Triangle Kuma Bölüm II

İlk Sayfaya Ulaşmak İçin Tıklayınız

John Zorn benim çok sevdiğim bir müzisyen. Adamın elini atmadığı alan yok ancak el attığı her alanda yaptığı işler müthiş. Tzadik Records bayrağı altında farklı müzisyenlerin çok ilginç çalışmalar da yayınlayan müzisyenin ben özellikle Bar Kokhba Sextet, Electric Masada, Masada, Naked City çalışmalarını seviyorum diyeceğim de aslında ne yaparsa yapsın kulak kabartmaya çalışıyorum desem yeridir. Zorn’un Book Of Angels CD’lerinden bir kısmını zaman zaman Stereo Mecmuası Müzik sayfalarında veya kendi bloğumda sizlerle paylaşıyorum. Bu kez Bar Kokhba albümünden bahsetmek isterim. Bu aslında Masada projesi için hazırlanan şarkıların yeniden düzenlenerek daha küçük yapılı toplulukların çalması için hazırlanan şarkılardan oluşan çift CD’lik bir albüm. Bir tarafıyla avant-garde caza bir tarafıyla da Ortadoğu etnik müziğine dayanan albümdeki müzisyenler göz kamaştırıcı. Kayıtta çok iyi. Avant-garde caz deyince hemen korkmayın, albüm çok uçlarda gezinen bir albüm değil, world müzik sevenlerin dahi bazı tatlar alacağı türden bir Zorn çalışması bu. Albüm “Gevurah” ile start veriyor. 25 şarkı boyunca devam ediyor. Şarkıların derinliklerinde müthiş bir detay var. Bir bakıyorsunuz Marc Ribot veya John Medeski şaha kalkmış ince ince sololarla kulaklarımıza bayram ettiriyorlar, bir bakıyorsunuz yaylı çalgılar kulağımıza yakın gelen melodileri topluca icra ediyorlar. Triangle Kuma, hemen her detayı yakalıyor ve sunum gayet dengeli. Triangle’ın yeni konsepti bir çok meraklıyı mutlu edecek gibi duruyor.

ACT plak şirketinin albümlerinden sıklıkla bahsediyorum. Genelde nordik bayan vokal albümlerini edinsem de, her zaman ilginç CD’ler yayınlıyorlar. Son dönemlerde Signature serisi adı altında fiyat etiketi makul CD’lere denk gelmeniz mümkün büyük müzik marketlerde. Plak firmasına bağlı önemli müzisyenler için hazırlanan bu seri, genelde 2 CD’den oluşuyor. Harika tasarımlı bu CD’lerin kayıt kalitesi de son derece yüksek. İsveçli gitarist Ulf Wakenius için hazırlanan CD’den bahsetmek isterim sizlere. Uzun yıllar Oscar Peterson dörtlüsünde müzik yapan Wakenius, Ray Brown üçlüsü ile de uzun zaman çalışmış. Kendi topluluğunda davulda Jack DeJohnette, saksafonlarda Bill Evans (caz müziğindeki ikinci Evans, piyanist olan ile karıştırmayın) ve Bob Berg ile yaptığı çalışmalardan, ACT’ın en önemli isimlerinden Nils Landgren gibi isimlere kadar geniş bir müzisyen topluluğu işe yaptığı çalışmalara yer verilen CD’nin içeriği de müthiş. Keith Jarreth, EST gibi önemli isimlerin şarkılarının yorumlarından etnik çalışmalara kadar uzun ve son derece keyifli bir şarkı listesi var. ACT ülkemizde Ekinoks Müzik tarafından dağıtılıyor ve Signature Edition albümler büyük müzik marketlerde de bulunabiliyor. Kuzey cazının karakteristik özelliklerini hemen fark edeceğiniz bu CD’ler Triangle Kuma ile iyi uyum sağladı.

Martha Argerich, London Symphony Orchestra (Claudio Abbado yönetiminde)-Chopin – Piano Concerto No 1 in E minor Op 11 DG 453 567-Liszt – Piano Concerto No 1 in E flat DG 453 567 (Deutsche Grammophon 139383) plağına göz atalım şimdi. Speaker Corners tarafından basılan plağın kaydı gayet başarılı. Uzun zamandır evimde kule tipi bir hoparlör bulunmadığı için ne olacağını merak ediyordum doğrusu. Daha önce ele aldığımız bu plaktan Birkaç ufak not; Martha Argerich, Arjantin’in klasik müzik dünyasına önemli hediyelerinden bir tanesidir. Kendisine özgü tuşeleri mükemmel tekniği ile günümüzün önde gelen piyanistlerinden bir tanesidir. Londra Senfoni Orkestrasını yöneten Claudio Abbado klasik müzik severlerin yakından tanıdıkları bir isim. Bilindiği gibi 80’li yıllarda Claudio Abbado Londra Senfoninin başına gelecektir. Eserler, 1968 yılının şubat ayının ikisi ile on ikisi arasında 10 günde çalınmış ve kaydedilmiş. Böylesine bir birliktelikten ortaya çıkan icra tabii ki müthiş. Triangle Kuma bu kayıtta başarılı bir performans ortaya koyuyor. Benim açımdan durum son derece ilginç. Uzun senelerdir raf tipi hoparlör kullandığım için salondaki ses son derece farklı geliyor. Ses bildiğim bir ses, genel karakterde aynı şekilde ancak baslar çok daha dolu dolu. Sahne olması gerektiği şekilde oturduğum bölgenin hemen ön tarafında oluşuyor. Hoparlörleri tam düz değil biraz açıyla konumlandırmak keyifli sonuç veriyor. Her zaman söylediğim gibi hoparlörün konumuyla uğraşmak onu optimize etmek sistemlerimizde sanki yeni bir cihaz almış gibi etki edebiliyor zaman zaman.

Bir haftayı geçen bir süre Kuma ile müzik dinledim. Triangle Kuma, Zeta ve Color serisi ile yeni bir açılım yapmış. Firma için yeni giriş seviyesi segmentini oluşturacak bu hoparlörlerde firmanın genel karakteristik özelliklerini kaybetmeden değişiklikler yapmış. Bas performansındaki artış, tizlerin bir miktar geriye doğru alınması ilk fark edilenler. Bir üst serinin bas ve mid sürücülerinin kullanımı sayesinde detay seviyesi fiyat seviyesinin gerektirdiği beklentiyi karşılayacak düzeyde. Triangle, hoparlörlerin boyutlarını mümkün olduğunca küçük tutarak yerleşim açısından da son yıllarda dünyadaki talebi karşılamaya çalışmış gibi gözüküyor. Son ekonomik krizin ardından Avrupa ve özellikle Amerika’da daha küçük metrajlı evlerin popüler olması ile hoparlör boyutlarında farklılıklar yaşanmaya başlamıştı. Firma 30. yılı dolayısıyla çıkarttığı Antal ve Comete modellerinde ise sıkı Triangle meraklılarına arzu ettiklerini vermişti. Farklılaşmayı ise bu yeni serilerde yapması bence çok doğru bir karar olmuş. Fiyatlara göz atmak gerekirse Kuma 1.000 Euro, raf tipi Zeta ise 450 Euro fiyat etiketine sahip. Bu fiyatlandırma ile bu iki model Triangle’ın giriş seviyesine oturuyor. Ülkemizde 1.000 Euro psikolojik sınırında alışveriş yapmak isteyenlerin listelerine almaları gereken hoparlörler…

Hakan Cezayirli

Triangle Kuma
Temsilci: Fil Elektronik
Fiyat: 1.000 Euro

Test Sistemi
Exposure Model VIII, Verdier Triode Spirit 2A3 amplifikatör
Audio Analog Bellini pre-amp
Ortofon T-20 step up transformer
Goldenote Koala Tube CD Çalar
Ereshkigal / Dynavector DV507MkII / Goldenote Boboli Signature