Vokal ağırlıklı tarzlarda da “S2” göz doldurmaya devam ediyor. Antonio Carlos Jobim’in harika Stone Flower kaydında zaman zaman fısıltı seviyesine gerileyen vokaller bile tane tane duyuluyor. Bu tarz albümlerde tonlar ve melodiler ön plana çıkıyor. S2’nin yanına iyi bir ampli eklediğiniz zaman bu açıdan da hiçbir eksikliği olmadığını görüyorsunuz.
Daha serbest caz çalışmalarında elde edilen keskin hatlar yine başarılı hanesine yazılıyor. Bu aralar farklı Sun Ra albümlerini mercek altına almış durumdayım. Bir yandan melodik pasajlar dinlerken, özellikle Sun Ra’nın piyano melodilerini dinlemek büyük keyif iken bir kaç dakika içerisinde tüm orkestranın içerisine üç harfliler girmiş gibi ortalık yıkılmaya başlıyor. Çift davulun arka tarafta yarattığı kaos ortamından, üflemeliler ayrı bir dünyadan tonlarına kadar dinamizm ve keskinlik başarılı. Bu boyutlardaki bir hoparlör gözönüne alınırsa ise çok çok başarılı demek lazım.
Rock dinleyicileri açısından ilk dikkat edilecek şey amplifikatör seçimi. Solid state yapıda biraz(cık) kuvvetli bir ampli kullanırsanız çok mutlu olma şansınız yüksek. Farklı tarzlarda hatta en keskin ve sert albümlerde bile “S2” dağılmadan performans gösterebiliyor. Günümüzün popüler albümlerinde hatta elektronik tarzlarda bile durum değişmiyor. İyi bir ampli ve iyi bir kaynak ile beslediğiniz durumlarda “S2” boyutundan beklenmeyecek bir performansa sahip. S2’nin altına güzel bir stand yine performansı arttıran bir çarpan etkisi yapacaktır. Dediğim gibi bana sorarsanız bu ikili incelemenin parlayan yıldızı s2. Peki hiç mi eksiği yok. Belki sahneyi birinci öncelik olarak seçim kriteri haline getiren okuyucularımız açısından eksiklikten bahsedebiliriz. Ribbon sürücülerin daha doğrusu S2’de kullanılan sürücülerin biraz doğrusal çaldığını söylemek gerekiyor. Dinleme mesafesi artsa bile bu durum değişmiyor. Hal böyle olunca sahnenin tüm odayı kaplamasını isteyen, tizler havalarda uçuşsun isteyen meraklılar için biraz hayal kırıklığı oluşabilir. Bunun haricinde hoparlörün eksikliği bana sorarsanız yok. Şimdi isterseniz “Vena”ya geçelim…
Quad Vena’yı ilk olarak kendi sistemimde kendi hoparlörlerim ile kullanmaya başlıyorum. 40W gücünde bir ampliye göre 4425’leri sürmek konusunda çok başarılı olduğunu söyleyemeyeceğim. Bunun üzerine misafirim olan Triangle Comete ve Quad S2 üzerine yoğunlaşıyorum. Yüksek hassasiyet ve kolay sürülebilir olması sayesinde Vena ile Comete daha iyi bir uyum sağlıyor. Senelerce kullandığım bir hoparlör olduğu için yapabilecekleri ve yapamayacaklarını çok iyi bildiğim için güzel bir test platformu oluşuyor. Kaynak olarak bilgisayarımı ve pikabımı kendi pikap katım ile kullanıyorum.
İlk olarak DAC performansına bakalım. İlk bakışta Quad Link D-1 DAC ile benzer performansı alıyorum. Bahsi geçen model ilk çıktığı dönemlerde başarılı bir performans gösteriyor olsa da, zaman ilerleyip yongasetlerindeki gelişmeler sayesinde performans açısından biraz geriye düştü demek yanlış olmaz. Tahmin ediyorum her iki DAC aynı yongasetini kullanıyor. Çözünürlük anlamında 24bit/192 kHz bir DAC’tan beklentilerim karşılansa da, tonlar anlamında günümüzün dijitalliğinden gitgide uzaklaşan modellerine göre bir adım geride bir performans elde ettiğimi söylemeliyim. Burada en önemli nokta “Vena” içerisindeki ampli ve pre-ampli katlarının başarılı performans göstermesi ile cihazın genel performansı bir miktar artıyor. Giriş seviyesinini bir tık üzeride bir performans elde ettiğimi söyleyebilirim.
Optik ve koaksiyel girişleri kullanarak denemelerime devam ediyorum. Bir oyun konsolu veya Blu-Ray çalarınızı bir nevi müzik kaynağı olarak kullanmak isterseniz, Vena’nın DAC katı bu cihazlara göre çok daha iyi bir performans elde etmenizi sağlıyor. DAC konusunda özellikle de bilgisayarlarınız bağlayacak okuyucularımızın özellikle yazılım tarafında optimizasyonlar yapmasını tavsiye ederim. Yaptığınız her geliştirme olumlu sonuçlara yol açıyor ve gün sonunda, “Vena” üzerindeki DAC giriş seviyesindeki bir cihazdan beklentilerimizi karşılayacak hale geliyor. Ayrıca çalacağınız medyada performans üzerinde önemli bir etki edecektir.
Kendi pikabım ile analog girişleri kullanarak denemelerime başlıyorum. Farklı tarzlarda albümleri yine hem S2 hemde Comete ile dinliyorum. Vena bu noktada gayet başarılı bir performans sunuyor. Hiçbir frekans bandı çok ön plana çıkmazken, her iki hoparlörü de sürebiliyor. Burada dinlediğiniz müziğin önemi var. Günümüzün popüler tarzlarını, küçük caz veya klasik formasyonlarını dinlemek isteyen okuyucularımız için S2 ve Vena kombinasyonu gayet keyifli olabilir. Burada mekanında çok büyük olmaması bence önemli bir kriter. Orkestra boyutları arttıkça ve aynı zamanda mekan dolayısıyla dinleme mesafesi arttıkça S2 biraz daha fazla güç istiyor. Her ne kadar Vena belirli bir ses şiddetine dağılmadan ulaşabilse de, S2 testlerimde hoparlörün ne noktalara gelebildiğini gördüğüm için bunu kolaylıkla söyleyebiliyorum. Aynı zorlu tarzları Comete ile dinlerken daha iyi bir performans elde ediyorum. Dinleme mesafesi artsa da, Vena Comete kombinasyonu tüm odayı melodiler ile doldurmayı başarıyor.
Vokal cazda tonlar genel olarak başarılı. Özellikle vokallerin detayı gayet yeterli. Üst frekanslar her iki hoparlörün de başarılı olduğunu bildiğim noktalar ve Vena bu duruma ayak uydurabiliyor. Daha elektronik tarzlarda veya daha sert albümlerde biraz daha fazla güç olsa dediğim zamanlar oldu S2 ile. Comete cephesinde ise daha stabil bir durum söz konusu. Bu noktada Vena ile kullanılacak hoparlörün önem kazandığını söyleyebilirim. S2 tabii ki tercih edilebilir ancak S2’nin daha iyi amplifikatörler ile parlayan performansını görünce şahsen tercihimi biraz bu yöne doğru kaydırırdım ben olsam. Tabii ki S2 modeli bu tarz bir dinleti yapmamış olsanız Vena ile ortaya çıkan durum gayet hoşunuza gidecektir ancak önceki bölümlerde yazdığım gibi S2’yi besledikçe daha iyi performans gösteriyor ve sonunda hiç beklemediğiniz bir detay seviyesi ve tonlar elde etmiş buluyorsunuz kendinizi.
Daha büyük bir mekanda veya daha kalabalık formasyonlarla müzik dinlemek isteyen kullanıcılar ille Quad hoparlör kullanmak istiyorlarsa bence daha konvansiyonel yapıdaki ve kolay sürülebilir “11L” ve “12L” modellerine bir bakış atabilirler.
Quad Vena Haziran itibarı ile 1.375 Dolar’lık bir fiyat etiketine sahip. Buna karşılık gelen Türk Lirası karşılığı ise KDV dahil yaklaşık 3.900TL civarlarında. Bu fiyat karşılığında çok sağlam bunun yanında çok şık bir hepsi birada cihaz satın almış oluyorsunuz. Bir meraklının hatta ailenin ihtiyaç duyabileceği tüm özellikler ve teknolojiler, Vena içerisinde meraklılara sunulmuş durumda. Küçük dinleme odalarında veya ofislerde herhangi bir hoparlör ile eşleyerek gayet rahatlıkla kullanabileceğiniz bir cihaz olmuş. Tabii ki piyasa da daha iyi DAC’lara sahip cihazlar var ancak Quad tasarımcıları amplifikatör ve pre katına verdikleri özen ile toplamda fiyatına göre tatmin edici bir performansa sahip cihaz üretmeyi başarmışlar. Eksiklikleri var mı, tabii ki var. Ancak toplam paket olarak başarılı bir ürün Vena. Quad kalitesine ve sesine ulaşmanın en uygun fiyatlı yolu diyebiliriz.
