İlk denememe başladığımda sistemimde anormal bir “hum” ile karşılaşıyorum. Allah Allah bu neden olmuş ki diyerek, 3W gücündeki J.C.Verdier amplifikatörümü kaldırıp yerine Luxman MQ60’ı bağlıyorum. 3W SET lambalı gücü tahmin ettiğim gibi D-1.1’leri sürmeye yeterli gelmiyor. 30W ile çok daha iyi bir sonuç elde ediyorum ancak sistem keyifsiz çalıyor. Bunun sebeplerini bulmak için hemen kontrollere başlıyorum. Sonunda anlıyorum ki, evimizdeki ufak canavar pikap kablolarına asılıp tüm tüm lehim noktalarını paramparça etmiş. Dinletilerime ister istemez CD ile devam ediyorum. Ertesi gün tüm sistemi dağıtıp, elimde lehim makinesi ile SME V kolun kablolarını, Step Up Transformer (SUT) kablolarını tamir ediyorum. Ayrıca pre-amplinin pikap katının konektörlerini de yerinden oynatmış bizim ufaklık, onları da yerine sabitliyorum. Allah’tan “hum” sorunu çözülüyor. Hazır bu kadar uğraşmışken iğnemi yükseltiyorum, kablolarımı gözden geçiyor ve dinletilerime kaldığım yerden devam ediyorum. 12 aylık bir bebek ayaklandığında sistem için gerçekten bir canavar haline geliyormuş onu da öğrenmiş olduk :)
Bildiğiniz gibi benim sistemim en iddialı tabir ile orta sınıf bir müzik sistemi sayılır. Kaynak cihazlarım beni genelde mutlu ediyor ancak şu bir gerçek ki, üst uç sınıf cihazları test etmeye başladığınız zaman sisteminizin oluşturduğu sınırları çok rahatlıkla anlamaya başlıyorsunuz. Aslında normal bir hifi sitesinde okuyacağınız bir inceleme de, Raidho Acoustics D-1.1 için bir sürü övgü okuyabilirsiniz. Ancak onun sınırlarına ulaşmak için benim elimdeki ekipman gerçekten yeterli değil. Hoparlörün performansı şöyleymiş böyleymiş diye yazarsam pek doğru olmaz kanaatindeyim. Her ne kadar iyi sesi olan Exposure güç amplileri ve Luxman lambalı ile evimde çok keyifli bir ses elde etmiş olsam bile D-1.1!in sınırlarına daha çok uzak olduğumu anlıyorum. Buna rağmen dinletilerime devam ediyorum. Ancak bu hoparlörün sınırlarına yaklaşabilmek için kafamda bazı projelerde yok değil.
Kendi evimdeki denemelerde lambalı amplifikatörüme Ansuz X serisi kabloları takmakla işe başlıyorum. İlerleyen günlerde bu kablolar ile alakalı ayrıntılı bir yazıyı sitemizde okuyabileceksiniz. Pre-amplifikatörümü devre dışı bırakıyorum. Pikabımın genelde kullandığım DL103 iğnesini çıkartıp yerine Ortofon SPU Royal N takıyorum. SME V’e bu iğneyi takabilmek için özel bir “riser” kullanmak gerekiyor. İğnenin gerektirdiği elektriksel değerleri sağlayabilmek için özel bir (SUT) ve MM pikap katı sisteme ekleniyor. Tüm ayarlar yeni baştan yapılıyor. Hoparlörleri fotoğraflardan gördüğünüzden daha fazla açabileceğim şekilde yeniden yerleşim yapıyorum. Tüm bu çalışmaların ardından D-1.1 ile çokdaha keyifli sonuçlar elde etmeyi başarıyorum. Hoparlörlerin limitlerinin hala çok uzağındayım. Ancak şu hali ile bile benim evimde elde ettiğim en iddialı seslerden bir tanesi ile karşı karşıyayım.
Öncelikle hoparlörler birbirlerinden ayrıldığı zaman ortaya çıkan tablo gerçekten çok ilginç. Hoparlörler adım adım ortadan kayboluyor. Evet fiziksel olarak orada olduklarını gözlerinizle görebiliyorsunuz ancak kulaklarınız için bu durum söz konusu bile değil. Çünkü ses bambaşka bir yerlerden geliyor. Tüm oda hoparlörün çalışma alanına dönmüş durumda. Üst frekanslar neredeyse benzersiz. Özellikle ziller, piyano gibi her zaman dikkatle dinlediğim noktalardaki açıklık anlatılacak gibi değil. Odaklandıkça delilik seviyesinde bir ayrıntıdan bahsediyorum. Alt frekanslar ise bambaşka bir alem. Bu minik hoparlörlerin böylesine bir alt frekans çözünürlüğü ve en önemlisi etkisi verebilmesi inanılmaz. Sanki devasa bir JBL 4350 karşınızda çalıyormuş gibi midenize alt frekanslar birer yumruk gibi iniyor. Alt frekanslar sanki hoparlörler tarafından seslendirilmiyormuşta salonunuzun bir yerlerinde üst sınıf bir subwoofer saklanmış gibi. Belki de oda bir subwoofer’a dönüşmüş durumda. Çaldığınız kayda göre etki azalıp artıyor. İnanılacak gibi değil.
Hoparlörleri farklı müzik tarzları hatta en ekstrem türlerle bile deniyorum. Performans eğrisinde herhangi bir düşme yok. Hele ki, iyi kayıtlı büyük orkestra plaklarında böylesine küçük birer hoparlörden böylesine bir sahne, böylesine bir detay seviyesi nasıl elde edilebiliyor anlayabilmek çok kolay değil. Bu hoparlörlerin limitlerini gerçekten çok merak ediyorum. En azından limitlere yaklaşabilmek için bir projeyi hayata geçirmek için haftasonu en güzel zaman. Hoparlörleri paketleyerek deneme yapacağım yere doğru yola çıkma zamanı geldi. Devasa bir sistemi kendi evime taşımak yerine hoparlörleri taşımak daha mantıklı olacak :)
Kısa sayılabilecek bir yolculuğun ardından Raidho Acoustics D-1.1 ‘leri 90m2’lik bir salonun dar kısmına yerleştirmeye başlıyorum. İki hoparlör arasında neredeyse 7 metrelik bir mesafe var. Hoparlörleri Gryphon Antileon amplifikatörler ile süreceğiz. Tüm sistem kabloları Gyrphon’un önceki nesil referans kabloları, ampli ve pre-ampliler Gryphon. Kaynak cihaz olarak Sony SCD-1 SACD player, yine Gryphon CD çalar var. Pikap tarafında ise SME 3012 üzerinde farklı Ortofon iğneler ve uygun SUT/pre kombinasyonları kullanacağız. Oturma alanı ise hoparlörün yaklaşık 6 ila 7 metre civarı ilerisinde. Yanımda kendi plaklarım da var. Misafir olduğum evde fazla rock albümü olmadığı için kendi albümlerimi yanımda götürdüm. Bu denli küçük bir hoparlör bu denli büyük bir alanı doldurur mu dersem cevabınız muhtemelen hayır olacaktır. Merak etmeyin benim de cevabım sizden farklı değil. Ancak kulaklarımın duyduğu tahminlerimizin tam aksi yönde. Bu minik hoparlörler devasa salonu tam anlamı ile bir konser salonuna çeviriyor. Detay seviyesi, alt frekanslar tek kelime ile muhteşem. Böylesine etkileyici bir sesi çok az zaman duymuştum. Herhangi bir müzik tarzında müthiş bir sahne ile karşılaşıyorsunuz. Hoparlörler neredeyse yok. Odanın her tarafında notlar uçuşuyor.
Tabii ki bu durum şahit olmaya değer. Ancak bir çoğumuzun ancak hayallerinde görebileceği bir şeyden bahsettiğimin farkındayım. Muhtemelen karşımdaki sistemin fiyatı oturduğum evden daha pahalı. Tek bir hoparlör kablosu bir çoğumuzun arabası ile aynı fiyattır herhalde. Ancak şöyle de bir gerçek var ki, eğer maddi imkanlarınız yeterli ise üst uç sınıf bir sistem ile müzik dinlemek büyük keyif. Ben dahil bir çoğumuz için ulaşılmaz ancak rüya aleminde gibi bir ses elde ediyorsunuz. Raidho Acoustics’in hoparlörlerinin bolca övgü aldığını çok sevildiğini okuyorum ve bu duruma kendi kulaklarım ile şahit oluyorum.
Raidho Acoustics D-1.1, üst uç sınıf bir raf tipi hoparlörün nasıl çalabileceğini, nasıl insanı şaşırtabileceğini ve nasıl mutlu edebileceğinin bir örneği oldu benim için. “D” serisinin daha büyük modellerini inanın hayal edebilmek benim için bile inanın çok zor. Küçüğü böyle ise büyüğü nasıldır acaba? Belki de düşünmemek en iyisi..
Tüm bu deneyimlerden sonra günün sonunda kendi mütevazi sistemim ile mutlu mesut yaşamaya devam edeceğim. Bu performansı duyduktan sonra bu inanın çok kolay olmuyor. Ancak bir de gerçek var ki, amacımız müzik dinlemek ise, elimizdeki imkanları zorlamadan sahip olabildiklerimiz ile mutlu olmalıyız. Hepimiz imkanlarımıza göre sistemlere sahip olmaya çalışıyoruz. Eminim ki, ben dahil bir çok kişi Raidho Acoustics D-1.1 gibi bir hoparlörün hayalini bile kurmuyordur, kuramıyordur. Ben bu tarz deneyimleri hayatımda değişik bir renk/tat olarak görüyorum. Sahip olamayacak bile olsam o andan sonuna kadar keyif almaya çalışıyorum. İlle sahip olmak zorunda değilsiniz. Çevrenizde birisinin sahip olması hatta bir hifi mağazasında bu tarz ekipmanları gidip bir saat bile olsa dinleyebilmek büyük bir keyif. Çevrenizde Raidho Acoustics’in üst uç sınıf bir hoparlörü varsa, veya Audio AVM’ye giderseniz mutlaka bir fırsat yaratıp dinlemeye çalışın. Emin olun zamanın nasıl geçtiğini anlamayacak ve gün sonunda yüzünüzde kocaman bir gülümseme olacak.
Raidho Acoustics D-1.1
Size (WxHxD): 200 x 360 x 410 mm Weight: 12.5 Kg Freq. reponse 50 Hz – 50 KHz Impendance: >6 ohm Sensitivity: 85 dB 2.83 V/m
Crossover: 3 kHz 2. order Enclosure: Vented design Port in rear panel Drive units: 1 sealed ribbon tweeter 1 115 mm diamond mid-bass driver Finish: Black piano All possible paint colors Walnut burl veneer Amplification: >50 W (Though we have seen excellent results with small tube amplifiers
Fiyat: Temsilci Firmaya sorunuz
Temsilci: Audio AVM High End/ www.audioavmhighend.com
Bir yorum ekleyin