Woman Acceptance Factor Bölüm 9

Herkese tekrar tekrar merhaba,

Çok çok uzun bir aradan sonra tekrar yazmak istedim. Bu arada hayatımızda pek çok değişiklik oldu. Bildiğiniz üzere evlendik ve 3 yıl bitti bile. Ben 10 yıldır çalıştığım firmayla yollarımı ayırmak zorunda kaldım. Yani şu an anlayacağınız bildiğiniz ev hanımı statüsünde hayatıma devam etmekteyim. Annem hala benim gibi bir ev hanımı olmayacağını iddia ediyor ama olsun işte olduğu kadar…

Hayatımıza evlilik girdi ama hiçte söyledikleri gibi değilmiş valla. Tüm o evlenince görürsün muhabbetleri en azından bizim için pek tutmadı. Her zamanki gibi devam ediyoruz. Şimdi de bana çocuk olunca görürsünüz demeyin. Hayat işte herkes olanlardan farklı etkileniyor.

Yeni “ev hanımı” statümle evde dolanırken mutfak masamızda niye bir kulaklık, kablo olduğunu anlamaya çalışıyorum. Demek yemek yapmıyorsun Hakan’da bunlarla masayı dolduruyor demeyin. Yok öyle bir şey… Ben hala anlamaya çalışıyorum. Masada ne bileyim tuz, karabiber olur vs. Şikayetçi olduğumu düşünmeyin, evle ilgili anlaşmayı yaparken sadece salonu vermiştim. Ama neyse yapacak bir şey yok.

Ev hanımlığı statümün yanında artık kargo bekleyici gibi ünvanlarımda var tüm kargocuların yenge ya da ablası durumundayım. Bundan hiçbir şikayetim yok sağ olsunlar kolileri istediğim yere bırakıveriyorlar.

Bana sen ne anlatıyorsun diyebilirsiniz, Stereo Mecmuası için gelen test cihazları evin dört bir köşesine dağılmış durumda ondan bahsediyorum. Bunların açılması bizim sisteme bağlanması ve fotoğraflarının çekilmesi gibi pek çok aşamadan geçip tekrar geri gidiyorlar. Bir ara evde kargo şubesinden daha çok koli vardı. Tabii ki bunun %99,9 işini Hakan yapıyor. Ben sadece dinleme testleri aşamasında fikrimi söylüyorum.

Hakan’ın da bu deneme ve test işlerinden mutlu olup olmadığını anlayamıyorum. Kendi sistemlerimizi oluştururken bile evimize bu denli cihaz geldiğini hatırlamıyorum. Şu sıralar gelip giden cihazın hadde hesabı yok! Muhtemelen mutlu değildir…

Ve hala aynı fikirdeyim bu cihazlara bu kadar para verilir mi sorusunda takılıp kaldım bir adım öteye gidemiyorum. Meraklılar, bana kızmayın lütfen. Tamam, bazısı gerçekten şık, ahşap kutular, kadifeler, keseler .. Görünüşleri muhteşem ama o kadar para ederler mi kısmında soru işaretlerim var, gerçekten anlamıyorum. Dinlediğimde farkları duyuyorum, bir kısmı da çok hoşuma gidiyor. Ama çok pahalılar.

Asıl bu cihazları satın almak için kendisini zorlayanları hiç anlamıyorum. Müzik dinleyeceğim diye nasıl geçinirim diyerek keyfinizi kaçırmanıza gerek yok. Yahu müzik dinlemek keyifli olan, meta sahibi olmak değil.

Ha şimdi bana soracaksınız, 10 liraya da ayakkabı var, 100 Liraya da. Eh! bunların ne farkı var diyeceksiniz. Kadın işine karışmayın! Mutlaka bir farkı vardır onu da biz biliriz. İş sistemlere gelince hepsi pahalı işte, o kadar. Ev ekonomisini erkeklerden öğrenecek değiliz!!!

Aslında bir sürü cihaz gidip gelirken bende ufak tefek şeyler öğreniyorum. Mesela her şeyi bir arada olan cihazlar. Bence muhteşemler DAC, CD çalar, radyo, ampli her şey var ve sadece tek bir cihaz. Bana çok mantıklı geliyor. Şu an evde test amacıyla kullandığımız cihaza bayıldım örneğin. Durun markasını da söyleyeyim; T+A. Fakat alım konusunda yetkili ben değilim. Acaba böyle bir cihazın 2A3 tüp eklenmişi var mıdır? Belki Hakan’ı kandırırım bu sayede..

Anlayacağınız biraz değişikliklerle hayatımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz. Neyse işte ben hala plaktaki çıtırtıdan, radyodan ve keyifle basit bir sistemle müzik dinlemekten hoşlanıyorum. Keyifle müzik dinleyeceğiniz bir sistemleriniz olsun inşallah diyerek yazımı bitiriyorum.

Müziksiz kalmayın….