Audioengine A5+ Bölüm 2

Audioengine A5+ testlerinde ilk adımda desktop sistemimde testlere başlıyorum. Sayfaya kendi POV (Point of View) açımdan bir kaç fotoğraf eklemeye çalıştım merak edenler için. Bu testlerde ortalamanın bayağı üzerindeki bilgisayar sistemimi, okuyucularımızın büyük bir merakla incelemesini beklediği Matrix X-Sabre 32bit/384kHz DSD DXD DAC’ını, Wireworld firmasının üst sınıf USB kablolarını kullandım. Bu konfigürasyon ile bayağı keyifli vakit geçirdim, çalışırken müzik dinledim, akşamları oyun oynadım. Öncelikle sadece müzik dinlemek için, aynı zamanda oyun oynamak hatta film seyretmek için Audioengine A5+ gerçekten harika bir seçenek. Özellikle yerleşim konusunu bir şekilde halledip hoparlörü biraz açılı şekilde yerleştirdiğinizde yakın mesafeden harika bir performans elde etmek mümkün. Yerleşim konusunda Audioengine tasarımları hoparlörün altına ekledikleri kauçuk kaplama sayesinde bayağı hayatı kolaylaştırmışlar. Hoparlörün harika lake kaplamasına zarar vermeden yerleştirmenin yanında titreşimleri de bir miktar kontrol altına alabilmek mümkün. Ancak eğer imkanınız var ise Audioengine DS2 modeli standlardan edinmenizi tavsiye ederim. Hoparlörün bas performansı son derece eğlenceli. Bir anlığına müziği kenara bırakalım özellikle oyunlarda patlama efektlerinde yüzünüzde kocaman bir gülümseme oluşacağına eminim.

Arctic Monkeys’in yeni albümü AM’ı (ulan albüme koyacak başka isim mi bulamadınız dedim ilk aldığımda) mercek altına alalım. İngiliz indie rock topluluğu Arctic Monkeys’in beşinci albümü AM’ın “R U Mine?”, “Do I Wanna Know?” ve “Why’d You Only Call Me When You’re High? şarkıları ile albümün ön promosyon çalışmaları başlamıştı. Bu şarkılar Arctic Monkey severler tarafından farklı tonlarda yorumlanmıştı. Bir kısmına göre topluluk kendi özgün halinden kopup popüler dünyaya doğru yola çıkarken bir kısım müzikal gelişme olarak nitelendirdiler. Topluluğun beyni Alex Turner, albümde Outkast, Aaliyah ve Black Sabbath etkileri görebileceksiniz diyor. Aynen öyle. Arabella’nın üst yapısında modern tarz vokaller duyarken alt bölümde hard rock riffleri duymak mümkün. Ciddi bir kavram karmaşası olsa da, iş yaparken iyi giden bir albüm. Kayıt gayet başarılı sayılır. Özellikle gitar bölümlerinde ve baslar konusunda Audioengine A5+ çok iyi iş çıkartıyor. Yerleşime ufak bir dokunuş ve orta frekanslarda aranan ses elde ediliyor. Özellikle masaüstü kullanımda üşenmeyip denemeler yapın. Kısa mesafeye rağmen yerleşim ile çok farklı etkiler elde edebiliyorsunuz.

İkinci turda daha küçük bir dinleme odasında basit bir pikap olan ProJect Debut Mk.II ile denemelerime başlıyorum. Bu sayede basit bir giriş seviyesi sistem kurmuş oluyoruz. Illinois Jacquet—Swing’s The Thing On plağına bir bakalım. Illinois Jacquet, Amerikalı bir müzisyen. Tenor saksafonu ile attığı bazı sololar caz tarihinde kendisine yer bulmuştur. Jacquet farklı müzik tarzlarında da çalmaya son derece istekli bir müzisyendi ve hem baladlar hemde hızlı şarkılarda başarılı performanslara imza atabiliyordu. Müzik kariyerindeki en önemli gelişme 1940’ların ortasında Count Basie orkestrasına katılmasıydı. Bu aslında çok riskli bir adımdı Jacquet için. Çünkü Lester Young’ın orkestradan ayrılmasıyla onun yerini alacaktı. Bu yıllardan itibaren müzikal anlamda kendisini geliştiren Jacquet, “Jazz at the Philharmonic” konser serilerinde çok önemli performanslara imza attı. Bir çok müzik tarhiçisi açısından “R&B” “rock and roll”da kullanılan saksafon bölümlerinde önemli bir etki sahibidir. Hatta 1942 yılında Lionel Hampton orkestrasında “Flying Home” şarkısında attığı solo ile 18 yaşında müzik tarihine girmiştir. Albümde Jaquet’e süper bir kadro eşlik ediyor; Roy Eldridge, Jimmy Jones, Herb Ellis, Ray Brown ve Jo Jones. Achtung, Harlem Nocturne ve Las Vegas Blues şarkılarına dikkat. Daha küçük bir oda içerisinde Audioengine A5+ daha odaklanmış bir performans sunuyor. Yine yerleşim konusuna özenmekte fayda var. Duvardan biraz açıkta performansı bir kaç adım ileriye götürüyor. Neredeyse tüm frekans bantlarında kontrollü bir sunumu var A5+’ların. Hatta önceki nesilden çok daha detaylı bir performans elde ettiğimi söylersem yanlış olmaz ve keyfim yerinde…

Audioengine A5+’ı kendi sistemimde kullanmanın zamanı geldi. Hoparlörleri biraz zorlayalım bakalım. Beethoven Symphony No.6 Pastorale. Polonya Oda Filarmoni Orkestrası şef Wojciech Rajski yönetiminde Ludwig van Beethoven’in (1770-1827) meşhur 6. senfonisini yorumluyor. Wojciech Rajski, 1948 yılında doğmuş Polonyalı bir şef. Uzun yıllar Varşova’da müzik eğitimi almış ve 1972 yılında ilk kez bir orkestra yönetmiş. Uzun yıllar Poznan Filarmoni Orkestrası yönettikten sonra yeni bir orkestra kurması için görevlendirilmiş. Bu orkestranın özellikle yurt dışında Polonya’yı temsil etmesi amacıyla kurulduğu için Polonya Klasik Müziğinde önemli bir yere sahip. O yıllarda gelecek vadeden genç yetenekleri orkestra bünyesine alan Wojciech Rajski, ilerleyen yıllarda başka Polonya orkestralarının başına geçmiş. Beethoven, 6. senfonisi veya tanınan ismiyle “Pastoral Senfoni” bildiğiniz gibi standart senfonilerin aksine 4 değil 5 bölümden oluşuyor. Eser, kendisini doğanın kollarında çok rahat ve huzurlu hisseden bestecisinin duygularını yansıtan bir yapıda. Tacet firması hemen her zaman olduğu gibi tamamen vakum tüple donatılmış ekipmanla yaptığı master çalışmasını 180gr’lık plağa aktarmış. Plak tüm Tacet plaklarında olduğu gibi ilginç bir sahneye sahip. Tüm frekans bantlarındaki sunum Tacet’lerde sıcaktır, diğer plak firmalarının aksine bu durum Tacet’i farklı kılıyor. Doğrudur yanlıştır ama firmanın kayıtlarını dinlerken müziğin içerisine girmek çok kolaydır. Belki dünyanın en önemli orkestra ve müzisyenlerini dinleyici ile buluşturamıyorlar ama kayıtlar ilgi çekici. Bir önceki testlere göre pikabın bir sınıf daha üst olması sebebi ile detaylardaki yoğunluk ve vurgular çok farklı. Audioengine A5+ bu duruma kolaylıkla ayak uydurabildiği gibi yükselen pasajlarda cüssesinden beklemeyecek performanslara da imza atıyor.

Audioengine A5+ ülkemizde yaklaşık 1.200TL’lık bir fiyat etiketine sahip. Bu fiyat ülkemizin koşullarında özellikle genç okuyucularımızın bütçelerini biraz(cık) aşıyor olabilir. Ancak dünyanın gelişmiş ülkelerine bir bakış attığımız zaman bu hoparlörler giriş seviyesinde değerlendirilen bir hoparlör. Ancak dediğim gibi olay Türkiye’ye gelince işin rengi değişiyor. Ülkemizde gelir seviyesi belli iken bu hoparlör sistemine sudan ucuz demek ukalalıktan başka bir şey olmaz ve bu da haddimize değil. Bir taraftan bakıldığında ise fiyat ulaşılamayacak bir fiyat da değil. Okuyucularımızın gerekirse biraz para biriktirip uzun bir süre kendilerini idare edebilecek bir sisteme sahip olması için çok güzel bir seçenek Audioengine A5+. Tabii ki sadece genç arkadaşlarımızın değil, ikinci bir sisteme sahip olmak isteyen meraklılar veya benim gibi masaüstü sistemlerinde bayağı vakit geçirenler için de Audioengine pazarda neredeyse çok az emsali olan bir seçenek. Hatta küçük/orta metrajlarda dinleme odalarına sahip olan meraklılar biraz ek masraf yaparak güzel bir stand edinerek asıl sistemin kalbi olarak bile rahatlıkla kullanabilirler A5+’ları.

Ben bu minik hoparlörleri basit bir şekilde cep telefonunuzu veya bilgisayarınızı bağlayabileceğiniz bir platformdan daha fazlası olarak görüyorum. En azından iyi fiyat/performans oranına sahip bir DAC sistemi, giriş/orta seviye bir pikap gibi çok sıradan olmayan bir kaynağı veya kaynakları kesinlikle hak ediyor bu ufaklıklar. Siz daha iyi kaynaklar bağlayıp daha iyi medya kullandığınızda hoparlörlerin performansı da artıyor. Hatta belirli bir noktadan sonra yanlış mı duyuyorum diye şaşırdığınız anlar olabiliyor. Çünkü altından kalkması zor kimi pasajlardan ve kayıtlardan çok rahatlıkla çıkıyor bu şirin hoparlörler.

Ürünün siyah ve beyaz renkleri bulunuyor. Ayrıca bambu modeli de mevcut ancak bu modeli satın almak için ek bir tutar ödemeniz gerekiyor. Ürün ambalajından tüm ihtiyaç duyacağınız kablolar çıktığı gibi firma hoparlörler için kumaş örtüler gibi güzel bir sürprizi de içeriğe eklemiş. Son sözler olarak yeni hifi dünyasının en güçlü aktif hoparlör üreticilerinden Audioengine, A5+ modeli ile önceki modelin hem performans hemde ergonomi açısından üzerine çıkmayı başarmış. Hep yazıp çizdiğim gibi ben kendi adıma aktif hoparlörleri çok seven ve rahatlıkla onlarla yaşayabilecek bir insanım. Audioengine A5+ modelini benim gibi düşünen herkese gönül rahatlığı ile tavsiye edebileceğim gibi, alışveriş listesinin en başında belki de birinci sırasında kolaylıkla adını yazdırabilecek bir hoparlör sistemi. Forumlarımızı takip edenler zaten bileceklerdir, üzerinde çok yazıp çizdiğimiz bu güzide hoparlörleri bu kez inceleme sayfalarımızda konuk etmekten çok mutlu olduk.

Audioengine A5 + Hoparlör
Sistem : Aktif 2 Yollu Hoparlör : 13 cm Kevlar MidBass / 2 cm Silk Dome Tweeter Güç : 50 Watt RMS/75 Watt Peak Ses Şiddeti : 95 dB Frekans Aralığı : 50-22000 Hz Empedans : 4 Ohm Amfi Tİpi : Dual Class AB Monolithic Çıkışlar : USB TİP A – RCA L/R Audio Ebat : 25x18x20 cm Ağırlık : SOL (7 Kg) – SAĞ (4.4 Kg) Uzaktan kumanda Renk Seçenekleri : Siyah, Beyaz
Fiyat: yaklaşık 1.150TL KDV Dahil / Online satın almak için tıklayınız
Temsilci: Mavi Hifi / www.mavihifi.com

İlk Sayfaya Ulaşmak İçin Tıklayınız