Quad S2 hoparlör, Haziran itibarı ile 1.285 Dolarlık bir fiyat etiketine sahip. Türk lirası karşılığı ile yaklaşık 3.700TL’lik bir tutar söz konusu. Şöyle bir bakarsak S2 fiyat anlamında giriş seviyesi bir hoparlör ancak performansa bakarsak bulunduğu sınıftaki bir çok hoparlöre göre hemen her alanda üstün bir performans gösterebilme potansiyeli var. Buradaki en önemli nokta iyi bir stand ve amplifikatör seçimi. Ben denemelerim sırasında genelde S2’nin fiyatının birkaç misli hatta daha fazlası amplifikatörler kullanmış olmama rağmen, S2 hemen her frekans bandında bu duruma ayak uydurabildiği gibi gerek alt frekans gerekse de yeni tiz sürücüler ile üst frekanslarda inanılmaz keyifli sonuçlar vermeyi başardı. Burada klasik bir ikilem ortaya çıkıyor. Giriş seviyesi bir hoparlörü daha pahalı amplifikatörler sürmek mantıklı mı. Eğer S2 gibi bir hoparlör söz konusu ise kesinlikle mantıklı.
Biliyorsunuzdur belki ben senelerce Verdier 2A3 ampli ile Comete kombinasyonu ile yaşadım. Amplinin üzerindeki bir çift güç lambası hoparlörün fiyatına eşitti. Ancak tüm bu kıyaslamaları bir kenara bırakıp uzun seneler mutlu mesut yaşadım. S2’nin potansiyelini görünce aynı şeyler aklıma geldi. Ha böyle bir kombinasyonu seçen çok az insan olacaktır eminim ki, ancak sonucunda elde edecekleri ses kimseye anlatamayacakları, anlatsalar da inandıramayacakları bir ses olacaktır. Böyle zamanlarda keyfinize bakmak önemli. Evinizin kapılarını kapadığınız zaman kullandığınız cihazları kimse bilmez ve dolayısıyla yorum yapamazlar. S2 işte böylesine bir hoparlör olmuş. Benim dinlediklerim arasında Quad’ın ürettiği en iyi bookshelf diyebilirim. (1)
Quad S2
2-Yollu Raf Tipi Hoparlör Muhafaza Tipi Bas Reflex Bass / Mid Sürücü 5″(125mm)woven Kevlar cone Tiz Sürücü 12 x 45 mm True Ribbon AV shield Hayır Hassasiyet (2.83V @ 1m) 87dB Tavsiye Edilen Amplifikatör Gücü 25-100W Peak SPL 98dB Nominal Empedans 8Ω Compatible Minimum Empedans 4.5Ω Frekans Aralığı (+/-3dB) 48Hz ~ 22kHz Ölçüler (H x W D) 330 x 180 x (260+30)mm Ağırlık 6.1kg
Fiyat: 1.285 Dolar Haziran itibarı ile 3.700TL KDV Dahil / Online satın almak için
Temsilci: Dükkan Hifi / www.dukkanhifi.com
——————-
Quad Vena
AUX Giriş Hassasiyeti 450mV AUX Giriş Empedansı 10kΩ（Unbalanced） Çıkış Voltajı 2.3V (Max.) Çıkış Empedansı 470Ω Girişler 2 × RCA (AUX1, AUX2) Çıkışlar 1 x RCA (Pre-Out) Nominal Çıkış Güçü 2 x 45W (8Ω) Frekans Tepkisi -0.5Db (20Hz-20kHz,ref.1kHz) Toplam Harmonik Bozulma (THD) <0.009% (10W, 1kHz) Sinyal-Gürültü Oranı (S / N) ≥108dB (A Weighted, ref.45W) DAC CIRRUS LOGIC: CS4398 Örnekleme Frekansı 44.1-192 kHz Digital Girişler 1 x Coaxial, 2 x TOSlink Optical, 1 x PC USB, 1 x Bluetooth, 1 x Apple Docking Digital Çıkışlar 1 x Coaxial, 1 x TOSlink Optical
Fiyat: 1.375 Dolar Haziran itibarı ile 3.900TL KDV Dahil / Online satın almak için
Temsilci: Dükkan Hifi / www.dukkanhifi.com
(1) Z serisini henüz dinlemedim ancak 1.200 Dolarlık fiyatı ile S2’nin fiyat performans oranına ulaşmaları kolay gözükmüyor doğrusu….
Bir yorum ekleyin