Birinci Bölüme Ulaşmak İçin Tıklayın
WS sinyali Word Select veya Word Clock’u temsil eder. Örneğin SD sinyali 16 bitlik ise bu 16 bitlik word’un başladığını veya bittiğini ifade etmek için kullanılır. Right ve Left kanal için ayrı ayrıdır. Yüksek anlamlı bit ilk başta veya en sonda olabilir. WS sinyali oluştuğunda tek tek bit katarı olarak alınan bitler 16 bit olarak birleştirilir ve bir hamlede proses edilmek üzere başka bir tampon bölgeye aktarılır.
Bütün bu formatlardan ayrı olarak bilgisayarı kaynak olarak kullandığımızda karşımıza çıkan USB ve Firewire interface ve formatları da vardır. Bu yazıda bilgisayardan müzik konusuna çok fazla girmeyeceğim ama kısaca bir kaç önemli noktaya değinmekte yarar var;
Bilgisayar’dan müzik olayında çok yaygın olarak Alman SteinBerg firmasının geliştirdiği Audio Stream Input Output (ASIO) sürücüsü kullanılır. ASIO hem windows’da hem MAC dünyasında yerini almıştır. Diğer audio sürücülerinden çok daha alt seviyede yani hardware çok yakın olarak çalışmasından dolayı (kernel mode) performansı standard audio sürücülerinden çok daha başarılıdır.
Bilgisayardan müzikte isochronous dediğimiz protokol kullanılır. Isochronous burada belirli bir datanın sürekli aynı hızla bir yerden başka bir yere transferini ifade eder. Bilgisayardan müzikte taşınan datanın boyutu ve hızı bilgisayarın işlemcisinde process ettiği data ve ulaştığı hıza göre çok daha düşük kalmasına rağmen bu datanın hızının değişmemesi ve sürekliliği çok önemlidir. İşte bu sürekliliği data bandwidth’ini garanti eden Isochronous mode sağlamaktadır. Aslına bakarsak böylelikle bir anlamda USB ve Firewire üzerinden taşınan digital müzik datası CDP’nin transportundan taşınan müzik datasına fazlasıyla benzetilmiştir. Her ikisinde de sistem digital datayı arkaya bakmadan sürekli bir şekilde bir yerden bir yere transfer eder. Bu benzerliğin bir devamı olarak ve burada kullanılan standardlar yüzünden Bilgisayardan müzikte acaba yapılıyor mu dediğimiz Error Detection ve Correction yapılmamaktadır. Yani Bilgisayar kaynağından DAC’a iletilen digital data DAC tarafında kontrol edilip hata varsa yeniden transferinin talep edilmesi gerçekleşmez. Gerekli olup olmadığı bir tartışma konusu olan error correction yani “bit perfect” dediğimiz olgunun hayata geçebilmesi için audio interface standard’larının değiştirilmesi ve mevcut standardın yerine başka standardların kullanılması gerekmektedir. Örneğin yeni bir çalışma şekliyle DAC ile bilgisayar arasındaki transfer hızı arttırılıp DAC tarafında bir tampon bellek veya disk olabilirse DAC’ın output’unun sürekliliği bozulmayacak şekilde bit perfect çalışma gerçekleştirilebilir.
Günümüzde transport – dac combo’su olarak ve standalone cihaz olarak bu olguyla çalışan cd / sadc player’lar artık üretilmeye başlanmıştır . Bu tür cihazlara örnek olarak PS Audio Perfectwave Transport – Dac combo, Naim Hdx , ve diğer benzeri cihazları verebiliriz. Bu cihazlar digital anlamda bit perfect olarak çalışabilmektedirler . Tabii bir yanlış anlamaya sebebiyet vermemek açısından bit-perfect demek ideal sesi yakalamak anlamını hiçbir zaman taşımaz . Bit perfect olmayan ama çok daha iyi audio performansı verebilen cihazlar mevcuttur.
Bilgisayardan müziği bir kenara bırakıp tekrar S/PDIF ve AES/EBU receiver’lara dönersek piyasadaki S/PDIF ve AES/EBU Receiver chiplerinin belli başlı yarı iletken üreticileri tarafından geliştiridiğini görebiliriz. DAC kutularının içine baktığımızda Texas Instruments’den DIR9001, Cirrus Logic’den 8414,8416, Wolfson’dan WM8804/8805 ve Japon Asahi-Kasei’den AK4114/AK4115’i gibi entegreler receiver chip olarak karşımıza çıkar. Receiver chip’ler birbirlerinden az çok farklılık gösterseler de öne çıkan özellikleri kabul ettikleri word genişliği ve hızıdır. Kimi receiver chip’ler sadece 18 bit 48khz’e kadar data kabul ederken kimi chip’ler 24bit 192 Khz’e kadar digital müzik datası kabul etmektedir. Bir diğer farklılık da clock kullanımındadır. Hemen herbir receiver chip input olarak kabul ettiği digital datayı ayrıştırıp bir sonraki aşamaya iletirken ya inputtan aldığı sinyalin içinden ayrıştırdığı ve recover ettiği clock’u kullanır veya dışarıdan verilen clock’u kullanarak datayı sonraki aşamaya iletir. Genellikle bu özelliğin seçimi için entegrenin bir pini kullanılmıştır. Örneğin TI DIR9001’de 28 no’lu pin CKSEL (Clock Selector) bu iş içindir. Sonuç olarak clock kullanımı DAC kutusu yapanların tercihine göredir. Bazı DAC’larda hiç clock generator yoktur, input’tan aldığı clock’u kullanır, bazı DAC’larda sadece DAC’ın içinde bir clock generator bulunur, bazı DAC’lar ise aynı zamanda clock sağlayan başka bir dış üniteden de clock kabul eder. Dışarıdan clock kabul eden DAC’lar ve CDP’ler genellikle hi-end sınıfındadır ve pahalıdırlar.
Üçüncü Bölüme Ulaşmak İçin Tıklayın
Bir yorum ekleyin