey değil ama gitar tonları evet çok önemli bir tablo gayet başarılı.
Gün sonunda Reveal hoparlör ve interconnect kabloları gerek tek başına gerekse de bir ikili olarak son derece başarılı kablolar. Serinin üst modellerinden alınan teknolojiler ile üst modellerin detay seviyesini göreceli makul fiyat etiketi ile orta seviye sistemlere getiriyorlar. Tabii ki CT-1 Speaker ve CT-1 Enhanced Interconnect kablolarının bir çok artısı olabilir ancak iş fiyat performans oranına gelince Reveal serisi bu konuda bence çok başarılı. Fiyatları belirttim ancak daha detaylı şekilde irdemelek gerekirse Haziran 2017 itibarı ile KDV dahil olarak hoparlör kablosu 1.898 Dolar karşılığında indirimli olarak 6.033 TL iken ara bağlantı kabloları ise 826 Dolar karşılığında indirimli olarak 2.622 TL fiyat etiketlerine sahip. Her iki kablo sahneden tutun, detay seviyesine kadar hemen her noktada çok başarılı bir performansa sahip olduğu gibi bulunduğu fiyat segmentinde benim gözlemlerime göre son derece iddialı bir konuma sahipler. Okuyucularımızın radarlarına girmesini tavsiye ederim.
High Fidelity Cables Reveal Speaker ve CT-1 Reveal Interconnect Kabloları
Magnetic Conduction teknolojili hoparlör kablosu / Magnetic Conduction teknolojili ara bağlantı kablosu
Fiyat: 1.898 Dolar 6.033 TL / 826 Dolar 2.622 TL Fiyatlar Haziran 2017 itibari ile KDV Dahil fiyatlardır. TL karşılıklarında indirimli fiyatlar baz alınmıştır/ Online satın almak için tıklayınız
Temsilci: Dükkan Hifi / www.dukkanhifi.com
Bir yorum ekleyin