Gold Note AP7 kanal başına 30W güç üretebilen bir ampli. Orta büyüklükteki hemen her dinleme odasında kullanılabilecek hoparlörleri sürebilmek mümkün. Ben zaten hayatımı normal koşullarda 3W ile geçirdiğim için elimdeki tüm hoparlörler bu tarz amplifikatörler ile sıkıntısız şekilde sürülebiliyor. Tekl istisna ProAc Tablette’ler ki, Gold Note AP7 onları da başarı ile sürdü. Sistemde sadece Verdier 2A3 amplifikatörüm yerinden kalktı. Test sistemi şu şekilde; pikap olarak Michell Gyrodec, kol SME Series V, iğnemiz ise Denon DL-103. Bu teste CD çalar olarak oldukça modifikasyon görmüş eski bir Sony CD çalar kullanacağım. Sistemin ara bağlantı kabloları geçen haftalarda incelediğim Silverfi, diğer kablolar ise DIY. Sistemdeki diğer her şey aynı, uzun senelerdir olduğu gibi :)
İlk albümü 79 yaşında yaşamını yitiren Georges Moustaki’den seçtim. 1951 yılında göçmen olarak geldiği Paris’te müzisyen olarak çalışmaya başlamış ve besteleriyle dönemin ünlü Fransız şarkıcılarının gözdesi olmuştu. 1958 yılında, daha sonradan kısa süre aşk yaşayacağı ünlü Fransız şarkıcı Edith Piaf ile tanışan Moustaki, Piaf’ın en ünlü şarkılarından biri olarak bilinen ve birçok dile çevrilen “Milord”‘ adlı parçayı besteleyen isimdi. Mayıs 1968 olaylarına da aktif olarak katılan Moustaki; Yves Montand, Barbara ve Serge Reggiani gibi ünlü Fransız sanatçılar için de şarkılar bestelemişti. Le Meteque (Pis Yabancı) şarkısıyla dünya çapında ün yapmış Yunan asıllı Fransız besteci ve ses sanatçısı Georges Moustaki Fransa’nın Nice kentindeki evinde hayata veda etti. Le Meteque’in içerisinde bulunduğu albüm 1969 yılında kaydedilmiş şarkı ile aynı adı taşıyor. Fransız müziğinin en karakteristik özellikli vokalin çok ön planda olması, arka fonda müziğin bir miktar gölgede kalmasıdır. Ancak arka planda duyulabilir bir sürü performans vardır ve bazen vokalden ziyade kafamızı o yöne çeviririz. Bu tarz albümler sıcak bir atmosfere sahiptir. Gold Note AP7 bu sıcaklığı bizlere yansıtmayı başarıyor. Performans gayet güzel ve keyifle dinlemeye devam ediyorum. Vokaller sıcak, arka plan detayları rahatlıkla duyulabiliyor. Çok özel bir kayıt değil ama sahne/atmosfer gayet keyifli.
Marianne Faithfull – Broken English. Broken English 1979 yılında yayınlanan ve tüm Marianne Faithfull diskografisinde en önemli sayılabilecek albümlerden bir tanesi belki de en önemlisi. Albümden iki parça özellikle ön plana çıkıyor “The Ballad of Lucy Jordan” ve tabii ki son şarkı “Why D’Ya Do It”. Bu altı dakikalık şarkı aslında bir kadının sevdiği adamın çok dürüst olmaması üzerine. Şarkı adamın bakış açısından başlıyor. Şarkının başı Jimi Hendrix’in Bob Dylan şarkısı “All Along the Watchtower”ın başlangıcına bir atıfla başlıyor. Aslında şarkının bir çok şehir efsanesi var. Mesela şair Heathcote Williams aslında bu sözleri bir Tina Turner şarkısı için hazırlıyor ancak bir şekilde Marianne Faithfull şiiri kullanıyor. Sözler belki biraz tamam birazdan fazlaca müstehcen sayılabilir. Şarkı son derece güzeldir ancak anlayarak dinlemenizi tavsiye ederim. Ne güzel bir balad diye dinlediğiniz şarkının sözlerinde fırtınalar kopuyor olabilir. Kayıt gayet başarılı. Detay seviyesi göz dolduruyor. Gold Note AP7 ile hoparlörlerim oldukça iyi uyum sağlamış durumda. Sistem genel hızından bir şey kaybetmiş değil.
Bu aralar AK Müzik tarafından yayınlanan Beethoven: İdil Biret Edition’ları dinliyorum tekrar. Çok güzel bir set. İdil Biret’in Beethoven külliyatı Beethoven’in otuz iki sonatı, beş piyano konçertosu, koral fantezisi ve Liszt tarafından piyanoya uyarlanmış dokuz senfonisinin ses kaydı yanında daha önce yayınlanmamış bir de DVD içeriyor. Bu DVD’de 1985-2008 yılları arasında Beethoven kayıtlarının yapılmasıyla ilgili “Making of the Beethoven Recordings by İdil Biret 1985-2008, A Musical Odyssey” adlı belgeselin yanında sanatçının Antoni Wit yönetimindeki Bilkent Senfoni Orkestrası eşliğinde Beethoven’in 2,3,4 ve 5 numaralı piyano konçertolarını seslendirdiği iki konser de yer almakta. İdil Biret bu Beethoven külliyatında yer alan eserlerin tamamını 23 yıla yayılsa da toplam 52 gün içinde kaydetmiş. Sanatçı aynı zamanda bu külliyatta yer alan bütün eserleri konserlerde seslendirmiş ve kaydetmiş tek sanatçı unvanını taşıyor. Bu set çıktığında dünyada da ses getirmişti İdil Biret. Kayıtlar referans düzeyde değil belki ama detay seviyesi, sahne ve en önemlisi atmosfer gayet başarılı. Gold Note AP7 ve sistem karmaşık pasajların içerisinden başarı ile çıkıyor. Ampli kompakt yapıda olmasına rağmen tam boy bir sistem içerisinden bile kullanılabilecek kadar iyi çalıyor.. Tabişi ki bu duurmda eşleştireceğiniz hoparlöre birazcık özen göstermeniz gerekir…
Gold Note AP7 çok başarılı bir ampli. Çok ilginç bir şekilde son dönemlerde incelediğim tüm kompakt yapılı amplifkatörler gibi başarım seviyesi oldukça yüksek. Aslında giriş seviyesinde bir cihaz olmasına rağmen, müzikal sunum ve yapaylıktan uzak yapısı bu şık cihazı uzun yıllar kullanılabilir kılıyor. Gold Note kendisine özgü karakteri olan bir firma. Bu kompakt amplifikatörde de bu karakteristik özellikleri kaybetmeden çok başarılı bir cihaz ortaya çıkartmışlar. Müzikal çalan, detay seviyesi, sahnesi başarılı bir ürün. Bir de pikap katı olsa tadından yenmezdi. Ancak Gold Note AP7, pikap katı eksikliğini kulaklık çıkışına yer vererek affettiriyor ki, kulaklık çıkışı tahminimden çok daha başarılı. Hifiman HE-500 modeli ile yaptığım denemelerde bu sürülmesi birazcık zor olan kulaklık ile bile oldukça iyi performans gösterdi. Masa üstü kullanım için bence çok çok önemli bir artı. Fiyatının uygun olduğuna bakmadan alışveriş listenize alınmayı hak eden başarılı bir ürün Gold Note AP7.
Gold Note AP7
Integrated Amplifier – Remote PGA electronic volume control – 3 RCA input – 1 XLR input – 2x30W
Fiyat: 780 Euro (KDV Dahil)
Temsilci Fil Elektronik / www.filelektronik.com
Bir yorum ekleyin