Maurizo Aterini ve Bluenote Italy

Bu sene İzmir’de hifi konusunda yabancı ziyaretçi bolluğu yaşadık sanırım Istanbul’dan sonra bu konuda en şanslı şehirde yaşıyoruz. Yabancı misafirlerin bence bizlere en önemli katkısı, bizlere bambaşka dünyaların kapılarını açmaları. Ülkemiz her ne kadar hifi ürünlerinin bulunurluğu açısından gitgide zenginleşse de, endüstriyel anlamda sadece işin ticareti yapılmakta. Az sayıdaki hifi gönüllüsü, büyük imkansızlıklar içerisinde üretim yapmaya çalışsalar da, hem pazarın talebi, hemde ürünlerin tanıtılması ve fiyatlandırılmasındaki dezavantajlar ve en önemlisi kullanıcıların önyargıları yüzünden yeterli pazar payına ulaşamamaktalar. Bunun yanısıra bir çok yabancı ülkede hem internet hemde basılı ortamda çok sayıda yayın, site, dergi ve organizasyon endüstrinin gelişimini çok ciddi anlamda etkilemekte. Bu noktada ülkemize gelen ziyaretçilerden bu bize çok yabancı dünyanın kurallarını, gelişmek için izlenebilecek yollar ve en önemlisi onların hikayelerinden çıkaracağımız derslerin kendimize uyarlanması yani bir anlamda know-how konusunda önemli bilgiler alıyoruz.

Geçtiğimiz aylar içerisinde ülkemiz bence yine önemli konukları ağırladı. Bunlardan hiç kuşkusuz ki, en önemlilerinden bir tanesi İstanbul Timpani Elektronik’in misafiri olarak ükemize gelen Linn firmasının pazarlama yetkilisi Graeme Urquhart idi. Hem Timpani Elektronik müşterileri, hem konuya merak duyanlar hemde İstanbul Hifi Kulubü üyeleri bu organizasyon sayesinde dijital kaynakların yakın geleceğine dair farklı bir bakış açısıyla üretilmiş yepyeni Linn ürünleri ile tanışma fırsatı buldular. Bu toplantılara katılan ve daha sonra dergimiz için tekrar bir dinleti yapan Sn. Toygan Eren sayesinde de, bu yeni ürünler ve dijital kaynak cihazların geleceği hakkında dünyanın her yerinden Stereo Mecmuası okuyucuları da bilgi sahibi oldular. Bu arada dünyanın her yerinden derken bunu şaka zannetmeyin, özellikle Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ve Avrupa’da yaşayan ciddi bir okuyucu kitlemizin olduğunu artık biliyoruz. Bunun yanı sıra büyük kentlerimiz dışından da çok ciddi bir okuyucu kitlemiz olduğu, istatistikler sayesinde farkına vardığımız güzel bir gelişme. Ülkemizin bir kentinde yapılan bu ve bunlar gibi organizasyonların ayrıntılarının konuya ilgi duyan tüm kitlelere ulaştırılması bence önemli bir misyon. Zaten gelen yabancı misafirlerimizden bunun önemini defalarca duyma fırsatı bulduk. Belki dikkat etmişsinizdir, çeşitli hifi forumları haricinde basılı hiçbir dergide bu bizce çok önemli organizasyon nedense yer almadı. Bu önemli ziyaret hakkındaki kapsamlı yazılarımız Stereo Mecmuası’nın 5. sayısında mevcut.

Evet sanırım artık yavaş yavaş asıl merak ettiğiniz konuya geri dönmeliyim. Geçen ayın önemli misafirlerinden bir diğeri İtalyan Bluenote firmasının patronu Maurizio Aterini ve dış satışlar sorumlusu Elena Basciano idi. Kendileri ile hem Bluenote firması, hem hifi dünyası hakkında hemde firmanın geleceğe dair bakış açısı hakkında uzun ve keyifli bir sohbet etme fırsatı buldum. Bu sohbet sırasında aldığım notları Stereo Mecmuası’nın okuyucuları ile paylaşmak isterim.

Daha konuşmamızın ilk başlarında Digital Stream Player’lar ve benzeri PC tabanlı dijital kaynak cihazlar konusunda Sn Aterini’nin görüşlerini çok merak ettiğimden hemen bu konudaki sorularımı sormakla başladım. Aldığım cevaplar gerçekten şaşırtıcı idi;

Maurizio Aterini: Audio dünyası oldukça farklı bir geleceğe doğru gidiyor. Bu gelecek içerisinde dediğiniz gibi Digital Stream Player ve benzeri dijital kaynak cihazların bu yeni pazarın başrol oyuncuları haline geleceği şimdiden belli. Bir çok firmanın bu konudaki ürünleri piyasaya çıkmış durumda. Bizde Bluenote olarak bu konudaki çalışmalarımızı çok uzun bir zamandan beri sürdürmekteyiz. Ortaya çıkartacağımız ürünün her zamanki gibi farklı olmasını istediğimizden ürünün gelişim süreci oldukça uzun sürdü. Bluenote olarak bizim bu pazar için ürettiğimiz cihaz; DSS yani Digital Static Source. Bu oldukça ilginç bir ürün. Daha şimdiden oldukça yoğun bir talep görüyor. Bana sorarsanız dijital kaynağın yakın geleceğinde devrim etkisi yaratacak bir ürün olacağını düşünüyorum.

Görüştüğüm hemen her tasarımcı ve firma yetkilisi yeni ürünleri için her zaman bu şekilde yorumlar yapıyor. Bunu bildiğimden Sn. Aterini’ye ürünün ayrıntıları hakkında oldukça fazla soru sorma ihtiyacı duydum. Öncelikle DSS’in özelliklerinden başladım;

-Digital Static Source neden devrimsel niteliklere sahip. Öncelikle bu ürünün geliştirilmeye başlanması oldukça eskiye dayanıyor. Bu teknoloji bizler gibi geleneksel konularda üretim yapan şirketlerin boyutunu aşan bir teknoloji. Aslına bakarsanız, standart bir CD Player üretimi bile en gelişmiş şirketin bile tüm parçalarını kendisi üreterek yapabileceği bir proses değil. Bir çok teknoloji firmasından destek alıyorsunuz. Ürününüzün özgünlüğü bu aldığınız destek sayesinde elde ettiğiniz bilgiler doğrultusunda gerekli geliştirmeleri yapmak sayesinde oluşuyor. Tüm bunlar için teknoloji üreten firmalarla işbirliği yapmak çok önemli.

DSS’in üretiminden önce yapmak istediklerimizi, pazar ihtiyaç ve taleplerini maddeler halinde ortaya koymak ile işe başladık. Bu maddelerin her birini bağımsız birer problem olarak ele alıp, her birine farklı çözümler bulduk. Tüm bu çözümlerin bir araya gelmesi ile ürünümüz ortaya çıktı.

Öncelikle ilk çözmemiz gereken şey, DAC idi. Digital player’lar yapıları dolayısıyla jitter ve clock gibi tüm sorunlardan oldukça korunmuş durumdalar. Genelde standart 16bit çözünürlüğün yanı sıra 24bit çözünürlüğü de kullanabiliyorsunuz. Tabii bunlar bugün için. Yakın bir gelecekte 32bit medyalar ortaya çıkacağı için biz kendi ürünümüzün 32bit olmasını istedik. 32bit DAC için dünyanın her yerinden bir sürü firma ile görüştük ve çeşitli firmalardan destek aldık. Özellikle Texas Instruments Italya bize bu konuda ciddi destek verdi. Normalde bu büyüklükte şirketler audio sektörünün pazar ihtiyaçlarını karşılayacak olan küçük adetler için özel üretim yapmazlar. Ama var olan ürünlerin uç noktalarda kullanımı için gerekli destekleri verebilirler. Bu desteği, kendi mühendislik kabiliyetleriniz ile birleştirdiğinizde ortaya çıkacak ürün, rakiplerinizin ürünlerinden çok farklı olacaktır.

