Madem Opera firması hoparlör modellerine lirik operaya saygı duruşunda bulunuyor. Bizde klasik müzik ile başlayalım. Orfeo plak firması tarafından yayınlanan Stravinsky – l’Oiseau de Feu plağına bir bakalım. The Firebird veya bilindik ismiyle L’Oiseau de feu yani Ateş Kuşu Rus besteci Igor Stravinsky’in önemli bir balesi. 1910 yılı Paris gösterimleri için hazırlanan bale eski bir Rus halk hikayesini konu alıyor. Sahibini kutsama veya lanetleme gibi büyülü özellikleri parlak bir kuşun hikayesi. İlk gösterime girdiği dönemde büyük bir ilgi seline mazhar olan eser Stravinsky’nin müzik hayatında çok önemli bir yere sahiptir. Plak oldukça ilginç bir baskı. Plağın ilk yüzünde 1911 gösterimindeki düzenlemeye sadık kalınarak Wolfgang Sawallisch yönetimindeki Wiener Symphoniker eseri icra ederken plağın ikinci yüzünde ise aynı eserin piyano düzenlemesi Emile Naoumoff tarafından icra ediliyor. Bu arada piyano düzenlemesi de Liszt’in prensiplerine uygun olarak bizzat Naoumoff tarafından yapılmış. İlginç bir konsept. Açıkçası ben piyano düzenlemesini çok etkileyici buldum. Meraklısı bence göz atmalı.
Solo piyano yüzünde bu boyuttaki bir hoparlörden beklenmeyecek bir performans gösteriyor “Mezza”… Aslına bakarsanız farklı Opera modellerini dinleme fırsatı bulduysanız bu durum hiç şaşırtıcı değil. Tonlar ve detay seviyesi gerçekten etkileyici. Daha büyük orkestraları dinlemeyi seviyorsanız ve eğer odanız küçük veya dinleme mesafeniz kısa ise biraz daha güçlü bir amplifikatör ile keyifli sonuçlar elde edebilmeniz mümkün. Jadis Orchestra ile denemelere başlıyorum. Artan güç ile sunum daha da keyifli hale geliyor. Eğer daha küçük formasyonlar ve oda müziği dinliyorsanız sonuçlar müthiş keyifli. Daha büyük orkestralarda ise dinleme mesafesi önem kazanıyor. Eğer mekanınız büyük ise Opera Mezza o hacmi doldurmakta zorlanacaktır. Ancak bu boyutlardaki bir monitör için bu durum şaşırtıcı değil.
Caz müzikte veya blues’da işin içerisine vokaller girdiği anda yine o etkileyicilik dikkat çekiyor.Tonlar sıcacık. Hele ki, bir lambalı ampli ile eşlerseniz. Rus Melodiya plak şirketi tarafından basılan Sergey Zhilin Trio – Tchaikovsky in Jazz albümüne bir bakış atıyorum. Albümde aslında geçmişten bugüne gelen bir formül uygulanmış, klasik müzik eserlerini caz formunda icra etmek. Bilinen ilk uyarlama Benny Goodman Orchestra’sının Bach’ın Toccata’sını kaydetmesidir. İlerleyen yıllarda benzer akımlar Rusya’da da popüler olur. 1950 ve 60′larda ortaya çıkan bu akım cazın bir yan dalının ortaya çıkmasına yol açar; “baroque jazz” yani barok caz. Sergey Zhilin tüm bunlardan hareket ederek Tchaikovsky eserlerinin caz uyarlamasını karar verir. Yuri Markin’in aranjmanları ile Tchaikovsky “mevsimler” temalarının caz uyarlamaları ortaya çıkar. Seçilen eserler Tchaikovsky’nin en bilindik eserlerinden. Ancak size şunu söyleyeyim benim hiç beklemediğim kadar başarılı aranjmanlar ile eserler bambaşka bir forma bürünmüş. Evet Tchaikovsky dinlediğinizin kesinlikle farkındasınız ancak daha önce dinlediğiniz hiç bir yoruma benzemiyor. Sahne harika, tonlar keyifli. Bu tarz caz triolarında etkilenmemek mümkün değil. Davul ve kontrbas pasajlarındaki alt frekans çözünürlüğü bu boyutlarda bir hoparlörden beklenmeyecek düzeylerde.
Buradan daha vokal ağırlıklı tarzlara doğru geçtiğimde Opera Mezza ışıl ışıl parıldıyor. Gerçekten çok keyifli bir performans söz konusu. Büyük orkestralarda ise odanın müzik ile katman katman doldurulması başarılı. Konumlandırma gerçekten fark yaratıyor. Mekan büyük olsa bile dinleme mesafesini 2 metre civarında tutarsanız duyacaklarınızdan büyük keyif alırsınız.
Rock tarafına geçtiğimiz zaman klasik rock müziği dinleyicilerinin beklentileri büyük ölçüde karşılanacaktır. Ben farklı bir albüm ile açılışı yapıyorum. Buzzcocks – Singles Going Steady. Çok önemli bir plak. Buzzcocks’un müziğini zamanında İngiltere’nin meşhur Manchester müzik sahnesine çok büyük etki etmiştir. Manchester müzik sahnesine Stone Roses, Happy Mondays, the Charlatans, the Inspiral Carpetsmusic gibi günümüzden toplulukları bile ekleyebiliriz. Ayrıca Buzzcocks bağımsız plak şirketi hareketine öncülük eden topluluklardan bir tanesiydi. Bunlar yetmiyormuş gibi punk rock, power pop, pop punk ve indie rock öncülerinden sayılırlar. Albümün açılış parçası “Orgasm Addict” türün imzası sağlam bas riff’leri ile örülmüş bir alt yapıya sahip. Lambalı ampli yerine solid-state tarafına geçiyorum. Duyduğum performans gayet başarılı. Optimal mesafeden uzaklaştıkça alt frekansların etkisi bir miktar azalıyor. Genel olarak sunum keyifli ancak rock dinleyicileri için kısa mesafeden dinleme veya küçük mekana konumlandırma olmazsa olmaz.
Daha farklı bir albüme geçiyorum. Norveçli Immortal topluluğunun “The Sun No Longer Rises” şarkısını Wacken konserinden dinliyorum. Hoparlörlere Exposure güç amplilerim takılı. Şarkının daha ilk dakikalarından başlayan delice hızlı davul bölümlerinde ve kaotik gitar tonlarını özellikle bu türe odaklanan bir kullanıcı çok tatmin edici bulmayabilir. Biraz daha hacim, belki biraz sertlik ve hız arayabilirsiniz. Bu noktada eğer ağırlıklı olarak bu tarz müzik dinliyorsanız bu hoparlör pek size göre değil. Ancak farklı tarzlar dinliyorum arada aklıma gelince nostalji olsun diye Metallica dinlerim diyorsanız sıkıntı yok!
Günümüzün popüler tarzları açısından yine hoparlörün boyutuna bağlı olarak elektronik tarzlar veya deli gibi alt frekans etkisi almak isteyeceğiniz müzik tarzları çok uygun değil. Örneğin büyük bir keyif ile Portishead dinleyebilirsiniz. Hele ki vokal bölümlerinde harika bir sonuç elde edebilirsiniz. Ancak buradan söz gelimi Chemical Brother’a doğru geçerseniz alt frekanslar hele ki dinleme mekanınız biraz büyük ise sizi tatmin etmeyebilir. Ancak vokalin ön planda olduğu yine elektronik alt yapılı albümlerde büyük keyif alırsınız.
Dikkat ederseniz, bir noktada hep alt frekansların konusunda uyarılar yapıyorum. Aslına bakarsanız çok büyük boyutlu olmayan tüm raf tipi hoparlör ve monitörlerin ortak karakteri bu. Hoparlörün hacmi küçüldükçe alt frekans başarımı soru işareti haline gelebiliyor. Aslına bakarsanız iyi konumlandırma ve mekana uygun seçilmiş bir bookshelf ile bu durum bir sorun olmaktan çıkıyor. Ancak orta büyüklükteki bir mekan veya 4-5 metrelik bir dinleme mesafesinden bahsetmeye başladığımız zaman Opera Mezza ve benzeri boyutlardaki hoparlörlerden etkileyici sonuçlar almakta zorlanabilirsiniz. Burada önemli olan konu mekanınıza uygun bir seçim yapmak…
Bookshelf hoparlör dünyası girdiğiniz zaman son derece keyifli bir dünyadır. Biliyorsunuz ben de senelerce farklı bookshelf’ler ile yaşadım. Burada önemli olan mekanınıza uygun bir model seçmek ve uygun şekilde konumlandırmaktır. Özellikle bizim evlerimiz gibi mekanlarda yani özel dinleme odalarımızın olmadığı durumlarda sahne konusunda kesinlikle avantaj sunarlar. Yani kendilerine özgü bir tatları vardır. Çoğu zaman iyi bir stand artı bookshelf hoparlöre ödeyeceğiniz tutar aynı markanın aynı seri kule tipi hoparlörüne çok yakın bir tutar tutacaktır. Ayrıca süreceğiniz ampli hele ki Opera Mezza gibi orta segment’in girişinde yer alan ürünlerden bahsederken muhtemelen hoparlörden pahalı olacaktır. Tüm bunları alt alta ekleyince belki uğraşmaktansa bir kule tipi hoparlör alırım geçerim diyebilirsiniz ki, buna hakkınız var. Opera Mezza işte tüm bu durumların güzel bir özeti. Küçük bir dinleme odası veya ofis için bir sistem arıyorsunuz veya dinleme mesafeniz kısa ve monitör tarzı bir hoparlör istiyorsunuz veya benim gibi bookshelf hoparlörleri seviyorsunuz işte bu durumlarda Opera Mezza güzel bir seçenek. Yok ben bookshelf sevmiyorum derseniz kule tipi Grand Mezza emrinize amade…
Opera Mezza Mayıs 2016 itibarı ile 1.180 Euro karşılığı KDV Dahil yaklaşık 3.800TL’lik bir fiyat etiketine sahip. Bazı okuyucularımız benzer boyutlarda çok daha ucuz bookshelf’ler varken niye “Mezza”yı tercih edeyim ki diyebilirler. Kolay sürülebilmesi, sıcak orta frekansları, ayrıntılı üst frekansları ve bu boyutlardaki bir hoparlör için başarılı alt frekansları ile “Mezza” farklı bir tarza sahip bir hoparlör. Özellikle klasik müzik severler ve caz müzik meraklılarının küçük boyutlarda bir hoparlör arıyorlar ise gönül rahatlığı ile bakış atabilecekleri bir ürün. Bunların yanında kozmetik anlamında açık konuşmak gerekirse kendi fiyat kategorisinde bu denli güzel gözüken çok az hoparlör olduğunu eklemeliyim. Şahsım adına eskiden beri Opera hoparlörleri her zaman ilginç ve keyifli bulmuşumdur, monitör olanlarını da ayrıca severim. “Mezza” fiyat etiketi anlamında üreticinin en ucuz hoparlörlerinden bir tanesi olsa da, büyük modellerindeki tadı damağınızda bıraktığı gibi kozmetik anlamında insanı mutlu ediyor. Küçük mekanlarda yakından müzik dinleyen meraklıların mercek altına alması gereken bir hoparlör…
Opera Mezza
Yol Sayısı 2 Adet Frekans Aralığı 45-25000 Hz Hz Hassasiyet 88 dB dB Nominal Empedans 4 Ohm Tavsiye edilen amp. gücü 70 watt Watt Crossover Frekansı 1850 Hz Khz Boyutlar (H*W*D) 20 x 32 x 32,5 cm Ağırlık 16 KG
Fiyat: 1.180 Euro ( : 3,886.92TL KDV Dahil Mayıs 2016 itibarı)
Temsilci: Mavi Hifi / www.mavihifi.com
Bir yorum ekleyin