Goldnote DAC30 oldukça ilginç bir DAC. Üreticisi tarafından sipariş üzerine üretilmeye devam eden bu ürünün ilginç tarafı çıkış katında 4 adet tüp olması. Ürün elime ulaştığında üreticinin web sitesini açtığımda daha önce Stereo Mecmuası’nda incelediğimiz DAC7 hariç herhangi bir DAC gözükmüyordu. Firmanın Türkiye temsilcisi olan Fil Elektronik’i aradığımda şu an ürünün sipariş üzerine üretildiği bilgisini aldım. DAC30 ile DAC7 benzer yazılım desteğine sahipler. Aslında daha önce incelediğimiz DAC7 modelinin abisi diyebiliriz.
DAC30 modelinin hem elektrik sistemi, hemde çıkış katı oldukça gelişmiş özellikler sunuyor. Çıkış katında kullanılan 4 adet tüp (6922) bu DAC’ı bir çok diğer DAC’tan ayıran en önemli özellik. Ürün giriş ve çıkışlar açısından oldukça zengin seçeneklere sahip. Ürün maksimum 24Bit/ 192kHz çözünürlüğü destekliyor. İçerisinde bulunduğu fiyat seviyesindeki bir çok ürünün desteklediği yüksek çözünürlükler yerine farklı tatlarda tonlar elde etmeye odaklanmış bir ürün!
Aslında bu paragrafı hemen her DAC için yazıyorum. 32Bit konusundaki soru işaretleri! DAC30 üzerindeki dijital bağlantılar 24Bit/ 192kHz çözünürlüğü destekliyor. Son dönemlerde DSD ve dolayısıyla çok yüksek çözünürlükler dijital audio alanında sıkça konuşulur oldu. Stereo Mecmuası’nda bu konularda bazı yazılar yayınladık ancak bu yazılarda da belirttiğimiz üzere bu yeni dünyanın bazı avantaj ve dezavantajları var. En önemli dezavantajlar, bahsi geçen çözünürlüklerde kayıtları bulmanın zorluğu, bu kayıtların kapladığı alan dolayısıyla depolama sorunları ve bence en önemlisi çapraz uyumluluk. Çapraz uyumluluktan kastım şu, bugün için evlerimizde kullandığımız kablosuz sistemler, telefon, tablet gibi taşınabilir cihazlar 32Bit dosyaları okuyamadıklarından çoğu zaman aynı kaydın hem 32 hemde daha düşük çözünürlüklerini arşivinizde tutmak zorunda kalıyorsunuz. Bana sorarsanız 32Bit’in tam anlamı ile hayatımıza girmesi daha doğrusu yaygınlaşması kısa vadede pek mümkün olmayacak gibi gözüküyor. Bu noktada eğer bu yeni nesil teknolojilere kafayı çok takmadıysanız 24Bit çözünürlük şu an için yeterli! Dolayısıyla dijital formatlara hardcore bir ilginiz yok ise Blacknote DAC30 ihtiyacınızı çok rahatlıkla karşılayacaktır.
Ürünün arka tarafında çok bir çift çıkış gözüyoruz. Bu çıkışlar bir seti dengelenmiş XLR diğerleri de alışageldiğimiz RCA yapıda. Ürün toplamda 4 adet koaksiyel girişe sahip. Bir adet dijital optik girişte unutulmamış. Daha üst sınıflarda görmeye alıştığımız AES/EBU girişi de DAC30 üzerinde bulunuyor. 2 adet USB girişi ürünün orta bölümüne eklemiş. Bunların hemen yanında bir adet koaksiyel çıkış bulunuyor. Ayrıca opsiyonel olarak ürünü optik çıkışlı olarak sipariş edebilmekte mümkün. Üründe ayrıca ürünü opsiyonel olarak kayıt amacı ile kullanılabilecek bir çift çıkış ile de sipariş edebilmek mümkün. Tüm bu opsiyonlar fiyatı biraz daha yükseltecektir. Giriş çıkışların yerleşimi güzel ayarlanmış istediğiniz kalınlıklardaki kabloları kolaylıkla kullanabilirsiniz. En sağ bölümde ise elektrik girişi bulunuyor.
Ürünün dışında ise tam orta bölüme minik bir ekran konumlandırılmış. İstenirse ekran tamamen kapatılabiliyor. Ekranın iki yanında kontrol tuşları bulunuyor. Soldan sağa, ekranı kapatma, kaynak seçim ve ses yükselteme tuşları, tam karşılarında ise sessiz mod, kaynak seçim ve ses kısma tuşları buluyor. Ürünün alt kısmında açma kapatma tuşu ve dijital çıkışı devreye sokan tuş var. Ürün üzerinde dijital pre-ampli özelliği olması sayesinde cihazı direkt olarak güç amplisine bağlayıp kullanabilirsiniz. Ürün ile beraber gelen kumanda ile temel tüm işlemleri yapabiliyorsunuz. Ancak bu fiyat seviyelerindeki bir ürün için kumanda biraz basit kaçmış dersem yanlış olmaz…
İlk denemelerime geleneksel olduğu üzere CD çalarımı kullanarak başlıyorum. Transparent Cable High Performance Toslink kablo kullanarak optik ve Transparent Cable High Performance 75Ohm kablo kullanarak Goldnote DAC30’un performansına bakacağım. Neredeyse tüm incelemelerimde olduğu gibi ilk bir kaç şarkının arkasından dijital optik girişi kullanmayı keserek denemelerime koaksiyel giriş ile devam ediyorum. Koaksiyel girişin performansı daha iyi. Bunda kullandığım kabloların etkisi olabilir diyerek stok kablolarla dinlemelerimi tekrarlıyorum ve sonuç aynı.
Arturo Sandoval – Dear Diz (Every Day I Think Of You) albümüne bir bakış atalım. Arturo Sandoval, 1949 doğumlu Kübalı caz trompetçisi, piyanist ve besteci. Küba’da iken Charlie Parker, Clifford Brown ve Dizzy Gillespie gibi efsanevi isimleri dinleyip müziğini geliştiren Arturo Sandoval, 1970′lerin sonlarında idolü Dizzy Gillespie ile tanışır. Hatta ilerleyen yıllarda beraber turnelere çıkarlar ve çalarlar. Arturo Sandoval için Dizzy Gillespie’nin önemini izah ettikten sonra bu albümü sanırım daha iyi anlayabiliriz. Bir nevi Dizzy Gillespie saygı duruşu olarak nitelendirilebilecek albüm çok güzel bir içeriğe sahip bana sorarsanız. Albüm Dizzy Gillespie’nin sesi ile başlıyor. Usta bir konser sırasında genç Arturo Sandoval’ı takdim ediyor. Arkasından bir marş olan “Bebop,” devam ediyor. İlginç bir düzenlemeye sahip olan “Salt Peanuts!,” albümün ilginç şarkılarından. Yine A Night In Tunisia ilginç bir aranjmana sahip.
Caz marşı “A Night In Tunisia”nın bu ilginç uyarlamasında tonların sıcaklığı çok dikkat çekici durumda. Cihaz çalışmaya başladıktan 30 dakika sonra tüpler kendine geldiğinde ses çok daha sıcak hale geliyor. Detay seviyesi başarılı ancak asıl güzellik tonlarda. Çıkış katındaki tüpler sesi çok yumuşatmıyor, ancak farklı bir boyut kazandırıyor. Herkese hitap eder mi, bilemiyorum ama benim için çok farklı bir deneyim oldu! CD çalarımla denemelerime devam ettikçe cihazın ses karakterini firmanın bir süre kendi sistemimde de kullandığım Koala serisi CD çalarları ile benzerlikler gösterdiğini fark ettim. Ancak daha kötü bir transport kullanmama rağmen daha detaylı bir ses elde ettiğimi söylemem gerekli.
Bilgisayarımı DAC30’a bağlayıp denemelerime devam ediyorum. Vijay Iyer Trio: Accelerando albümünün kendi hazırladığım farklı dijital edisyonlarını mercek altına alacağım. Albümün plak versiyonu da elimde var son dönemlerde bayağı dinledim! Vijay Iyer diskografisine göz attığımız zaman müzisyenin özellikle trio formunu çok sevdiğini görüyoruz. Zaman zaman yanında iki gitarist zaman zaman klasik caz üçlüsü formlarında albümler yapan müzisyen bu albümde yanına Basta Stephan Crump ve davulda Marcus Gilmore’u alarak kaydettiği “Accelerando” daha klasik bir bakış açısına sahip gibi gözüküyor… Ancak ilk şarkı Optimism’e baktığınız anda topluluğu klasik caz triosundan ayıran bir şeyler olduğunu hemen anlıyorsunuz. Özellikle davulun kullanımı caz, funk ile rock müzik arasında bir köprü tadında. Beklediğimiz caz triosundan daha sert davullar özellikle de bas davulun kullanımı albümü alıp başka bir yere götürüyor. Basta Stephan Crump’ta aynı duruma uyunca elimizdeki albüm bambaşka bir yapıya bürünüyor. Vijav Iyer’in piyanosunda da benzer etkileri görebilmek mümkün “Mmmhmm” ile albüm daha klasik bir caz triosu kıvamına gelse de arka planda basın arşe ile tuttuğu ritm ve üzerine bezenen davullar albümün tadını bambaşka yerlere alıyor. Vijay Iyer’in emprovizasyon yeteneği bu ritmlerin üzerine binince meraklıların her dakika merak içinde acaba şimdi olacak diye bekleyebilecekleri sürprizi bol bir albüm olmuş.
Foobar kullanarak yaptığım denemelerde açılış parçası “Optimism”de tablo kendini gösteriyor. DAC30, başarılı bir detay seviyesine sahip piyano tonları kulağıma çok keyifli geliyor. Ürünün tüplü olması tonlarda zannedildiği gibi bariz bir yumuşama yapmıyor. Tonlarda bir zenginlik var daha fazlası değil. Sahne başarılı. Ancak USB kablo konusunda çok iyi bir kablo olmaz ise olmaz. Aynı şekilde güç kablosu içinde aynı şeyi kolaylıkla yazabilirim. Stereo Mecmuası’nda da incelediğimiz orta üst ve/veya üst sınıf USB kablolardan bir tanesini sisteminize eklemenizi öneririm.
Goldnote DAC30 pazarda örneği az bulunan bir ürün. DAC’ta direkt olarak çıkış katına odaklanıldığı ve farklı bir tadı olmasına dikkat edildiği görülüyor. İşin fiyat yönüne bakınca 3.400 Euro’luk (KDV Dahil) fiyat etiketi dolayısıyla çok spesifik bir meraklı kitlesine odaklanan bir ürün olduğunu söylemek mümkün. Dijital müzik sistemlerindeki birinci önceliği olan ve farklı bir DAC arayan meraklılar göz atabilirler. Firmanın ses konusundaki yaklaşımını kendisine yakın bulan okuyucularımız ancak fiyat etiketini haklı olarak yüksek bulanlar için DAC7 modeline göz atmalarını öneririm…
Blacknote DAC30
Dijital Giriş: 4 adede kadar koaksiyel RCA konnektör, S/PDIF uyumlu. Bir adet optik Tos-Link. Bir adet XLR 110ohm AES/EBU (Bu giriş opsiyoneldir) Dijital Çıkış: Koaksiyel RCA. Optik Desteklenen Örnekleme oranı (sample Rate) : 192KHz’e kadar Analog Çıkış: Stereo RCA, Dengelenmiş XLR Desteklenen Ses Formatları: PC ve MAC medya oynatıcıların desteklediği tüm formatlar. Frekans Yanıtı: 20Hz – 20KHz @ +/- 0,3dB Analog Çıkış Seviyesi: 2 volt RMS THD (Toplam Harmonik Gürültü): 0,05% Maksimum Sinyal Gürültüsü: 90dB Dinamik yanıt: 125dBGüç Kaynağı: 100/260Volt 50/60Hz Super Linear Güç Tüketimi: 60watt Max.
Fiyat: 3.400 Euro (KDV Dahil)
Temsilci: Fil Elektronik / www.filelektronik.com
Bir yorum ekleyin