Rega Brio R

Rega firmasını 1973 yılında Roy Gandy ve ortağı Tony Relph’nin birlikte kurdular. Firmanın ismi ikilinin soyadlarının baş harflerinden türedi. Relph’in RE’si ve Gandy’nin GA’sı. 1973 senesinde ilk üretim denemelerini yapmaya başlayan firma, ertesi sene ilk ürünlerini satmaya başlamıştır. İlk ciddi başarılarını 1975 yılında ürettikleri Planar 2 modeli ile kazandılar 1980’lere kadar ufak atölyelerde çalışan firma 1980 yılında şu an da kullanmaya devam ettikleri üretim tesislerini İngiltere’nin Essex kentinde kurar. İlk dönemlerde özellikle pikap konusunda üretim yapan firma daha sonraları birçok ses cihazının üretimine başlar. Firmanın amacı daha en başta her sistem bileşeninden üretmektir, fakat bu hedeflerine 1990’lı yıllarda ulaşırlar. Bu maddeyi biraz değiştirerek Wikipedia’dan aldım. Aslına bakarsanız bu maddenin girişi Wikipedia’ya ben yazmıştım. O dönemlerde bir Wikipedia yazarıydım ve hedefim elimden geldiğince tüm önemli hifi firmalarının kısa tarihçelerini yazmaktı. Aradan seneler geçti şimdi Stereo Mecmuası’nda yazıyorum. O geleneği hemen her inceleme de devam ettirmeye çalışıyorum. Her incelememizde mutlaka firmanın eğer bulabilirsek bir kısa tarihçesini yayınlıyoruz.

Stereo Mecmuası’nda Rega ile ilgili en çok yazı firmanın en iddialı olduğu alanlardan birisi olan pikap ve pikap kolları ile alakalıdır. Ancak zaman içerisinde firmanın bir çok ürününü forumlarımızda tartışma fırsatımız oldu. Bu kez konuğumuz Brio R. Okuyucularımız hatırlayacaklardır, daha önceki modelini kısaca incelediğimiz bir inceleme yayınlamış ve ampliyi oldukça beğenmiştik. Özellikle de hifi dünyasına giriş etiketi taşıyan fiyatını göz önüne aldığımız zaman çok başarılı bulmuştuk.

Bakalım Rega tasarımcıları yeni Brio ile bu başarıyı devam ettirmişler mi?

Yeni Rega Brio R, Timpani tarafından elime ulaştırıldığı zaman hemen kutusunu açıp bir göz atmak istedim. Rega yeni Brio’nun boyutlarını oldukça küçültmüş. Daha önce DAC’larında uyguladıkları tasarımı yeni Brio’ya taşımışlar. Bu kompakt tasarımlar son yıllarda oldukça popüler hale geldiler. Az yer kaplamaları en önemli avantajları. Bunu yaparken performanstan ödün vermemeleri de bir avantaj. Tabii ki her kompakt cihaz için aynı şeyleri söylemek mümkün değil. Ancak geniş kitlelerin tanıdığı markalarda bu duruma çok dikkat ediliyor. Rega tasarımcıları da bu kompakt yapılı tasarım için masa başında bayağı çalışmışlar.

Rega performanstan ödün vermemek için ilk kez bu amplifikatör için özel bir çıkış katı tasarlamış. İlk önce bir deneme olarak ortaya çıkan bu yeni çıkış katı, aralarında Roy Gandy’nin de bulunduğu Rega çalışanları tarafından çok beğenilmiş. Deneme olarak başlayan tasarımdan alınan olumlu sonuçların etkisiyle gelişim süreci hızlanmış ve Rega Brio R ile ilk kez meraklılarla buluşan bu yeni tasarımın ilerleyen dönemlerde tüm Rega ürünlerine uygulanmasına karar verilmiş.

Amplifikatörü kutusundan çıkartırken ağırlığı hemen dikkat çekiyor. Bunun sebebi içerisinde kullanılan transformatöre bayağı özenilmesinden kaynaklanıyor. Tasarım oldukça sade. Alüminyumdan üretilmiş şasinin üst bölümü Rega elektroniklerde görmeye alışkın olduğumuz içeriye doğru hafif eğilimli yapıda. Bu son yıllarda Rega tasarımlarının vazgeçilmezi durumunda ve tasarıma zerafet katıyor. Amplinin ön yüzünde açma/kapama düğmesi, ses şiddetini kontrol eden düğme ve kaynak seçici yer alıyor. Kaynak seçiciye basarak girişleri birinci sıradan itibaren birer birer arttırabiliyorsunuz. Önyüzde ayrıca kumanda alıcısı bulunuyor. Bu arada amplinin siyah ve gümüş renk seçenekleri bulunuyor. Ben inceleme için gümüş rengini tercih ettim. Kompakt tasarım ile bu renk benim çok hoşuma gidiyor.

Brio R, ile diğer Rega cihazlarını da kontrol edebilen bir uzaktan kumanda geliyor. Tabii ki metal şasi içerisinde özel bir uzaktan kumanda beklemeyin. Basit bir kumanda ve işlevini sorunsuz şekilde yerine getiriyor.

Amplinin arka kısmında ise toplam 5 adet giriş bulunuyor. Bu girişlerden ilki pikap katına ayrılmış. MM ve yüksek çıkışlı MC iğneleri destekleyen pikap katını ayrıca mercek altına alacağım. Böylesine küçük yapılı bir ampli üzerinde çıkışa yer verilmesi de hoş bir düşünce. Benim gibi kasetçalar veya manyetik bant çalar kullanıyorsanız bu çıkışlar olmaz ise olmazdır. Rega tasarımcıları bu ayrıntıyı atlamamışlar. Giriş ve çıkışların yanında hoparlör çıkışları ve elektrik girişi yer alıyor.

Amplinin küçük yapısından dolayı pikabın topraklamasına şasinin altında yer verilmiş. Sisteminizi kurarken ilk önce bu bağlantıyı yaparsanız hiçbir sorun olmuyor. Pikap kullanıcıları amplifikatörlerini ilk kez kurarken bu konuya dikkat etsinler.

Amplinin küçük tasarımından dolayı dikkat edilecek ikinci nokta ise hoparlör bağlantıları. Eğer standart dışı bir elektrik kablosu kullanmayı planlıyorsanız yengeç tipi bağlantılar kullanan hoparlör kablolarını takarken biraz zorlanabilirsiniz. Bu yüzden baştan banana olarak tabir edilen hoparlör bağlantılarını kullanırsanız çok daha kolay hareket edersiniz. Böylelikle istediğiniz türde bir elektrik kablosunu da söküp takarken sıkıntı yaşamazsınız. Bildiğiniz gibi bu tarz elektrik kablolarının konektörleri oldukça kalın oluyor. Banana kullandığınızda her türlü elektrik kablosunu söküp takmak için daha fazla yeriniz oluyor.

Rega Brio R’yi kutudan çıkartır çıkartmaz ilk önce ProAc Tablette hoparlörlerime bağladım. Bunlar küçük boyutlarına rağmen sürmesi pek kolay hoparlörler değiller. Biliyorsunuz ben küçük bir monitör ve Brio R gibi kompakt yapılı bir amplifikatör ile çok yer kaplamayan sistemleri pek seviyorum. Bu yaklaşımı sempatik buluyorum. Avrupa’da olduğu gibi ülkemizde de daha küçük metrajlı evler artık daha fazla ilgi görüyor. Böyle evlerde devasa ses sistemlerini koyacak yer olmuyor. Kompakt yapılı sistemler kesinlikle hayat kurtarıcılar.

İlk olarak ProJect Debut pikabımı MM girişine bağladım ve bilgisayarımı da Brio’ya bağladım. Bu sistemi ilk izlenimleri edinmek ve yeni bileşenleri hifi deyimi ile pişirmek için kullanıyorum. Kritik dinlemelerde ise asıl sistemimi tercih ediyorum. Rega Brio daha ilk dakikalardan itibaren dikkatimi çekmeyi başarıyor. Ambalajından yeni çıkarttığım bir amplinin bu kadar keyifli çalması çok sıklıkla rastladığım bir durum değil. Bu basit sistem gerek elektrik, gerekse de akustik hiçbir ekleme yapılmamış bir sistem. ProAc’lardan odaya süzülen ses gayet dikkat çekici ki, bu küçük hoparlörleri aslında bir stand üzerinde dinlemek gerekli. Sistem insanı müziğin içerisine sokacak şekilde çalıyor. Detaylar yerli yerinde ancak müziğin bir bölümü öne çıkmıyor, dengeli ve müzikal bir ses.

Kenny Burell’ın tüm caz gitarı sevenlere tavsiye edeceğim “Guitar Forms” albümünü ele alalım. Aslında hemen herkesin koleksiyonunda eminim ki Burell”ın “Midnight Blue” albümü vardır. Farklı bir tat için “Guitar Forms” harika bir seçenek. Albüm meşhur “Midnight Blue”tan hemen bir yıl sonra yani 1964 yılında yayınlanıyor.

İkinci Sayfaya Ulaşmak İçin Tıklayınız>

Tags: