Musical Fidelity LX-LPS

Uzun bir süre sonra Stereo Mecmuası’nda Musical Fidelity markalı bir ürün misafir ediyoruz, LX-LPS pikap katı. Musical Fidelity bundan çok uzun seneler önce standart hifi cihaz boyutlarında devrim yapıp Nu-Vista serileri ile küçük boyutlu cihazlarında gayet başarılı olabileceğini göstermişti. O yıllardan bu yıllara midi ve mini boyutlardaki Musical Fidelity cihazları hep ilgimi çekmiştir. Aslında bugün inceleyeceğimiz LX-LPS bu serilerin bir üyesi değil ancak yazılan çizilenlere göre tasarımcılar senelerin bilgi birikimini bu minik cihaza da aktarmışlar.

Musical Fidelity LX-LPS oldukça derli toplu bir ürün. Alüminyumdan üretilmiş siyah şasisi 197 x 172 x 46,5mm boyutlarında. Pikap katlarının şasilerinin metalden üretilme sebebi RFI/EMI gibi istenmeyen etkileri dışarıda tutmak ve sinir bozucu “hum”ı önlemektir. Görsellikten ziyade zorunlu bir işlevsellik durumu söz konusu. Musical Fidelity küçük bir şasi tasarımına sahip olsa da, pikap katlarının tasarımına ufak bir dokunuş yapmışlar ve ürünün siyah sıkıcı bir kutu olmasını önlemişler. Cihazın ön panelinin üst kısmında tasarlanan minik bir eğim cihazın havasını değiştirmiş.  Cihazın ön bölümünde sağ üstte marka logosu sol üstte ise model numarası bulunuyor. Sol tarafta açma kapama sivici, sağ tarafta da MC ve MM giriş arasında seçim yapabileceğiniz siviç bulunuyor. Ürünün bildirim ışıkları ise mavi renkte. Musical Fidelity firmasının tasarımlarında bu eski tarz siviçleri kullanmasını seviyorum. Aslında günümüzde bu seçim görevi düğmeler tarafından hallediliyor olsa da, bu tarz tasarımlarda siviç görmek beni mutlu ediyor. Tamamen görsel bir takıntı :)

Makul boyutlardaki ürünün arka bölümü hınca hınç dolu diyebilirim. 2 adet pikap girişine sahip olan LX-LPS’in bir girişi MM diğer girişi ise MC kafaları kabul edebiliyor. Sol bölümde topraklama konektörü yerleştirilmiş. Sağ tarafta ise çıkış ve hemen yanında elektrik girişi bulunuyor. Elektrik girişi standart bir mini USB kablo ile sağlanıyor. Özel bir kablo kullanılmasından daha iyi bir çözüm olduğunu düşünüyorum. Yukarıdaki fotoğrafa baktığınızda iki çift farklı bir RCA girişi görmüş olmalısınız. Bu girişler yükleme değerlerinin ayarlamak için kullanılan RCA adaptörlerin kullanılması için tasarlanmış. Aşağıda fotoğrafını görebilirsiniz.

Yeşil işaretli RCA adaptörler 100Ohm yükleme değeri verirken mavi olan ise 47pF değerini sağlıyor. Yani yeşil RCA adaptörler MC kafalar, mavi olanlar ise MM kafalar ile kullanılacak sonucunu çıkartabiliriz. Aslında basit bir şekilde her pikap katı bölümü için yükleme değeri bu RCA adaptörler ile yapılacak demek oluyor. Aslında acemi bir kullanıcı için böylesine standart değerleri sağlayacak elektronik bileşenler -ki burada rezistör- illa ki cihazın içerisine yerleştirilebilirdi ve kafa karışıklığı yaratmazdı. Ancak ben bu durumu görünce hemen basit bir hesap kitap ile farklı kafalar için uygun yükleme değerlerine sahip RCA adaptörler yapabilirim diye düşündüm. Aslında sadece bir çift RCA konektörü ve uygun 2 adet rezistör ile basit bir lehim işlemi sonucunda sonsuz sayıda yükleme değerine sahip adaptör üretebilirsiniz. İnanın maksimum 1 dakika sürecek bir işlem. Herkese hitap edecek bir olay değil ancak el altında böyle bir imkan olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

Ürünün fabrika verilerine bakmak gerekirse MM katı için giriş empedansı: 47 KΩ, giriş hassasiyeti 3.0mV toplam harmonik gürültü: 0.01% iken MC giriş için giriş empedansı: 100 Ω, giriş hassasiyeti 300μV toplam harmonik gürültü: 0.01% Bu değerlere bakarak pikap katımızı standart değerlere sahip kafalar ile kullanacağımızı görüyoruz.  Seçimlerimi geleneksel olarak şu şekilde yaptım; MM iğne olarak Ortofon 2M Red, MC iğne olarak Ortofon Quintet Red, yüksek çıkışlı MC olarak ise Goldnote Boboli Signature kullandım.

Öncelikle Musical Fidelity LX-LPS her üç kafa ile yaptığım denemelerde arka plan sessizliği ve hum konusunda benden tam puan alıyor. Hayatta en nefret ettiğim şeylerden bir tanesi “hum” konusu olduğu için sisteme bir pikap katı eklediğimde ilk dikkat ettiğim ve odaklandığım konu bu oluyor. LX-LPS ve yanında gelen adaptör uzun kullanım senaryolarında bile ısınma konusunda da başarılı bir tablo çiziyor. Cihazın makul boyutları gözönüne alındığında çoğu pikabın altına yerleştirilebilir ve herhangi bir ısınma yapmaması önemli bir konu. Gelelim dinleme testlerine.

Keith Jarrett’in meşhur the Koln Concert‘i ile dinlemelerime başladım. Arka plan sessizliği, tonlar ve detay konusuna bakmak istiyorum. Zaten Müzik bölümümüzde bu albüm için ayrıntılı bir yazı var ama şunları bilmek önemli kayıtta kullanılan piyano salon için oldukça küçüktür, notası kaçıktır ve pedalları düzgün şekilde çalışmamaktadır. Keith Jarrett piyanonun sesinin salonu doldurması ve daha fazla alt frekans etkisi elde etmek için sol elini normal çalma stilinden daha ritmik kullanır ve özellikle piyanonun düzgün çalışan orta bölümüne odaklanır. Bir de üzerine Jarrett normal bir piyanist gibi efendi efendi çalmaz. Mırıldanır, sinirlenir zaman zaman piyano ile kavga eder, piyano ile konuşur. Tüm bunlar albümü bu tarz dinlemeler için özel kılıyor. Tonlar tahminimin ötesinde başarılı özellikle  Boboli Signature ile denemelerimde piyano detaylarından çok keyif aldım. Atmosfer ve sahne anlamında da Musical Fidelity LX-LPS boyundan büyük bir iş yapıyor bana sorarsanız.

Sarah Vaughan’ın ilk plağında orta frekanslara ve vokallere bakıyorum. Albümde şarkıcının arkasındaki orkestra zaten çok önemli. Bir de üzerine Amerikan bestecilerinin klasik bestelerinde Vaughan muhteşem bir vokal deneyimi sunuyor. Orta frekanslar konusunda LX-LPS yine bana sorarsanız çok başarılı bir performans sunuyor. Arka plan detay seviyesi ve enstrüman tonlamaları gayet başarılı. Alt frekanslar konusunda ürün güvenli bir noktada duruyor. Ne aşırı vurgu var ne de çok arka planda. Bazı okuyucularımız daha belirgin bir vurgu arayabilirler. Daha büyük orkestralarda standart bir MM kafa ile hıza, detay seviyesine odaklanıyorum. Duyduklarımdan genel olarak mutluyum.

Klasik müzik denemelerime başladığında bu kez Quintet Red ile devam ediyorum. İlk olarak Philip Glass daha az bilindik solo piyano eserlerini yorumlandığı ve modernlik ile minimal yaklaşımın, kendini tekrarlayan melodilerin bir karışımı gibi özetleyebileceğim piyanist Jeroen van Veen’in Glass: Mad Rush plağına bakıyorum. Son derece usulca çalınmış bir icra var. Hem kayıttaki, hem icradaki hemde sistemdeki defektler bir anda ortaya çıkabilir. Atmosfer çok iyi.  Arka plan sessizliği, tonlar ve detay konusuna yine çok başarılı bir performans var. İşleri karmaşıklaştırdıkça daha büyük orkestralar daha karmaşık eserler, işin rengi pek değişmiyor.  LX-LPS belirli bir çıtayı her zaman tutturuyor.

Emerson, Lake & Palmer’ın çok önemli Tarkus plağı ile devam edelim. Tam geçiş albümü oldu diyelim. Emerson, Lake & Palmer ilk albümlerinde çok başarılı bir dönüş almışlar ve albüm çok ciddi miktarlarda satılmıştı. Hal böyle olunca albümün prodüksiyonu için hemen her şeyi istedikleri gibi yapabilme şansına kavuşmuşlardı ve tüm bu sürecin sonunda böylesine bir klasik ortaya çıktı. Ardı arkası kesilmeyen sintizayzır bölümleri, etkileyici bas partisyonları derken hem dinlemesi hemde test yapılması eğlenceli bir albüm. Detay seviyesi gerçekten güzel, sahne keza aynı şekilde. İğneye hafif bir müdahale yaparak baslar konusunda bir miktar kazanım ile hayat daha güzel. Daha sert albümler ile denemeler devam ediyor. Hız, tonlama konusunda gerçekten iyi iş çıkartmış İngiliz tasarımcılar.

Peki daha iyi bir iğne ile durum ne olacak. Shelter’ın klasik 501’nin en yeni versiyonu ile son bir dinleme turu yapıyorum. 501, orta frekanslar konusunda her zaman çok farklı bir iğne olmuştur. Aslında hemen her frekans aralığında başarılıdır. MC ayarlarını yapıp dinletime başladığımda Musical Fidelity LX-LPS’in bu müthiş kafaya ayak uydurabildiğini gözlemliyorum. Orta frekanslar hemen kendisini belli ediyor. Üst  frekanslar farklı bir alem haline geliyor. Açık ve vurgular çok keyifli. Alt frekanslar belki midenizi yumruklar ile dövemiyor ama 501’in de  LX-LPS’in de öyle bir karakteri yok. Ancak performans mutlu ediyor mu evet. Elektronik müzik tarzları dinleyenler, günümüzün popüler tarzlarında yine bas odaklı tarzları dinleyen okuyucularımızın farklı bir tarafa yönelmesinde fayda olacaktır. Bu ikilinin ortaya çıkarttığı zarif ses benim sevdiğim bir tarz. İşin güzel tarafı bunca iğne ile yaptığım denemelerde  LX-LPS’in bir şekilde  duruma uyum sağlaması oldu. Bu çok önemli bir artı puan bana sorarsanız.

Musical Fidelity LX-LPS Mayıs 2018 itibarı ile  510 Sterlin karşılığı 3.124,77 TL’lik bir fiyat etiketine sahip. Ürünün kendisine göre artı ve eksileri var. İki pikap girişi, kompakt boyutlarına rağmen kaliteli işçiliği, detay seviyesi, tonlaması, arka plan sessizliği artı hanesine yazacağım özellikleri. Eksi tarafına ise hassas ayar seçeneklerinin herkese hitap etmemesi eklemem gereken en önemli konu. Benzer fiyat aralığına daha fazla ayar özellikleri sunan pikap katları da mevcut. Burada en önemli konu kullanıcının nasıl bir kafa kullanacağı. Eğer egzotik tarafta ve MC tarafında standart dışı teknik değerler ile uğraşacaksanız LX-LPS sizin için uygun bir seçenek değil. Ama incelemede belirttiğim tarzda ve standartlar ölçüsünde bir kafa ile gayet keyifle kullanacağınız bir pikap katı olabilir. Bu arada eğer bütçeniz biraz daha esnetilebilir durumda ise önümüzdeki günlerde İngiliz üreticinin MX-VYNL pikap katını da mercek altına alacağım. Oldukça iddialı bir ürün olduğunu şimdiden söyleyeyim :)

Musical Fidelity LX-LPS
MM Input Impedance: 47 KΩ Input Sensitivity: 3.0mV Total Harmonic Distortion: 0.01% Signal to Noise Ratio: >80dB Input Overload Margin: 5dB MC Input Impedance: 100 Ω Input Sensitivity: 300μV Total Harmonic Distortion: 0.01% Signal to Noise Ratio: >70dB Input Overload Margin: 22dB  
Fiyat: 510 £–  3.124,77 TL (KDV Dahil Mayıs 2018 itibarı ile) / online satın almak için tıklayın
Temsilci: Can Hifi / www.canhifi.com