Rega firmasının çok ilginç bir tasarıma sahip RP8 modeli pikabını Stereo Mecmuası’na konuk ediyoruz. Geçmişten bugüne birçok Rega pikabı kurcalama fırsatı bulmuş bir insan olarak RP8 ve ağabeyi RP10 pikaplar firmanın tasarımları açısından kendi içinde bir devrim. Her iki pikabın tasarımı ve tasarımın arkasındaki fikirler Rega’nın geçmiş ve varolan pikaplarından oldukça farklı. İsterseniz tasarım ile başlayalım…
Rega RP8’in kutusunu açıp kuruluma başladığınızda iki şey dikkatinizi çekiyor. Birincisi tasarımın farklılığı ikincisi ise hafiflik. Tasarım gerçekten çok farklı. Ancak bu farklı tasarım son derece akılcı bir bakış açısıyla konvansiyonel tasarım ile birleştirilmiş. Pikabı kurup karşısına geçtiğiniz zaman dış formlar klasik bir pikaptan çok farklı değil, ancak ayrıntılara baktığınızda işin rengi değişiyor. Bunun sebebi pikabın aslında iki ana parçadan oluşması.
Yukarıda görülen ilk parça pikabın bir nevi dış koruması olarak işlev görüyor. Bu parça koruma kapağına ve asıl pikap parçasının içine oturması için pikabın özgün şekline sahip. Pikap tasarımlarında koruyucu kapak kısmı bir sorundur ancak bende dahil tüketiciler mutlaka koruyucu kapağın olmasını isterler. Aslına bakarsanız koruma kapağı yüzeyinin büyüklüğü ve genel itibarı plak çalarken duruşu ile pikabın ana gövdesi için başlı başına bir titreşim modülatörü gibi çalışır. Rega tasarımcıları, koruyucu kapağı bu dış gövde üzerinde tasarlayarak çok akıllıca bir iş yapmışlar. Asıl pikap şasisi bu ikinci gövdenin içerisine konulduğunda minimum temas elde edilmesi için özel bir tasarım geliştirmişler.
Yukarıda görülebileceği üzere bu ikinci gövde üzerinde üç adet ayak var. Bu ayakların çevresinde o-ring kullanılarak üçgen şekli bir bölüm hazırlanmış. Asıl pikap gövdesinin konik ayakları, bu üçgenlerin ortasına oturtulduğunda asıl pikap gövdesi bu ikinci gövde içerisinde merkezlenmiş oluyor. Ancak temas yüzeyi minimize edilmiş durumda. Pikap gövdesi ile koruma gövdesi arasında bir boşluk oluşuyor ve sadece 3 ayağın minik birer noktasında temas sağlanıyor. Çok akıllıca bir fikir! İkinci gövdenin malzemesi asıl pikabın eşi. Her ne kadar iki gövde biraraya geldiğinde bir bütün haline geliyorsa da, aslında 3 noktadan minimal olacak şekilde temas ediyorlar.
Pikabın asıl gövdesi işte bu! Son derece ilginç bir tasarım. Ecnebiler bu tasarıma “skeleton” diyorlar. 1970’lerde bazı Japon üreticilerin bu tasarım anlayışında neredeyse mükemmele yaklaştığını daha sonraki yıllarda bazı Batılı üreticilerinde bu tasarım anlayışını benimsediklerini görüyoruz. Rega firmasının patronu Roy Gandy’nin tasarım anlayışına göre kendi üst sınıf pikabı için olmazsa olmazlar düşük kütle, düşük ağırlık ve yüksek rijidite. Aslına bakarsanız pikap tasarımında bu fikirlerden ikisi genel kabul görüyor. Ancak iş ağırlığa geldiğinde her tasarımcının kendisine özgü bir bakış açısı var. Genel eğilim ağırlığın iyi bir şey olduğu! Açıkçası hafif tasarımın nasıl bir sonuç ortaya koyacağını merak ediyorum. Kağıt üzerinde hemen olumlu veya olumsuz karar vermemek lazım. Yaş itibarı ile ve en önemlisi yaptığım denemelere bakarak artık bunun önemini biliyorum. Pikabın şekli gerçekten çok ilginç. Yine bazı okuyucularımızın çok seveceği bazılarının ise hiç sevmeyeceği bir tasarım var. Bu tamamen kişisel bakış ve beğeni ile alakalı. Ancak dış gövde işin içerisine girince dediğim gibi RP8 daha klasik bir görüntüye sahip oluyor.
Pikap gövdesinde kullanılan malzemeyi ilk kez görüyorum. Daha doğrusu bu tarz malzemelere aşinayım ama pikap gövdesinde ilk kez kullanıldığını görüyorum. Burada hemen Timpani’nin web sitesinde yazılanlara bir bakış atalım. “Hafif yapıda elyaflı malzeme iki fenolik reçine katmanı arasına alınmıştır. Bu teknik, uçak kanadı veya Formula 1 araba şasisi gibi rijid yapının ve hafifliğin bir arada arzu edildiği durumlarda da uygulanmaktadır. RP8 pikabın gövdesi, nitrojen ile genleştirilmiş ve kuş tüyü hafifliğindeki poliyofin köpük malzemenin üzerini kaplayan iki yeni, öngerilimli, ince fenolik kabuktan oluşmaktadır.” Yukarıdaki ayrıntı fotoğrafta bu yapıyı görebilirsiniz. Köpük kısım ortada gözüküyor üst ve alt kesitlerde bahsedilen fenolik malzemeden üretilmiş katmanlar var. Üst katman son derece şık şekilde lake cila ile kaplanmış ve gövde çok şık gözüküyor.
Rega RP8 üzerinde bir Rega klasiği olarak cam plato kullanılmış. Yazılan çizilenlere göre bu cam plato, cam işleme konusunda uzman bir İngiliz firma ile birlikte geliştirilmiş. Roy Gandy’nin tasarım anlayışına göre pikapta ağır olması gereken şeylerin başında plato geliyor. Bu genel kabul gören bir görüş, stabil bir dönüş için platonun ağırlığı gerçekten çok önemli. Tasarımcılar platoyu ağırlaştırırken mil kısmına ek ağırlık yansımaması için platonun iç bölgesini hafifletip dış bölgesini ağırlaştırmışlar. Rega tasarımcıları cam platoyu toplam üç katmanı birleştirerek kullanmışlar. Gerçekten oldukça ilginç gözüküyor. Bu arada pikabın gövdesinde mil ve ağırlık kısmında dikkat edebileceğiniz gibi ek bir katman kullanılmış. Gümüş renkli bu katman gövdenin rijiditesini arttırmak üzere tasarlanmış. RP8’in kutusunun içerisinden platonun üzerinde kullanılmak üzere keçe bir mat çıkıyor. Aslına bakarsanız cam hali daha şık gözüküyor. Şimdi bana “çatlak” diyeceksiniz ama ben müzik dinlerken keçe matı kullandım, ancak normal zamanlarda keçe matı kenara koydum çünkü pikap böyle daha şık gözüküyordu. Obsessif arkadaşlar aynı yolu izleyebilirler :)
Motor yapısı Rega pikaplarda gördüğümüz geleneksel tasarıma sahip. Bir nevi flywheel diyebileceğimiz tasarım platonun altındaki metal alt plato ve motor bileşenlerinden oluşuyor. Motor kasnağı bu alt platoya iki adet kayış ile güç iletiyor. Motor son derece sessiz çalışıyor. Motorun güç ihtiyacı ise minik sayılabilecek boyutlara sahip TT-PSU güç besleme ünitesi ile sağlanıyor. Distorsiyonsuz ve oynama olmadan motorun beslenmesi, devir konusunda stabilite sağlıyor. Ayrıca 33 ve 45 devir seçimi bu güç ünitesi üzerinden yapılıyor. İki farklı renk ile o andaki devir bilgisi veriliyor. Yazılan çizilenlere göre her TT-PSU güç besleme ünitesi motora özel şekilde sonlandırılıyor. Böylelikle motor toleranslarının önüne geçilerek stabil bir performans elde edilmesi hedeflenmiş.
Rega RP8 üzerinde firmanın RB808 kolu geliyor. Aslına bakarsanız klasik Rega kol anlayışının izlerini taşıyan kol küçük kardeşlerine göre daha yüksek üretim hassasiyetine sahip. Rega kol konusunda her zaman hafifliği önemseyen bir firmadır ve özellikle giriş seviyesindeki kolları fiyatlarına göre çok çok iyi performans sunar. RB808 yazılan çizilenlere göre daha iyi bearing toleranslarına sahip ve her kol elde birleştiriliyor. Önceki nesillere göre daha geliştirilmiş bir tüp kullanılmış. Kolu ayarlamak hemen tüm Rega kollarda olduğu gibi gayet basit. RP8 kutusunun içerisinde protractor çıkıyor ancak meraklılar Rega kollara özel çizilen “arc” protractor’lar ile yeni maceralar arayabilirler. Rega kollarda anti-skating ayarının hassasiyeti bir miktar düşüktür. Benim ölçümlerimde RB808 kolda bu duruma da müdahale edilmiş gözüküyor. Geleneksel olduğu üzere koldan bir topraklama kablosu çıkmıyor ancak Rega tasarımcıları bu kez kol üzerine daha kaliteli kablolar ve konektörler kullanmışlar. Kilitli konektörler gayet kaliteli gözüküyor. Farklı iğnelerle kullanabilmek için Rega kollar için hemen her tür aksesuarı Rega veya üçüncü parti üreticilerden alabilirsiniz. Kolu yükseltmekten tutun farklı arka ağırlık opsiyonlarına kadar sayısız seçenek var. Kol, teorik olarak diğer Rega kollarda olduğu gibi ağırlık ölçer vesaire gibi aksesuarlar olmadan ayarlanabiliyor. Ben denemelerimde ağırlıklı olarak Rega Apheta iğneyi kullanacağım. Tabii ki denemelerde Denon DL103 gibi geniş kitlelere hitap edecek iğneleri de denemeyi ihmal etmedim. Geçtiğimiz günlerde Rega Apheta ile alakalı ayrıntılı bir yazı yayınlamıştık, okumadıysanız sizi önce buraya alalım.
Sistemimde standart olarak kullandığım Michell Gyrodeck+ SME Series V kombinasyonunu kenara kaldırarak Rega RP8’i Finite Elemente Pagode standıma yerleştirdim. Pikabın asıl gövdesinde ayaklardan bir miktar ayar yapabiliyor olmak ile beraber ben RP8’i mutlaka düzgün bir satıha yerleştirmenizi tavsiye ederim. Ben Pagode standa terfi ettiğimden beri artık ek ayar ile uğraşmıyorum. Sırf bu testler için bile iyi ki almışım diyorum kendime. Rega’nın stok protractor’unu kullanarak Rega Apheta iğneyi kuruyorum. Tüm ayarları Cardas Sweep Record ile gözden geçiriyorum ve artık denemelere başlayabilirim. Pikap hariç tüm sistem bileşenleri geleneksel olduğu üzere aynı!
Bir yorum ekleyin