Dynaudio Focus 20 XD

Stereo Mecmuası’nda son yıllarda birçok Dynaudio hoparlörü dinleme fırsatı bulduk ve izlenimlerimizi sizlere aktardık. Bu yazımızda tahmin edebileceğiniz üzere yeni hoparlörden bahsedeceğim. Ancak bu hoparlör geçmişte incelediğimiz modellere göre oldukça farklı bir konumda bulunuyor. Yazıyı okudukça bunun sebeplerini kolaylıkla fark edeceksiniz. Ancak bir özet geçmek gerekirse, Focus 20 XD modeli  sıkı odyofillere yönelik bir üründen ziyade, tasarım ve kullanım kolaylığına birinci önceliği veren ancak sesten de ödün vermek istemeyen meraklılar düşünülerek tasarlanmış bir ürün. Ecnebilerin “lifestyle” dedikleri bir tasarım anlayışı var ya hani, biz buna yaşam tarzı diyoruz, bana sorarsanız Focus 20 XD işte tam böylesine bir ürün.

Benim deneme fırsatı bulduğum Focus 20 XD harika bir piyano lake kaplamaya sahip gerçekten son derece şık gözüken bir hoparlör. Tabii ki farklı renk ve kaplama seçenekleri de mevcut. Hoparlöre dışarıdan baktığınızda köşelerde hafif kavisli yapısı ile alışılageldik Dynaudio tasarımlarından biraz ayrılıyor. Bu kavislerin en üst bölümünde hoparlörlerin durumunu ve çeşitli bilgileri gösteren minik birer panel buluyor. Bu panelleri fark edebilmek kolay değil, tasarımın içerisine çok güzel entegre etmişler.

İki yollu yapıdaki bu raf tipi hoparlör 28mm yumuşak kubbe tipi tiz sürücü ve 170mm boyutunda MSP yapıda mid/bas sürücü ile donatılmış. MSP nedir diye merak ederseniz, Magnesium Silicate Polymer yani magnezyum silikon polimer yapıda bir sürücü. Gelişim aşamasında düşük ağırlık ile yüksek rijitlik elde edilmek üzere çalışan sürücü için özel iç yalıtım malzemeleri kullanılmış. Dynaudio tarafından verilen bilgilere göre her sürücü maksimum performans için eşlenerek kullanılıyor. Arkada bas refleks portuna yer verilen hoparlörün en alt bölümünde de firma logosu bulunuyor. Kutu içeriğinde tabii ki koruma kapakları mevcut. Mıknatıslı yapıdaki bu korumaları kullanmak istemeyeceğinize eminim. Piyano lake kaplamanın güzelliğini gölgeliyor bana sorarsanız.

Hoparlörün arkasına baktığınızda, bunun klasik bir hoparlör olmadığını anlamaya başlıyorsunuz. Her bir hoparlör üzerinde birer tane elektrik girişi dikkatinizi çekmiştir. Focus 20 XD aktif yapıda bir hoparlör. Stereo Mecmuası’nda incelediğimiz giriş ve orta seviye aktif hoparlörlerin aksine her bir hoparlör içerisinde kendi bağımsız amplifikatörü bulunuyor. Her amplifikatör, hoparlörleri 150W güç ile besliyor. Her iki hoparlörün arkasında birer tane elektrik girişi olmasının sebebi bu. Bunların üzerinde ise açma kapama anahtarı bulunuyor. Aktif bir hoparlör söz konusu olunca ek özellikler olması da kaçınılmaz tabii ki. Sıradan hepsine bakalım isterseniz, USB girişi servis amacı ile kullanılırken, hemen yanında hoparlörün pozisyonunu ayarladığınız bir düğme var. Hoparlörün konumu duvara yakın ise buradaki ayardan duvara yakın konumunu seçmeniz gerekiyor. Bunların yanında tiz sürücü için frekans kesim ayarı var. Hemen yanında “zone” adı verilen ve çoklu kurulumlarda hoparlörün belirgin hale gelmesi için bir ayar bulunuyor. Hemen yanında ise kanal seçimi var. Buraya tekrar döneceğiz. Tüm bu ayarları bir kere kurduktan sonra geri dönmenize gerek yok.

Bunların hemen üzerindeyse digital koaksiyel giriş ve çıkış, hemen yanında ise bir adet analog giriş ve hemen yanında analog giriş için hassasiyeti ayarlayabileceğiniz bir siviç var. Bir eksiklik gözünüze çarpmıştır sanırım. İki hoparlör kendi arasında nasıl haberleşecek. Evet bu iletişim tamamen kablosuz şekilde yapılıyor. Dijital giriş 24-bit/192kHz desteğine sahip. Kablosuz bağlantı da ise elde edilebilir maksimum çözünürlük 24-bit/96kHz. Yukarıda kanal seçiminden bahsetmiştim. Eğer tek bir hoparlöre dijital giriş yapacaksanız burada bir hoparlörü master diğerini slave olarak ayarlayabilirsiniz örneğin. Veya direkt analog kaynak bağlayacaksanız “External” moduna alabilirsiniz.

Bu hoparlörlerin birinci önceliğinin kullanım kolaylığı olduğunu söylemiştim. Kullanım kolaylığını maksimum seviyeye çıkartmak için küçük bir kutucuktan yardım alacağız. Bu kutunun ismi, Dynaudio Connect. Bu küçük kutu siyah renkte tasarlanmış. Ön bölümünde Danimarkalı üreticinin logosu ve durum bildirim ışıkları mevcut.

Arkasında ise çok sayıda bağlantı var. 3,5mm giriş, bir çift standart RCA giriş, hemen yanında bir adet optik bir adet koaksiyel dijital giriş bulunuyor. Bunların yanında PC ve MAC uyumlu mini USB girişi mevcut. Yukarıdan da göreceğiniz üzere cihaz üzerinde aptX Bluetooth ve ekstra Wi-Fi bağlantı seçenekleri de mevcut. Birer düğme ile çok kısa şekilde kurulumu gerçekleştirebilmeniz mümkün. Son olarak ise bu minik cihazın ağ içerisinde çalışacağını belirlemeniz için küçük bir siviç eklenmiş. Bunların haricinde alt kısıma eklenen bir siviç ile cihazın zone ayarı yapılıyor. Eğer tek bir zone üzerinde çalışması isteniyorsa 24-bit/96kHz çözünürlük sağlanırken, eğer 3 zone üzerinde kullanılacak ise çözünürlük 16-bit/48kHz.

Hocam “zone” filan derken kafamız karıştı derseniz hemen durumu bir özetleyeyim. Diyelim ki, büyük bir evde oturuyorsunuz. Bu evin farklı bölümlerine toplam 3 çift Dynaudio Focus 20 XD yerleştirebilirsiniz. İsterseniz tek bir Dynaudio Connect ile bu 3 çift hoparlörü yönetmeniz mümkün. Ama çözünürlüğüm düşmesin derseniz o zaman toplamda  3 adet Connect cihazına ihtiyacınız var. Connect cihazı olsun veya olması tüm odalardaki hoparlörler tek bir kumanda ile kontrol edilebiliyor. Olay aslında son derece basit.

Basit demişken tüm bu kurulumlar gayet basit şekilde yapılabiliyor. Hem kutu içeriklerindeki kullanım kılavuzları son derece sade şekilde hazırlanmış, hemde bu tarz işlere yatkınlığınız var ise kılavuza sadece göz gezdirerek yapabilmeniz mümkün. Kurulum maksimum 5 dakika civarında bitiyor. Ben test amaçlı yukarıdaki gibi bir sistem kurdum. Pikabın analog bağlantı ile direkt olarak hoparlörlere bağlı durumda. Kablosuz ağ üzerinden dizüstü bilgisayarım, bluetooth üzerinden cep telefonum bağlı durumda. Test amacı ile tabii ki CD çalarımı ve dizüstü bilgisayarımı Connect’in uygun girişlerine taktım. Bu kullanımın dışında özel standlar kullanarak odyofil bakış açısı ile denemelerde yaptım. Ancak bu yazıda ses detaylarından ziyade daha çok konsept konusunda yazmak istiyorum. Bence bu hoparlörlerin güçlü yönü o ve tartışılması gereken bir olay!

İkinci Sayfaya Geçmek İçin Tıklayınız