Bilgisayar dünyasının en büyük üreticilerinden bir tanesi haline gelen Asus firmasının üretmiş olduğu ve süper iddialı Essence STX II 7.1 ses kartına bir bakış atacağız. Son yıllarda hep yazıp çizdiğim gibi desktop yani masaüstü audio dünyası büyük gelişme içerisinde. Biz bu gelişmelere her zaman hifi tarafından bakıyoruz ama bu kez olaya bir de bilgisayar dünyası açısından bakmak istedim. Bu kartı Asus Türkiye’den tedarik etmek için zamanında mesaj atmıştım ama kaale alıp geri dönen bile olmadı. Bunun üzerine okuyucularımızdan Sn. Yaşar Bey, kartı sınırsız süre deneyebilmem için bana gönderdi. Bende uzunca bir süreç içerisinde denemeler yaptım. Tabii ki gün sonunda bizim aşikar olduğumuz DAC’lar ile kıyasladım.
Öncelikle karta çıplak gözle baktığımda bileşen kalitesinin inanılmaz boyutlarda olduğunu söyleyebilirim. Kartın üzerinde sarı siyah Nichicon kapasitörlere zaten aşinayız. DAC katında ise yine yakınen tanıdığımız kırmızı Wima kapasitörler hemen dikkat çekiyor. Kartın önündeki alüminyum parça, DAC katının bileşenlerini EMI/RF gürültülerinden korumak için bir kalkan olarak tasarlanmış. Yani sadece kozmetik bir dokunuş değil. Ha tabii alüminyum blok üzerine işlenen logo kozmetik bir zenginlik kazandırıyor karta. Bu yetmemiş bu korumalı bölüm kendi içinde iki bölüme ayrılmış. Bu ayrım bakır bir parça ile yapılmış. Aşağıdaki fotoğrafta detayları görebilirsiniz. Detay çekimi yapıp bu bir Gryphon DAC’ın içi desem kimse itiraz etmezdi herhalde. Gösterilen özen gerçekten o seviyelerde.
Kartın ses karakteri op-amp’ların değiştirilmesi ile sağlanabiliyor. Yukarıda kart üzerinde 3 adet op-amp soketini görebilirsiniz. Bu soketlerde Muses op-amp’ların farklı modellerinin yanında üçüncü parti üreticilerin ürünlerini de kullanabiliyorsunuz. Bu konuda bir kural olmadığından deneme yanılma yapmalı veya yapanların incelemelerini okumalısınız. Kartın bu karmaşık yapısının elektriksel ihtiyacı için Asus tasarımcıları alışılmamış bir iş yapmışlar. Elektriği anakart üzerinden almak yerine harici bir Molex bağlantısı ile direkt olarak güç kaynağından alıyor. Hifi dünyasında hep yazıp çizdiğimiz cihazların iyi elektrik ile beslenmesi konusu burada da önümüze çıkıyor.
Kart üzerine eklenen TCXO osilatör saat hızını kontrol ederek jitter konusuna yönelik bir çözüm. Kart üzerindeki tüm bileşenler bilgisayar içerisindeki sıcaklıktan etkilenmemesi için gerçekten olabilecek en kaliteli marka/modeller seçilmiş. Kartın kontrolü Asus’un kendi üretimi AV100 yongaseti ile sağlanırken DAC katının kontrolü Burr-Brown PCM1792A yongaseti tarafından sağlanıyor. PCM1792A yongaseti maksimum 24bit/192KHz çözünürlüğe destek veriyor. Bence kartın en önemli sorunlarından bir tanesi bu. Bu yongaseti kendini ispat etmiş bir yongaseti iken maalesef oldukça yaşlı kalmış durumda. Günümüzde DAC’larda 32Bit çözünürlükten bahsederken bu denli gelişmiş bir kartta ESS Sabre veya muadili gibi bir yongaseti görmeyi isterdim doğrusu. Teknoloji dünyasının yeniliklere en hızlı adapte olan kanadı olan bilgisayar sektöründe bu durum beni şaşırttı.
Teknik özellikler ise ilk bakışta baş döndürücü gibi gözükse de, özellikle frekans aralığı olarak Asus’un verdiği frekans aralığı olan 10 Hz – 90 KHz son derece uçuk. Böyle bir çözünürlüğü çalacak hoparlör sistemini hayal bile edemiyorum. Haydi çalan bir hoparlör sistemi bulduk peki bu uçuk frekans aralıklarını kim duyabilecek. Bunlar pazarlama için yapılan uçuk işler. Herhalde Asus tasarımcıları bizim kart bu frekans aralığını çalabiliyor, duyamıyorsanız sizin sorununuz demişler. Sinyal gürültü oranı ise 124 dB olarak verilmiş. Bu konuda söylenebilecek hiçbir olumsuz şey yok. Arka plan sessizliği de gerçekten alkışı sonuna kadar hak ediyor.
Asus Essence STX II 7.1 ses kartının bir diğer ek özelliği ise isminden anlayabileceğiniz gibi ev sineması sistemleri için 7.1 çıkış vermesi ve Dolby Digital Live desteğine sahip olması. Atmos desteği ne yazık ki yok. Bu ev sineması sistemleri meraklıları için ne kadar önemli bilemediğim için bir yorum yapmayayım. Yukarıdaki kart özel bir kablo vasıtası ile Asus Essence karta bağlanarak ev sineması çıkışlarını meraklılara sunuyor. HTPC kullanıcıları için bu kart varolan en iyi seçeneklerden birisi haline geliyor. Tahmin edebileceğiniz üzere bu ek kart üzerinde de soketler vasıtası ile op-amp’ları değiştirerek kartın ses çıkış karakteristiklerine arzu ettiğiniz dokunuşları yapabiliyorsunuz.
Kartın ön plana çıkartılan özelliklerinden bir tanesi ise kulaklık çıkışı konusu. Kart üzerine eklenen dahili kulaklık amplifikatörü 600ohm’a kadar empedansa sahip kulaklıkları sürebilecek yeteneğe sahip. Yazılım vasıtası ile adım adım tüm ayarları yapabilmek mümkün. Eğri oturup doğruyu konuşmak gerekirse gerek arka plan sessizliği gerekse de kulaklık dinamizmi gibi konularda tasarımcıların hakkını vermek lazım.
Yazılım demişken kart üzerinde gerek kulaklık, gerek stereo çıkış gerekse de ev sinemasına yönelik çok fazla ama gerçekten çok fazla ince ayar var. Bunlar yetmiyormuş gibi çok gelişmiş bir DSP yazılım içerisine eklenmiş. Digital signal processing yani sayısal sinyal işleme konusu delilik boyutlarında. Öyle farklı modlar var ki, optimali bulabilmek bir ömür sürebilir. Bu mod’lara ek olarak op-amp’ları da değiştirebileceğimizi düşünürsek karşımıza sonsuz seçenek çıkıyor. İşte sorun da burada başlıyor.
Ben Asus Essence STX II kartı hem kendi bilgisayar sistemimde hemde ana müzik sistemim ile deneme fırsatı buldum. Çok sıradan bir kullanım senaryosunda masaüstümde bulunan bir çift aktif hoparlörü (AudioEngine A5+) direkt olarak Essence ses kartına bağladım. Müzik çalar olarak her türlü optimizasyonu yapılmış geleneksel Foobar seçeneğinin yanında biraz daha kapsamlı testler için JPlay yazılımını da kullandım. Benim için çok önemli olmayan oyun ve sinema performansında söylenebilecek herhangi bir şey yok. Detay seviyesi gerçekten alkışı hak eder ölçüde başarılı. Son dönemlerde ses konusunda çok başarılı olduğunu düşündüğüm Hellblade: Senua’s Sacrifice oyununda aktif hoparlörlerim ile müthiş bir performans aldım. Ancak asıl şenlik kulaklığa geçip bazı yazılım ayarlarını yaptıktan sonra oldu. Aslında sürmek konusunda çok sorun yaşamayacağınız ancak iyi sürmek konusunda biraz sık uğraşmanızda fayda olan Sennheiser HD 600 kulaklıkları mükemmelen sürdü Essence ses kartı. Filmlerde de büyük bir keyif aldım. Ancak olay müziğe geldiğinde işlerin rengi değişmeye başladı maalesef.
Öncelikle Asus Essence STX II’nin detay seviyesi anlamında orta sınıf bir DAC’tan hiçbir eksiği yok. hemen her frekans aralığında müthiş bir detay seviyesi başınızı döndürüyor. Ancak bu durum çok uzun sürmüyor. Tonlara odaklandığınızda bir sorun olduğunu görmeye başlıyorsunuz. Sözgelimi Ella Fitzgerald & Louis Armstrong ikilisinden Porgy and Bess kaydına bakalım. Bu kaydı söylediğimde ilk aklınıza gelecek şey müthiş vokaller, sıcakcık kadife gibi tonlar olacaktır. Tabii ki arkada usul usul çalan orkestra detaylarını da göz ardı etmemek lazım. Sorun şu ki, o detayların hepsi duyulabilir durumda ancak o kadife tonlar ortalıkta yok. Nasıl olur diyerek ayarlara gömülüyorum, DSP’den farklı mod’lar deneyerek bir noktaya kadar getirebiliyorum sistemi. Ancak o steril ses hala ortadan tam anlamı ile kaybolmuş değil.
Bu durum kendi stereo sistemime bağlayınca daha beter ortaya çıkıyor. Evet detaylar baş döndürücü ama müziğin güzelliklerinin üzerine maalesef bir perde inmiş durumda. Son dönemlerde takıntı haline getirdiğim György Ligeti Le Grand Macabre yorumlarında yine aynı durum söz konusu. Sahne müthiş, detay seviyesi başarılı, ancak enstrüman tonlarında fena halde sterillik var. Yine işi gücü bırakıp ayarlara ve özellikle de mod’lara odaklanmak zorunda kalıyorum. Arkadaş ayar mı yapacağız yoksa müzik mi dinleyeceğiz dedirtiyor sonunda. Kulaklık tarafında ise tablo biraz daha iyi. Kullanılan kulaklık amplifikatörü daha yumuşak bir tınıya sahip. Farklı albümler daha dinlenebilir hale geliyor. Bu kart ile standart bir ayarda Keith Jarreth’ın Köln konserini dinlemek bir eziyet haline geliyor maalesef.
Biliyorsunuz DAC’lar yavaş yavaş hayatımıza girmeye başladığı dönemlerde sesleri son derece analitik ve soğuk idi. Bu dönemlerde kişisel olarak Mecmua’da hiçbir DAC incelemesi yazmamıştım. O dönemlerde bu sorun sadece beni değil bir çok insanı rahatsız ediyor ve NOS DAC’lar gibi bir çok şey hayatımıza girmişti. Ancak aradan geçen yıllar içerisinde işler değişti. Asus tasarımcıları maalesef o DAC’ların ilk döneminde kalmışlar gibi.
Asus Essence STX II ses kartını satın almak için pazara çıktığınızda ödemeniz gereken tutar 1.500TL seviyelerinde. Tabii ki yurtdışından veya farklı sitelerden daha ucuza da bulabilirsiniz. Benzer fiyatlara bir DAC satın aldığınız zaman elde ettiğiniz ses ile Asus Essence STX II arasında ciddi bir fark oluyor. Bir örnek ile izah etmeye çalışayım. Kendi masaüstü sistemimde her gün kullandığım iFi Audio Nano iDSD modeli DAC’ı bugün 800TL gibi bir fiyata satın alabiliyorsunuz. Bu minik DAC, 32Bit çözünürlüğü desteklemesinin yanında hiçbir ayar gerektirmeden benzer detay düzeyini sunarken, Essence karttaki steril sesle kıyas kabul etmeyecek bir tonal dengeye sahip. Belki kulaklık tarafında Essence’ın kendisine özgü avantajları olduğunu söylemek mümkün olsa da, gün sonunda iş müzik dinlemeye geldiğinde uzun uzun kıyaslama yapmaya bile gerek olmuyor. Daha ilk notalarda durum hemen kendini belli ediyor. Bu arada şunu da söylemek lazım, Asus Essence STX II için uyumlu üçüncü parti bir op-amp satın alıp bir şekilde DSP’den de kazaran en optimal ayarı tutturup bir de üzerine özel sürücülerle bütün tabloyu kağıt üzerinde değiştirebilmek mümkün. Ama daha az para verip daha keyifli müzik dinleyebileceğim bir sürü ürün varken niye kendimi bu olaya vakfedeyim, bunun cevabı bende yok.
Sizin için öncelik oyun oynamak veya film seyretmek ise Asus Essence STX II muhtemelen bu alanlarda çok başarılı bir kart belki de en başarılısı olabilir. Ancak iş müzik dinlemeye gelince, tüm o özenli tasarım, iddialı teknik özellikler yerini büyük bir hayal kırıklığına bırakıyor. Belki Essence STX III modelinde bu duruma da bir çözüm bulur Asus tasarımcıları. Ancak önceliğiniz müzik ise şimdilik uzakta durmakta fayda var.
Harici dac yerine neden ses kartı kullanılır kendi adıma cevap vereyim. Audiolab m-dac var. Neredeyse amfi büyüklüğünde. Masanın hiçbir yerine sığdırmayıp dik koydum sonunda. Bunun yerine kasa içinde duran kablo ve cihaz kalabalığı yapmayan bir ürünü tercih ederdim. Ama anlattığınız kadarıyla vasat bir ürün.
Creative AE-5 diye yeni bir kart çıkardı. 32bit 385khz Ess sabre yonga kağıt üzerinde iyi dursa da devre tasarımı pek güven vermiyor. Ayrıca üzerinde for gaming gibi ibareler rgb led gibi saçmalıklar var. Test etmedim belki sürpriz yapabilir ama bu da iyi bir ürün izlenimi vermedi.
Merhabalar tabii ki Audiolab m-dac tarzı tam boy cihazlar desktop audio için mantıklı olmayabiliyor. Ben şahsen masaüstünde iFi Nano kullanıyorum. Yer kaplamaması ve ses performansı açısından mutluyum. Fiyat olarakta bu tarz ses kartlarına göre daha avantajlı durumda.
ifi nin black label ları giriş-çıkış, boyut olarak tam istediğim gibi. Okuduğum kadarıyla performans olarak da fena değil. Acaba nano ve micronun performans farkı nasıl?
Micro serisi genel olarak Nano serisine göre daha gelişmiş özelliklere sahip aynı zamanda daha detaylı çaldıklarını söyleyebilirim. Ancak ben Nano ile gayet mutluyum açıkçası.