1970 İzmir doğumluyum ve İzmir’de yaşamaktayım. AÜ DTCF Antropoloji bölümü mezunuyum ve bir kamu kurumunda çalışıyorum. Stereo Mecmuası forumlarında ionian takma adıyla yazmaktayım. 1987 yılında, Çankaya’daki ünlü Onur İşhanı’ndaki elektronikçilerden toplanan malzeme ile stereo bir ampli ve bir çift iki sürücülü hoparlör yapmıştı kendine kuzenim. Çok istediğim için aynı sistemden bir de benim için yapmıştı. Bir oto teybi bağladığım bu ilk ses sistemimi uzun süre çok büyük keyif ile kaset dinlemek için kullandım. Ses olarak güçlü ama son derece sıradan malzemeler ile oluşturulan bu ilk sistemimde Pink Floyd’un The Wall albümü ile Led Zeppelin IV albümünü dinlerken aldığım hazzı unutamam.
Üniversite dönemi ve sonrasında uzun bir süre ses sistemi edinemediğim dönem AIWA bir walkmen ve SONY kulaklık ile geçti. Ta ki 2007 yılında Stereo Mecmuası sayesinde Hi-Fi ile tanışıp, içimdeki iyi müzik dinleme ateşi tekrar yanana kadar…
2- Sistem bileşenlerinizi yazınız. Lütfen yaptığınız iyileştirmeleri, odanızda veya sisteminizde kullandığınız tweak’lerden bahsetmeyi unutmayın.
Şu an sistemimde ampli olarak, üzerinde pikap ön yükselteci de bulunan Rega Brio3 kullanmaktayım.
Benim sistemimin dijital tarafı, klasik CD çalıcılı sistemlerden oldukça farklı ve ilginç diyebilirim. Sistemin dijital tarafında CD çalıcı kullanmıyorum. Onun yerine tamamen özel oluşturulmuş bir bilgisayarı ve pro audio sınıfında üst düzey bir PCI ses kartını kaynak olarak kullanmaktayım. Kaynak konusunun transport tarafında, sistemin ses performansını en üst seviyeye çıkarmak amacıyla TransportPC olarak da adlandırılan ve parçaları, işletim sistemi özel seçilerek değişiklikler yapılmış bu özel bilgisayar, sadece ses sisteminin bir parçası olarak kullanılmakta. Üzerinde, agresif şekilde modifiye edilmiş Windows XP Pro işletim sistemi bulunmakta. Bu şekilde oluşturulmuş bir bilgisayarda en iyi ses performansı için özel yazılmış olan cPlay adlı müzik çalıcı bir yazılım kullanmaktayım. TransportPC’den herhangi bir DAC cihaza coaxial bağlantı amacıyla veya doğrudan ampliye analog çıkış amacıyla E-MU 1212M PCI bir ses kartı kullanıyorum. Dijital müzik arşivimin tamamı flac formatında dışarıda normal bir hard diskte durmakta ve bu disk SATA kablo ile anakarta bağlanmakta. Şu an için analog çıkış olarak 1212M PCI ses kartının analog çıkışlarını kullanmaktayım. Aldığım ses kalitesi nedeniyle, üst düzey bir DAC edininceye kadar giriş seviyesi bir DAC almayı şimdilik düşünmüyorum. TransportPC’de klavye, CD-ROM kullanılmıyor. Uzaktan kumanda olarak kablosuz bir fare kullanıyorum. Arşivi, uzatma monitör kablosu ile dinleme noktama konumlandırdığım 17” bir monitör ile kontrol ediyorum. TransportPC’yi iki adet güç kaynağı besliyor. Biri sadece 24pin girişli anakart devresini, kasa dışında duran diğeri ise anakart 12V girişi ile dışarıda duran arşiv diski, kasadaki sistem diski ve USB portun güç girişini beslemekte. TransportPC’nin, bir hifi sistemdeki ses performansı açısından, dijital kaynak konusunun transport kısmı için çok çok üst bir nokta olduğunu düşünüyorum ve dinleyenlerden de genellikle bu yönde yorumlar almaktayım.
Dijital kaynak olarak kullandığım TransportPC ile ilgili daha detaylı bilgileri merak edenler için Stereo Mecmuası sayfalarında güzel bir rehber ve mecmua forumlarında da uzunca bir başlık bulunmakta.
Sistemimin analog kısmı ise Pro-Ject Debut III (Tonearm kablosu cardas), Goldenote Babele MM Cardridge, Turntable Cork Mat şeklinde. Pikabın kendi ara kablosunu ve Brio3’ün phono katını kullanmaktayım.
Hoparlörlerim ise bir çift Goldenote A6 Walnut. Altlarında masif ahşap bir plaka kullanıyorum. A6’lar abartısız alt frekanslara sahip çok açık ve detaylı çalan hoparlörler.
Sadece amplide Lookab Prinilius marka özel bir güç kablosu kullanmaktayım.
Hoparlör kablosu olarak çift kat halinde Kimber 4TC, ara kablo olarak da Black Rhodium Prelude bulunmakta. Bu kabloları iki kat halinde saf pamuk ipliği ile sararak kılıf içine aldım. Sesteki olumlu değişimden çok memnunum. Seste gövde ve eforsuzluk hissi pamuğun belirgin etkilerinden ilk göze çarpanlar diyebilirim.
Sistemi masif huş ağacından bir sehpa üzerinde tutuyorum. Özellikle ahşap bir sehpa arayanlar için IKEA’da hazır satılan bu sehpa hem çok kullanışlı hem de ahşabın doğallığından ve de rijit yapısından dolayı sese etkisi olumlu yönde belirgin. Sehpanın ayaklarının altında dört kat mantar plakalar bulunuyor.
Ayrıca ampli ve TransportPC’nin altında da titreşim sönümleme amaçlı olarak, bir arkadaşımızın bir ara özel imal ettiği ve Murdost adını verdiği üçer adet ayak kullanıyorum. Bunların da sisteme olumlu etkisini net olarak hissedebiliyorum.
Dinleme mekanım ise, yaklaşık 26m’lik L bir salonun gene yaklaşık 20m’lik bir bacağı şeklinde.
3- Sisteminizi oluştururken nelere dikkat ettiniz, sisteminizi oluşturmanızın hikayesini okuyucularımıza biraz anlatın.
Genel olarak gerçekçi, buradaymışlık hissi veren, açık ve detaylı aynı zamanda da kulağı yormayan ses özelliğine sahip bir sistem oluşturmaya çalıştım. Şu anki sistemimin büyük oranda bunu sağladığını düşünüyorum. Sistemimi oluştururken, en çok bileşenlerin fiyat/performans oranına dikkat etmeye gayret ettim. İlk sistemim modifiyeli bir TA-10.1 ampli ve Cabasse Jersey 221 hoparlörlerden oluşuyordu ve fiyatına göre gerçekten çok güzeldi. Şimdiki amplim Brio3’ün de fiyatına göre sesi beni sistemimi her açtığımda tekrar şaşırtmakta. Bir sistemde kaynağın, performansı belirleyen belki de en önemli bileşen olduğunu düşünüyorum. İstediğim ses kalitesine çıkabilmem için iyi bir CD çalıcı almam gerektiğini biliyordum. Fakat bütçem buna izin vermiyordu. Bilgisayarlar ve bileşenleri hakkındaki bilgi ve tecrübelerim ışığında, pahalı CD çalıcılara göre çok daha makul fiyatlara çıkan özel bir TransportPC ile çok çok iyi bir ses alınabileceğini internetteki çeşitli örnek uygulamaları incelediğimde düşünmeye başladım ve bilgisayar tabanlı bir sistem oluşturmaya karar verdim ve sonuç beni çok mutlu etti.
4- Sisteminizde gelecekte nasıl değişiklikler planlıyorsunuz.
Şu an için ilk fırsatta sisteme gelen güç hattını bağımsızlaştırmak istiyorum. Ayrıca ampli için ve TransportPC için iyi bir güç kablosu almayı planlıyorum. Bu arada belirtmek isterim ki çocukluğumdan beri içimde her zaman bir plak dinleme arzusu ve sempatisi vardı. Sistemimin analog tarafı, şimdilik giriş seviyesinde olsa da çok sınırlı sayıdaki plaklarımı dinlemek için sabırsızlıkla oluşturuldu ve şu anki haliyle bile bana çok büyük keyif veriyor. Sanırım ileride analog bileşenlerde değişikliğe gideceğim. Bu arada piyasaya neredeyse her ay yeni bir DAC çıkıyor. Ben de iyi bir DAC terfisi için beklemedeyim. İyi bir DAC ve iyi bir pikap bundan sonraki adımım olabilir. Bu arada daha ileride üst seviye bir transistörlü ampli mi yoksa lambalı bir amplimi kararını henüz verebilmiş değilim. Ama lambalı amplilerin sıcak sesini çok sevdiğimi söylemeliyim.
5- Ne tarz müzikler dinlemekten hoşlanırsınız, arşiviniz müzik türlerine göre nasıl bir dağılım gösteriyor. Arşivinizi hangi formatlarda topluyorsunuz.
Çeşitli müzik türlerinden hoşlandığım örnekleri tekrar tekrar dinlemeyi çok severim. Ama tam bir Pink Floyd hayranı olduğumu söylemeliyim. Ayrıca vurmalı enstrümanların kullanıldığı yerli ve yabancı folk tarzdaki albümleri çok seviyorum. Öte yandan J.S. Bach’ın Florin Paul yorumu ile Partiten albümü beni inanılmaz derinden etkiliyor, çok seviyorum. Aynı şekilde Ivan Moravec yorumu ile Chopin nocturn’leri çok hoşlandığım eserler. Türsel olarak bir kaç sıralama yapmam gerekirse:
– Rock (Pink Floyd, Led Zeppelin, Jimi Hendriks, vb)
– Caz (Miles Davis)
– Klasik (J.S. Bach, Chopin)
– New Age (Jean Michel Jarre, Vangelis, Andreas Vollenweider, vb.)
– Latin Folk (Cesaria Evora, Lila Downs, Ibrahim Ferrer, Lhasa,
– Yerli Vurmalılar (Yarkın Ritm Grubu, vb.)
– Greek Folk
Tüm CD’lerim flac formatında hard diskte bulunuyor. Plak arşivim ise yeni yeni oluşmakta. Genellikle seçkin kayıtları satın almaya çalışıyorum. Bundan sonra ağırlığı plak arşivine vereceğim.
6- Son olarak en sevdiğiniz 5 albümü okuyucularımızla paylaşmanızı rica edelim.
Sıralama yapmak çok zor. Ama ilk aklıma gelenleri yazayım.
– The Dark Side Of The Moon – Pink Floyd
– Oxygene – Jean Michel Jarre
– Partiten – J.S. Bach (Florin Paul)
– Bitches Brew – Miles Davis
– Mustafa Kandıralı – Mustafa Kandıralı (Klarnet Taksimleri)
Bir yorum ekleyin