Bluenote Bellavista

 

Bu sayımızda Türkiye’ye ilk kez ithal edilen Bluenote Bellavista pikabı inceleme fırsatım oldu. Daha önce web sitemde bu pikabın bir alt modeli olan Piccolo’yu incelemiştim ve Bluenote firması da bu ayrıntılı incelemenin Türkçe’sini web sitesine eklemişti. Umarım ileri ki dönemlerde bu dergide yapılan incelemeler farklı üreticilerin sayfalarında yeralır. Bellavista pikap segment olarak giriş seviyesinin biraz üzerine konumlanmış bir ürün. Üretici bir üst sınıf Bellavista Signature ile bir alt model Piccolo’nun arasındaki fiyat farkını tolere etmek amacıyla muhtemelen bu ürünü üretmiş. Bellavista bahsi geçen 2 pikaptan da alıntılara sahip.

Bu dergideki tüm yazarların ve hatta konuk yazarlarımızın bile birleştiği alan, pikaplar olduğundan, mümkün olduğunca ayrıntılı ve uzun yazılar yazıyorum. Umarım keyif alıyorsunuzdur. Bu arada yukarıda tüm yazarlarımız pikap kullanıcısı demiştim, aslında eksik yazdığımı farkettim. Dergi ve forumlarımızın alt yapısı ve kodlamasını hazırlayan arkadaşlarımızın hifi ile direkt bağlantıları olmasa da, onlarda pikap kullanıcısı. Anlayacağınız bu dergide Analog Rules !! (çn: En büyük Analog anlamında) Neyse biz konumuza dönelim.

Bluenote bu üründe ana renk olarak siyah rengi tercih etmiş. Ürünün dış kozmetiği yan tarafta resmini eklediğim Bellavista Signature pikap ile oldukça benzer. Gözle görülen en önemli farklılık şasinin üst modelde 2 katlı ve yuvarlatılmış olarak tasarlanmış olması. Yuvarlatılmış akrilik yapıların sese olumlu etkileri olduğu uzun zamandır konuşulan bir olay olsa da, ben kendi kulağımla test etme şansı şimdilik bulamadım. Belki gelecek ay her 2 pikabı yanyana test ederek farklılıkların sese etkisini yazabilirim. Dış görünüşte farklılıklar olsa da, işin teknik yönüne gelince motor, spindle gibi bileşenlerin farklı olması 2 pikabı birbirinden tamamen ayırıyor. Şimdi pikabı oluşturan komponentleri inceleyelim, Bellavista pikapta şasi firmanın tüm pikaplarında karşımıza çıktığı gibi akrilikten üretilmiş. Yaklaşık 20 mm kalınlığında akrilikten üretilen şasi, siyah renkte ve oldukça şık. Gövdeye birleşik olarak firmanın kendi kollarını kullanabilmeniz amacıyla metal rengi bir armboard eklenmiş. Aynı renk açma kapama anahtarının, marka plaketinin, spike’ların ana rengi olarak da kullanılmış. Firmanın karakteristik tasarımı genelde bu 2 rengin kombinasyonundan oluşuyor, tüm komponentler biraraya geldiğinde oldukça şık bir görüntünün ortaya çıktığı aşikar. Pikabın şasinin altında 3 adet ayarlanabilir spike (ç/n:sivri konik yapı) bulunuyor. Pikap rijit tarzda tasarlandığından şasinin üst tarafında denge ayarlamak için herhangi bir yapı bulunmuyor. Nihai dengelemeyi, alt kısımdaki oldukça uzun sayılabilecek spike’lar ile yapılıyor. Bunların gövde ile aralığı yeterli aralığı sağlıyor. Söz gelimi, şasiyle sıfır durumda özel bir rezonans platformunuz var ise, yine de pikabın denge ayarını rahatlıkla yapabiliyorsunuz. Bellavista pikap, bir paket olarak satıldığından gövde ile bağlantılı bir toz kapağı da paketten çıkıyor.

