Accustic Arts POWER ES Bölüm II

Ida Sand’in harika debut albümünde etkileyici bir performans sunan POWER ES ile gece boyunca müzik dinlemeye devam ediyorum. Gecenin son plağı Jeff Buckley’den Grace. Stereo Mecmuası’nda bu albümle ve Jeff Buckley ile harika bir yazı yayınlamıştık mutlaka göz atın derim. Albümün MoV yani Music On Vinyl baskını dinliyorum. Baskı son derece özenli yani bu müthiş albüme yakışacak kalitede. Music On Vinyl, albümü baskıya hazırlamadan önce tamamen elden geçirmiş. 2008 baskısı ile karşılaştırma yapıldığında aradaki farklardan anlaşılabileceği gibi, özellikle detay seviyesinde fark hemen dikkat çekiyor. Grace yapısı itibarı ile içsel bir albüm ve aranjmanların yapısı dolayısıyla sessizliğin önemli olduğu bir albüm. Bu yüzden güzel bir baskı edinmenizi tavsiye ederim. Buckley, 1990′ların başındaki New York günlerinde Gary Lucas ile işbirliği ile “Grace” ve “Mojo Pin” gibi önemli şarkıları yazarlar. Bu arada “Gods and Monsters” topluluğu ile müzik yapmaya devam etmektedir. Bu topluluk Gary Lucas’ın projesidir. Topluluk ile uzun zaman takılan Jeff, ilk albümlerinin yayınlanmasının ardından topluluğu terk eder. Başladığı yere dönen Jeff, yine cafelerde, kulüplerde müzik yapmaya devam eder. Repertuvarı çaldığı kafeye göre değişir, folk, rock, Rythm and Soul, blues, caz ve aklınıza ne gelirse. Bu dönemde Nina Simone, Billie Holiday, Van Morrison, ve Judy Garland gibi önemli vokalistleri keşfettikçe vokal tekniğinde önemli dönüşümler yaşanır. Vokalistlere iyice kafayı takar, Nusrat Fateh Ali Khan, Bob Dylan, Édith Piaf, Elton John, The Smiths, Bad Brains, Leonard Cohen, Robert Johnson, Siouxsie Sioux akılınıza gelebilecek hemen her müzik tarzından önemli isimleri dinler. Jeff Buckley’in farklı dönemlerde yayınlanmış konser performanslarına dikkat ederseniz, yıllar geçtikçe oluşan farklılıkları görebilmeniz daha kolay olur. Sonunda plak şirketlerinden bir tanesinin ilgisini çekmeyi başarır. Columbia Records’tan Clive Davis onunla görüşür, anlaşırlar ve 1992′de el sıkışırlar. 1993′te ilk kayıtlar yapılır ve ilk EP’si, hemen ardından da 1994′de Grace yayınlanır. Albümü dinlerken vokal ve enstrüman ayrımları dikkat çekiyor. Tonlar sıcacık insanı müziğin içerisine sokuyor. Sahne müthiş. Katman katman duyulan enstrümanlar tüm odayı kaplıyor. Detaylı bir sunum, tonlar sımsıcak, sahne devasa, bir sistemden daha fazla ne bekleyebiliriz ki…

Haftasonu boyunca gelen giden misafirlerin etkisiyle daha minimal tarzlarda caz ve ağırlıklı olarak vokal hakimiyetindeki albümlerle geçiyor. Pazartesi iş başı ile başlayan hafta ile özgürce istediğim her şeyi dinleyebileceğim.

Şimdi hep birlikte Led Zeppelin’e doğru bir yolculuğa çıkalım. Aslında sizlere bir çok albümden bahsedebilirim ama hemen herkeste olduğunu tahmin ettiğim bir albümden bahsetmek istiyorum. Mothership kutu setini ele alalım. Mothership çok özenli şekilde hazırlanmış bir en iyiler seçkisi. Atlantic plak şirketi ile Rhino işbirliği ile üretilen albümün plak seti ilk çıktığında çok çok uygun bir fiyatta meraklılara sunulmuştu. Bende bu dönemde satın almıştım. 2007 yılında yayınlanan albümün ortaya çıkmasında Led Zeppelin üyeleri Robert Plant, Jimmy Page ve John Paul Jones bizzat rol almış ve tüm bu süreç boyunca bazı dokunuşlarla şarkıları elden geçirmişler. Aklınıza gelebilecek tüm önemli Zeppelin şarkılarını bulabileceğiniz bu set gerçekten çok çok özenli hazırlanmış. 4 plaktan oluşan setin kabartalı logu bulunan kutusundan, iç zarflarına kadar inanılmaz bir ayrıntılar zinciri müzik meraklılarının yüzlerinde koskocaman bir gülümseme yaratıyor. İlk plağı Michell Gyrodek’ime koyuyorum. Biliyorsunuz bu plak seti kendi içerisinde bir nevi antolojiye sahip. Örneğin ilk plağın A yüzü topluluğun aynı adı taşıyan ilk albümünden şarkılar içeriyor. B yüzünde ikinci albümden şarkılar var. Sadece “Immigrant Song” Led Zeppelin II’ten. plağın A yüzü bir çırpıda bitiyor. Herbiri birer marş statüsünde ilk yüzdeki “Good Times Bad Times” “Communication Breakdown” “Dazed and Confused” ve “Babe I’m Gonna Leave You” Ardından ikinci yüz; “Whole Lotta Love” ve ardından “Ramble On” “Ramble On” şarkısını bilirsiniz, akustik gitarla başlayan şarkının daha ilk bölümünde arkalardan sıkı bir bas partisyonu duyulur ve Page’in vokali başlar. Minik bir davul solo ve şarkı tüm enerjisi ile başlar. Baslar dopdolu çalıyor, kanal başı 100W’lık güç ses açılsa bile herhangi bir dağılmaya sebep olmuyor. Bu plakta sahne biraz hoparlörlere doğru yapışır eğer sahip olanlar varsa bileceklerdir ancak özellikle dolgun bas ve zillerden çıkan sesler odayı doldurur. Ses gitgide yükseliyor ve Led Zeppelin şarkıları birbiri ardı ardına odayı doldurmaya devam ediyor. “Black Dog, “The Song Remains The Same” ve çok daha fazlası.

İyi kaynak ive iyi medya ile sistemimi zorlamaya devam ediyorum. Bu amplifikatörün bas kontrolü gerçekten çok çok iyi, sahnesi bir çok meraklıyı kendisine hayran bırakacak şekilde. Rock dinlerken ampli bambaşka bir hale bürünüyor. Güçlü olduğunu hemen her dakika hissediyor olsam da, kısık seslerde bile baslar etkileyici. Kaydı size gayet başarılı şekilde yansıtıyor POWER ES. Alman tasarımcılar gerçekten çok iyi iş çıkartmışlar.

Bakalım klasik müzikte ve bunun yanında büyük orkestra müziğinde nasıl bir performans gösterecek bu zarif ampli.

Bu denemelerde çok geniş bir seçki kullandım. Martha Argerich, London Symphony Orchestra (Claudio Abbado yönetiminde)-Chopin – Piano Concerto No 1 in E minor Op 11 DG 453 567-Liszt – Piano Concerto No 1 in E flat DG 453 567 Deutsche Grammophon 139383 plağını ele alalım. Nispeten daha kolay bulunur bir plak ve kayıt çok başarılı. Speakers Corner tarafından yapılan baskı ülkemizde de bulunabiliyor. Piyano ve orkestra için konçerto No.1 OP11 (Mi Minör veya E minor) Frédéric Chopin’in bir diğer bilindik eseridir. Klasik müzik yorumcuları ve kritiklerinin üzerinde dönem dönem akademik tartışmalar yaptıkları bir eserdir. Piyano ve orkestra için konçerto No.1 (Mi Bemol Majör veya E Flat Major) Franz Liszt tarafından bestelenmiş bir eser olup, tüm Mi Bemol eserler arasında en çok bilinenlerinden bir tanesidir. Martha Argerich, Arjantin’in klasik müzik dünyasına önemli hediyelerinden bir tanesidir. Kendisine özgü tuşeleri mükemmel tekniği ile günümüzün önde gelen piyanistlerinden bir tanesidir. Londra Senfoni Orkestrasını yöneten Claudio Abbado klasik müzik severlerin yakından tanıdıkları bir isim. Yıllarca Londra Senfoni Orkestrasını yöneten ünlü şef kaydın yapıldığı dönemlerde Londra Senfoni’nin şefliğini yapmıyordu, tarihlere bakılır ise, kuvvetle muhtemel bu dönemde István Kertész orkestrayı yönetiyordu. Ancak farklı dönemlerde şefler farklı orkestraları yönettikleri için kayıtlar sırasında orkestrayı Claudio Abbado yönetmiştir. Bilindiği gibi 80′li yıllarda Claudio Abbado Londra Senfoninin başına gelecektir. Eserler, 1968 yılının şubat ayının ikisi ile on ikisi arasında 10 günde çalınmış ve kaydedilmiş. Kayıtlar için İngiltere’nin başkentindeki Walthamstow salonu kullanılmış. Her zaman yazılıp çizildiği gibi piyano sistemler için oldukça zorlu bir test yapmak için olmaz ise olmaz. Piyano başında Argerich olunca test yerini keyifli bir dinletiye bırakıyor ama olsun :) Her şey tane tane duyuyor, baslar hacimli ve tüm odayı kaplayan sesler arasında enstrümanları tane tane duyabilmek mümkün. Sesi yüksek seviyelere doğru hareketlendirdikçe herhangi bir bozulma veya karmaşa duyulmuyor. Eserlerin en karmaşık bölümlerinde bile her şey tane tane.

Accustic Arts POWER ES, son derece zarif bir amplifikatör. Dış görüntüsü gerçekten çok etkileyici. Sanırım eşlerimizin bile hayır diyemeyecekleri bir görüntüsü var. Hoş ben o konuda zaten şanslıyım ama herkes o kadar şanslı değil. Alman tasarımcılar bu zarif ve dışarıdan çok büyük gözükmeyen şasinin içerisine çok başarılı bir ürünü sığdırmayı başarmışlar. Ürünün siyah renk opsiyonu da var ancak ben web sitesindeki resimlerinden zaten gümüş olanı beğenmiştim ki, daha önce yazdığım gibi ampli fotoğraflarından çok daha güzel. Tabii kozmetik görüntü ne kadar başarılı olursa olsun bizler için önemli olan müzik performansı. O alanda da Accustic Arts POWER ES, meraklıları mutlu edecek bir performans gösteriyor. Bu mutluluğa giden yolda ihtiyaç duyacağınız en önemli enstrüman ise kendi zevkinize göre seçeceğiniz iyi bir kaynak cihaz. Siz amplifikatörü iyi kaynaktan besledikçe o sizi şaşırtabilme potansiyeline sahip. Hemen her müzik tarzında Accustic Arts POWER ES başarılı bir performans ortaya koyuyor. Baslar çok çok başarılı. Neredeyse hiçbir zaman baslar dağılma veya yayvanlaşma eğilimine girmiyor. Söylenebilecek bir şey yok. Tizler de çok etkileyici. Orta frekanslarda kaydınızın yapısına göre kadife sıcaklığında sesler elde ederken rock müziğin dinamizmini size çok başarılı şekilde aktarıyor amplifikatör. Klasik müzik dinleyicilerinin duyacakları detaylardan ve katman katman sahneden etkileneceğini şimdiden söyleyebilirim. Sahne daha ilk dakikalardan itibaren bu amplinin en kuvvetli olduğu noktalardan bir tanesi.

Şimdi gelelim işin maddi boyutuna, Accustic Arts POWER ES ülkemizde KDV dahil 4.450 Euro’luk bir fiyat etiketine sahip. Opsiyonel pikap katını da dahil ettiğinizde rakam KDV dahil 5.350 Euro’ya yükseliyor. Alman tasarımcılar hem amplinin içerisinde hem de performansında çok iyi işler yapmışlar. Tabii ki yazdığım gibi bu ampli yanına en az bir adet üst sınıf kaynak yakışacaktır. Ayrıca kablolara ve hoparlörünüze özendikçe performans çıtası daha da yükselecek. Bu konularda da zevkinize uygun kaliteli bileşenler kullandıkça amplinin performansı da, sistemin genel başarımı da artıyor. Üst uç sınıflara doğru çıkılacak bir yolculukta kulak kabartılmasını şiddetle tavsiye ettiğim üst sınıf bir amplifikatör POWER ES.

Accustic Arts POWER ES
Giriş 4 x RCA, 1 x (RCA) ”SURROUNDBYPASS” Giriş resistansı : 50 kΩ  Toplam Trafo Gücü 330 VA (watt) Güç katı kapasitesi y: > 50,000 µF Çıkış gücü  2 x 120W 4 Ω( THD+N = 0,1 %) 2 x 90W 8 Ω Distorsiyon (THD+N): 0.008 %  4 Ω load1 kHz / 0.005 %  8 Ω 1 kHz  Sinyal- gürültü oranı: -89 dBA (ref. 6.325 V) Ölçüler  96x482x400 mm/3.8×19.0x15.7 inch Ağırlık:  11 kg / 24.4 lbs.
Fiyat: 4.450 Euro (KDV Dahil) opsiyonel pikap katı ile 5.350 Euro (KDV Dahil)
Temsilci: Mavi Hifi / www.mavihifi.com

 

İlk Sayfaya Ulaşmak İçin Tıklayınız