Transparent Cable ürünlerini geçmişten bugüne bir çok sistemde dinleme fırsatı bulmuştum. Genelde üst uç sınıf sistemlerde firmanın eski ve yeni bazı ürünlerini dinlemiştim. Devasa kalınlıklarda kablolar, özel empedans dengeleme sistemleri derken tahmin edebileceğiniz üzere fiyatlarda oldukça üst noktalara doğru çıkıyordu. Okuyucularımızın bir çoğu için sanırım Transparent Cable ürünleri orada burada ismini duydukları, nadiren denk geldikleri bir marka olmuştur. Transparent Cable ilerleyen yıllarda daha ekonomik fiyat etiketlerine sahip ürünleri pazara sunmaya başladı. Bu ürünler hifi pazarında özellikle de Amerika’da büyük bir hareketlilik yarattı ve olumlu tepkiler aldı. Arkasından bir çok dergide olumlu eleştiriler aldılar. İncelemesini okuyacağınız “The Wave” hoparlör kablosu Transparent Cable firmasının en uygun fiyat etiketi taşıyan hoparlör kablosu olarak dikkat çekiyor. Ben bu kabloları neredeyse 1 aydır kullanıyorum. Sizlere izlenimlerimi sunmaya çalışacağım.
Music Wave son derece şık bir kutu içerisinde geliyor. Benim elimde test amacı ile bulunan tüm Transparent Cable ürünleri belirli ve ortak bir tasarım çizgisine kutulara sahip. İlk izlenimi etkiliyor bu tasarım. Arkasından kutu içerisinden çıkan kabloyu incelemeye başlıyorum. Siyah renkli kablonun tam ortasında bir nevi firmanın imzası diyebileceğimiz elips şekilli ve firmanın logosunun bulunduğu bölüm var. Ecnebiler bu kısma “network” diyorlar. Transparent Cable firması başta hoparlör kabloları olmak üzere neredeyse tüm kabloların bir radyo antenine dönüşebildiğini dolayısıyla bu durumun bazı frekans bantlarında veri boyunun daralmasına sebep olduğunu söylüyor. Kendi özgün patentlerine sahip oldukları ağ örgüsü (network) ile bu sorunun önüne geçtiklerini, bu özgün tasarım anlayışının kablo üzerinde bir miktar endüktans dengelemesi yaptığını ve bu durumun sinyalin saflığı noktasında kazanımlar yaptığını iddia ediyorlar. Her kablonun kendi uzunluğuna göre optimize edildiğini ve fabrika çıkışında en iyi sonucu alacağınız şekilde üretildiğini belirtmişler. Bir not olarak üst uç sınıf ürünlerinde kabloyu satın alırken sahip olduğunu amplifikatör ve hoparlör konusunda firmaya bilgi verip kablo içi endüktans değerlerinin sisteminize özel hazırlanması seçeneği de mevcut.
Music Wave hoparlör kablosu gösterişten uzak bir tasarıma sahip. Siyah renk kablonun orta kısmında firmanın network tasarımı bulunuyor. Farklı sonlandırma seçenekleri sunulan ürünün benim elimdeki örneği spade (yengeç) sonlandırmaya sahip. Spade tasarımlarda beni en sinir eden şeylerden bir tanesi uçların aralığının kısa olması sonucu amplifikatör veya hoparlörünüzde bir türlü tam sıkışma sağlanamamasıdır. Music Wave üzerinde kullanılan konektörler ise gayet iyi bir açıklığa sahip.
Kablolar elime geçer geçmez hemen yakma işlemlerine başladım. Pişirme işleminin akabinde bir süre kendi sistemimde günlük kullanıma dahil edip bir haftalık sürecin ardından dinleme testlerime başladım. İlk olarak şunu söylemeliyim, hemen her kabloda olduğu gibi kablonun ambalajının açılmış hali ile sisteme uyum sağladığı haliyle arada bir performans uçurumu var. Bu yüzden kabloyu değerlendirmeye başlamadan önce mutlaka zaman verin. Ben geleneksel olduğu üzere denemelerimde hepinizin bildiği sistemimi kullandım.
Son dönemlerde kafayı taktığım John Coltrane – Crescent albümü ile başlayayım notlarıma. Ekip dikkat çekici; Jimmy Garrison bas, Elvin Jones davul, McCoy Tyner – piyano. Coltrane’in diskografisindeki en farklı albümlerden bir tanesi olan Crescent sanırım karanlık bir albüm olarak tanımlanabilir. Albümün hikayesi son derece bilindik, dörtlü albümü kaydetmek için meşhur Rudy Van Gelder stüdyosuna giderler neredeyse tüm şarkıları çalıp bir de üzerine bir kaç şarkının da farklı varyasyonlarını çalarlar.Arkasından bir kaç gün sonra kalan şarkılar tamamlanır. Albümün genel hatları Coltrane’nin ilerleyen yıllarda daha serbest bir caz açılımı yapacağı formüle dayanır. Ana melodi hatları üzerinde sololar ve kısa atışmalı emprovize bölümler. Şimdi albüm neden karanlık diye yorum yaptım. Bunun için hemen ilk şarkı Crescent’i dinlemeye koyulun. Daha ilk notalarda Coltrane tenor saksofonundan mutlu olmayan notalar üflemeye başlıyor. Burada özellikle arka plandaki piyanoya özellikle odaklanmakta fayda var. Zaman zaman odaklanma zorluğu yaşanabiliyor kimi sistemlerde. Sistemime Music Wave eklenmiş olmasına rağmen odaklanma da sıkıntı yok. Yerli yerinde duruyor bu bölümler. Plak baskısı çok başarılı olmasa da, bu bile bazı noktalarda bize ipuçları veriyor. Albüm büyük ölçüde hoparlörlere yaslanmış bir performans göstermeli ve bu konuda da sıkıntı yok. Music Wave giriş seviyesi bir kablo olsa da beklentilerimi fazlasıyla karşıladı.
Jordi Savall – Jerusalem la Ville Des Deux paix: La Paix Céleste et La Paix Terrestre albümüne bir bakış atalım isterseniz. Albüm farklı bölümlerden oluşan konsept yapıda. Ben özellikle üçüncü ve dördüncü bölümünü seviyorum. Bu bölüm Hristiyanlığın bölgede yayılması ve Kudüs’ün Hristiyanlar içinde kutsal bir haç bölgesi haline gelmesi işlenmiş. Bu dönem konseptin bozulmaması için ara verilmeden dördüncü bölümde de Hristiyan kültürüne dair melodiler ve ilahiler ile bezenmiş. Bu bölümlerde ikinci binde başlayan ve yaklaşık iki yüzyıl boyunca devam eden ve Avrupa kültürünü derinden etkileyen Haçlı seferleri de işlenmiş. Özellikle üçüncü bölümde Haçlı seferlerinin başlangıcı ve ilk seferler dönemin melodileri ve halk şarkıları ile anlatılmış. Kayıt son derece başarılı hatta muhteşem. 2 SACD’den oluşan albümü son haftalarda kaynak cihazımda yaptığım yeni modifikasyonlardan sonra daha keyifle dinlemeye başladım. Bazılarınız ilahi Hakan Bey 100TL’lik SACD çalar ile uğraşacağına gidip düzgün bir şey satın alsana diyordur eminim ki, haklısınız ama ben oyuncağımla mutluyum :) Detay seviyesi delilik halinde. Geniş vokallerden tutun, egzotik çalgılara kadar ne ararsanız albümde mevcut. Jordi Savall’ın Barok dönem eserlerinden bir miktar bıkkınlık gelmiş bünyeme bu tarz eserleri daha iyi geliyor. Sahne yerli yerinde, detay seviyesi çok başarılı. Tonlarda da mutluyum. Bana sorarsanız Music Wave Speaker Cable işini çok çok iyi yapıyor.
Transparent Cable firmasının Music Wave hoparlör kablosu çok başarılı bir hoparlör kablosu. Firmanın üst modellerde elde ettiği deneyimleri göreceli uygun fiyata daha geniş kitlelere sunduğu ürünü firmanın MusicLink Plus gibi bir ara bağlantı kablosu ile kombine ederseniz ortaya çıkan sonuç daha da etkili oluyor. Gelelim fiyata 2.4m Spade uçla sonlandırılmış kablonun fiyatı 230 Dolar + KDV. Eylül 2014 itibarı ile KDV dahil 600TL’lik fiyat böylesine bir kablo için gayet makul mantıklı bir fiyat. Bu fiyat etiketiyle giriş seviyesinden orta segmentin girişine kadar olan aralıkta kablolarına fazla para harcamadan iyi performans elde etmek isteyen okuyucularımızın kısa alışveriş listelerinden en üst sıralarda kendisine yer bulabilecek bir ürün.
Transparent Cable – Music Wave Speaker Cable
Standard termination: spade > spade Lengths: 8 feet, 10 feet, 12 feet, 15 feet, 20 feet, 25 feet Custom terminations/lengths/singles always available. Biwire version available.
Fiyat: 230 Dolar + KDV = 616TL (Eylül 2014 itibarı ile) online satın almak için tıklayın
Temsilci: Lotus Concept www.lotusconcept.com / Online Satış Audio AVM www.audioavm.com
Bir yorum ekleyin