Triangle, Fransa’nın önde gelen 3 hoparlör üreticisinden bir tanesi. 1980 yılında kurulan firma bundan 5 yıl sonra ilk önemli hoparlörleri ile pazarda tanınmaya başlar. Ancak firmanın yükselişe geçmesi 90’lı yıllarda yaşanır. Antal, Comete gibi bugün hala üretilen modellerin yanında üst uç sınıf Magellan ile önemli bir sükse yapar. 2000’lerde bu yükseliş devam eder. Triangle 2000’lerin sonunda yaklaşan 30. yılı sebebi ile hazırlıklara başlar. Firma uzun zamandır üretimde bulunan Stratos serisinin yerine tamamen yeni tasarlanmış Genese serisini pazara tanıtır, Magellan serisi baştan aşağıya yenilenir. Esprit serisi de baştan aşağı yenilenerek meraklılara sunulur. Aslında aradan geçen uzun yıllardır firma genel karakteristik özelliklerinden vazgeçmez, tüm sürücüleri kendisi üretir, firma ile özdeşleşmiş yarı horn yapılı tiz sürücüleri kullanır. 2010 yılında firmanın 30 doğum günü anısına Comete ve Antal’ın özel versiyonları üretilir. Yenilikler bununla da kalmaz Color serisi adı altında yepyeni bir seri duyurulur. Bu seri kabin renkleri ile dikkat çekmesinin yanında Triangle’ın ürettiği yeni tiz sürücüler ve göreceli uygun fiyat etiketleri ile firmanın 30. yılını kutlamak için ürettiği ürünler olarak kayıtlara geçer.
Geçtiğimiz senelerde Goldenote firmasının sahibi ile sohbet ederken ilginç şeyler öğrenmiştim. Farklı ülkelerde farklı hoparlör renklerinin popüler olduğunu ve pazarda başarılı olmak için talep edilen renkleri de ürün portföyünde tutmak gerektiğini söylemişti. Örneğin Almanya ve Rusya pazarlarında beyaz renk hoparlörlere önemli bir talep olduğunu, Kuzey ülkelerine çıktıkça açık renk ağaç desenlerinin talep gördüğünü, Avrupa ve Amerika pazarlarında koyu kahverengi, kızıl hatta turuncuya kaçan renk seçeneklerinin genelde popüler olduğunu, Uzakdoğu pazarında ise lake kaplama seçeneklerinin talep gördüğünü biliyorum. Ülkemize dönüp baktığımda venge ve siyah renk daha popüler sanırım.
Triangle, Color serisinde şimdilik üç yakın gelecekte ise dört renk sunuyor olacak. Siyah, beyaz, kırmızı ve yakın gelecekte sarı. Ancak bir çok pazarda bu renkler fazla iddialı olacağından Color serisinin ahşap rengi modellerini de pazara sürmüş. Ahşap modellerde hoparlör kabini de daha alışılagelmiş yapıda. Color serisindeki keskin kıvrımlar, yeni hoparlörlerde daha klasik çizgilere bırakmış yerini. Hi-fi pazarının sadece ürün üretmekle kalmayıp, üretilen ürünün pazarlaması için gerekli seçenek ve hatta enstrümanların kullanılması gerektiğine dair önemli bir ipucu bu bence. Her zaman yazdığım gibi boyutu ne olursa olsun bu bir endüstri ve başarılı olabilmek için farklı stratejiler geliştirmek gerekiyor. Bir gün ülkemizden yurt dışına açılan bir firma olacak ise tüm bu konularda çözümler üretmek zorunda. Bu tarz örnekler bize ilerisi için önemli ipuçları sağlıyor. Neyse konumuza dönelim.
İşte ahşap rengi üretilen daha çok yeni iki üründen bir tanesi sıcağı sıcağına Stereo Mecmuası’nda. Yeni ürünlerin isimleri Kuma ve Zeta. Triangle’ın Türkiye distribütörü Fil Elektronik’e Kuma modelini test etmek istediğimizi ilettik ve hoparlör karargahımıza gönderildi.
Kuma, son derece derli toplu bir kule tipi hoparlör. Yaklaşık 1 metre (96,5 cm) boyunda, genişliği 27,5 cm ve eni 18,8 cm. Triangle firmasının neredeyse tüm hoparlör gamında firmanın kendisine özgü ayakları vardır. Bu ayaklara Kuma modelinde yer verilmemiş ancak alt bölümde spike’lar unutulmamış. Triangle’ın geleneksel ayaklarına yer verilmeyince hoparlör daha az yer kaplıyor gibi gözüküyor. Hoparlör üzerinde Triangle’ın yeni ürettiği tiz sürücüler var. Mid ve bas sürücüler ise Esprit serisinde kullanılan sürücülerle aynı. Kros-over’da bazı değişiklikler yapılmış. Triangle, Zeta ve Kuma modellerinin yanında Color serisinde de yeni tiz sürücülerini kullanıyor. Bu yeni tiz sürücüler alıştığımız yarı horn yapıda değiller. Metal koruma gerisindeki sürücünün üzerine firmanın logosundan alınan küçük bir çizgi konulmuş. Karakteristik tiz sürücüyü görmesiniz bile logoyu hatırlayarak hoparlörün bir Triangle olduğunu kolaylıkla fark edebiliyorsunuz.
Yeni hoparlörlerde (Zeta ve Kuma) dikkatimi geçen şeylerden bir tanesi biraz daha güçlü solid state ve push pull vakum tüplü amplilerle daha iyi anlaşması. Tabii ki binlerce euro’luk Single Ended Triode’larla bu fiyat skalasındaki bir hoparlörü kullanmak isteyen olmayacaktır ancak ben yine de zamanımın büyük bölümünü SET amplim ile eşleyerek geçirdim.
Gelelim dinleme notlarımıza,
İlk albüm Sera Una Noche’nin çok başarılı ikinci albümü La Segunda. MA Recordings’ten (M062A) yayınlanan albümün kaydı müthiş. Geniş bir alanda tek bir mikrofonla kaydedilen albümde enstrüman ayrımı sağlanması için kayıt mühendisi ve firmanın sahibi Todd Garfinkle müzisyenleri farklı yüksekliklerde ve birbirlerinden uzak yerleştirmiş. Albüm ilk albümde olduğu gibi tango, milonga ve vals gibi Güney Amerika denince akla gelen melodilerle dolu. Bir bölümü geleneksel olan şarkılar modernleştirilmiş ve farklı bir yorumla seslendirilmiş. Hem sisteminizi test etmek hemde oturup keyifle müzik dinlemek için ideal bir albüm. Kuma’yı daha önceki dinletiler sırasında -kendi sistemim açısından- optimal şekilde yerleştirmenin akabinde ortaya çıkan sahne çok hoşuma gitti. Detaylar olması gerektiği şekilde. Yen tiz sürücünün gelişiyle Triangle hoparlörü yeniden akordlamış ve bir üst seri olan Esprit’e göre daha farklı bir ses karakteri var. Belki bu durumu ilk dinleyişte anlayabilmek mümkün değil ancak ben kendi sistemimde çok uzun zamandır Esprit Es serisinden Comete’leri kullandığım için bu durumu çok rahatlıkla tespit ettim. Tizler biraz daha geri planda, mid karakteri tamamen aynı ancak bas biraz daha artmış. Bu durumu Esprit serisinin güncel sürümü Ex’lerde de tespit edebilmek mümkün. La Segunda’ya geri dönersem 17 şarkıdan oluşan albümde Nocturna, Boedo, La Roca gibi şarkılar ön plana çıkıyor. Vokaller, müzisyenlerin performansları müthiş. Harika bir albüm ve Kuma’da bunu iyi yansıtıyor.
Bir yorum ekleyin