Uzun yıllar ses endüstrisinin içerisinde olanlar Kudos adını hemen hatırlayacaklardır. Ünlü S100 stand dönemin audio delileri tarafından kutsalmışcasına sahip çıkılmıştı. İlginçtir, yıllar geçmesine rağmen hala S100 ile yollarına devam eden pek çok müziksever bulunmaktadır. Kudos yola böyle çıkmışken gelişmeler onları ses üzerine başka bir çalışmaya, hoparlör üretimine itti.
Firma ön çalışmalar yaptı. İngiliz audio anlayışının analizleri piyasa kontrolleri ve veriler üzerinde ciddi araştırmalar gerçekleştirdi. Kudos’un çalışma temeli yine İngilizlerin ünlü firması Neat’den gelir. Eski tasarımcı Derek Gilligan, Kudos çalışmalarında ilk adımı atan kişi oldu. Neat’den gelen basit ve verimli hoparlör tasarım anlayışı (Referans serilerini ayrı tutmak gerekir) Kudos’a taşındı
Gilligan ilk olarak büyük hayranlık duyduğu Seas sürücüler üzerinde geçmişten gelen derin birikimlerini değerlendirdi. Büyük bir fikir değişimi olmadığı sürece Kudos’un temelini Seas’ın mükemmel tasarımlı sürücüleri üzerine kurdu.
Dile getirilmeyen bir başka gerçek Neat ve devamında Kudos, sesin Avrupa kökenli olması için gayret gösterilmesiydi. Bu alanda muhafazakar bir anlayışa sahip olduklarını hiçbir zaman inkar etmediler. Vurgu olarak da ürün kutusunu üzerine bir İngiliz bayrağının altına “İngiltere’de imal edilmiştir” ibaresini iliştirdiler.
Üretimde hiçbir şekilde Uzakdoğu kökenli malzemeler kullanılmayacaktı. Giderek Çin’e yönelen Danimarka sürücü firmalarından sonra Seas hala geleneksel yöntem ve çok değerli ARGE yatırımları ile saf Avrupalı kalmaya devam ediyordu ve Kudos saf ingiliz anlayışını Seas ile pekiştirmekte kararlıydı. Binding Postlar bile İngiliz’di. Ön koruyucu kumaşın bile İngiliz olmasına gayret edilecekti.
Böyle yola çıkan Kudos ön imalat prensiplerini yerli yerine oturtunca ortaya her şeyi ile özel çalışma yapılmış ürünler çıktı
Aslında benim beklentilerim C2 -C10-C20 testi yapmaktı fakat hem ilk partide ürün ithalatçı firmada kalmamıştı. C1 ise fiyatı ve kalite açısından aslında İngiliz firmanın lokomotifi durumundaydı
Kudos’u piyasadaki en ünlü bookshelf’i C-10’du. Fakat hoparlör bir bookshelf için küçümsenmeyecek bir rakamla 2.250 GBP fiyat etiketi ile piyasaya sürüldü.
Seas’ın Excel serisinin ve kendi ürün gamının en iyi tweeter’i olan Crescando bu hoparlörün elmas parçasıydı. Gümüş sarımlı telleri ve ile çok kişi tarafında dünyanın en iyisi kabul ediliyordu. Nihai tüketici fiyatı yaklaşık 300 euro olan tweeter’a yine Seas’ın kaplamalı kağıt membranlı dengeli sesi ve mid’lerdeki ünü ile nam salan 17 cm’lik bas-mid ünitesi eşlik ediyordu Filtre devrelerinden hoparlör işçiliğine kadar bir sanat şaheseri olan C10 ses kalitesindeki başarısına rağmen fiyatı ile beklenilen sayıda satıştan uzak kalmıştı. Bunu takiben çıkan kardeşi C1 hemen talep gördü ama fiyatı yine yüksekti. Hoparlör yine Excel tweeter ve Seas’ın bilinen bas-mid sürücüsü ile donatılmıştı
Hoparlör çok sevildi dünyanın çeşitli yerlerinden ödüller yağdı Hi-Fi Choice 2008’de onu Best Buy olarak açıkladı ve yılın sonunda gümüş hoparlör ödülünü verdi.
Kudos Şimdi Türkiye’de. İthalatçısı ise Dinleti Müzik
C-1 gelir gelmez daha Murat Bey elini sürmeden kapıp eve getirdim ünlü ve ödüllü ayakları S-50 de gelmişti ama onları almadım.
Hoparlörde ilk dikkatimi çeken ağırlığıydı. Bir bookshelf’e göre oldukça ağırdı ceviz renkli kabin çok dolu ve dengeli bir yapıdaydı. Bazen hoparlörlere karpuz muamelesi yaparım kızarlar. Siz de yapın! Bookshelf’leri elinize alın bir tartın evirin çevirin. Hoparlör size ciddiyeti hakkında fikir verecektir .
Hoparlörü Epos ayakların üzerine yerleştirdim ve etrafında bir dolaştım. Kudos C1 Cardea mükemmel imalatı, dengesi ve malzeme kalitesi ile ilk bakışta size ciddi bir çalışma olduğu izlenimini veriyordu. Epos standlar üzerinde çok yakışıklıydı. İlk izlenimlerimde dikkatimi çeken bi-wire bağlantılasına yer verilmemiş olmasıydı. Bu benim için olumluydu. Giderek bu bi-wire sürüme olan inancımı kaybettiğimi ayrıca belirtmek isterim. Hoparlörde crossover için geniş bir yuva açılmış ve filtre paneli arkadan yerleştirilmişti. Filtre ahşaba arkadan tutturulmuş ve vidalama da arkadan yapılmıştı.
Binding postlar İngiliz malıydı 1.8 cm’lik MDF ustaca işlenmişti. Bas refleks port arkadaydı. 12 litrelik iç hacim tek bölümlü işlenmişti. Ön panelde bas-mid sürücü ünitesi CNC’de açılan yuvalar ile yüze yüze ahşaba gömülmüştü. Aynı teknikle tiz sürücü de yerini almıştı.
Ceviz, çınar, gülağacı ve kiraz seçenekli kutuda koruyucu bölüm bazı hoparlör markalarında giderek daha sık gördüğümüz mıknatıs sistemi ile bas hoparlörü kutuya bağlayan vidalara yapışıyordu .
Bu akılcı seçenek ile artık dört bir taraftan delinmiş hoparlör görmemek görsel acıdan hoparlöre bir bütünlük katıyordu.
Kaplamalı kağıt olan bas sürücü ve 25 mm’lik silk dome Excell, basit ve verimliliği üst düzeyde bir crossover devresine sahipti. Hoparlörler bu devreye Chord kablolar ile bağlanmıştı.
Sıra teste gelmişti. Hopalörün Naim Audio ile eşleşmesi ünlense de, ben 87db’lik hassasiyeti ile onu Naim’in düşük güçlü amplilerine bağlama niyetinde değildim
Seec Audio’nun efsanevi pre-power’ları devreye girdi. CD olarak Naim 5i kullandım. Kablolar da Nordost ve Van den Hull tercihimdi. Interconnect olarak kendi imalatım olan Solid bakır üzeri gümüş kaplı kablom ile QED kablo kullandım.
Bir yorum ekleyin