Epos’un uzunca bir süredir üzerinde çalıştığı ve ilk olarak Ocak 2010’da düzenlenen CES etkinliğinde sergilediği referans hoparlörü Encore 50 Türkiye’ye geldi. Encore 50, üç yollu, 4 Ohm empedansa, 89dB hassasiyete sahip arkadan hava çıkışlı bas tepkeli bir hoparlör. 123 cm boyunda ve 45 kg ağırlığında bu heybetli hoparlörün bir yerden bir yere taşınabilmesi için, kaykay da sağlanmış. İki parçalı kaykay, yerleşim için gerekli tüm yer değiştirmelerin güvenli ve rahat bir şekilde yapılmasına olanak sağlıyor.
Kiraz ahşap kaplama kabin, 2 cm kalınlığında huş ağacı kontrplak ve 1,2 cm kalınlığında MDF bileşiminden oluşuyor. Bu şekilde duvar kalınlığı toplamda 3,2 cm’e ulaşıyor. Hoparlöre ağırlığını veren bu yapı, hoparlörün duvarlarını tıklatmaya kalkıştığınızda aldığınız tok yanıtla da kendini hemen belli ediyor. Sızlayan ekleminizi ovalarken, çivi girmeyen duvarlardan alacağınıza yakın, tok yanıtı da içten içe takdir ediyorsunuz. Hoparlörün MDF alt tablası, çelik ve alüminyum malzemeden üretilmiş bir çivili ayak sistemine sahip. Bu ayaktaki ayrıntılar, Epos’un kardeş firması Creek’in Wyndsor pikabında elde ettiği birikimin bir ürünü ve firmanın AR4 sehpasında da kullanılan ilkelerin Encore 50 için uyarlanmış bir halini içeriyor.
Alt tabla daha geniş bir basma alanı sağlıyor ve stabiliteyi artırıyor. Hoparlör kabininde oluşan titreşimleri yere aktaran çivilerin her biri, alt tablaya dört noktadan sabitleniyorlar. Üstte görülen kapak, göbeğe vidalanarak oturuyor. Estetik işlevli bu kapak söküldüğünde, allen anahtar ile müdahale edilebilen çivi başı ortaya çıkıyor. Çivilerin yüksekliği, bu şekilde üstten allen anahtar ile ayarlanıyor.
Hoparlörün arka kısmında, üçlü bağlamaya olanak veren, yatay konumlandırılmış bağlantı terminalleri görülüyor. Terminallerin bulunduğu plakada havalandırma ızgaraları bulunuyor. Encore 50 için 500 watt’a kadar yükselteçlerin uygun olduğu belirtiliyor. Bu düzeylerde geçiş süzgeçlerinin ısınması kaçınılmaz. Diğer yandan, 100 watt altı ampliler ise önerilmiyor. Encore 50, kevlar / karbon lif / kağıt karışımı bir adet 158mm orta sürücüye, iki adet 220mm bas sürücüye ve 25mm metal kubbe ferrit tiz sürücüye sahip. Orta ve bas sürücüler tümüyle yeni üretimler iken, Epos Encore 50 için modifiye edilmiş bir Mi serisi tiz sürücü kullanmış. Kabinin içinde bas sürücüler 43 litre hacimli, orta sürücü ise 8 litre hacimli hava geçirmez ayrı odacıklarda konumlandırılmış. Geçiş süzgeçleri, hoparlörün tabanında ve sürücüler gibi, ayrı bir odada bulunmakta.
Encore 50’nin ilginç bir yeniliği, hoparlörün altından, alt tablada bu iş için bırakılmış boşluktan tiz ve orta sürücülerin ses şiddetlerine müdahale edilmesini sağlayan panele ulaşılıyor olması. Paneldeki ince ayar terminal ve köprüleri kullanılarak tiz ve mid sürücünün yanıtı 1,5db düzeyinde arttırılabiliyor ya da azaltılabiliyor. Bu şekilde daha parlak ya da daha mat tiz veya daha önde ya da daha geride orta bant tercihinizi hayata geçirebiliyorsunuz. Encore 50’nin geçiş süzgecinin kısmen ya da tamamen devre dışı bırakılabileceği ve “aktif” hale gelebileceği belirtiliyor. Buradaki yaklaşım, bilinen aktif hoparlör yaklaşımından farklı ve pasif geçiş süzgeçlerinin aktif olanlarla yer değiştirmesi ve kullanıcıların diledikleri güç yükselteciyle hoparlörü aktif sürebilmeleri yönünde. Firma, bunu sağlayacak özel yapım bir sayısal geçiş süzgeci cihazı üzerinde çalışmakta olduğunu duyuruyor.
Peki, bunca tasarım detayı ve geliştirme sürecinde verilen emekler sonuca nasıl yansımış? Bunu görmek için, Encore 50’yi ayağının tozuyla Sigma Elektronik’te, Creek Destiny CD çalar ve (firmanın köklü yenilikler içeren ve bu dinletideki performansıyla çok dikkatimi çeken) 5350 Evolution yükselteç ikilisiyle dinledim. Creek Destiny CD çaların yanında kaynak olarak, Audio Technica AT95 kafa takılı (ve yine çok dikkat çekici) Thorens 309 da Thorens TEP 302 önyükselteçle yerini aldı. Ara bağlantı kabloları, güç kabloları ve hoparlör kablosu Black Rhodium’un DCT serisinden kablolardı. Tüm cihazlar Voodoo filtreli güç dağıtıcıya bağlıydı. Destiny CDP altında Voodoo terlikler, 5350 Evolution yükseltecin altında Voodoo manyetik platform bulunuyordu. Son olarak Encore 50’nin tizleri nominal düzeyinden aşağıda, yani 1,5db düşük ayarlanmıştı.
Encore 50’yi dinleyince verilen ilk tepki, “bu cüsseye bu zerafet…” şeklinde oluyor; çünkü ilk bakışta hoparlörün cüssesi mevcut dinleme odasına büyük geleceği önyargısını oluşturuyor. Buna karşın cüssenin ima ettiğinin aksine çok olgun, duru ve kontrollü bir sunum söz konusu. Ve dinledikçe, insanı yavaş yavaş ele geçiren performans ayrıntıları yüzeye çıkmaya başlıyor.
Dinletiye Thorens 309 ile ve Albeniz’in Rafael Frühbeck tarafından orkestraya uyarlanmış İspanyol Suiti’nden ‘Asturias’ ile başlıyoruz. Bu eser, birçok dinletide gerek plak ve gerekse CD sürümlerinden çalınan, bilinen bir parçadır. Bana göre klasik batı müziği eserleri, evrensel duygu aktarımında eline su dökülemeyen bir türü oluşturmakta. Bu bağlamda yaylıların “nazlı nazlı” salınışı da, üflemelilerin parlak ve keskin “isyan”ları da, basların “olgun aile büyüğü tavırları” da Encore tarafından aynı doğallık içinde ve herhangi birisi öne çıkarılmadan sunuluyor. Encore 50, karmaşık geçişlerden alnının akıyla çıkıyor. Coşkulu anlarda da, dingin anlarda da eşit bir kendine güven ve rahatlık hissi görülüyor. Bunun yanında çalgıların tınıları çok gerçekçi ve birbirlerinden bağımsız, ayrık çalışları da müthiş bir havadarlık hissi veriyor. Hoparlörün boyutlarıyla doğru orantılı olarak derin ve yüksek bir sahnede çalgıların yerleşimi de görselliği sağlayan bir nitelikte.
Bir yorum ekleyin