Audiolab M-ONE’ı kendi amplifikatörüm yerine hızlı şekilde sistemime bağlayarak denemelerime başlıyorum. Cihazın herhangi bir pre-out bağlantısı olmadığından DAC bölümünü de kendi içerisinde deneyeceğim. İlk olarak Bluetooth bağlantısı ile başlayalım. aptX desteğine sahip olan Bluetooth bağlantısı ses kalitesinden ziyade kullanım kolaylığı açısından önemli. Ev ahalisi kendi akıllı cihazlarından sistemde kendi arzu ettikleri albümleri kolaylıkla çalabilirler. Cihazın harici bir antene sahip olması sayesinde menzili gayet yüksek ve sorunsuz çalışıyor. Kesinlikle günü kurtarır. Günümüzde bu bağlantı seçeneği bu tarz cihazlar için olmazsa olmaz. Cihazın kulaklık çıkışı da aynı şekilde kesinlikle günü kurtarıyor ve çok yüksek gereksinimleri olmayan kulaklıkları gayet rahatlıkla sürebiliyor. Gerek Bluetooth bağlantısı gerekse de kulaklık çıkışı satın alma kararında çok önem verilmeyen özellikler ancak gün geliyor işiniz mutlaka düşüyor.
Audiolab M-ONE’ı nasıl bir senaryoda kullanmak mantıklı olacaktır sorusuna benim cevabım şu şekilde olacaktır. Makul ölçülerdeki bir salon veya dinleti odasında gayet küçük bir sistem kurmak için raf tipi hoparlörler ile eşleştirmek güzel bir senaryo olabilir. Veya ikinci bir sistem olarak ofiste veya evin farklı bir odasında kendisine yer bulabilir. Bu tarz all in one yani hepsi bir arada sistemlerden en iyi performansı alabilmek için hoparlör konusunda biraz ince eleyip sık dokumak gerekiyor. Özellikle dinleme yapacağınız mekan büyüdükçe hoparlör konusundaki arayışları biraz daha derinleştirmek gerekiyor.
Audiolab M-ONE, DAC katında M-DAC+ modelinden bir çok alıntıya sahip. Tabii ki onun kadar gelişmiş bir devre yapısı yok ancak yine de kanal başı bir adet ESS9018 K2M yongaseti ile donatılmış. İlk olarak dijital ve koaksiyel girişleri USB girişi ile kıyaslamak istiyorum. Sonucu her ne kadar tahmin etsem de, bu deneme bize bir fikir verecektir. CD çalarımı sırasıyla koaksiyel ve dijital girişlere bağlıyorum ve seçtiğim birkaç CD’yi dinliyorum. Arkasından aynı albümlerin dijital kopyalarını çalmaya başlıyorum. Tahmin edebileceğiniz üzere DSD özellikle detay yönünden insanı mutlu edebiliyor. Tabii ki iyi bir kayıt ise. Eğer sisteminizde bir CD çalar var ise ve bu CD çalar eski ise onu bir transport olarak kullanıp M-ONE’ın DAC katını kullanmanızı öneririm. Bunun yanında arzu ederseniz oyun konsolunuzu da bağlayabilirsiniz. Ancak asıl olay bilgisayar girişinde.
Sistemi bilgisayar ile kullanabilmek için kutu içeriğinde gelen mini CD üzerindeki yazılımı bilgisayarınıza kurabilirsiniz. Günümüzde bilgisayarlarda optik sürücü olmadığı için tabii ki üreticinin web sitesinden indirme seçeneğinizde var. Favori yazılımınızda gerekli ayarlamaları yaptıktan sonra bilgisayarımızı DAC’a bağlayarak denemelerimize başlayabiliriz.
Farklı tarzlarda denediğim albümlerde M-ONE detay yönünden gayet başarılı sonuçlara imza atıyor. Alt frekansların doygunluğu bu tarz bir sisteme göre son derece başarılı. Ancak dinletilerimde daha fazla albüm kullandıkça denge konusunda sorun yaşıyorum. Şahsım adına orta frekansların baskınlığının yanında özellikle tizlerin de açık ve keskin olmasını severim. Bu noktada M-ONE üzerinde DAC parametrelerine ekran vasıtası ile müdahale ederek farklı filtre sistemleri arasında geçişler yaparak sesi kendi damak tadıma yakın bir noktaya getiriyorum. M-ONE bilgisayar sisteminden gönderdiğim hemen her dosyayı başarı ile çalar hale geliyor. Görünen o ki, Audiolab tasarımcıları büyük beğeni kazanan M-DAC+’ın kilit özelliklerini M-ONE içerisine başarı ile dahil etmişler.
Denemelerimin ikinci bölümünde pikabımı, analog girişi kullanmaya başladım. Farklı plaklar kullanarak M-ONE dinletilerime devam ediyorum. 30+m2’lik bir salonda arzu ettiğim ses şiddetine ulaşmak için daha farklı bir hoparlör kullanmaya karar veriyorum. Gerekli ayarları yaptıktan sonra plaklar dönmeye devam ediyor. Tizlerin biraz geride olması durumunu tespit edince yine bir tur ayarlama yapıyorum. Bu arada bu durum aşırı bir noktada değil. Yani üst frekanslar tamamen geri planda hiçbir şey duyulmuyor değil. Aslına bakarsanız küçük formasyonlarda mesela caz triolarında bu durum daha az hissediliyor. Daha büyük orkestralara doğru geçiş yaptıkça, hatta bazen vokal ağırlıklı albümlerde daha hissedilir hale geliyor. Aslına bakarsanız burada çok önemli bir konu üzerinde konuşmamızın zamanı geldi.
Geçmişten bugüne denediğim birçok hepsi bir arada cihazda benzer şeyleri yaşadım. Normal koşullarda sıradan bir entegre amplifikatör deneyeceğiniz zaman her zaman kullandığınız amplifikatörü çıkartıp yerine test için gelen modeli koyduğunuzda birkaç denemenin ardından hoparlör konusunda daha kolaylıkla seçim yapabiliyorsunuz. All in one cihazlarda ise biraz daha fazla oturup düşünmek ve duyduklarınızdan emin olmak gerekiyor. Cihaz üzerinde birden fazla fonksiyon olduğundan bazen DAC artı amplifikatörü kullandığınızda tatmin edici sonuçlar alırken kendi pikabınızın ses rengi ile ampli katı uymuyor örneğin. Böyle bir durumda göz atmanız gereken birden fazla parametre olduğundan çok fazla deneme yanılma yapmak gerekebiliyor. Genel olarak M-ONE benzeri cihazların incelemelerinde hoparlör konusuna dikkat diye belirtirim ve her zaman daha fazla deneme yapmaya çalışırım.
Optimale yakın bir performansı elde etmem aslında çok uzun sürmüyor. Geçtiğimiz ay içerisinde inceleyip sizlere görüşlerimi sunduğum ELAC firmasının B5 monitörleri imdadıma yetişiyor. Dinleme odasının da boyutunu 20m2 civarına düşürüyorum daha doğrusu sistemi daha farklı bir odaya taşıyorum. Asıl dinleti odasında dinlediğim albümleri tekrar dinlemeye başlayınca sonuçların daha keyifli olduğunu görüyorum. Daha küçük bir dinleti odasında alt frekanslar daha da etkileyici hale gelirken, raf tipi bir hoparlörlerin en büyük avantajı olan sahne konusu bu alanda zaten başarılı sonuçlar ortaya koyan M-ONE ile birleşince ortaya gerçekten keyifli bir tablo çıkıyor. Pikap olarak kendi pikabım yerine deneme amaçlı elimde bulunan Thorens TD-160 modelini kullanıyorum. Pikap üzerinde hemen her müzik tarzında başarılı sonuçlar elde edebileceğiniz Audio Technica’nın geçmişteki modellerine benzeyen ancak yeni teknolojiler ile donatılmış VM530 modelini kullanıyorum. Yukarıda bahsettiğim denge konusundaki sorunların büyük bir kısmı ortadan kalkmış durumda oturup keyifle müzik dinleyebileceğiniz bir sistem ortaya çıkıyor.
Dükkan Hifi, M-ONE’i avantajlı bir paket olarak Focal Aria 906 ile birlikte eğer arzu ederler ise meraklılara sunuyor. Bu ikili birbirini iyi tamamlayacak bir ikili olarak sizi hoparlör seçmek konusunda kafa yormaktan kurtarabilir. Türkiye mümessilinin sayfalarında avantajlı bir paket daha gözüme çarpıyor, Quad Vena ve Quad S-2 Paketi. Daha önce Stereo Mecmuası’nda da mercek altına aldığımız bu ikili, DAC konusunda bazı fedakarlıklar yapmaya hazırsanız Audiolab M-ONE’a ciddi bir alternatif…
Peki Audiolab M-ONE modelini tavsiye eder miyim? Burada her zaman olduğu gibi tüketicilerin ihtiyaçları ön plana çıkıyor. 1.200 Euro yani yaklaşık 4.700TL karşılığında üzerinde teknik anlamda başarılı bir DAC, Bluetooth bağlantısına sahip tam teşekküllü bir amplifikatör sistemi satın alıyorsunuz. Tek yapmanız gereken hoparlör konusuna ciddi şekilde odaklanarak M-ONE ile eşleşecek bir hoparlör satın almak. Son derece az yer kaplayan, kullanımı kolay ve gerçekten kaliteli üretilmiş bir cihaz sahibi oluyorsunuz.
Audiolab M-ONE
Bluetooth ve Daclı Entegre Amplifikatör Örnekleme Ornaları 32-bit / 192kHz (Optical, Coaxial) 32-bit / 384kHz (USB)
2.8MHz (DSD64), 5.6MHz (DSD128), 11.2MHz (DSD256) Giriş Hassasiyeti 515mV Giriş Empedansı 10K Girişler 1 x USB A for apple devices, 1 x USB B for computer, 1 x COAX, 1 x OPT, 1 x Bluetooth, 2 x RCA ,1 x headphone 12v Trigger Evet Çıkış Gücü (8 Ohms) 2 x 40W Çıkış Gücü (4 Ohms) 2 x 60W Frekans Aralığı (-3dB) 10-30kHz Toplam Harmonik Bozulma (THD) 0.01% Sinyal Gürültü Oranı (S/N) 81 (1W @ 1 kHz) Çıkışlar Hoparlör Çıkışı Ölçüler 114mm x 247mm x 292mm Net Ağırlık 5.5kg
Fiyat: 1.200 Euro Temmuz 2017 itibarı ile 4.731 TL KDV Dahil / Online satın almak için
Temsilci: Dükkan Hifi / www.dukkanhifi.com
Bir yorum ekleyin