DSS içerisinde tüm fonksiyonların ve özelliklerin kontrolü için yine özel bir işlemci gereksinimi duyduk. Bu hızlı işlem gücüne sahip ve sorunsuz olması dolayısıyla Linux tabanlı seçildi. Bu sayede cihaz çok hızlı bir şekilde özgünleştirilebiliyor. Bu özgünleştirebilme hem deneyimli kullanıcılar hemde bizim geliştirme birimlerimiz tarafından yapılarak çok kolaylıkla hem DSS hemde kullanılan arayüz güncellenebiliyor. Tabii insanların kafasında bu tarz cihazların aslında birer bilgisayar olup olmadıkları konusunda sorular var. Aslında bugün bir hesap makinesi bile basit bir bilgisayardır. Dolayısıyla bir CD player’da. Bu tarz cihazlarda bilgisayar öngörülen işlemlerin yapılması için gerekli yongasetleri olarak anlaşılmalıdır. Dolayısıyla DSS gerekli işlemleri yapmak için yongasetleri ile donatılmış bir cihazdır.

Sn. Aterini cihazın ayrıntılarını anlatırken oldukça heyecanlıydı. Teknik özellikleri ve mühendislik terminolojiyi bir kenara bırakarak kullanıcı için getireceği yeniliklerden bahsetmesini istedim;

-DSS en başta uyumluluk özelliği ile dikkat çekiyor. Aklınıza gelebilecek tüm bağlantı yöntemlerini destekliyor. Cihazın en alt versiyonu yaklaşık 2GB’lik bir Solid State Disk ile gelecek. Aslında aynı fiyata çok daha yüksek boyutlarda klasik bir hard disk kullanma imkanı varken, biz yepyeni bir teknoloji olan Solid State Disk teknolojisini tercih ettik. Bu teknoloji geleneksel hard disk teknolojisinin getirdiği tüm sorunları ortadan kaldırıyor. Bu disk gerekli yazılımları ve cihaz içerisinde tutmak istediğiniz müzik de dahil dosyaları saklayacak.

2GB az değil mi sorusunu hemen sorma ihtiyacı hissediyorum. Sonuçta benim şahsıma ait disklerim terrabyte sınırını geçmiş iken 2GB rakamı oldukça küçük bir rakam.

2GB gerçekten küçük bir rakam. Ama konuştuğumuz cihaz taşınabilir bir iPod değil. Dolayısıyla bu 2GB’lik disk modülü sadece işlemlerin hızlanması ve gerekli dosyaların saklanması için kullanılacak. Ama cihazınızı bir yere götürmek istediğinizde bazı dosyaların içerisinde bulunması şansına da sahip olacaksınız. DSS’in asıl çalışma mantığı bu disk üzerinden kullanım değil, diğer bağlantı şekillerinin verdiği özgürlükleri kullanmak. Şu an için DSS’in genişleme kabiliyetleri şu şekilde;

1-External USB hard disk kullanımı. Müzik dosyalarınızı sakladığınız USB üzerinden çalışan her türlü hard disk’inizi DSS ile kullanabilirsiniz.
2-Ethernet üzerinden bağlanabilecek her türlü disk’i kullanabilirsiniz. Aynı şekilde ethernet üzerinden cihazınızı bir ağa da bağlayabilirsiniz.
3-Flash memory’lerinizi cihaza takarak rahatlıkla dinleyebileceksiniz. Bu işlem için herhangi bir bilgisayar gereksinimi duymayacaksınız. Bu arada bu konunun öneminin altını çizmek istiyorum. Çünkü bu alanda kullanıcılara önemli bir süprizim olacak. Belki Türk odyofiller bunu duyacak ilk odyofil grubu olacak.
4-Wireless bağlantı sayesinde diğer odalarınızdan yada diğer bilgisayarlarınızdan DSS ile bağlantı kurabileceksiniz. Böylelikle DSS bir nevi network player olarak da kullanılabilecek.

Sn. Aterini’ye artık 2 gündür uzun uzun muhabet ediyor olmamızın verdiği rahatlıkla sorularımı ardı arkasına sormaktan çekinmiyorum. Tüm bu özellikler sayılınca bende ona kendi, dedicated music server’ımdan bahsediyorum ve bir PC ile yukarıda bahsedilen işlemlerin yapılabildiğini söylüyorum. DSS’i normal bir PC’den farklı kılan nedir?

-Aslında dediklerinizin bir kısmında haklısınız. Ama konuşmamızın başında size dediğim gibi biz Bluenote olarak ürünlerimizin mutlaka farklı olmasını istiyoruz ve bunun için ciddi anlamda gayret gösteriyoruz. DSS’i benzerlerinden farklı kılacak bir sürü özellik var, bunların başında DAC’ı geliyor. DAC hem bir çok formattaki müziğin çalınması sırasında kullanılırken, hemde external
cihazlarınızı DAC’a bağlayabileceksiniz. Örneğin sisteminizdeki CD player’ınızı. Dediğim gibi kullanılan DAC, gerçek 32bit işlem yapabilme özelliğine sahip ve DSS içerisindeki tüm bileşenler buna göre hazırlandı. 32bit olayının önemi çok büyük.

DSS’in DAC’ı üzerinde dünyanın önde gelen 2 firması ile çok kapsamlı çalışmalar yaptık. Sonunda ortaya çıkan 2 farklı DAC bizce o kadar başarılı ki, her iki firmanın DAC’ını cihazımızda kullanmaya karar verdik. DSS’in üst modelinde tek tuşa basarak işlem yapan DAC’ları değiştirebileceksiniz. DAC’ların işlemini değil, DAC’ın kendisini değiştireceksiniz. Yani bir tuşa basarak A firmasının DAC’ı, bir diğer tuşa basarak B firmasının DAC’ını devreye sokacaksınız. Sanırım bu ürünü farklı kılan en önemli özelliklerden bir tanesi.

Tabii tüm bu özellikleri bir kenara bırakırsak, DSS’in fiyatı bir diğer önemli nokta. Bluenote firması olarak geleneksel olarak belli bir üretim prensibimiz var. Bu prensiplerden asla ödün vermek istemiyoruz. Söz gelimi en basit amplifikatörümüzde bile basit bir troidal trafo kullanarak karımızı arttırabileceğimiz halde, sırf ses olumlu etkilerini bildiğimiz için her kanala ayrı trafo kullanıyoruz. Bu durumu kullanıcılar her zaman dikkate almıyorlar ama bizim için önemli olan Bluenote ürünü alan bir kullanıcının mutlu olması. Kullanıcının, benim amplifikatörümün iki transformatörü var diye sevinmesinden ziyade dinlediği müzik ile mutlu olması önemli bizim için. DSS içinde kendi üretim prensiplerimiz doğrultusunda her türlü teknolojiyi kullandık.

Fakat hem üründen bahsettiğimiz insanların tepkileri, hemde tüm dünyaya yayılmış bayilerimizin (ki aslında onlar bizim iş ortaklarımız hatta dostlarımız) daha ürünün son versiyonu duyurulmamışken verdiği siparişler sayesinde DSS’in çok büyük bir talep göreceğini anladık. Sanırım bu ürün fiyatıyla ve sunduğu özelliklerle dünyada beklediğimizden çok daha büyük bir talep görecek. Ürünün fiyatı ise, yaklaşık 1.100 ila 1.300 Euro aralığında olacak. Üst modellerinde aşırı fiyatlandırma olmadan son kullanıcılara sunulacağını müjdeleyebilirim.

Sn. Aterini, ısrarla 32bit mimarisinden bahsettikçe, ortada 32bit medya olmadığı için bu mimarinin pratikte işe yaramayacağını düşündüğümü söyledim. Bu konudaki, düşünceleri ve gelecek öngörümlemesi oldukça şaşırtıcı idi.

-Aslında şu an için haklısınız. Ama sadece şu an için. Bunun sebebi, Türkiye’ye gelmeden önce görüştüğüm bir çok müzik firmasının 32 bit formatındaki müziği kullanıcılara sunma hazırlığı sona ermek üzere idi. Buradaki en büyük sorun, sırf sizin ülkenizde değil tüm dünyadaki internet hatlarında oluşan yavaşlamalar. Dolayısıyla 32bit müziğin internetten satışa sunulmasının getireceği sorunlar inanılmaz boyutta. Bizim bu konudaki çözümümüz oldukça basit, tüm dünyaya yayılmış bayilerimiz aracılığı ile 32bit müziği flash diskler ile kullanıcılara sunmak. Uzakdoğu piyasasında flash disklerin fiyatları oldukça düşmüş durumda neredeyse CD kullanmaktan daha ucuza geliyor. Bu uygulamanın ilk denemesi belki Türk odyofiller bu satırları okurken, Rusya Bluenote tarafından yapılmaya başlanmış olacak. Sanırım bir şeylerin değişeceğine
sizde inanmışsınızdır.

Beklenen haberi almak beni şaşırtmadı açıkcası DSS’i bir kenara bırakıp artık farklı şeylerden bahsetmek gerektiğini düşünüp sözü hepinizin tahmin edeceği gibi analoğa getirdim.

-Bluenote analog cihazları ile ortaya çıkan bir firma. Zaten bende bir pikap tasarımcısıyım. Bluenote dünya üzerinde tek bir pikap kullanan insan kalana kadar analog cihazlara verdiği önemi asla azaltmayacak. Bugün tüm bu uğraştığımız teknolojiler yeni pazar taleplerini karşılamaya yönelik.

Ama Bluenote için analog ürünler anlamında talep her zaman yoğun olarak devam etmiştir. Firmamızın kuruluşunun ilk dönemlerinde bugün dünya çapındaki bir çok firma için tasarımlar ve üretimler yaptık. Firmamız büyüdükçe ürünlerimiz oldukça fazla talep gördü.

Analog ürünlerimizin her şeyiyle kendimiz tasarlayıp üretiyoruz. Kollarımız, iğnelerimiz, pikaplarımızda kullandığımız teknolojiler ve hatta pikap preamplilerimiz bile firmamıza özgün. Ben bir tasarımcı olarak seneler boyu kollar ve pikaplar tasarladım, dönem dönem analog bitti denilen dönemlerde bile insanlar pikaplarımızı satın aldılar. Bluenote için analog, ürün gamımızın ayrılmaz bir parçasıdır. Biliyorsunuzdur, ürünlerimiz için bir çok firmadan gerektiğinde destek alıyoruz. Zamanında bir diğer İtalyan firması olan Ferrari’den teknolojik destek aldık. Kendimize ait onlarca patentimiz var. Tüm bunlardaki amaç kullanıcının basit ama etkileyici ürünlere sahip olmasını sağlamak.

Sözgelimi bir pikabın platter’ının boyutu ve ağırlığı onunla beraber kullanılan spindle ve motoru direkt olarak etkiler. Biz asla aynı motoru ve spindle’ı birbirinden farklı ürünlerde kullanmak istemeyiz. Her ürüne gerektiği şekilde yaklaşmak gerekir. O yüzden Bluenote ürün gamında analog konusunda az ürün var ve uzun zamandır bu ürünlerin üretimine devam ediyoruz. Tüm ürünlerin görünüşte ortak parçaları var gibi görülse de, ayrıntıya inildiğinde aslında birbirlerinden çok farklılar. Pikaplardaki durum kollarımızda, iğnelerimizde de söz konusu.

Tabii pikaplar konusundaki konuşmalarımız sırf bunlarla sınırlı kalmadı. Bu konuya başka bir sayımızda oldukça ayrıntılı olarak gireceğim. Yalnız şunu söylemeliyim ki, dünyanın her yerinden tasarımcılardan öğrenilecek çok fazla şey var. İyi pikap tasarlamak, iyi kol tasarlamak.. Bunların tamamı ulaşmanın yolu, matematik ve teorik bilgiden geçiyor. Bluenote olarak neden lambalı amplifikatörlerden ziyade solid-state yapısını tercih ettiklerini sormak istedim;

-Aslına bakarsanız, Single Ended Triode alanında yapılabilecek hiçbir şey kalmadı. Tasarımcılar 1940’lardan hatta 30’lardan beri bilinen bu teknolojiyi 60-70 yıl içerisinde mükemmel hale getirdiler. Dolayısıyla bugün devrim yaratacak bir SET ampli ürettik diyen bir firmaya bence kuşku ile bakmak gerekir. Bizler her zaman tasarımcı olarak yenilikler peşindeyiz. Benzeri daha önce üretilmiş bir şeyi mükemmel yaptık diye ortaya çıkmak yerine, pek denememiş ürünleri yapmak bizim için daha büyük bir yarış. Geçmişte benzer bir yarışın içerisinde oldukça farklı bir ürün olan Demidoff ailesi ortaya çıktı. Demidoff normalde bu fiyata bulunamayacak yeniliklere sahip bir ürün. Belki ürünün tasarımcılarından bir tanesi olduğum için abartıyorum gibi bir düşünceniz olabilir. Ama ürünümüzü dinlediğinizde dediklerime hak vereceksiniz. Biz müziğin içerisinden gelen bir firmayız. Sanırım hikayemizi okuyucularınızda biliyordur. Biz ürünlerimizde test sinyali, kapı gıcırtısı değil, bizim o ürünü üretme amacımız olan müzik dinlemesini istiyoruz. Ürünlerimizi de bu amaç uğruna tasarlıyoruz. Zaten gerek S serisi ürünlerimiz gerekse de Demidoff serisi ürünlerimiz uzun zamandır piyasada ve çok başarılı oldular. Dünyanın her yanından bir çok müzik dinleyicileri bu ürünleri tercih ediyor. Türkiye’den de ürünlerimize talep gelmesi, beğenilmesi bizler için büyük bir mutluluk kaynağı. Zaten ülkenizde kaldığımız süre boyunca onlarca müzik dinleyicisi ile tanışma fırsatı bulmak benim için çok güzeldi.

Sn. Aterini’ye Bluenote firmasının gelecek projelerinden biraz bahsetmesini rica ediyorum;

-Bluenote olarak yapısal bir değişikliğe gitme kararı aldık. Firmamızın ürün gamını 3’e böldük. Bluenote gamı altında gelenekselleşmiş, Steroid ve Demidoff serisi amplifikatörler, analog ürün gamımız ve diğer ürünlerin üretimi devam edecek. Yenilik olarak bu sene Stibbert Black Pearl ürününü duyurduk ve hem talep hemde performans olarak çok başarılı bir tablo çizdi. Bu sene öncelikle Demidoff Silver’ın özel bir versiyonunu üreteceğiz. Dediğim gibi Bluenote ürün gamında herhangi bir değişiklik olmayacak.

DSS ürünlerimiz ise, Blacknote olarak pazara sunulacak. Blacknote bizim teknolojik yüzümüz olacak. Zaten DSS’in ayrıntılarından okuyucularınıza bahsettim.

Son olarak ise Goldenote gamı altında bir ürün gamı şekillendiriyoruz. Bu ürünlerle ilgili ilk tanıtımımızı Münih fuarında yapacağız. Ama Goldenote için tasarlamakta olduğumuz üst seviye CD playerîn yapısal anlamda önemli bir gelişme olacağını söyleyebilirim.

Aslında daha bir çok konuda Sn. Aterini ile konuşma ve görüşlerini alma şansım oldu. Hatta İtalya’dan uluslararası testler yapabilmemiz için ürün gönderme konusunda bile gelişme sağladık. Hatta bu yazıdaki bir çok resim dünyada ilk kez yayınlanmakta. Umarım yazıyı keyifle okumuşsunuzdur.

Bluenote Italy

Bluenote web sitesi: www.bluenote.it
Türkiye Distribütörü: Fil Elektronik www.filelektronik.com

Hakancez