Şasinin orta bölgesinde spindle ve bearing kısmı bulunuyor. Bluenote, Piccolo’da da kullandığı kendi lisanslı teknolojilerini bu pikapta da kullanmış. Bu teknolojiler, firmanın üst modellerinde Ferrari’den alınan teknoloji desteği ile geliştirdikleri Formula Steering isimli teknolojinin fiyata doğru orantılı downgrade edilmiş bir varyasyonu. Bu teknoloji, teflon/grafit karışımı 2 iç bearing’in, Arnite adı verilen bir maddeden üretilen ek bir dış bearing ile kombinasyonu şeklinde açıklanabilir. Arnite, pikaplarda önümüzdeki yıllarda sıklıkça göreceğimiz ilginç bir madde, kendi içinde yapışabilen, sertliği ve sağlamlığı ile tanınan bir plastik polimer. Ürünün kutusu açıldığında spindle ayrı şekilde kutulanmış geliyor. Yine kutu içeriğinde bulunan özel yağ ile kapladıktan sonra şasiye monte ediliyor. Bu noktada yukarıdaki ayrıntı fotoğrafta spindle üzerinde bir delik olduğu dikkatinizi çekmiştir. Bu delik spindle’ın üst parçasını ana gövdeden ayırmanıza yardımcı olmak üzere yapılmış. Platter neredeyse spindle’ın ortasına vidalanıyor. Bunun platter üzerindeki titreşimin akrilik gövdeye hızla aktarılıp soğurulması için yapıldığını düşünüyorum. Bu arada yazı planlarım içerisinde akriliğin farklı titreşim frekanslarına etkileri konusunda ilginç bir makale çevirisi de var. Bilimsel araştırmalar akrilik ve özel plastik malzemelerin sanayi tipi titreşimleri soğurmada olumlu etkileri keşfedilince, bir çok sektördeki üreticiler bu malzemeleri kendi ürünlerine transfer ettiler. Şu an üretilen pikapların çok büyük bir kısmında akrilik yoğunlukla kullanılıyor. Pikapların yanısıra, CD okuyucular gibi mekanik titreşimlerin ses kalitesine etkisinin olduğu düşünülen bir çok üründe akrilik kullanımı oldukça yaygın. Motor bloğu da özel bir metal koruma ile akrilik gövdeye yerleştirilmiş. Firma, motorda da, patentine sahip olduğu Tulipan teknolojisini kullanmış. Tulipan, adını ve şeklini lale çiçeğinin şeklinden alan ve motor rotor sisteminde kullanılan bir teknoloji. Bu sayede motor hafifletilerek, az güçle istenilen devre hızla ulaşılmasını sağlanıyor. Yukarıdaki resimde motorun mil kısmının ve dolayısıyla lale şeklinin ayrıntısı görülebilir. Bahsettiğim tüm bileşenler pikabın şasinin üzerine oldukça hızlı şekilde takılabiliyor. Genel kurulum gerçekten çok basit. Spindle yerine takıldıktan sonra, platter’ın yerine monte edilmesi işlemine geçiliyor.

Bluenote, platter tasarımında Michell Gyrodec’e oldukça benzeyen bir mimari kullanmış. Platter’ın alt kısmında bronzdan üretilmiş ağırlıklar var. Bu ağırlıklar, platter’ın dönmeye başlamasıyla belli bir merkezkaç etkisi oluşturup, platter’ın genel dengesine olumlu katkı yapıyor. Yalnız Gyrodec’in tersine, platter’da kullanılan malzeme oldukça farklı. Hatta yüzeyler bile oldukça değişik. Gyrodec’te vinyl benzeri bir madde kullanılırken, Bluenote kendi ürününde Sustarin denilen bir malzeme kullanmış. Platter’ın yüzeyinde dikkat çekici şekilde yivler açılmış. bunun tam sebebini bilmemekle birlikte, konuyla ilgili bilgi aldığımda sizlere de aktarmaya çalışacağım. Platter yerine yerleştirildikten sonra, spindle’ın üst bölümü sıkılarak kilitlenme işlemi yapılıyor. Platter ile motor arasındaki bağlantı ise, Polyvinyl maddesinden üretilmiş bir kayış ile sağlanıyor. Platter’ın takılmasından sonra, gayet hızlı bir şekilde iğnemizi daha önce montajı yapılmış kola monte edebiliriz. İğnenin takılması konusunda çok fazla ayrıntıya girmek istemiyorum. Eğer bu konuda daha fazla bilgi isterseniz web sitemden iğne takılması işleminin ayrıntılı anlatıldığı makalelerime bir göz atabilirsiniz. Bu dinletimde Bluenote firmasının Boboli yüksek çıkışlı MC iğnesini kullandım. Bu iğne benim oldukça hoşuma giden bir iğne. Oldukça detaylı ve dengeli çalan bir iğne olduğunu düşünüyorum. Bu iğnenin en büyük dezavantajı yaklaşık 12gr’lık ağırlığı. Bu ağırlık iğnenin her kolla rahat kullanımını zorlaştırıyor. Örneğin standart bir Rega kol ile bu iğneyi kullanmanız imkansız. İğnenin bu denli ağır olmasında dış zırhının oldukça kalın ve boyut anlamında büyük olmasının etkisi var. Bluenote, her kolda rahatlıkla kullanımı sağlamak yerine, iğnenin yapısını değiştirmeme kararını vermiş. Firmanın kendi kollarında ise, iğne sorunsuz olarak kullanılabiliyor.

Dinletimde genel olarak Jazz ve rock ağırlıklı bir LP seçkisi kullandım. Ayarların doğruluğu ise Analogue Productions (AAPT 1) tarafından üretilen test plağı kontrol edildi. Miles Davis (ACCS 81631Q) , Bill Evans (TJAZ 9351) gibi klasikleşmiş ikonlardan Tom Waits gibi daha deneysel müzisyenlere uzanan ve genelde 180gr vinylerle yaptığım dinletilerde, ortaya çıkan tonal denge hoşuma gitti. Detay seviyesi oldukça üst seviyelerde olduğunu söylemeliyim. Dinletide kullandığım yine Bluenote üretimi komponentler ile yakalanan sinerji haricinde ikinci test sisteminde de oluşan doyurucu performans pikabın ve dolayısıyla analog kaynağın sistemin genel ses kalitesindeki otoritesini gösteriyor. Şimdiye kadar test ettiğim bir çok pikapta bu fiyat aralığındaki bir çoğu uygun kurulumlarda sisteme oldukça olumlu katkılar yapıyorlar. Bluenote’un bence başarısı tüm pikap bileşenlerinin ayrı ayrı performansları bile gayet yüksek iken, tüm bileşenlerin aynı platformda toplanması ile çok ilginç bir sinerji dolayısıyla ses kalitesi artışı elde ediliyor. İğne yandıkça özellikle mid seslerdeki performans ve detay artışı çok yüksek seviyelerde. Benim tüm kombinasyondaki birincil favorim Boboli iğne. Yukarıda belirttiğim gibi, iğnenin eşleşeceği kolu seçerken seçici olmak gerekiyor. Ama uygun bir kol ile gösterdiği performans yüksek seviyede. Bunu hem B5 ve hemde kendi pikabımda takılı olan SME V’i gözönüne alarak yazıyorum. Bu pikap ülkemiz şartlarında giriş seviyesinin oldukça üzerinde bir fiyat etiketine sahip. Fiyatın içerisine, B5 kol, record clamp, toz kapağı gibi aksesuarlarda dahil olması önemli bir avantaj. Sadece bir iğne alarak pikabı hemen kullanmaya başlıyorsunuz. Pikabın kullanıcılar açısından bir diğer dezavantajı platter yapısından dolayı Gyrodec’e benzerliği olabilir. Ancak her iki pikabın tasarım prensipleri birbirinden tamamen farklı. Bellavista’nın en önemli avantajları ise, kolun çok farklı ayar kombinasyonlarıyla kullanılabilmesi sayesinde sese etkisinin yüksek seviyede olması, gayet dengeli ve sese olumlu etki eden rijit yapılı şasisi ve kurulumunun çok basit olması. Özelikle firmanın giriş-üst seviye iğnesi Boboli ile oluşturdukları sinerji dikkate değer. Bu fiyat segmentinde pikap arayanların alışveriş listelerine eklemelerini tavsiye ederim.

Stereo Mecmuası Sayı 2
Hakan Cezayirli

Tags: