Jean Constant Verdier Röportajı

Değerli Stereo Mecmuası okuyucuları,

Geçtiğimiz günlerde Jean Constant Verdier’i kaybettik. Kendisi benim için çok önemli bir isimdi. Bundan tam 6 yıl önce, 2008 yılında kendisi ile Sn. Bruno Manusso vasıtası ile bir röportaj yapmıştım. Bu röportajı Stereo Mecmuası arşivinde tutuyordum ve hayalim tüm Verdier ürünlerini içeren geniş bir yazının içerisinde yayınlamak idi. Efsanevi tasarımı La Platine Verdier, özel üretim MM/MC pre-amplifikatörü ve farklı amplifikatörlerini içerecek bu kapsamlı yazıyı seneler içerisinde çeşitli sebepler ile bir türlü yazamadım. Dolayısıyla bu röportajı da yayınlamamıştım. Aşağıda okuyacağınız röportaj uzun seneler sonra Jean Constant Verdier’in basına verdiği en kapsamlı röportajdır ve ne mutlu ki yayınlamak bana nasip oldu. Keşke kendisi hayatta olsa ve yapmayı planladığım bu geniş incelemeyi, kendisi ile paylaşabilseydim.  2014 yılında bende kişisel olarak bir çok konuda kendimi geliştirdim ve daha fazla konuda bilgi sahibi oldum. Bundan 6 yıl önce soruduğum sorulara bakarak keşke şunu da ekleseymişim dediğim şeyler oldu tabii ki. Ancak yine de hiçbir yerde yayınlanmamış bilgiler var.

Jean Constant Verdier’i saygıyla anıyorum ve toprağı bol olsun diyorum.

—————————————————————————————————————-

Sayın Verdier öncelikle bize vakit ayırdığınız için size en içten teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Bu röportaj benim için şahsi anlamda çok büyük değere sahip.

Benim internetten bulabildiğim en ayrıntılı röportajınız Auditorium 23 sitesinde rastladığım “Das Our” dergisine vermiş olduğunuz röportaj. Bu röportaj oldukça eski tarihli. Bugün çoğu audio firması hifi basını ile oldukça fazla yakınlaşmış durumda ve bunu bir pazarlama taktiği olarak kullanmakta iken, siz ve firmanızın bu durumun tam karşısında durduğunuzu görüyorum. Bunun sebebini ve hifi basınına bakış açınızı öğrenmek isterim.

Aslına bakarsanız ürünlerim hakkında özellikle de pikaplar hakkında oldukça fazla sayıda yazı bulabilirsiniz. Ancak tespitinizin şu kısmı doğru, yazıların çok küçük bir kısmı Fransızca. Çok sayıda yazı, makale ve incelemeyi Alman, İngiliz ve Amerikan dergilerinde bulabilirsiniz. Ayrıca Rus, Polonya ve hatta Çin dergilerinde bile. Uzun senelerden beri Fransız hifi pazarı oldukça kötü durumda. Aslında Fransız dergileri hala iyi satıyor ancak dergilerde yayınlanan bazen üst sınıf cihazları alabilecek çok az müşteri var. Fransa’da yabancı markaların temsilciliğini üstlenen firmalar, bu özel pazara yönelik yayın yapan Fransız dergileri ile işbirliği yapmaktan başka şansları yok. Bir üretici olarak -seçme imkanım olduğunda- enerjimi Fransız basınının tanımadığı yükselen pazarlardan yana kullanmayı tercih ediyorum. Bu yüzden firmamın cirosunun neredeyse%95’i yabancı pazarlardan geliyor….

ERA MK6 modeli pikap. Fotoğrafta SME 3009 ile donatılmış halde. Danimarka’da yayınlanan bir broşürden.  Bu pikaplar opsiyonel olarak ERA’nın kendi kolları ile sipariş edilebiliyordu. Fotoğraf: Vinyl Engine

 

Pikaplara karşı özel bir ilginizin olduğunu tahmin edebiliyorum. Öncelikle size, pikaplarınız hakkındaki sorularımı sormak istiyorum. Yaşayan efsane La Platine ortaya çıkmadan önce sanırım Etudes et Recherches Acoustiques (ERA) markası altında, pikaplar üretmişsiniz. Bunlardan özellikle MK. 6 modelini halen kullanan analog-severlere internette rastlamak mümkün. O dönem ile ilgili bizi biraz bilgilendirebilir misiniz. Yine Etudes et Recherches Acoustiques (ERA) döneminde “Virtuel Pivot” adı verilmiş bir kol var. O donem icin oldukça yenilikçi bir tasarımı olan bu ürünün gelişimi hakkında hiçbir belge bulamadım. Hikayesini sizden duymak isterim.

Bu çok uzun bir hikaye. Elektronik konusundaki tahsilimi tamamladıktan sonra, 1960’ların başlarında profesyonel kariyerime o dönem genç bir firma olan ERA’da (Etudes et Recherches Accoustiques) teknisyen olarak başladım. ERA bugünlerde içerisinde olduğumuz yüksek sadakat deliliği gibi bir iddiası olmayan bir firmaydı.Daha iyi bir ifade ile 5 okuldan yeni mezun olmuş, yolun başındaki işadamının yepyeni hifi pazarının sunduğu fırsatlardan yararlanmak için kurduğu bir firmaydı. Ben onların ilk maaşlı çalışanıydım. Firma çok hızla büyüdü ve kendimi 30 kişilik bir ekibin başındaki teknik yönetici olarak buldum. Onlara pikap üretmeyi ilk ben teklif ettim ve 1963 yılında ürünleri ben tasarlayıp, üretime başladım. 1960’ların sonunda ayda neredeyse 5.000 adet pikap üretmeye başlamıştık ve Fransa’nın en büyük üreticisi olmuştuk. Bu macera 1972 yılına kadar ben kendi firmamı kurana kadar sürdü. ERA bir kaç yıl daha yaşadı ama bu ayrı bir hikaye.

“Hayali eksen” (Virtuel Pivot) pikap kolu ile donatılmış ERA pikaplar o dönemlerde insanları etkilemişti ve bugün bile konuşulmaya devam ediyorlar. Açıkçası bu fikir benim fikrim değildi. 60’ların ortalarında bir hifi fuarında ismi Bay Dufour olan bir beyefendi ile tanışmıştık. Kendisi “Mors” isimli demir yolları için elektrik sistemleri üreten bir firmada mühendis olarak çalışıyordu. Mors firması elektromanyetik röleler tasarlıyordu. Bu sistem en zor koşullarda çalışacak şekilde tasarlanmıştı hatta kar altında bile. Bay Dufour bu sistemi pivot bir pikap koluna uyarlamayı teklif etti. Ve sonuç çok başarılı oldu.

l’Audiophile Sayı 13, Aralık 1979. La Platine Verdier’in bilinen ilk fotoğrafları.

 

Analog tarihinin bence en ilerici ürünlerinden bir tanesi olan La Platine nasıl ortaya çıktı. Özellikle air bearing, manyetik itme sistemi gibi teknolojiler nasıl ortaya çıktı ?

Manyetik itme sistemi pikaplarımda kullandığım üç sistemden bir tanesi, kronolojik olarak birincisi. Bu üç sistemim ortak özelliği, ki size daha sonra açıklayacağım, pikapların akslarında kullanılan millerin yarattığı mekanik gürültüyü ortadan kaldırmaktır.

Bundan seneler önce pikaplarda birden fazla kol kullanımı yaygın değil iken, pikaplarınızda birden fazla kol takılabilmesi için gereken alt yapı hazırlanmış durumda idi. Birden fazla kol takılabilen bir pikap tasarlamanızın sebebi nedir ?

Pikap kollarını arttırmamın sebebi kişisel ihtiyaçlardır. Ayrıca kendi eski 78 devirlik plaklarımı -ki ayrı bir iğne dinlenmek zorundalar- kendi pikabımda dinleyebilmekti. Verdier pikaplarını kullanan çok sayıda meraklı herşeyden önce müzikseverlerdir ve her zaman nadir kayıtları ararlar. Ben onlara bu nadir kayıtlarını olabilecek ne iyi şekilde dinlemeleri için olanak sağlamaya çalıştım. Asıl tasarım sebebi bu olmasa da, birden fazla kol kullanabilme imkanı, kullanıcılara kollar ve iğneler ile kıyaslamalı dinleme seçeneği de sunuyor.

Platine Verdier. Üretilen ilk serinin özgün 10 adet pikabından bir tanesi. Fotoğraf: Les Cahiers d’Audiophile

 

1980’li yıllardan bu yana, La Platine üzerinde bazı değişiklikler yaptığınızı biliyorum. Özellikle ilk versiyonlarda motorun duruşu oldukça farklı, granit plinth üzerinde özel bir bölüm hazırlanılarak yerleştirilmiş. Daha sonraki senelerde granit yerine farklı materyaller kullandınız. Zaman içerisinde yaptığınız gelişimleri okuyucularımız ile paylaşır mısınız ? 

1980’den (bu yıl ilk pikabımı üretmiştim) bugüne kadar pikabım üzerinde yaptığım değişikliklerin sayısı aslında çok fazla değildir. İlk serilerde bulunan granit taban, 1988 yılında lake MDF tabanlar ile değişti. Bunun en önemli sebebi üretim aşamasında ortaya çıkan bir çok kalite problemi ve üretim süreci standartlarına uymamasıydı. Böylesine özel ve elde üretilmiş ürünlerde ortaya çıkan küçük sorunlar müşteriler tarafından önemsenmeyebilir ancak uluslararası pazarda kabul edilemez. Bu ilk seri pikaplara aşık olanlar için, ürün kataloğumda granit tablaya sahip olan bu pikabı «vintage» versiyonu olarak tutmaya devam ediyorum ve özel sipariş üzerine üretiyorum. Lake taban, ürünün kalitesinde özellikle de ses kalitesinde herhangi bir kayba yol açmıyor.

Motorlarda ise ilk 10 pikabı içeren seride internet’te resimlerini bulabileceğiniz dökme demir yuvalar yerine geliştirdiğim yeni modelleri kullanılmaya başladım. İkinci seride geliştirilen motor ünitesi o günden günümüze kadar kullanılmaktadır.

Sitenizdeki La Platine sayfalarında “to my pirates” başlığı ile La Platine’de kullandığınız kimi teknolojileri kullanmaya çalışanlara atıflarda bulunduğunuz bir yazınız var. Kimler bu korsanlar ve niye sizi bu denli sinirlendiriyorlar ?

Geçen 25 yılda ürünlerimi kopyalamaya çalışan korsanlar oldu. Bazıları kendi ihtiyaçları için kendi “à la Verdier” (yn: Verdier tarzı) pikaplar tasarlamaya çalıştılar ve değişikler yaptılar (eBay’de bir ilanda gördüğüm gibi satış yaparken orijinal Verdier pikabın performansından daha iyi diyenler bile var) Bazıları ise daha saldırgan adımlar attılar ve pikabın temel özelliklerini kopyalayıp, performansa etki etmeyen (hatta çoğu zaman kötü etkileyen) eklemeler yaptılar ve basında Verdier pikaplardan daha iyi olarak sunmaya çalıştılar. Bildiğim kadarıyla bu korsanlardan hiçbirisi beceremedi. Son yıllarda pazarda manyetik itme sistemine sahip pikaplar görüyorum. Hiç bir üretici Verdier ismini telaffuz edemiyor ve ürünlerinin özgün olduğunu söyleyemiyorlar (isim vermeyeceğim) Aslında hemen her yerde kendi tarzını yaratmış bir fikri görmek insana gurur vermiyor da değil…

La Platine Magnum. Platonun üzerindeki plak standart bir 33 devirlik plaktır. Fotograf: J.C.Verdier web sitesi

 

Sanırım sonraki dönemlerde Magnum isimli pikabınız yaptınız ve bu pikapta La Platine’deki kimi teknolojilerin yanında hidrolik sistemleri sıklıkla kullandınız. Magnum nasıl ortaya çıktı ?

Meşhur bir Fransız otomobil üreticisinin sloganı “ağırlık düşmandır” idi. Pikaplar için bu durumun tam tersidir. Pikabın platosundaki çan etkisinin etkisini azaltabilmek için kütleyi ve ağırlığı arttırmaktan başka bir yol yoktur. İdeal olan, metrelerce yükseklikte ve tonlarca ağırlıkta bir platoya sahip bir pikap yapmaktır. La Platine Magnum, bu ideali hedefleyen bir üründür.

Platosu 500mm çapında ve 120mm genişliğinde yekpare AU4G alüminyumdan üretilmiştir. Kendi başına 60 kilogram ağırlığa sahiptir. Tabii ki böylesine bir ağırlık yepyeni çözümler gerektirmektedir. Platonun oturduğu bölüm 105 klilogramlık granitten üretilmiştir. Bu granit blok süspansiyon sistemine ev sahipliği yapan özel bir masa sistemi üzerine yerleştirilmektedir. Bu tasarımın en önemli zorluklarından bir tanesi platonun ağırlığından dolayı diğer pikaplarımda kullandığım çözümleri kullanamamaktı (La Platine modelindeki manyetik itme ve “Nouvelle Platine” modelindeki yağ banyosu sistemleri) Başka bir çözüm hayal etmek gerekiyordu.

Çözüm, aksın en başından platonun en üstünüe kadar basınç altındaki yağı enjekte etmekti. Enjekte edilen yağ, plato içerisinde 5mm kalınlığında ve devamlı şekilde yenilenen bir yağ havuzu oluşturuyor. Yıllar boyunca sayısız deney sonunda en tatmin edici çözümü buldum. Bugün “Platinum Magnum” üzerindeki tüm çözümler mükemmelen çalışıyor ve pikap özel sipariş üzerine üretilebiliyor. Bu çözüm sayesinde platonun ağırlığı konusunda limitler ortadan kalktı. Teknik olarak aksın 30mm’lik çapına dokunmadan, 1 ton ağırlığında bir platoya sahip çalışan bir pikap yapmak bile mümkün. (ticari olarak yaşabilmesi tabii ki ayrı konu)

10 adetlik ilk seriden La Platine Verdier. Yazıda bahsedilen dökme demir pikap motoru koruyucusu dikkat çekiyor. Pikap SME 3012 kol ve Denon DL103 ile donatılmış. Fotoğraf : J.C.Verdier.

 

Verdier markası altında bir çok pikap üretip meraklılara sundunuz, ancak hiçbir zaman kol üretmediniz. Bu ilginizi çekmeyen bir alan mı yoksa başka sebepleri var mı?Bu soruyla bağlantılı bir diğer sorum ise, gerek web sitenizdeki pikapların resimlerinde, gerekse de dünyanın dört bir yanındaki Verdier üretimi pikap kullanıcılarının büyük bir çoğunluğu pikaplarında SME’nin 3009 yada 3012 kollarını ve bunun yanısıra Ortofon’un SPU veya Denon’un DL103 serisi iğnelerini kullanıyorlar. Siz pikaplarınızla birlikte kol sağlamıyorsunuz. Bu kadar kalabalık bir kitlenin birbirlerine benzer bir şekilde pikaplarının en az bir kolunu ve iğnesini bu ürünlerden seçmeleri oldukça dikkatimi çeken bir durum. Sizin bu konudaki yorumlarınızı öğrenebilmeyi çok arzu ederim.

Aslında Verdier pikaplar için özel bir pikap kolu tasarlayabilir ve diğer herkesin yaptığı gibi bu kolun dünyanın en iyi pikap kolu olduğunu söyleyebilirim. Gerçek şu ki, bu konuda uzmanlaşmış birisi değilim ve bu sözleri ERA kollarının tasarımının başında olan kişi olarak söylüyorum. Bu konuyu uzmanlarına bırakmak lazım.

Verdier pikaplarına sahip olanlar kişiler için bu alanda aktif bir danışman rolüm var. Aslına bakarsanız bu durum bir tesadüf değil, tüm pikaplarımı SME kollar için hazırlanmış özel platformlar ile donatarak sahiplerine gönderiyorum. 3009 ve 3012 serileri eski olmalarına rağmen oldukça iyi ve rakipsiz sonuçlar veriyor. Son dönemlerde EMT tarafından yeniden üretilmeye başlanan kolları deniyorum ve umut verici sonuçlar alıyorum.

l’Audiophile Sayı 15, Nisan 1980. Bizzat J.C.Verdier imzalı “Réalisation d’une platine de très haute qualité 3 évolution de la contre-platine” yazısında kullanılan resim.

 

Önde gelen bir “özel” pikap üreticisi olarak, bir pikabı iyi yapan çözünürlüğü sunması için en önemli faktörler sizce nelerdir. Pikaplarda sesi etkileyen faktörler hem üreticiler hemde meraklılar açısından sıklıkla tartışma konusu oluyor. Bazılarına göre hızın sabitliği birinci faktör iken, diğerlerine göre titreşimin önlenmesi en önemli faktörün olduğu söyleniyor, bazılarına göre iğne ve iğne en önemli etkiyi yapıyor. Sizin bu konudaki görüşleriniz nedir, ses kalitesinde hangi bileşenler ne derece de önemlidir.

Yüksek eylemsizlik durumunda platonun hızının dengelenmesi, dönüş sisteminin yarattığı gürültünün azaltılması, şasinin rijitliği, plato ve kol destekleri arasındaki ilişki.  Tüm bu noktaların sıralamasının hiçbir önemi yoktur ve bir tanesini önemsiz kabul eder ve üzerinde çalışmasanız, bu durum ürünün performansını azaltır.

Pikaplarınız söz konusu olduğunda ses üzerinde küçük oynamalar yapılabilecek aksesuarların sunulmadığını görüyoruz. 2 firmanın pikaplarınıza özel ürünler tasarladığını biliyorum, bir tanesi Lys Electronique’nin Gyroskop ürünü -ki bu ürüne sizde web sitenizde yer veriyorsunuz- yine aynı firmanın özel pikap matı ve İngiliz GT Audio tarafından motorun kozmetik görünüşü ile alakalı çözümler içeren bir modifikasyon. Bu tarz aksesuarlara nasıl bakıyorsunuz?

Verdier pikaplar, üretim ve geliştirme aşaması tamamlanmış ürünlerdir, üretildikleri haliyle en mükemmel performansı verecek şekilde tasarlanmışlardır. Pikaplar üzerine eklenecek bir kaç “şey” ile ses kalitesinde artış olmayacaktır. Ben ceplerini para ile doldurmak için CES partileri yapıp ürün pazarlayacak birisi değilim!

Merak ettiğim bir diğer konu ise neredeyse tüm ürünlerinizde J.C.Verdier logosu var ama sadece pikaplarınızda bu logoya yer vermemişsiniz. Bunun özel bir sebebi var mı?

La Platine Verdier neredeyse 25 yılı aşkın bir zamandır üretiliyor ve ilgilenen hemen herkes onu görsel olarak tanımlayabilir. Durum böyle olunca logomu içeren bir plaket eklemenin hiçbir faydası olmadığı gibi, bugüne kadar hiç kimse böyle bir şey istemedi.

 İkinci Sayfaya Ulaşmak İçin Tıklayınız