Bir Restorasyon Projesi: EMT 948 / Elektronikler

Hayatım boyunca karmaşık elektronik devrelerden nefret etmişimdir. Bir sıkıntı ortaya çıkınca nereye bakılacağını bilememek, bir arızanın nerede oluşabileceğini tahmin edememek beni deli eder. Geçmişten beri Dual HS serilerinden nefret etme sebebim budur. Aslına bakarsanız bu tarz pikaplar ile ömrümüz geçti. Seslerine, tonlarına bir lafım yok ancak bir arıza çıkınca o cihazların içerisine girmek ve deli gibi ölçüm yapmak beni “manyak” ederdi. Aynı şekilde en son Revox B77 makara teybimde de benzer kabusları yaşamıştım. Bir yerini düzeltince bir yeri bozuluyordu ve sonunda aleti kıracak kadar sinirlenmiştim doğrusu. Bir gece vakti sevgili Reha Arcan ile konuşurken, komple bir Revox sistem toparladığından bahsetti. Makara teybin var mı diye sordum. Yok deyince bendekinin sorunlarını anlattım ve isterse hediye edebileceğimi söyledim. Reha ben hallederim deyince Revox B77, İstanbul yoluna çıkmıştı ve parçalanmaktan kurtulmuştu.

Ancak EMT 948 ile yağmurdan kaçarken doluya tutulmuş oldum.. Yukarıdaki fotoğrafı biraz zorlukla çektim iç yapının karmaşıklığından dolayı ancak ne demek istediğimi sanırım en açık şekilde anlatıyor.

EMT pikaplar çok karmaşık elektronik yapılara sahiptir. EMT 948’in ortaya çıkmasının sebebi bu karmaşıklığı basitleştirmek ve devre kartları yoluyla kolay müdahale edilmesini sağlamaktı. Tabii kağıt üzerinde aman ne kadar hoş düşünmüşler dediğimiz bu konu, masanın üzerinde başınıza kalınca hiç öyle basit olmuyor :)

Yaş ilerledikçe gözlerde bozulunca toplamda 7 adet kontrol kartını elden geçirmek tam bir kabus olacaktı. Allah bilir ne sıkıntılar ortaya çıkacaktı. Yol yakınken pikabın servis kılavuzunu oldukça büyük boyutta bastırarak işe başladım. Böylelikle her kartın üzerindeki devre elemanlarının optimal değerlerini, yollar üzerinde neler kullanıldığını görecek ve buna göre müdahale edecektim. Böylelikle aylar sürecek bir çalışma başladı.

EMT 948 üzerinde toplamda 7 adet kart kullanıyor dedim. Bunların dört tanesi pikabın işleyişi ile alakalı üç tanesi ise pikap katını oluşturuyor. İlk önce pikap katı ile başladım. Meşhur EMT trafoların kullanıldığı ekolayzır katı, aslında MM bir pikap katı olan line amplifikatörü ve amplifikatörün güç katı hep birlikte pikap katını oluşturuyorlardı.

Kartların hem dış bölümlerinde hemde üstlerinde bir çok farklı ayar seçeneği vardı. Buradaki sorun, internet üzerinde veya kullanım kılavuzlarında bu ayar seçeneklerinin tam olarak ne işe yaradığı anlatılmıyordu. Evet ayrıntılı açıklamalar vardı fakat sadece değerler verilmişti. Örneğin yukarıdaki ayar 3180/318/75 veya 3180/318/0 seçenekleri arasında seçim olanağı sağlıyordu. Çok güzel düşünülmüş bir özellik ama bu değerler nedir?

Uzun bir araştırmanın sonunda ikinci değerin test plaklarını dinlerken kullanılması gereken unutulmuş özel bir ekolayzır ayarı olduğunu, diğerinin ise normal plakları çalarken kullanılacak bir seçenek olduğunu keşfettim. Pikabın sesindeki çiğliğin sebeplerinden bir tanesi de bu olabilirdi!

İlerledikçe işler daha da karışık hale geliyordu. Teorik olarak pikap katında hemen her değere müdahale edilebiliyordu ancak günümüzde alıştığımız şekilde MM ile MC geçişi bir tuş vasıtası ile değil, bir sürü jumper’ın yerleri değiştirilerek, küçük kontrol düğmeleri çevrilerek yapılıyordu. Pikap katını oluşturan her bir kartın dual mono üretilmiş olması tüm işlerin iki kez yapılmasına sebep oluyordu. Bunlar yetmiyormuş gibi bu ayarların bir çoğunu cihaz çalışırken yapmak mümkün olmadığından önce pikap kapatılıyor, arkasından kartlar sökülüyor, ayar yapılıyor ve yerine konulduktan sonra pikap çalıştırılarak kontrol edilebiliyordu. Olmadıysa tüm süreç baştan… Kabus gibi :)

30 küsür senelik devre kartlarında bir çok sıkıntı da vardı. Korozyon, paslanma bazı lehim noktalarının kötü durumda olması derken işler daha da karmaşıklaşmaya başlamıştı. Onlarca lehim yenileneceği için bir sıkıntı oluşunca geri dönebilmek için hemen her adımın fotoğrafını çektim. Her kart için bu kontrolleri yapmak haftalar boyu sürdü.

Tabii ki eğer kendinizi böyle bir projeye adar ve gerekli zamanınız varsa tüm bu anlattıklarım çok daha kısa sürede halledilebilir. Ancak herkes gibi benim de para kazanmam gereken işlerim, aileme karşı sorumluluklarım vardı ve Amerikan filmlerinde gördüğümüz gibi binlerce parçalık bir puzzle bir masaya konmuş, vakti olan üç beş parça bakıp işine geri dönüyor tarzı bir tamirat süreci ile devam etmem gerekiyordu.

Tam işler harika gidiyor derken bir gün pikap çalışmadı ve ortaya çıkan sorun beni aşmıştı. Bunun üzerine normalde üçüncü kişilerin hifi cihazlarının tamiratını kabul etmeyen sevgili İbrahim Bey’e pikabı götürmeye karar verdim. Kendisi elektronik konusunda bir duayen olmasının yanında mekanik işlerden pek hoşlanmadığını biliyordum. Telefon konuşmamızda pikabımın arızalı olduğunu söyleyince bir sessizlik oldu. Merak etme, mekanik bir sıkıntı yok elektronik bir sorun var, ellerinden öper deyince, pikaba bakmayı kabul etti.

Sorunun nereden kaynaklandığını bilemiyorum. Tahminimiz benim motor bloğunda yaptığım çalışmalar sonucunda stroboskop ünitesi ile devri ölçen takometre devresi arasındaki aralığı biraz fazla ayarlamamdan kaynaklanmış gibi gözüküyordu. Motor ünitesi zorlanmış, kendisine zarar vermemek için ilgili devre kartlarının üzerindeki transistörleri yakarak duruma isyan etmişti. Bu bir teori, bir diğer teori ise geçmiş bakımlarda atlanan bir konu dönüp dolaşıp benim başımı yakmıştı. Uzun lafın kısası bir haftanın sonunda  İbrahim Bey sorunu halletti ve tüm elektronik aksamı kontrol ederek gerekli değişiklikleri yaptı. Kontrollerin bir kısmında osiloskop kullanılması gerektiğinden ve benim hem bu cihaza sahip olmamam, olsa bile kullanamayacağımdan dolayı tüm bu süreç harika oldu hem benim hemde pikap için… Sonuçta büyük bir hengame daha aşılmış oldu!

Bana kalan son iş devre kartlarının üzerindeki ayar düğmelerini temizlemek, gereken düzeltmeleri yapmak ve bazı bilinmezleri çözmek idi. Günler boyunca farklı malzemeler kullanarak tüm ayar düğmelerini temizledim. Yukarıda temizlenmiş ve elden geçirilmiş bir ayar düğmesi ile diğerleri arasındaki çarpıcı farkı görebilirsiniz.

Aylar sonunda tüm elektronik devreler elden geçirilmiş ve ince ayar için hazır hale gelmişti. Tüm bu işler birbiri ile bağlı olduğundan süreç bayağı uzun sürdü. Bir örnek vermek gerekirse yukarıdaki kartta görülen “lift speed” ayarı EMT 929 kolun aşağı inme hızını ayarlıyordu. Ancak lift veya asansör bölümü elden geçmediği için buradaki ayar sonraki haftalara kalmıştı. İşin kötü tarafı birbirine bağlı o kadar fazla işlem vardı ki, sayfalar dolusu not çıkmıştı ve bunları ilerleyen dönemlerde tek tek kontrol etmem gerekiyordu.

Sonraki Sayfaya Geçin


Bir Restorasyon Projesi: EMT 948 Bölüm I – Kısaca EMT Tarihçesi Bölüm II – Kaosun Başlangıcı Bölüm III – Plato Yenilemesi Bölüm IV –  EMT 929 Kol Bölüm V – Elektronikler Bölüm VI – Sonu Gelmez İşlemler Bölüm VII – Son Dokunuşlar Bölüm VIII – Grande Finale!

Tags: