Mike Creek Röportajı

Hi-Fi Choice Aralık 2006 sayısında yayınlanan bu makale’nin konusu Epos ve Creek Firmalarının sahibi Mr. Mike Creek ile yapılan röportajdır. Bu yazı, hak sahiplerinin izinleri olmadan kullanılamaz. 

HI-FI CHOICE – Aralık 2006 Sayısı 
AudioFile – Endüstri Profili 

Creek Audio’ya Göre Dünya 

Bu sayıda Hi-Fi Choice Creek Audio kurucusu ve Epos Acoustics sahibi olan Mike Creek ile konuştuk – Malcolm Steward
Mike Creek, ses işine 1970 yılında atıldı ve bir süre sonra Creek firmasını kurdu. 1982 yılında sıra dışı ama başarılı bir amplifikatör olan CAS4040’ı piyasada sadece 99 GB Pound fiyattan satmaya başladı. Üç yıl içerisinde makûl fiyatlı elektronik ürünler sektörünün lider firmalarından biri oldu. 1999 yılında ise hoparlör imalatçısı Epos Acoustics firmasını satın alarak işinde önemli bir sinerji yarattı.

Şimdilerde, İngiltere dışında üretilen ilk ürünü olan EVO (Evolution) serisinin üretimine Çin’de başlayan Creek Audio, üst-uç (high-end) sınıfında bir ürün olan Destiny ve Classic modellerini hâlâ İngiltere’de üretmektedir. Şimdi bakalım kendine özgü ürünlere sahip küçük bir firmanın devler arasından yükselişi nasıl olmuş?

HI-FI CHOICE
Creek her zaman realistik fiyatlı tasarımlar üreten bir firma görünümünde olmuştur. Hiç pahalı ve çılgınca bir şeyler üretme duygusuna kapılmadınız mı?

Mike Creek 
Arada oldu ama bunlar hiçbir zaman yeterince ticari değildiler. Böyle üst-uç bir ürünü şu anki Destiny serisinden önce düşünmüştüm. Bu ürünle ilgili maliyetleri hesaplamaya başladığımızda ve üretimin metal işçiliğiyle ilgili araştırmalarını yaptığımızda bunun biraz öyle, yani çılgınca olduğunu görüp daha uygun bir yaklaşımda karar kıldık. Bir gün belki, bu tasarımı yeniden gündeme getirebiliriz.

HFC 
Yani, üst-uç (high-end) ürünlere veya binlerce poundluk fiyatlara felsefi olarak bir itirazınız yok o zaman?

Mike Creek 
Bu sizin çok pahalı bir ürün olarak neyi düşündüğünüze bağlı. Örneğin, piyasada onbinlerce pounda satılan Japon malı triode yükselticiler var ve ben böyle yüksek maliyeti olan ürünleri nasıl satacağımı hayal edemiyorum. Fakat, buna rağmen daha pahalı ürünler yapmaya felsefi olarak bir itirazım yok. Benim pratik bir yöntemim vardır. Belirlediğim bir sabiti ürünün maliyeti ile çarparak onun kaça satılacağını belirlerim. Makul fiyatı olan ürünler imal edip satan bir firmayla olan geçmişim yüzünden bu alanda oldukça iyi bir deneyime sahibim. Ama, kesinlikle “paranın ne önemi var” tarzında bir mühendislik çalışmasını benimsemem ve bu tür ürünler için bir satın alma arzusu duymam. Muhtemelen, bu tür yüksek fiyatlı ürünleri alanların zihniyetlerini anlayacağımı sanmıyorum ve bu tür ürünlerin onlara nasıl pazarlanacağını da bilemiyorum.

HFC 
Fakat yıllardan beri sizin de pahalı otomobillere sahip olduğunuzu söylüyorlar.

Mike Creek
Sadece birkaç TVR ve Jaguarım var. Nadir bulunan egzotik tiplerden ama asla super otomobiller değil.
HFC 
Creek tarihi boyunca İngiltere perakende pazarında ne gibi değişikler gözlediniz?

Mike Creek
Creek Audio; Naim, Rega, Linn ve Exposure ile birlikte İngilterenin en çok satan on markası arasında idi. Ürünlerimiz, bağımsız ve konusunda uzman hi-fi mağazalarında yer alıyordu ve onlardan daha fazla satıyorduk. Bunun nedeni 1980’lerde 60-100 arası olan bu tür satış noktalarında bulunmamız ve pazarda yaratmayı başardığımız etkinin daha büyük olmasıydı.

Şimdilerde, yaygınlaşan büyük mağazacılık ve acentelik (franchise) sistemi pazarlama şeklini değiştirdi. Artık kimse her şeyi stoklarda bulundurmuyor. Onlara sattıkları üründen çok daha iyi bir ürünle gitseniz bile satış yapamama ihtimaliniz bulunmakta. Böyle bir durum, benim geçmişte yaptığımı yapmayı, yani iyi bir ürün yaratıp hi-fi pazarına sunmayı düşünenler için büyük talihsizlik.

Pazarda bir marka oluşturmak, başarılı olup perakende satışlar için bir talep oluşturmaktan çok daha zor artık. Örneğin, Creek’te ilk başladığımda pazar araştırması yapmadan, sadece duygularıma güvenerek bir ürün geliştirip Londra’da gösteriye götürmüştüm. Böyle yapmayı seçtim, çünkü bu yılın ilk gösterisiydi ve hemen hemen bitmiş olan bu ürünün tanıtımını Ocak ayı içerisinde yapmam, Mart ayında ilk ürünlerimi satabilmeme olanak tanımıştı. Bu başarı hikayesi ürünü halka ilk gösterdiğimiz andan itibaren başlamıştı. O zamanlar satıcılar arasında bugün mevcut olmayan, yer altı haberleşmesi diyebileceğimiz bir sistem vardı. Yeni bir ürün hakkında iyi bir şey duyduklarında hemen birbirlerini ararlardı. İlk 100 ürünümü böyle satmıştım.

Bunu bilmeseydim şirketimi bu hale getirmeyi başaramayabilirdim. Ama, potansiyel müşterilerimle o kadar çok telefon konuşması yapıyordum ki az daha bunun kurbanı olacaktım. Çünkü bir ara üretimi bitirip malları sevk etmeye vakit ayıramaz hale gelmiştim.

HFC 
Eğer Creek’e bugün başlamış olsaydınız, aynı şekilde hareket ederek, yeni çıkan mevzuat ve standardlarla uyumsuzluk yaşamadan aynı başarıya ulaşabilir miydiniz?

Mike Creek 
Bugünün standartlarıyla düşünecek olursak bu kadar çok kuralın bulunduğu bir ortamda aynı şeyleri yapabilmeyi hemen hemen imkansız görüyorum. Çünkü yeni düzenlemeler, güvenlik testleri, CE markalama, WEEE ve RoHS uyumu için yapılan yatırımlar ve diğer zorluklar bugünlerde bu sektöre girmeyi cazip olmaktan çıkartıyor.

HFC 
Sizce sadece kanuni engeller mi yaklaşık 30 yıl evvelki yaptıklarınızı cazip olmaktan çıkartıyor hatta olanaksız kılıyor?

Mike Creek 
Burada her zaman bir çılgınlık derecesi var. Konuya ticari açıdan baktığımda, para kazanıp kazanmayacağımı hesaplamak amacıyla nakit akışı tahmini ya da kâr/zarar analizi yaptığımı hatırlamıyorum. Ben sadece içgüdülerimle hareket ettim. Bu yapmam gereken bir şeydi ve başarısız olduğum takdirde sistemimden çıkarmam gerekecekti.

Böyle yaptım ve ilk yıl para kaybettim çünkü Mart ayı sonuna kadar ticarete başlayamadım. Ancak, sonraki yıl en büyük kârımı yaptım. Basit olarak ifade etmek gerekirse, yeterli üretim yapamadım ama sorunların niteliği değişti ve üretim konusunda edindiğim deneyimler olmasa taşeronlarla yaptığım sözleşmelerin yerine getirilmesini sağlayamayacak hatta ne yapacağımı ve ne ümit edeceğimi de bilemeyecek idim.

Bu sahada 27 yaşındaki birisi için bu kadar çeşitli konularda tecrübe sahibi olmak pek rastlanır bir şey değildi. Bunun nedeni, pek çok kişinin 20 yaşına kadar sadece bir konuda eğitim almaları. Ben ailemin işinde çalıştığım için pek çok konuda deneyim kazanma şansına eriştim. Üniversiteye gitmedim ama her şeyi deneyimlerimle ve belli konularda uzmanlaşmış insanlarla konuşarak öğrendim. Ticareti daha çok deneme yanılma yöntemiyle öğrendim ve bir noktada böbürleniyormuş gibi görünsem de kimin ne dediğine bakmadan ve düşüncelerine aldırış etmeden aynı şeyleri yapardım.

HFC 
Bu türün son örneklerinden olduğunuzu ve başka Mike Creek’ler göremeyeceğimizi söyleyebilir misiniz?

Mike Creek 
Bu dediğiniz AV işi için doğru sayılabilir. Bu konuda şirket kurmak isteyen bir kişinin hatırlaması gereken eski bir söz var:

“Hi-Fi işinde servet yapmak istiyorsan işe çok büyük sermayeyle başla.”

Büyük miktarlarda üretim yapabilmenin avantajını kullanarak gerçekten rekabetçi operasyonlar yapabilmek esaslı bir sermayeye sahip olmayı gerektirir ki bu da yeni başlayanlarda maalesef yoktur.

HFC 
Tüketicilerin paralarıyla neler alabilecekleri konusunda çarpık görüşlere sahip olduklarını düşünüyor musunuz?

Mike Creek 
Bana göre tüketiciler çok şımartılmış durumdalar. Örneğin bir iPod’u 100 pound’un altında alabiliyorlar artık. Bu ürünü geliştirmek için yapılan yatırımı ve bunun maliyetinin perakende satış fiyatına yansıtılmasının zorluğunu hayal edebiliyor musunuz? Apple, milyonlarca ipod satarak maliyetlerini, küçük bir şirketin ayda 100 ürününü satmasından çok daha etkili ve çabuk bir şekilde amortize edebilmektedir. Küçük şirketlerin büyük şirketlere göre dezavantajı da burada açıkça görülmektedir.

HFC 
Konumuzu tamamen değiştirelim, Eylül ayındaki hi-fi show’da karşılaştığımızda telsiz hoparlörlerle ilgili bir konuşmamız olmuştu. Bu konuda Epos Acoustics’te bir çalışma var mı?

Mike Creek 
Önümüzdeki yıl için böyle bir ürün geliştirmeyi düşünmüyoruz ama çalışmalarımız devam ediyor. Çünkü bu tür ürünler üretmemizi isteyen bir kesim var. Aslında şu anda elimizde yeni geliştirdiğimiz küçük aktif hoparlörler var ve iddia ediyorum ki bu hoparlörler uzun ve pahalı bir kablo ile ayrı bir amplifikatöre bağlanarak kullanılan hoparlörlere kıyasla daha iyi ses vermektedir. Daha da ötesi, bana göre amplifikatör tasarımlarında doğrusaldan anahtarlamalı tasarımlara yönelik bir değişim başlayacak ve giderek analog girişlere ihtiyaç kalmayacak. Sayısal sinyallerin bir kaynaktan, örneğin bir CD okuyucudan, doğrudan aktif hoparlörlere iletilmesi, sistemden daha iyi performans alınmasını sağlayacak. Bunu gerçekleştirmenin en mantıklı yolu telsiz sinyallerini kaynaktan alıp, IP-adreslenebilir hoparlörlere yollamaktır. Şu anda yapılacak tek şey, analog çıkışı olmayan CD okuyucuların piyasaya çıktığını görmek için silikon üreticilerinin gösterecekleri en iyi performansı beklemek. Halıların üzerinden geçen kalın kablolarla hoparlörlerin düşük toleranslı, yüksek kayıplı elemanlardan oluşan filtrelerine analog sinyaller ileten amplifikatörlere yakın bir gelecekte ihtiyaç duyulmayacak.

HFC 
“Yakın bir gelecekte” derken nasıl bir zaman aralığından bahsediyorsunuz?

Mike Creek 
Bugün kullanılan teknoloji bunu gerçekleştirebilir. Ayrıca bir çok firmanın bu konu üzerinde çalıştığına eminim.

HFC 
Sonuçları ne zaman görebileceğiz – 2010, 2015?

Mike Creek 
Daha önce göreceğiz. Bu tür ürünlerin, pazarda şu anda bulunan ürünlerden daha cazip hale gelmesi çok uzun sürmeyecek. Onları üretecek teknolojiye sahip olsaydım hemen üretime başlardım. Ancak, gelecek yıldan evvel olmasa da çalışmalarımızdan sonuç alabilmeyi ve üretim için gerekli alt yapıyı olusturmayı düşünüyoruz.

HFC 
O zaman artık analog sesin sonu geldi diyebilir miyiz?

Mike Creek 
Sanmıyorum, bu asla transistör ve lambanın sonu olmayacaktır. Her zaman analog piyasası bulunacaktır ama ufka bakarken denizdeki değişiklikleri görmeliyiz. Örneğin, bir amplifikatör yapımında kullanmak zorunda olduğunuz kayıp oranı yüksek kocaman trafoların, düzeltme devresinden ana şebekeye, filtrelenemeyen parazitler geçebilir. Böyle bir durumda yasalar gereğince alçak frekans güç kaynakları yerine problem yaratmayan daha yüksek frekans anahtarlamalı devreler kullanmanız gereklidir. Ve eğer akım tüketimi veya yeterliliği problem olursa daha yeni teknolojilerin yasallaştırılarak kullanılması için harekete geçmeliyiz ki bu bazı kişilerce sapkınlık olarak görülebilir. Ama sonunda olacağı budur. Geri adım atmak için hiçbir neden yoktur.

Bilgi için : Epos ve Creek Audio firmalarının Türkiye dağıtımcısı:  Sigma Ses

Asım Uysal


Tags: