Benchmark tasarımcıları amplifikatörün siz güç tuşuna bastığınız anda optimal sesi verdiğini belirtmişler. Dolayısıyla herhangi bir ısınma süreci beklemeden müzik dinlemeye başlayabiliyorsunuz. İlk konfigürasyonda Benchmark AHB2 ve Benchmark DAC2 L, Vovox XLR kablo ile birbirine bağlı durumda ve kaynak olarak bilgisayarımı kullanıyorum.
İlk önce Frank Zappa’nın “Apostrophe” albümü ile başlayalım. Bu albümün yakın zamanda plağı da basıldı. Plağın baskının daha önce yayınlanmış remaster CD’lerden farkını görebilmek için bazı denemeler yapmıştım. CD’lerden elde ettiğim müzik dosyalarını Benchmark DAC2 L vasıtası ile çalıyorum.
Apostrophe, Frank Zappa’nın 1974 yılında hem stereo hemde quadraphonic formatta yayınladığı çok önemli bir albümdür. Tabii ki quadraphonic versiyon zaman içerisinde başarılı olamadıysa da, günümüzde hala talep görüyor. Bu albümün bir diğer ilginç özelliği “Don’t Eat the Yellow Snow” şarkısının listelere girmiş olmasıdır. Apostrophe tüm Zappa albümleri içerisinde Amerika’da en çok satan albümdür. 1973 yılında yayınlanan ve ilgi çeken Over-Nite Sensation albümünün izinden giden Apostrophe oldukça karanlık sözlere sahiptir. Albümün ilk yüzü belirli bir tema yörüngesinde hareket eder. “Don’t Eat the Yellow Snow” ve “Nanook Rubs It” Nanook isimli bir eskimonun gözünden anlatır örneğin. “Rollo” şarkısının bir bölümü “St. Alphonzo’s Pancake Breakfast” şarkısı içerisinde kullanılmıştır. Anlayacağınız bir çok Zappa albümü gibi Apostrophe’da da türlü gariplikler bolca bulunur. Zappa yine bu albümde de Over-Nite Sensation albümünün kayıtlarında olduğu gibi dönemin standartlarının dışında şeyler denenmiş. “Excentrifugal Forz” şarkısında veya “Uncle Remus”da önceki kayıtların üzerine ek kayıtlar yapılarak albümde yer verilmiştir.
Hemen her Zappa albümünde olduğu gibi “Apostrophe”da hemen her şarkıdan onlarca ayrı şarkı çıkar. Albümün açılış parçası “Don’t Eat the Yellow Snow”un ilk notalarını duymak bile yeterli oldu aslında fikir sahibi olmak için. Rüzgarlı açılışın ardından (!) ilk gitar ve bas notları ve arkasından ziller, bu albümü defalarca dinlemiş bir insan olarak Benchmark AHB2’nin karakterini anlattı bana. Albümler ardı arkasına akıp giderken rock dinleyicilerinin bu ampliye bayılacağına eminim.
Öncelikle bas kontrolü çok etkileyici. Eğer uygun bir hoparlör ile eşlerseniz bas detayı hemen dikkat çekiyor. Bas gitarın kendi içerisinde hemen her detayını, kick’lerin şiddetini çok bariz şekilde duyuyor ve hissediyorsunuz. Benzer bir durum tizlerde de karşımıza çıkıyor. Daha sıradan bir sistemin tizlerine alıştıysanız ne olduğuna şaşırmanız çok olası. Detay seviyesi gerçekten boyundan beklenmeyecek seviyelerde. Orta frekanslar müzikal. Senelerdir hatta on senelerdir lambalılar ile yaşayan bir insan olarak orta seslerde alıştığımın tam aksi yönünde çalan cihazları sevmiyorum. Benchmark AHB2 bu açıdan beni mutlu ediyor.
Benchmark DAC2 L’nin etkisini ortadan kaldırmak için kendi pre-amplilerimi de denemeye alıyorum. Açık konuşayım hifi dünyasındaki en zor eşleşmelerden bir tanesi güç amplisi – pre-ampli eşleştirmesidir. Sırasıyla tamamen lambalı (J.C.Verdier Control B) arkasından kendi solid state pre-ampli (Audio Analog Bellini) ve daha farklı pre-amplileri deniyorum. Açıkçası bu güç amplisinin sesini lambalar ile yumuşatmak pek hoşuma gitmedi. Evet daha iyi bir sahne elde ettim, daha katmanlı bir ses elde ettim ama bütünlük hissi bozuldu. Ben lambasız klasik pre’leri daha keyifli buldum. Bunun belki de en önemli sebebi Benchmark AHB2’nin kayıt nasıl ise öyle çalma konusundaki isteği. Sisteminizi bu prensip etrafında kurarsanız hemen her bekletinizin karşılanacağını söyleyebilirim. Laf aramızda Benchmark DAC2 L veya Benchmark DAC2 HGC fazla uğraşmadan kullanabilecek en iyi pre seçimi sanırım. Ben hemen denemenin ardından Benchmark DAC2 L’ye döndüm.
Son zamanlarda modern klasikler ile bayağı haşır neşirim. Karlheinz Stockhausen üzerine bazı araştırmalar yapıyorum. Araştırma diye başladım işin tabii ki boyutu bayağı büyüdü. Tamam herkese hitap etmeyen bir müzik tarzı kabul ama minimalist akımlar insanı mutlu edebiliyor. Dikkatli seçimlerle bu dünyaya ilk adımlarınızı çok kolaylıkla atabilirsiniz. Size ilk önereceğim isim Erik Satie olur herhalde. Bu defa Jeroen van Veen – Satie; Slow Music plağını dinliyorum. Albümdeki eserler Jeroen Van Veen tarafından yorumlanmış. Jeroen Van Veen, minimal müzik sözkonusu olunca Hollanda’nn en önde gelen ismi diyebiliriz. Erken dönemlerde piyanoya çalmaya başlayan Van Veen ilerleyen yıllarda konservatuar eğitimini tamamlayıp farklı ülkelerde konserler verir. Ancak minimal müziğe karşı özel bir ilgisi vardır ve tarzında jazz, blues, soundscape, Avant-garde, techno, trance ve pop tarzlarından etkileşimler bulunur. Müzisyenin bir çok plak şirketinden yayınlanmış hem yorumları hemde özgün besteleri var Bu plak benim ilk Brilliant Classics baskı deneyimim oldu. İlk deneyim için oldukça zorlu bir plak olduğunu belirtmeliyim. Piyano eserlerinin kaydı son derece zor bildiğiniz üzere. Ancak kayıt beni mutlu etti. Ancak asıl önemli olan plaktaki seçkinin son derece güzel seçilmiş olması. Örneğin ikinci plaktaki Pièces froides, ömrünün sonlarında yaşadığı Paris’in kenar mahallelerinde büyük odalı bir evin tek odasında kaldığı dönemi anlatan bir bestesi. Trois Gymnopédies ise yazıda belirttiğim “Le Chat Noir” kabaresine takılmaya başladıktan sonra ortaya çıkan bir eser.
Albümdeki eserlerin çoğunu aslında sizde biliyorsunuz. Dinlediğiniz anda ben bunu biliyorum diyeceksiniz eminim ki! Solo piyano albümleri sistemlerimizin tüm kusurlarını ortaya çıkartan albümlerdir. Benchmark AHB2 ve Benchmark DAC2 L kombinasyonuna Muzaffer Günal imzalı pikap katı ve Michell Gyrodeck’im eşlik ediyor. Ortaya çıkan görüntü etkileyici. Gerçekten etkileyici. Son derece detaylı bir piyano kaydı ve hoparlörlerden gelen sesteki detay seviyesi özellikle vuruşlar yani çekiçlerin tellere vurduğu anlar dahil “deli” seviyede. Orta sesler son derece berrak. İyi kayıt ve iyi bir sunum elde ediyorum.
Büyük orkestra müziğinde de kombinasyon etkileyici sonuçlar ortaya çıkartıyor. Üst frekanslarda detay seviyesi inanılmaz seviyelerde, keskin ve etkili. Orta frekanslar müzikal ve alt frekanslara inildikçe etki daha da artıyor. Bu noktada hoparlör seçimi çok çok önem kazanıyor. Bana sorarsanız Benchmark AHB2 ve Benchmark DAC2 L ikilisinin klasmanından bir gömlek üstün bir hoparlör seçmek daha doğru olabilir. Ben uzun zamandır JBL stüdyo monitörleri kullanıyorum ve bu ikili ile uyumu beni acayip mutlu etti.
Yine iyi bir kayıt ve bu kez CD’den dinliyorum. Aşa’nın üçüncü albümü “Bed of Stone” Aṣa, 1982 doğumlu Nijerya/Fransız kökenli bir müzisyen. Kendi şarkılarını yazan Aşa’nın isminin anlamı kendi dilinde şahin anlamına geliyormuş. Fransa’nın başkenti Paris’te doğan müzisyen, iki yaşında Nijerya’ya geri dönüyor. 20 yaşına kadar Nijerya’da yaşadıktan sonra, içindeki müzik aşkı onu yeniden Fransa’ya yolculuğa çıkartıyor. Okul yıllarında Erykah Badu, D’Angelo, Raphael Saadiq, Lauryn Hill, Femi Kuti ve Angélique Kidjo gibi isimleri tanıyan ve dinlemeye başlayan Aşa, okul hayatı sırasında şarkı söylemeye başlıyor. Müziğe olan ilgisi aslında babasının plak koleksiyonu ile başlıyor. Babası özellikle soul klasikleri ve yerel Nijerya müziğine çok meraklı ve Marvin Gaye, Fela Kuti, Bob Marley, Aretha Franklin, King Sunny Adé, Ebenezer Obey, Lagbaja gibi müzisyenleri dinleyerek büyüyor.
Bed of Stone vokal hakimiyetinde bir albüm. Ancak arka planda etnik/ folk melodileri batılı enstrümanlarla çok güzel yorumlanmış. Naive’in o geniş sahneli, detaylı kaydı Benchmark AHB2 ve Benchmark DAC2 L kombinasyonunda gerçekten daha da keyifli bir hal alıyor. Sıcacık tonlar, detaylı enstrümanlar herşey yerli yerinde. Sahne etkisi belki daha farklı olabilirdi, ancak burada odak tamamen müzik gibi gözüküyor. Benim açımdan sorun yok!
Yaklaşık 3 hafta boyunca Benchmark AHB2 ve Benchmark DAC2 L ikilisi ile müzik dinledim. Bu aralar evde tadilat olduğu için daha doğrusu Haziran’da beklediğimiz ufaklığın odası hazırlandığı için bu süre ve dolayısıyla müzik dinlemek benim için tutunacak bir dal, bir kaçış oldu. Tadilat işleri ile uğraşmak ölüm. Özellikle akşamları çok fazla müzik dinledim, her zamankinden de fazla. Bu ikili gerçekten müzik dinlemek için tasarlanmış. Bu ikiliden keyif almak için hoparlörünüzü seçerken biraz ince eleyin sık dokuyun. Daha fazla sahne ise birinci önceliğiniz veya ışıl ışıl parlayan tizler ise seçiminizde kişisel odak noktalarınız var ise seçiminizde buna uygun yürüyün. Açıkçası Benchmark AHB2 hoparlör sürmek konusunda seçici bir ampli değil denediğim her hoparlörü rahatlıkla sürdü. Ben olsam detaylı çalan, açık tizleri olan bir hoparlör seçerdim. Detay seviyesi ve toplamda müzikal performans beni çok mutlu ederdi.
Benchmark AHB2 ve Benchmark DAC2 L makul mantıklı boyutlarda hatta küçük cihazlar. Tam benim sevdiğim gibi. Bu ikilinin üzerine örneğin Mac Mini gibi bir bilgisayar ekleyerek harika bir dijital sistem oluşturabilir ve sade kompakt bir sisteme sahip olabilirsiniz. Ancak hiç beklenmeyecek boyutlardaki sistemlerin kalbine Benchmark AHB2’yi ekleseniz inanın mutlu mesut yaşarsınız. En azından ben yaşardım. Hoparlör seçiminin ardından kablolara da yapacağınız abartı olmayan bir yatırımla harika bir sisteme sahip olabilirsiniz.
Ummadığın taş, baş yararmış tarzı bir deneyim oldu Benchmark AHB2 ve Benchmark DAC2 L ikilisi benim için. Kutusundan çıkarttığımda minicik boyutlardaki bu ikili, müzik çaldıkça büyüdü ve büyüdü. Tamam her okuyucumuz böylesine detaylı, ayrıntılı çalan bir kombinasyonu yorucu olarak hayal edebilir ancak Benchmark tasarımcıları öyle bir denge yakalamış ki, kulak kabartmanızı isterim. Gelelim fiyat etiketlerine, Benchmark DAC2 L için Mayıs 2015 itibarı ile 2.250 Dolar + KDV, Benchmark AHB2 için ise 4.000 Dolar + KDV’lik bir fatura söz konusu. Yani toplamda 6.250 Dolar + KDV. Evet bu kombinasyon çok ucuz değil ancak insana keyifle müzik dinletiyor. Dış görünüşlerine baktığınızda minik iddiasız görünen bu ikili, müziği açınca parlıyor. Hifi dünyasının çok ortalıkta olmayan noktalarından bambaşka bir tat. Alışan ve seven hayat boyu bu tarz bir sesten vazgeçemez, sevmeyen ise hayatı boyu uzak durur dediğimiz sistemler vardır ya Benchmark AHB2 ve Benchmark DAC2 L ikilisinin inceleme özeti tam olarak budur. Ben hayatımı geçiririm diyenlerdenim :)
Not: Benchmark AHB2 ve Benchmark DAC2 L incelemesinde göz atılan albümleri “buraya tıklayarak” Spotify üzerinden dinleyebilirsiniz.
Benchmark AHB2
Solid-state stereo power amplifier Output Power 100 Watts/channel into 8 Ohms, both channels driven 380 Watts Bridged Mono into 8 Ohms SNR: 132 dB A-weighted, Stereo Mode, 135 dB Bridged Mono THD+N: < -118 dB (< 0.00013%) at 1 kHz, 80 kHz LPF, at full rated output into any rated load Crosstalk Better than -115 dB at 1 kHz Frequency Response: 0.1 Hz to 200 kHz (+0/-3 dB) Input Impedance: 50 k Ohms, normal mode Dimensions 11.04″ x 3.88″ x 9.34″ (WxHxD) Weight 12.5 lbs.
Fiyat: 4.000 Dolar + KDV (Mayıs 2015 itibarı ile)
Temsilci: BL Müzik / www.blmuzik.comBenchmark DAC2 L
D/A processor/preamplifier/ Digital inputs (switch selected): 1 USB, 2 optical, 2 coaxial. Input sampling-frequency range: 28–210kHz (coaxial); 28–96kHz (optical); 44.1, 48, 88.2, 96, 176.4, 192kHz, plus DSD (USB). Jitter-attenuation method (all inputs): Benchmark UltraLock2. Analog inputs: 2 pairs on RCAs. Analog outputs: 1 pair balanced on XLRs; 2 pairs unbalanced on RCAs; . Power consumption: Fiyat: 2.250 Dolar + KDV (Mayıs 2015 itibarı ile)
Temsilci: BL Müzik / www.blmuzik.com
Bir yorum ekleyin