Stereo Mecmuası’nda ilk kez konuk ettiğimiz bir firma Scansonic. İlk önce firmanın geçmişine bakalım ve oradan hoparlör hakkındaki dinleme notlarına geçelim. Dantax, 1971 yılında yüksek kaliteli hoparlörler üretmek için kurulmuş bir firma. 1970’lerden bugünlere aradan geçen yıllarda hifi pazarı değişti ve firma yeni rekabet koşullarına kendisini adapte etmiş. Scansonic, grubun içinde bir alt marka olarak ortaya çıkmış. Hifi ve ev sineması pazarına yönelik hoparlörler, radyolar ve farklı ürünler ile iyi bir fiyat performans oranı ile daha geniş kitlelere ulaşmak üzere ortaya çıkan Scansonic, İskandinav tasarım anlayışının çizgilerine sahip ürünleri ile kulaklar kadar gözlere hitap ediyor.
Son dönemlerde bir çok hoparlör üreticisinin kule tipi hoparlörlerinde geleneksel kare tasarımlardan ayrılıp daha ince ve zarif tasarımlar tercih ettiğini görüyoruz. Özellikle Avrupalı üreticiler bu konuda oldukça yenilikçi yaklaşımlara sahip. Tüm dünyada dinleme odalarının metrajlarının giderek küçülmesi ve sürücülerde yaşanan gelişmeler ile daha küçük iç hacimler ile elde edilebilen tatmin edici alt frekans değerleri gibi bir dizi faktör bu trendin gelişmesini sağlıyor. Açıkçası şahsen bende bu yeni anlayışı çok seviyorum. Görsel açıdan dev gibi bir hoparlör yerine daha zarif bir tasarım eğer aynı sonuçları ortaya koyuyor ise, neden odamın ortasında koskoca bir kütle ile yaşayayım diye düşünüyorum…
Tüm bunları aklımdan geçirirken Scansonic MB-2.5’in kutusunu açıyorum. İki hoparlör tek bir kutuda geliyor ve tek kişi biraz terleyerek hoparlörlere ulaşıyorum. İlk intiba hoparlörlerin siyah kaplamasının çok şık olduğu. Hoparlör üzerinde iki farklı doku katmanı kullanılmış. Karbon fiber görünümlü ve klasik ahşap kaplama bölümler. Her iki katman birbirine çok güzel şekilde yedirilmiş ve çok şık gözüküyorlar. Hoparlör geriye doğru kavisli bir izdüşüme sahip. Bu sayede hoparlör olduğundan daha da küçük gözüküyor. Birçok meraklının salonun ortasına hoparlör kondurmak konusunda sıkıntı yaşadığı ülkemizde bu hoparlör çok sorun olmayacaktır. Hem çok şık hemde makul ölçülere sahip. Bu arada hoparlörlerin beyaz renk seçeneği olduğunu da ekleyeyim.
Hoparlörün yerleşimine başlamadan önce kutu içeriğindeki ayakları ve spike’ları yerlerine yerleştirmeniz gerekiyor. İki alüminyum bloktan üretilmiş ayak kısımlarında ayarlanabilir spike’lar var. Bunları kullanarak hoparlörlerinizi teraziye alabilirsiniz.
Hopalörün arka bölümünde bir çift bağlantı noktası bulunuyor. Gayet kaliteli gözüken konektörlere her türden kabloyu bağlayabilmek mümkün. Banana veya çıplak kablonun haricinde yan tarafından bağlantı yaparsanız spade uçları da kullanmak mümkün. Danimarkalı üretici hoparlörlerin frekans aralığını : 40 Hz ila 40 kHz aralığında vermiş. Tavsiye edilen amplifikatör gücü olarak 50W işaret edilmiş ancak bu konuya daha sonra döneceğiz.
Hoparlörü yerine yerleştirdikten sonra bir bakış atmak gerekirse oldukça farklı göründüğünü söylemek lazım. Ön ve üst bölümlerde karbon fiber kısımlar ahşap yan paneller ile uyum içerisinde gözüküyor. Alt bölümde firmanın logosunun bulunduğu ve ayrıca ayaklara ev sahipliği yapan alüminyum blok tasarıma görsel anlamda olumlu katkı yapmış. Hoparlörün tiz sürücüsü “rippon” yapıda. Kapton ve alüminyumdan üretilmiş kompozit membrana sahip tiz sürücülere 2 adet karbon fiber 4,5″ boyutunda orta/bas sürücü eşlik ediyor. Arkaya doğru hafifi eğimli bir tasarıma sahip olan hoparlörün bas refleks portu alt bölümde bulunuyor.
Scansonic MB-2.5 ile alakalı en önemli eksiklik sürücüler için herhangi bir toz koruması kapağına ve çözümüne sahip olmaması. Ribbon tiz sürücü kendi korumasına sahip, karbon mid/bas sürücülerde oldukça sağlam gözükse de, temizlik kazası korkusu yaşayan veya çocuk sahibi okuyucularımız açısından bu önemli bir eksiklik olacaktır. Hoparlörleri salonuma kurduğuma göre farklı amplifikatörler ile denemelere başlayabilirim.
Bir yorum ekleyin