Tannoy Turnberry SE Bölüm III

Düşük güçlü single ended amplifikatörler ile dahi çok rahatlıkla sürülebiliyor Turnberry SE. Bu noktada kağıt üzerinde alt frekans performansından şüphe edilebilir ancak daha ilk notalardan itibaren bu şüphenin yersiz olduğunu anlamak mümkün. Hoparlör devasa gövdesini kullanarak çok farklı bir alt frekansı üretiyor. Öyle ki, bazı notalarda kulağınızla değil vücudunuzla hissediyorsunuz alt frekansları. Benim sistemleri denerken sıklıkla kullandığım Bill Evans Waltz For Debby plağında duyduklarımı sizlerle paylaşmak isterim. Analogue Production tarafından yapılan özel baskıyı genelde ben sistem testlerinde sıklıkla kullanıyorum. Bu muhteşem albüm klasik Evans üçlüsünün harika performansını Analogue Production’ın gerçekten üst sınıf remaster teknolojisi ile harika bir şekilde dinleyicilere aktarıyor. İlk şarkı bir klasik olan “My Foolish Heart” “1949 yılında meraklılar ile ilk kez buluşan bu muhteşem şarkının müziği Victor Young imzalı. Sözler ise Ned Washington tarafından yazılmış. Şarkının sözlü versiyonu tüm önemli caz solistleri tarafından defalarca seslendirilmiştir. Şarkının bilinen ilk kaydı 1950 yılında Gordon Jenkins tarafından yapılmış. Ancak asıl popülerliği Billy Eckstine ve orkestrası sayesinde olmuştur. Bu düzenleme toplamda 1 milyon adet satmış. O dönemlerde bunun nasıl bir rakam olduğunu düşünmek bile kolay değil. Bill Evans düzenlemesi ile bu şarkıyı dinlemek gerçekten keyif. Scott La Faro ve Paul Motian birlikteliği ve üçlünün müzik kariyerlerinin en üst noktasında olmaları sayesinde bu canlı performans göz kamaştırıcı hale geliyor. Turnberry’nin performansı da çok başarılı. Daha ham haldeki hoparlörlerden süzülen ayrıntı ve oluşan sahne kelimelerle ifade edilecek gibi değil. İçerisinde bulunduğumuz salon neredeyse yüz metrekare civarında. Hoparlör oldukça uzak olmasına rağmen bu perfomans hemde çok az bir güçle bu performans insanı etkiliyor.

Tabii burada bir noktanın altını çizmek lazım. Turnberry modern bir teknoloji ile de tasarlanmış olsa da, sesi geleneklere bağlı. Örneğin çok çok eski Klipsch’leri, Altec’leri veya JBL’leri düşünün. Bu hoparlörleri onlarla kıyaslamak, hatta onların bir devamı olarak düşünmek gerekli diye düşünüyorum. Bu önemli mirası Tannoy firması elinden gelen tüm özen ile korumuş. Keşke yukarıda bahsettiğim firmalarda aynı şeyi yapmış olsalar. Bu dediklerimi eski Heritage ile yeni Heritage modellerini dinleyen birisi anlayacaktır veya La Scala’yı. JBL cephesinde ise sadece Japonya’da görebileceğiniz Pacific projesi hoparlörleri bu geleneği devam ettiriyorlar. İşte bu geleneksel hoparlörleri dinleyip, keyif aldıysanız; Turnberry ve Prestige serisi sizlere bu geleneğin devamını sunuyor.

Ancak asıl olay büyük orkestra müziğinde karşımıza çıkıyor. Tüm odyofillerin ortak sıkıntısı büyük orkestra müziğinin özellikle de hem koral hemde dev orkestraları içeren albümlerin modern sistemlerde yeterince ihtişamlı şekilde sunulamaması. Tabii ki bu sıkıntı genelde giriş seviyesi ve onun üzerindeki sistemler için geçerli. Bütçeniz genişledikçe sıkıntılar yavaş yavaş azalıyor. Turnberry ile düşük güce rağmen hiçbir sıkıntı duymadı kulaklarım. Tek bir sürücünün bu kadar ayrıntıyı üretebilmesi şaşırtıcı. Ses son derece etkileyici. Devasa dinleme alanında sesler katman katman ve her taraftan sizi sarıyor. Buna ilk anda alışmak çok kolay değil ama alıştığınızda vazgeçilebilecek gibi değil.

Buradaki asıl etkileyici şey, Turnberry’nin fiyat etiketinde gizli. Bu harika hoparlörler ülkemizde İngiltere satış fiyatlarına çok yakın hatta denk fiyatlara satılıyor. Yetkili temsilci Forum Audio, çok yerinde bir karar ile fiyatları bu şekilde ayarlayınca meraklılar için ilginç bir seçenek olarak karşımıza geliyor bu hoparlörler. Bu hoparlör alındığında yaklaşık olarak 13Bin TL gibi bir fiyat etiketi söz konusuydu ki, bu fiyatlara bu denli özel bir başka hoparlör var mıdır bilemiyorum.

Tabii bu noktada önemli bir karar vermek lazım. Açık konuşmak gerekirse Tannoy’un Prestige serisini modern hoparlör terimleri ile anlatabilmek mümkün değil. Açıkcası performansı içinde aynı şeyi söyleyebilmek mümkün. Bu hoparlörleri dinlediğinizde aklınızda soru işareti kalmayacağına eminim. Ya seveceksiniz veya sevmeyeceksiniz. Acaba sorusunu pek soracağınızı zannetmiyorum. Bambaşka bir çağdan gelen bu harika hoparlörlere mutlaka ama mutlaka kulak kabartın.

 <İkinci Sayfa                                                                           İlk Sayfa>

Tags: