AntiCables ve Paul Spetz

AntiCables… Pahalı kablolara karşı olmanın verdiği bir ironiyide içinde barındıran güzel bir isim… Günümüzde pek çok firmanın gümüş- altın-rodyum-plütonyum-adimantinyum “yok artık”… karışımlarıyla ürettikleri uçuk fiyatlı hoparlör kablolarına karşı… Paul Speltz bakırdan gayet uygun fiyatlı bir kablo üretmiş… Kablonun fazla bir iddiası yok fakat kullananlar için bu böyle değil… Pek çok kullanıcısı çok beğeniyor ve fiyatından kat be kat daha iyi olduğunu hatta high-end kablolara kafa tuttuklarını söylüyorlar… belli başlı bazı hifi dergilerinden de övgü dolu yorumlar almış… mesela…

absolutesound yorumu…
http://www.anticables.com/pdfs/TAS_Anticable_review.pdf

positive feedback yorumu…
http://www.positive-feedback.com/Issue18/anticables.htm

Genelde yorumlar birebir markaları yada kabloları karşılaştırma yönünde olmadığından yorumları okuduğumda zihnimde AntiCables hakkında herhangi net bir tanım oluşmadı… Yani AntiCables’ın iddiası fiyat performansının yüksek olduğu yönündeydi… Bu uçuk hifi piyasasında çokça rastlayabileceğimiz normal bir durum peki kullanıcıların beğenileri bir abartı sonucu muydu yoksa bir gerçeklik payı taşıyor muydu ?

Çeşitli yorumlarını okuduktan sonra merakım giderek arttı. Hatta bir dönem ilerde bas amplifikatörü alırsam bağlantıyı bunun gibi ucuz yollu fiyat/performansı yüksek bir kablo ile yaparım diye de düşünüyordum… Trabzon’ dan denemek için kablo istedim.. Taa Antalya’dan geldi. Hayat ilginçliklerle dolu işte…

Firmanın web sayfası…
http://www.anticables.com/home.html

AntiCables firması hoparlör kablosu dışında ara kablo, jumper ve ohm değişikliklerinde kullanmak için trafolar falan gibi şeyler yapan bir firma. Sattığı kabloları farklı uçlarla sonlandırarak değişik opsiyonlar sunup böylece müşterilerine hizmet veriyor…

Malzeme

İnce tek damar oldukça sert Oxygen Free Copper yani bakır bir kablo. Oldukça sert genelde konumlandığı şekilde kalıyor ve konektör bağlantılarında biraz sorun çıkarıyor. Benim denediğimde bağlantı uçları boştaydı ben bu yüzden sistemime bu kabloyu çıplak olarak bağladım. Kablo oldukça ince ve üzerinde yüzeyi sıkıca kavrayan kırmızı plastik bir kılıfı var… Düz bir tasarım. Her hangi bir sarma tekniği yok sanırım… ama firma bu tip denemelere de açık olduğunu ifade etmiş. yani kabloyu aldıktan sonra farklı sarımlar veya kılıflamalarla da değişik sonuçlar alabileceğimizi söylüyorlar(mış) Kablo oldukça cılız gözüktüğü ve kırmızı olduğu için hatunlar tarafından beğenileceği kesin Nitekim bizim evde öyle bir hava oluşturdu. Denediğim onca su hortumu kobra alaşımlı piton tipi kablodan sonra bunu benim hatunda pek sevdi. Peki sesi nasıldı?

Bilenler bilir. Kendi sistemimde Ecosse SMS 2.3 kullanıyorum ve oldukça da memnunum. Okuduğum yorumlardan sonra bir şehir efsanesiyle daha karşılaşmamak için dua ediyorum. Sistemime kabloyu ilk taktığımda ses diğer kablomdan hiçte geri değilmiş gibi. Ama şu an yorum için çok erken diyerek kabloyu yaklaşık 12 saat gibi bir süre pişirmeye bırakıyorum. 12 saat süren Vivaldi-4 mevsimden sonra ufaktan teste girişiyorum…

İlk İzlenimler

Test için ilk olarak 2 cd’lik Seal -Best Of albümünden akustik CD’sini koyup Love Divine’ı dinliyorum. İlk baktığım vokal ve kontrbas’ın durumu! Vokalde oldukça farklı bir tat var… Vokal çok iyi fokuslanmış. Seal’in 2 dudağı arasında 4 parmak boşluk yok yerini net olarak görebiliyorsunuz. Vokalistin yeri tam olarak ortaya çıkmış. Ses oldukça gerçekçi ve temiz. Bu kablonun mid’leri gerçekten çok güzel. Kontrbas ise biraz heyecanını yitirmiş gibi… Akustik gitarın fokusuda oldukça iyi ama vokalin fokusu gibi insanı mest etmiyor. Sahne benim kabloma göre biraz daha geriden kuruluyor buda sahne derinliği ve etkisi açısından benim hoşuma gitti. 2. test parçam Patricia Barber Companion 1-2-7. parçalar. “tamam kızmayın ne yapayım seviyorum bu albümü… hahahhaa…” Baslardaki yayılmaları ve detaylardaki açıklığa bakıyorum. Baslar fazla yayılmıyor… kablo sanki çok az kapalı çalıyor hissi veriyor ama yaptığım testlerde detay kaçırmıyor. Daha önce duyduğum tüm sesleri duyuyorum. Peki bu heyecanı azaltan şey ne? 7. parça Black Magic Woman. üst frekanslarla dol perküsyonu dinlerken eksiklikler kendini belli etmeye başlıyor. Ziller eskisi gibi havada uçuşmuyor.. Başka parçalarla da test etmek lazım…

3. test CD’si YG test CD’si ilk parça. Vokal ve basın durumuna bakıyorum. Vokaldeki lezzet yeniden ortaya çıkıyor. Bu kablo sırf vokal dinlemek için bile alınır dedirtiyor. Şöyle opera falanla da denemek lazım… Tüh yav evde böyle bir CD yok :)

4. olarak Rene Garcia’nın Bas Oriental’inden 3. parçayı dinleyerek testimi sonuçlandırıyorum…

Sonuç

Bu kısma girmeden kablonun tam pişmiş olmadığını hatırlatmak isterim. Kullanıcı yorumlarına göre de bu kablo çabuk pişen bir kablo değilmiş. Sahne ve frekans tepkisine bakacak olursak sahnesel anlamda benim kablomdan aşağı kalan bir yanı yok hatta tercihen daha iyi olduğu bile söylenebilir. Mid’lerde bariz bir şekilde üstünlük kurdu diyebilirim. Alt frekanslar da ise ben kendi kablomu daha çok beğendim. Ama kullanıcılar kablo piştikten sonra alt frekansların düzeldiğini söylüyorlar. Geriye kaldı üst frekanslar.Yazının genelinden de anlayacağınız gibi bu kablonun belkide tek diyebileceğimiz zaafı bu; üst frekanslar.

Ama başarısız da diyemeyiz. Sadece üst frekansları biraz kapalı çalıyor diyebiliriz. Buda bilemiyorum üst frekansları önde olan bir sistemle iyi bir sinerji oluşturabilir. Kıssadan hisse kablo bana göre fiyatının hakkını fazlasıyla veriyor…

Bakınız fiyatlar…
http://www.anticables.com/order.html

not1:bu test MİRA gelmeden önce yapılmıştır…
not2:bu testin yapılmasında lojistik destek olan Sn. Mete Kizavul’a teşekkür ederim…

İnis(TE)