Tidal Hi-Fi Music Streaming Servisi Mini İnceleme

Türkiye’de de yavaş yavaş internet üzerinden “streaming” edilen veya dağıtılan müzik servislerini kullanabilme imkanlarımız artıyor. Deezer ve Spotify’ın ardından oldukça iddialı bir servis olan Tidal Hi-Fi ülkemizdeki meraklıların hizmetine sunuldu. Tidal servisi rakipleri gibi tüm önemli yazılım platformlarında mevcut; Apple, Android ve Windows. Bunun yanında bir çok elektronik üreticisi özellikle de üst seviye ürünler üreten Sonos, Bluesound, Linn, Auralic, Mirage, Squeezebox, Amarra sQ, McIntosh, Wadia, Electrocompaniet ve Meridian gibi markalar Tidal’a kendi cihazlarında yazılımsal destek veriyorlar.

Aslında Tidal, Fransızların streaming servisi Qobuz’un daha globalleşmeyi başarmış bir edisyonu diyebilirim. Türk müzik meraklıları Qobuz servisini ne yazık ki kolay şekilde kullanamıyorlardı. VPN servisleri vasıtası ile bayağı dolambaçlı yollardan deneme şansınız olsa da, bağlantı hızındaki düşmeler sebebi ile keyifli bir deneyim elde etmek neredeyse imkansızdı. Qobuz’un her şeye rağmen bir cazibesi vardı, Deezer ve Spotify’ın aksine ve Qobuz, CD kalitesinde kayıpsız şekilde müzik dinleme imkanı sunuyordu. Aslında aynı hizmeti artık Tidal ile elde etmeniz mümkün. Hemde VPN vesaire hiçbir dolambaçlı yola girmeden!

Tabii ki bunun bir karşılığı var, ödememiz gereken fatura “şimdilik” aylık 20TL. Aslında diğer alternatif servislere göre çok pahalı sayılmaz özellikle de kağıt üzerinde sunduklarına baktığımızda. Tidal web sitesine, gittiğinizde üyelik işlemlerinizin ardından daha ilk dakikada size kredi kartı bilgilerinizi soruyor. Merak etmeyin ilk hafta yani 7 gün ücretsiz olarak kullanabilme seçeneğiniz var. Eğer deneyimlerinizden mutluysanız deneme sürecinin sonunda ödemeler kredi kartınızdan kesilmeye başlıyor. Aksi durumda ise, üyeliğinizin devam etmesini istemiyorsanız kredi kartınızdan herhangi bir ödeme alınmıyor. Yani 7 gün boyunca Tidal’i deneyebilmeniz mümkün. Ancak hemen kredi kartı girişi yapılmasını istemelerini ben sevimsiz buldum!

Tidal’i nasıl kullanacağım derseniz bilgisayar tarafında iki seçeneğiniz var. Web player’ı kullanmak veya müzik çalar programını bilgisayarınıza indirerek kullanmak. Aynı şekilde mobil platformlarda Android ve iOS üzerinde uygulamalar üzerinden müzik dinleyebilmek mümkün. Bu nokta Apple iOS kullanan meraklılar daha şanslı bana sorarsanız. iPad, iPhone veya iPod ile kullanım deneyimi (*)  Android tarafına göre daha sorunsuz. Yeni nesil Android telefon, tablet ve benzeri cihazlarda sıkıntı yaşama olasılığınız pek yok ancak biraz eski nesil ve özellikle RAM’i 512MB olan telefon ve tabletlerde sıkıntılı bir deneyim sizi bekliyor. Ben kendi telefonumda sıkıntı yaşadım.

(*)  Ekleme: Yazı yayınlandıktan az sonra bazı okuyucularımız tarafından Apple tarafında 4 ve 4S telefonlar, ilk 3 nesil iPad modelleri için sorunlar yaşandığı belirtildi

Tidal’in hem web hemde bilgisayar arayüzü son derece güzel tasarlanmış. Aslına bakarsanız tüm streaming servislerinin hem web arayüzleri hemde yazılımları çok güzel tasarlanmış. Tidal’de de durum farklı değil. Tidal’de öneriler kısmı oldukça profesyonelce hazırlanmış. Web üzerinden Tidal’i kullanacaksanız Google’ın Chrome tarayıcısını kullanmanızı tavsiye ediyorum. Internet Explorer’ın zaten kendisine faydası yok, Firefox’ta ise zaman zaman çökme sorunları yaşadım. Kendinizi sinir hastası etmeyin, Chrome yükleyin!

Tidal Hi-Fi Music streaming servisini özel yapan şey iddialarına göre ses kalitesi! Tidal’in sunduğu en iyi ses kalitesi “hifi” olarak işaretlenmiş. PC kullanıcıları için 16-bit/44.1 kHz FLAC, Apple kullanıcıları için ise ALAC formatında müzik dinlemek mümkün. Tabii bu kağıt üzerindeki durum. Biz Türkiye’deki kullanıcılar daha çok “normal” ses kalitesini (96 kbps aac +) veya şanslıysak “high” ses kalitesini (320 kbps aac) kullanacağız, görünen tabloya göre.

Bunu neden yazdım. Benim denemelerime göre en iyi ses kalitesi sunan “hifi” formatını akıcı şekilde kullanabilmek çok mümkün değil. Bunun en önemli sebebi ülkemizdeki internet bağlantılarının durumu. Şarkıdan şarkıya atlamak, aynı şarkıyı ileriye veya geriye almak hatta şarkının hafızaya alınması özellikle internet trafiğinin üst seviyeye ulaştığı saatlerde tam bir kabus! İster uydunet kullanın, ister fiber optik hizmet alın, bir şekilde duvara toslamanız mümkün. Hele hafta sonları tam anlamı ile kabus. Bir diğer sorun, ülkemizde satın aldığımız internet paketlerinde son derece düşük olan “adil kullanım kotası” kabusuna da hızlı şekilde yakalanmanız mümkün “hifi” seçeneği ile. Evinde standart bir modemi olan, ortalama bir internet bağlantısına sahip bir müzik meraklısı için “hifi” ses kalitesini kullanabilmek bana sorarsanız bir ütopya. Daha çok “normal” ve zaman zaman “high” ses kalitesi ile idare etmek zorundasınız. Bunu açık açık söyleyeyim…

Mobil tarafta ise ülkemizdeki 3G internet altyapısı ve paketlerimizdeki kotalar zaten elimizi kolumuzu bağlıyor. Tidal, neredeyse tüm diğer streaming servislerinde olduğu gibi mobil cihazınıza şarkı indirmeye izin veriyor. Ancak bu defa da, telefonların hafızları konusunda duvara tosluyorsunuz. 16GB’lik cihazlarda hafızada tutabileceğiniz şarkı sayısı zaten kısıtlıyken, özellikle Android tarafında hafızanızı doldurdukça telefonunuz kasım kasım kasılmaya başlıyor. Sonunda “delete” tuşuna basmak zorunda kalıyorsunuz. Tabii ki ultra hızlı SD kartlar kullanarak telefon hafızalarınızı genişletmek mümkün. Ancak bana sorarsanız uğraşılacak şey değil!

Peki ses kalitesi nasıl. Şimdi açık konuşalım internet streaming servislerini göz önüne alırsak ülkemizdeki rakipleri Deezer ve Spotify’ı “high” ses kalitesinde bile geride bırakabiliyor Tidal. Hatta bazı albümlerde Tidal’in “normal” ses kalitesi Spotify’a premium üye iseniz daha yüksek ses kalitesi sunan örneklerden bile daha iyi! Hele ki sisteminizde ortalama bir DAC var ise fark daha da büyüyor. Eğer iyi bir internet bağlantınız var ise Tidal’a vereceğiniz paranın karşılığında iyi bir ses kalitesi, iyi bir albüm seçkisi elde ediyorsunuz.

Tidal, Deezer ve Spotify’ı albüm seçkisi açısından karşılaştırdığınızda ana akım tarzlarda arada fazla bir fark göremiyorsunuz. Türkçe albüm dinleyicileri açısından Tidal ve Deezer bana oldukça iddialı gözüktü. Ancak iş daha az bilindik ve bağımsız plak şirketlerine geldiğinde tam anlamı ile bir galip yok.

Haydi gelin bir kıyaslama yapalım, Miles Davis’in “Kind of Blue” albümünü mercek altına alalım. Albümün elimde hemen her formatı bulunuyor. İlk olarak streaming servislerine bir bakış atalım.

-Ücretsiz Kullanım: Deezer ve Spotify birebir aynı deneyimi sunuyor. Tidal’de ücretsiz hizmet olmadığı için değerlendirme dışı.
-Premium Üyelik: Deezer ve Spotify arasındaki kıyaslamada Spotify bariz önde. Tidal’in “normal” ses kalitesi Spotify’a göre daha iyi mi değil mi tartışılır. Bir tık önde diyeyim. Ancak “High” kalitesi ile ezip geçiyor. “Hifi” konumunda ise söylenecek şey yok…
-Tidal “hifi” ses kalitesi CD çalara karşı: Burada kullandığınız ekipman ön plana çıkıyor. Ancak benzer kategoride cihazlar kullandığım için söyleyebileceğim, Tidal’in “hifi” ses kalitesinde CD’ye karşı iyi veya kötü olduğu küçük ayrıntılar var. Açıkçası ben CD’nin kolaylığını tercih etmek taraftarıyım. Eğer dinlemek istediğim albüm elimde CD formatında yok ise Tidal ciddi bir alternatif!
-Tidal “hifi” ses kalitesi 24Bit kayıpsız medyaya karşı: Tidal tam anlamı ile çöküyor. Detay seviyesinden tutun, enstrüman ayrımına kadar hiçbir noktada kıyaslama yapmaya gerek yok. Hele ki Foobar, Jplay ve benzeri yazılımlar kullanıyor, bilgisayarınızda bazı özelleştirmeler yaptıysanız Tidal’in esamesi okunmuyor!

Sonuç nedir?

Tidal, kağıt üzerinde belirli bir ses kalitesinin üzerinde internet üzerinden müzik dinlemek isteyenler açısından çok cazip bir servis. Binlerce albümün göreceli kaliteli (kayıpsız) edisyonlarına aylık 20TL gibi yine göreceli makul bir tutarla ulaşabilmek harika. Kullanım kolaylığı ve ulaşılabilirlik, servisin cazibesini arttırıyor. Ancak tüm bu kağıt üzerindeki avantajlar can çekişen internet bağlantınız ve “hifi” ses kalitesindeki dosyaları dinlemenin azap haline gelmesi ile yavaş yavaş uçup gitmeye başlıyor. Şanslıysanız günün bir çok saati “high” ancak yoğun saatlerde “normal” ses kalitesini kullanmak zorunda kalacaksınız. Yedi günlük deneme sürümünü kullanarak hem internet bağlantınızın durumunu görebilir hemde ses kalitesini kendiniz deneyebilirsiniz. Ancak baştan söyleyeyim çok heyecanlanmayın!

Benim kişisel görüşüm, ülkemizdeki bir çok kullanıcı için yüksek çözünürlüklü dosyalarını kendi sabit disklerinde, NAS sürücülerinde tutarak ev içerisinde farklı yöntemlerle bunları dinlemek daha iyi bir seçenek. Ülkemizdeki internet altyapısı düzelmedikçe -ve bunun için en ufak bir umut ışığı ortalarda yok iken- Tidal gibi servislerin keyifle kullanılması pek mümkün gözükmüyor…

————————————————————————————–

Son not. Bir an şunu düşünelim, “hifi” ses kalitesini yok farz edelim ve internet bağlantınıza göre “normal” veya “high” formatını dinleyebilecek olalım. Bunun için 20TL verilir mi verilmez mi soru bence bu.. Günlük kullanımda Spotify’ın ücretsiz servisi benim ihtiyacımı karşılıyor derseniz hiç bulaşmayın. Spotify veya Deezer’a zaten ayda 10TL veriyorum diyorsanız artı 10TL harcayarak daha iyi ses  kalitesi elde etmek bence cazip. Tabii bu artı 10TL ödeme kişisel olarak mantıklı veya mantıksız buna siz karar vereceksiniz… Ancak görünen o ki, “ses kalitesi açısından” çok mantıksız olmayabilir…

————————————————————————————–

Peki sen ne yapıyorsun diyenler için, şahsen ben Tidal üyeliğimi devam ettirmeyi planlamıyorum. Spotify üyeliğimi de sanırım iptal edeceğim. Aklıma bir şey geldiğinde anlık bir şeyler dinlemek için sanırım Spotify’ın ücretsiz standart hali en güzel seçenek. Kendi içimde bir mukayese yaptığımda galiba en çok eğlenceli bulduğum servis, “Tune-In” internet radyo servisi.

Tags: