Tarihin Derinliklerinden Önemli Analog Ürünleri II

Birinci Sayfaya Ulaşmak İçin Tıklayınız

Supex SD9000 MC
Geçtiğimiz yıllarda Koetsu ile alakalı bir yazı yayınlamıştık. Yoshiaki Sugano ismini o yazıyı okuyan okuyucularımız hatırlayacaklardır. Sugano, Koetsu kafaları tasarlayan kişidir. Tasarımcı 1970’lerde Supex için tasarımlar yapıyordu. Supex, Japonya dışında pek tanınmayan küçücük bir firmaydı. 1970’lerde batılılar, pikap kafalarında teknik anlamda bir çok devrime imza attılar. Japonlar ise MC pikap kafalarının ortaya çıktığı dönemden neredeyse 30 yıl sonra bambaşka işlerle uğraşıyorlardı, metal ve tahta ile! Bobinlerin içerisindeki nüveleri farklı kimyasal yapılardaki demirler, bobin tellerini alışılmışın dışında farklı işlemler görmüş metal alaşımlarla yapmaya çalışıyorlar, gövdelerde ise geleneksel Japon el işçiliğinin zerafeti ile işlenmiş tahtalar kullanıyorlardı. 1970’lerin sonlarına doğru meraklı odyofiller sayesinde bu iğnelerin ilk örnekleri Amerika’ya gelmişti. Yaşanan şok büyüktü. Bu iğneler tamamen batılıların ürettiklerinden farklı çalıyordu. Kullanılan teknoloji tamamen aynı olsa da, malzemelerde yapılan değişikliklerin bu farkı ortaya çıkartıyor olması inanılacak gibi değildi. Supex SD9000 ise tüm bu Japon iğnelerinin en üst düzey örneği idi. 1970’lerde başlayan gelenek ilerleyen yıllarda Kiseki ve Koetsu gibi markalarla devam etti. Supex dinleme şansım olmadı ancak dinlediğim farklı Kiseki ve Koetsu’lar o egzotik sesin neye benzediğini bana anlatabiliyor.

PİKAP KOLLARI

Decca London Reference Pick Up Arm
Listeme giren ikinci Decca ürünü. Pikap kafaları konusundaki bölümde firmanın tarihinden bahsetmiştim. Şimdi sadece koldan bahsetmek istiyorum. 1960’larda Decca mühendisleri FFRR pikap kollarını geliştirdiler. O yıllarda ortalarda çok fazla unipivot kol yoktu. Muhtemelen tek örnek Audak’ın pikap kollarıydı. Firma 12” ve daha unipivot uzun kollar üretmişti. Decca mühendisleri özellikle kendi pikap kafaları ile uyumlu olacak yeni bir kol tasarlamaya başladılar. Karşılarına çıkan en önemli problem hem yatay hemde dikey denge açısının tutturulması problemiydi. Yatay eksendeki denge ve açı problemlerini mıknatıs yoluyla çözmeye karar verdiler. Gövdeye eklenen iki minicik mıknatısın birbirini itmesiyle problemler bir anda çözüldü. Decca mühendislerine bu yetmemiş olacak ki, bu kez titreşim konusuna kafayı taktılar. Sorunu sıvı kullanarak çözebileceklerini keşfettiler. Muhtemelen erken dönem “damping fluid” kullanan en başarılı çözümü ürettiler. Bu ilginç kol, plastik değişmez headshell’i, biraz kırılgan ve gösterişsiz dış görünümüyle bir çok meraklının ilgisini çekmez. Ancak pikap kollarını meraklı bir insan için, günümüz unipivotlarının atası olması yüzünden vazgeçilmez bir koldur.

SME 3009/3012
SME 1940’ların sonunda özellikle havacılık alanında model ürünler ve hassas parçalar üretmek üzere kurulmuştu. SME adı zaten Scale Model Equipment Company Limited’tir. İlginç değil mi? 1950’lerde hassas üretim kabiliyeti sayesinde havacılık endüstrisinin dev firmalarından siparişler almaya başlayan firma üretim kapasitesini ve hassasiyetini hiç durmadan geliştirir. Firmanın kurucusu Alastair Robertson-Aikman, kendi pikabı için bir kol üretmeye karar verir. Birkaç arkadaşı pikap kolunu görünce şok olurlar ve kendileri içinde üretmesini isterler. Kolun kulaktan kulağa yayılan ünü artık seri üretimin vaktinin geldiğini göstermektedir ve 1959 yılından itibaren SME 3009 üretimine başlarlar. Geçen yıllar boyu kolun 9, 10 ve 12” modelleri üretilir ve zaman içerisinde gelişim devam eder. 3009 üzerinde bir meraklının ihtiyaç duyacağı tüm ayarlar bulunmaktadır. Belki bazı sorunlara yaklaşım ilkel çözümler ortaya çıkartmıştır ancak o döneme kadar hiçbir pikap kolu böylesine ayrıntılı seçenekler sunamamıştır. Uzun yıllar boyu keyifle kullanılan 30xx serisi kollar için günümüzde özel parçalar üretiliyor ve meraklılar hala bu kolların peşinde koşuyorlar. Bunun sebebini sadece bir SME 3009’u pikabınıza taktığınızda anlayabilirsiniz.

SME V
Listemdeki ikinci SME ise Series V. İlk örnekleri 1984 yılında ortaya çıkan kol, muhtemelen tarih boyunca üretilmiş en sağlam yapılı ve hassasiyetli pikap kollarından bir tanesidir. SME, kurulduğu 1950’li yıllardan sonra özellikle havacılık ve uzay sektörüne yönelik üretim yapabilir kapasiteye geldiğinden muhtemelen dünya üzerindeki çok az firmanın elinde bulunan gelişmiş üretim ekipmanına sahipti. Üretimde toleransların neredeyse virgül sonrası üç sıfırın ardından geldiği bu ortamda SME’nin efsanevi kolu tam bir üretim ve tasarım harikasıydı. Magnezyumu hassas şekilde işleyebilecek kapasite de çok az firma vardı ve SME bunlardan bir tanesiydi. Kolun tüp kısmını magnezyumdan ürettiler. Kolun aklınıza gelebilecek her türlü ayarını yapma imkanınız vardı. Hepsi ölçeklenebilir şekilde tasarlanmıştı. Pikap kolu mühendisliği açısından da, kolun getirdiği bir sürü yenilik vardı. Bu son derece ağır bir koldu ve o döneme kadar görülmemiş bir hassasiyete sahipti. Muhtemelen günümüzde üretilen bütün üst sınıf kolların atası SME V’dir. Ses karakteri için sevenler ve sevmeyenler mutlaka olacaktır ancak kolun hassasiyeti konusunda pikap kolları ile ilgilenen bir kişinin olumsuz bir şey söyleyebileceğini düşünmüyorum. Belki biraz iddialı olacak ancak günümüzde SME V’in hassasiyet ve üretim kalitesine yaklaşan tek kol Graham firmasının Phatom’udur. Zaten muhtemelen 20 yıl sonra böyle bir liste olursa Phantom (hem I hemde II’si) bu listede mutlaka bulunur.

Rabco SL8-E
Tanjansiyel kollar analog dünyasının var olan problemlerini çözmenin belki de tek yolu. Ancak onların üretiminin ve tasarımının zorluğu senelerden beri yaygınlaşmalarındaki en önemli problem. 1960’ların sonunda Rabco tasarımcıları SL8 kolu tasarladılar. Ortaya çıkan şey konuyla alakasız insanlar açısından tam bir karmaşaydı ama mühendislik açısından baktığınızda bir sanat eseri idi. Ana motor, kolun ileri geri hareketini sağlıyor. Bir diğeri kolun iniş kalkışını kontrol ediyordu. Kolu hareket ettirmek için kol yuvası içerisinde bir fabrika kurulmuştu. Teller, zincirler, iplerden oluşan karmaşık düzenek SL8-E modelinde mükemmele ulaştı. Kullanım açısından belki biraz problem yaratabiliyordu, bir sorunda müdahale etmek zordu ancak iş plak okumaya gelince mükemmel açı izlemesi, kendisine özgü ses rengi ile tanjansiyel kollar dünyasının belki de gelmiş geçmiş en önemli örneğiydi. Günümüzdeki bir çok tanjansiyel kolun aksine, garip pompalar, basınç odaları gerekmiyordu, minicik servo motorlar, küçük bir alanda gereken tüm gücü sağlıyordu. İlerleyen yıllarda Goldmund mühendisleri T-3F pikap kolunda Rabco tasarımı daha da ilerlettiler. Benzer bir yapıyı kullanan bir diğer marka ise Revox idi. Bir süre kullanma şansım olan Linatrack kollar Rabco’nun açtığı yolun en önemli takipçileriydi.

Pikap kollarının mekaniğine hayran olan bir insan olarak birkaç koldan daha kısaca bahsetmeliyim. Rega RB-250 ve 300 muhtemelen hifi dünyasının en çok üretilmiş pikap kollarıydı ve kendi fiyat aralıklarında onlarca yıl piyasayı haklı olarak domine etmişlerdir. Garrard Zero 100 SB ise klasik kol tasarımı ile tanjansiyel kol mantığını birleştiren bir öncü idi. Üretildiği yıllardan neredeyse 30 yıl sonra, Garrard tasarımlarının gelişmiş versiyonları yenilik olarak piyasaya çıkıyor! EMT’nin banana kolları, Micro Seiki’ler, Eminent Technology, Breuer, Fidelity Research derken liste uzadıkça uzar….

AKSESUARLAR

EMT JPA-66 Varia-Curve Phono Stereo Control Center
Belki de listemizdeki en yeni ürün. JPA-66, 2006 yılında üretildi. 2006 yılı EMT’nin 66 doğum günüydü. Bu ürünü listeme ekleme sebebim, ürünün sadece kodunun ve dışının yeni olması. İçerisindeki her şey çok daha eski EMT tasarımlarından geliyor. Anlayacağınız 70 yıllık EMT geleneğinin vücuda gelmiş hali. EMT pikaplar, profesyonel kullanım amacı ile üretilmiştir. Pikapların alt bölümlerinde hazırlanan rack sistemlerinde ihtiyacınıza göre çeşitli kartlar takarsınız. Platonuzu alışılmamış bir hızda döndürmek istiyorsunuz, bir kart takarsınız. Pikap katınızda tarihin ilk dönemlerinden bir plak çalarken, farklı bir ekolayzır eğrisi kullanmanız gerekiyor, yine yapmanız gereken bir kart takmaktır. EMT’yi özel kılan şey iste budur. Neyse taraftar olduğumuz fazla ortaya çıkmasın:) EMT JPA-66’da daha önce ürettiği kartların biraz daha gelişmiş versiyonlarını kullandı. Tam anlamıyla bir kontrol ünitesi olan JPA-66’da 2 adet line girişi ve -sıkı durum- 4 adet pikap girişi var. Her pikap girişi için ayrı ayar yapılabilen üründe aklınıza gelmeyecek ayarları bile bulabilmek mümkün. 2006 yılında üretilen bir ürünün aynı yıl efsane statüsüne yükselmesi ancak EMT gibi efsaneleşmiş firmalarda olabilir herhalde.

Keith Monks Record Cleaning Machine
1960’larda insanlar plaklarını farklı farklı yöntemlerle temizliyorlardı. Ancak televizyon ve radyo stüdyolarının ihtiyaçları çok farklıydı. Aynı şekilde geniş plak arşivi bulunan meraklılarında. 1960’ların sonunda Monks, bir kutu içerisinde motorla dönen platoya sahip, vakum mekanizması bulunan prototip temizleyicileri ortaya çıkartır. 1970’ler gelmeden ürün BBC’nin ilgisini çeker ve ürünün seri üretim süreci başlar. Sadece BBC değil, tüm dünyadan radyolar Monks’ın tasarımına ilgi gösterirler. Firmanın altın dönemi neredeyse 15 yıl sürer. CD’lerin ortaya çıkmasıyla plaklara ilgi azalır ve insanlar plak temizleme makinelerine ihtiyaç duymazlar. 2000’lere kadar Keith Monks ismi anılmaz. Seneler sonra yeni yatırımcılarla firma tekrar ayağa kalkar. Bugün belki bir çoğumuz Monks ismini bilmiyoruz ancak hala dünyanın en önemli arşivlerinde (British Library veya US Library of Congress) hala onun tasarımları kullanılıyor.

Audio Research Corporation SP3
1972 yılında üretilen SP3 tüm dünyadaki meraklılar tarafından büyük bir beğeni kazanmış bir pre-amplidir. Bu ürünün listemizde olmasının en önemli sebebi pikap katıdır. William Zane Johnson tarafından tasarlanan üründe pikap katı opsiyonel olmasına rağmen üretimin tamamı pikap katlı olarak yapılmıştı. ECC83 kullanan pikap katının bu denli ilgi çekmesinin en önemli sebebi, kullanılan bileşenlerin kalitesiydi. Muhtemelen high-end olarak adlandırılan ilk pikap katı budur. 1972 ile 1976 yılları arasında üretilen ürün günümüzde bile hala kullanıldığından Audio Research firması SP3’e hala servis desteğini sürdürmektedir. Hatta fabrika seviyesi bir yükseltme paketi bile bulunmaktadır.

Birinci Sayfaya Ulaşmak İçin Tıklayınız