Wireworld’ü tanımayan kalmamıştır herhalde… Mavi Hi-Fi’ın distribütörü olduğu Wireworld ülkemizdeki uzun soluklu kablo markalarından biri. Daha önce Silver Eclipse 6 ve Silver Electra 5.2’yi incelemiş ve özellikle power kablosunun performansı beni hayli etkilemişti. Bu kez yeni serisiyle tanışma fırsatım oldu: Eclipse 7 hoparlör kablosu ve ara bağlantı kablosu… Doğrusunu söylemek gerekirse hoparlör kablosu ve ara bağlantı kablosundan oluşan testin firmanın genel çizgisi hakkında fikir vermesi açısından daha iyi olduğunu söylemeliyim.
İsterseniz incelemeye önce dış görünüşünden başlayalım. Eclipse 7 hoparlör kablosu fileli seksi kablo çorabı ve kaslı görüntüsüyle oldukça hoş görünüyor. İtiraf etmek gerekirse Wireworld’ün önceki yassı yapısı beni fazla cezbetmiyordu. Aslında kablo özelinde yassı yapısını yine koruyor, sadece bu yassı yapı burularak bildiğimiz anlamdaki yuvarlak kablo hüviyetine kavuşturulmuş. Malzeme olarak bakırın şu an bilinen en saf hali olan ve OFC’ye göre sinyali daha iyi ileten “Ohno Continuous-Cast Copper” kullanılıyor. Kablonun hoparlör ve amfiyle buluştuğu noktalarda ise OFC üzeri gümüş kaplama tercih edilmiş. Kablonun kalibresi ise önceki nesilde olduğu gibi 10 AWG tercih edilmiş. Eclipse 7’nin bir güzel tarafı daha var, o da kablonun uçlarının değiştirilebilir olması. Eğer gümüş yerine altın kaplama bir uç kullanmak istiyorsanız ekstra bedel ödeyerek uçlarını kolaylıkla değiştirebilirsiniz.
Eclipse 7 ara bağlantı kablosunda ise görüntü açısından pek bir farklılık yok. Eski çizgisini koruyor. Ne çok ince ne de çok kalın. 19 AWG kalibresinde olan kablo 0.65 sq. mm inceliğinde… Bir önceki nesille kıyasladığında en büyük fark ise Composilex 2 teknolojisinde yatıyor. Bu durum hoparlör kablosu için de geçerli. Kablonun elektrik iletmeyen dielektrik bölümünde iyileştirmelere giden Wireworld bu kez görünümde herhangi bir değişiklik yapmamış. Bu kablonun özellikle Alman dergilerinde yere göğe koyulamadığını da hatırlatayım. Eclipse 7 interconnect fiyat performans oranı açısından Almanya’da rakipsiz kabul ediliyor. Almanların müzik dinlerken en fazla önem verdikleri öğenin detay olduğu düşünülünce Eclipse 7 ara bağlantı kablosunun performansının ne yönde olacağını tahmin etmek zor değil.
İlk notalara geçmeden önce bahsetmek istediğim bir konu daha var. Wireworld’ün National Sales Manager’ı Larry Smith’den sizin için aldığım tüyolar. Smith’in söylediğine göre Wireworld için kablolar ne kadar kısa olursa o kadar iyi. Smith, “Biz 2 metrelik kablonun yapacağı işi 2,5 metrelik bir kabloya yaptırmayız” diyor. Zira bütün kablolarının arkasında yatan anlayış aynı: No cable… İster amfi ile hoparlör arasında olsun ister cd çalar ile amfi arasında amaç hiç kablo yokmuşçasına sinyal iletimini sağlamak. Bu düşüncelerinin değiştiği tek nokta ise elektrik kabloları… Smith, Wireworld elektrik kabloları için minimum 2 metrelik uzunluğu tavsiye ediyor. Hatta ne kadar uzun olursa alınan sonucun o kadar iyi olacağını da ekliyor.
Gelelim kabloların performansına… İlk olarak Eclipse 7 hoparlör kablosu podyuma çıkıyor. Eclipse 7 sisteme bağlandığında farkını hemen hissettiriyor. Netice almak için öyle saatlerce beklemeniz gerekmiyor. İlk tınıları duyduğumda aklıma şu sözler geliyor: Dinamik ve açık. Ardından burn in (pişme) sürecini tamamlaması için kendisini ve kardeşini 500 saatlik bir deneme sürecine tabii tutuyorum. Aslına bakarsanız Wireworld Eclipse 7 hoparlör kablosu ve Eclipse 7 ara bağlantı kablosunda burn in için öyle 500 saat beklemeniz gerekmiyor. Elbette 500 saat boyunca olumlu yönde iyileşmeler gösterse de 100 saat içinde genel karakterine kavuşuyor. 100 saatin ardından “bas kayboldu, tizler niye bu kadar parlak ve sert” diyeceğiniz can sıkıcı saatler geçirmiyorsunuz. Tabii ben yine de 300 saat sonraki performansını tercih ederim. 300 saatin geçtikten sonra Eclipse 7 hoparlör kablosunun transparanlığı insanı etkiliyor. Müzikle aranızda duvar örmeden ve en önemlisi gösterişe kaçmadan işini tüm samimiyetiyle yapıyor. Yani ne demek mi istiyorum. Frekans bandının herhangi bir kısmını ön plana çıkarmadan müzikle aranızda geçirgen, saydam bir köprü kuruyor. Ne notalar baslara boğuluyor ne de detaylar kayboluyor. Bakır bir kabloya nazaran hayli detaylı sesiyle satır aralarındaki nüansları işitmeniz size ayrı bir keyif veriyor.
Audioslave’in grupla aynı ismi taşıyan ilk albümünün 13’üncü şarkısı Getaway Car’daki patlak davul sound’u ve Chris Cornell’ın muhteşem sesi eksiksiz olarak size ulaşıyor. Özellikle şarkının 3’üncü dakikasından sonra başlayan solo bölümünde yaşadığınız keyif farklı bir noktaya ulaşıyor. Kablo transparan olduğu ve açık çaldığı kadar homojen bir yapı ortaya koyuyor. Her şey yerli yerinde, her şey olması gerektiği gibi ve her şey iç içe… Tizlerin öne çıktığı bölümde üst frekanslardaki detaylar memnun edici düzeyde. Kendinizi bas gitarı takip ederken ya da Cornell’ın sesini dinlerken bulmuyorsunuz. Sadece şarkıyı dinliyorsunuz, şarkının bütününü duyuyorsunuz. Bu da mutluluk verici…
Sade’nin 2010 yılında çıkardığı Soldier Of Love albümünün basları özellikle de lambalı amfiyle müzik dinliyorsanız bir tık abartılı gelebilir. Gerçi solid state bir amfiye geçtiğinizde de durumun çok değiştiğini söylemeyeceğim. Özellikle albümün girişinde yer alan Moon and Sky’daki baslar o denli şişkin ve abartılı ki bu şarkıyı dinlediğinizde genelde üst frekansların tepe noktasını da bu şişkin ve abartılı baslara kurban edersiniz. İşte bu şarkı Wireworld Eclipse 7’nin bir başka iyi noktasını ortaya çıkarıyor: Bas kontrolü. Bu şarkıyı dinlerken her şey size daha doğru geliyor. Baslar kontrol altında, eski abartılı halinden uzaklar ve yukarlarda bir yerlerde gizlenen tizler olanca çıplaklığıyla kulaklarınızın önüne seriliyor. Basların o yayvan hali ortadan kalkıyor. Çok daha dinamik, sıkı baslardan söz ediyorum. Orta sesler ise daha berrak ve pürüzsüz.
Peki, Eclipse 7 ara bağlantı kablosunda durum nasıl? Sisteme bu kabloyu dâhil ettiğinizde başarım daha da artıyor. Hoparlör kablosuyla artan açıklık ve berraklık bir tık daha ileriye gidiyor. Ama bu kablonun sistem içerisinde kaybolduğunu söylesem fazla abartmış olmam. Ne baslar artıyor, ne tizler parlıyor ne de orta sesler ön plana çıkıyor. Kablonun hayli iyi bir dengesi var. Wireworld’ün genel çizgisini bu kabloda da hissetmek mümkün. Transparan, detaylı ve açık…
Bence asıl güçlü yanı bir hard rock şarkısı dinlediğim sırada ortaya çıkıyor. Whitesnake’in son çıkardığı Forevermore albümünün dokuzuncu şarkısı olan Dogs in the Street şarkısını dinlemeye başladığımda duyduğum netlik beni fazlasıyla cezbediyor. Tamam, Hard Rock albümlerinin kayıtlarının caz ve klasik albümlerine göre çok da başarılı olduğu söylenemez ama Eclipse 7 ara bağlantı kablosu ile şarkıda daha önce kakafonik gelen pek çok yer çok daha net ve temiz geliyor. Bunda kablonun dinamik çizgisinin de önemli bir yeri var. Müziğin hızı artığında dinamik çalmayı becerebilen kablolar farkı hissetmenizi sağlıyor.
Eclipse 7 ara bağlantı kablosunun mid performansını anlamak için Björk’ü dünya arenasında tanıtan ve onu pek çok başarıya ulaştıran Debut albümünü CD çalara koyuyorum. Anchor Song çalmaya başladığında Björk’ün muhteşem sesi adeta odada ışıldamaya başlıyor. Işıldama lafını özellikle kullanıyorum zira bu 12 yaşındaki oğlumun şarkıyı dinlerken yaptığı yorumdan kaynaklanıyor. “Baba adeta odanın içine güneş doğdu”. Ee baba audiophile olunca çocuk ne yapsın! Şarkının notaları ilerledikçe sahnenin derinliği ve büyüklüğü sizi etkisi altına alıyor. Saksafonun sesi alabildiğine gerçek, doğal, içten ve samimi geliyor.
Elbette bu örneklerin sayısını artırmak mümkün ama lafı uzatmadan incelemeyi tadında bırakalım isterseniz. Wireworld yeni Eclipse 7 serisiyle gayet iyi bir iş çıkarmış. Genel olarak transparan, açık, detaylı ve dinamik çalıyor. Alamet-i farikası yani onu diğerlerinden ayıran ya da Wireworld’ü Eclipse 7 serisini en tanımlayacak kelime ise bas kontrolü olurdu. Üstelik bunu basları kuru hale getirmeden yapmayı başarıyor. Yani kemiğin üzerindeki eti sonuna kadar söküp almıyor. Müzik bu kablolarla lezzetini korumaya devam ediyor. Yalnız sizi şu konuda uyarmam gerekiyor, bu kablolar öyle tonlama yapmak için kullanacağınız türden ürünler değil. Müziğin gerçek haline, orijinaline, özüne sadık kalmaya çalışan kablolar. Bu yönüyle de bence takdiri hak ediyorlar. Tamam, özellikle hoparlör kablosunun fiyatı doların son günlerdeki artışının ardından pek de ucuz sayılmaz (-ki beni en fazla etkileyen hoparlör kablosu oldu) ama sisteminizin gerçek performansını ortaya çıkarmak istiyorsanız bu kabloları mutlaka dikkate almalısınız. Hatta CD çalarınızı değiştirmeden önce bir mutlaka Wireworld Eclipse 7 ara bağlantı kablosu ve hoparlör kablosu denemenizi tavsiye ederim. CD çalar için binlerce dolar ödemekten kurtulduğunuzda kablolara ayırdığınız bu para size hiç de öyle abartılı gelmeyecek.
Yazı: Burak Meriç
Fotoğraflar: Cansu Özcömert
Wireworld Eclipse 7 Interconnect ve Hoparlör Kablosu
Fiyat: Eclipse 7 2×2 mt hoparlör kablosu KDV dâhil 1534 Dolar Eclipse 7 interconnect 1 mt KDV dâhil 531 Dolar
Temsilci: Mavi Hifi / www.mavihifi.com
Bir yorum ekleyin