Hoparlör hakkında ve kozmetik
ProAc Tablette Reference 8 Signature aslında Tablette Reference modelinin boyutsal olarak aynısı olmasına rağmen görüntüsel ve teknik verisel anlamda biraz farklı. İlk göze çarpan kullanılan mid/bas sürücünün altın renkli kısmı ile küçük kardeşinden ayrılıyor. Yaptığım araştırmada hoparlördeki sürücülerdekin eşlenmesinde daha düşük tolerans aralığı kullanıldığı ve çeşitli ekstra modifikasyonlar yapıldığı bilgisine ulaştım. Ayrıca crossover ayarlamalarında çeşitli farklılıklar var. Bunun haricinde gerçek ağaç kaplamaları ile pazara sunulmuş bu model. Bu kaplamalar firmanın belirttiğine göre egzotik ağaçlardan seçilmiş. Mesela aşağıda fotoğraflarını göreceğiniz hoparlör “Yew” yani porsuk ağacı ile kaplanmış. Ben ilk kez duydum böyle bir kaplamayı. Biliyorsunuz ben oldukça titiz bir insanımdır, kabin yapısını incelediğimde İngiliz yapımcılar ciddi anlamda kabinler üzerinde çalışmışlar. Damarların akışı, budakların yakılma şekli bile bu ufaklığın kozmetiğine verilen önemi gösteriyor. Üzerine atılan cila ise ağacın damarlarını çok güzel bir şekilde belirgin hale getiriyor. Hoparlörün isminin uzantısındaki “Signature” takısı kardeşinden biraz farklı yapısının haricinde, şirketin başkanı ve baş tasarımcısı Stewart Tyler’ın imzasının hoparlörün arka tarafındaki bir plakete işlenmesi sebebi ile konulmuş. Gerçekten özel ve küçük bir hoparlör. Küçük derken abartmıyorum aşağıda teknik özelliklerden görebileceğiniz gibi bu hoparlör gerçekten küçücük.
Şimdi sayılar konuşsun
Teknik özellikler
Nominal Impedance 8 ohms
Recommended Amplifiers 10 to 100 watts
Frequency Response 38hz to 30Khz
Sensitivity 86db linear for 1 watt at 1 metre
Bass/Midrange 4 1/2″ long throw cone design with linear low distortion motor system, neodymium bar magnet,
copper rings and phase plug. ProAc diecast chassis.
Tweeter 1″ soft silk dome exclusive to ProAc with special surround and inner chamber
Crossover Finest components on dedicated circuit board. Multistrand oxygen-free cable throughout. Split for optional bi-wiring and bi-amping.
Dimensions 10 1/2″ (266mm) high 6″ (152mm) wide 9″ (228mm) deep
Küçük hoparlörün avantajları; Ev içinde gezinti
Son yıllarda biliyorsunuz devamlı raf tipi hoparlörler kullanıyorum. Özellikle son günlerde gerçekten önemli raf tipi hoparlörler dinledim. Hatta bir kaçta klasik. Güzel geçen bir haftanın sonunda bu ufaklık ProAc’lar geldi. Kutuyu ilk açtığımda çok şık ama çok küçük hoparlörleri gördüğümde şaşırdığımı söylemeliyim. Sistemin tüm konfigürasyonu Triangle’ın Cométe monitörüne göre yapıldığından kablolamayı ve amplifikasyonu ProAc’a daha uygun olacağını düşündüğüm bir kombinasyonla değiştirdim. 2 hoparlör arasında boyut farkı olduğundan akustik düzenlemeyi de değiştirdim. Bu arada son günlerde merak edilen özel bir akustik düzenleme sistemi ile ilgili oldukça fazla soru geliyor ama açıklıkla söylemek gerekirse bu konuda tek bir satır bile yazmayı planlamıyorum.
Sadece internette okuduğunuz yada okuyacağınız yorumların bir çoğunun altına imzamı atarım. Neyse heyecanla hazırlıklarımı yaptıktan sonra ilk önce küçük hobi odamda (yaklaşık 15 m2) dinletiye başladım. Her zamanki gibi oldukça geniş bir yelpazede seçtiğim albümler birbirinin ardı sıra akmaya başladı gecenin karanlığında. Ana dinletinin sonuçlanmasından sonra tüm ekipmanı söküp salona (yaklaşık 60-70 m2) taşıdım. Aynı albümleri tekrar dinledikten sonra bu defa sabahın ilk ışıkları ile ücüncü odaya (yaklaşık 20-25m2) kısa bir uyku öncesinde dinlemek amacıyla taşıyıp kısa bir dinleti daha yaptım.
Birazda ses
Şu an bu satırları yazarken bir yandan İzmir’in güzel bir bahar gecesi rakı içmişliğin verdiği hoş mamurluğu ve neredeyse aralıksız müzikle geçmiş iki günün keyfi ile ProAc’tan gelen tınıları dinliyorum. Bu küçük hoparlörler özellikle 15 -20m2 civarında dinleme alanları için gerçekten keyifli bir müzik üretiyorlar. Tonal denge, sahne ve müziğe dair tüm hoşluklar ve güzellikler sürücülerden akıyor. Boyutuna göre oldukça doygun ve şaşırtıcı bir bas performansı olduğunu söylemeliyim. Portların arkada olması konumlandırmaya özen gösterilmesi gerektiğini işaret ediyor. Lambalı push-pull bir ampliden ziyade, hızlı bir SS amplinin bu hoparlöre daha uygun olduğunu düşünüyorum. Metraj büyüdükçe hoparlörün etkinliği azalmaya başlıyor. Salonda ise hoparlörler kayboldu haliyle. Tabi bu boyuttaki bir hoparlörden bu büyüklükte alanı doldurmasını bekleyemeyiz. Her Hi-fi ürününde olduğu gibi bu hoparlöründe getirdiği ve götürdüğü şeyler olduğu muakkak ama bu hoparlörün artılarına bakarak eksilerinden bahsetmeye bile gerek yok. Bu arada benim monitörlerle bir karşılaştırma yapmayı uygun bulmuyorum. Hem boyut hemde ses renkleri birbirlerinden çok daha farklı olduğundan uygun bir karşılaştırma olmayacaktır. Bu hoparlör muhtemelen Bluenote’un A3’ü, Triangle’ın Stella’sı ve Opera’nın Prima’sı ile aynı boyutlarda ve benzer yapılara sahipler. En iyisi siz almaya karar verirseniz rakipleri ile birlikte dinleyip kararınızı öyle verin.
Son sözler
İngiliz hoparlör firmaları tüm dünyada önemli bir kullanıcı ve hayran kitlesine sahip hoparlörler. Her ne kadar benim için bu yazdığım durumun pek bir önemi yoksa da, şimdiye kadar dinlediğim tüm alt ve üst seri İngiliz hoparlörleri içinde en çok beğendiğim hoparlörler bu ufaklıklar oldu diyebilirim. Tabii eklemem gerekir ki, üretilmiş tüm hoparlörleri dinlememiş olduğumdan bu yorumu yapıyorum. Ürünün fiyatı konusunda hiçbir bilgim yok ama muhtemelen standart Tablette’e göre bayağı daha pahalıdır. Bu hoparlörler bence küçük dinleme odaları için kısa alışveriş listesine eklenmesi gereken hoparlörler.
Hakan Cezayirli
Bir yorum ekleyin