Asım Uysal Stereo Sistemi

Asım Uysal, 1957 yılı İzmir, Karşıyaka doğumluyum, ODTÜ mezunu bir elektronik mühendisiyim. 1995 yılında kurulmuş ve ses sistemleri üzerine çalışma alanı olan Sigma Elektronik Sanayi Ltd. Şti’nin şu anda sahibiyim. Ankara’da yaşıyorum. Çocukluğumdan beri klasik müzik yaşamımda önemli bir yer tutuyor. Lisede iken, amatör olarak başladığım elektronik merakı ile birlikte, kendiliğinden başlamış oldu, HiFi ile tanışıklığım…

2- Sistem bileşenlerinizi yazınız. Lütfen yaptığınız iyileştirmeleri, odanızda veya sisteminizde kullandığınız tweak’lerden bahsetmeyi unutmayın.

Thorens TD550 plak okuyucu,
Thorens TP125 (DaVinci imalatı) 12” kol,
London Reference kafa,
Thorens Stabilizer dengeleyici,
Thorens TEP302 Pikap Önyükselteci,
Black Rhodium Aria DCT++ Pikap Önyükselteci – Önyükselteç ara kablosu (RCA uçlar Eichmann)
ATC CA2 Önyükselteç,
Black Rhodium Oratorio DCT Dengelenmiş 2m çift, önyükselteç – aktif hoparlörler ara kablosu (XLR uçlar Neutrik),
ATC SCM20A-2 “Active 20” Aktif Hoparlörler,
Epos ST12i Hoparlör Sehpası,
Revox B77 MK2 2 Track / 2 Channel, 15 – 7,5 ips Makaralı Teyp,
Black Rhodium Prelude Teyp giriş-çıkış ara kabloları,
Creek Destiny CD Okuyucu,
Black Rhodium DCT Illusion CD okuyucu – önyükselteç ara kablosu,
Avaturn ayaklar (CD okuyucu ve Pikap önyükselteci altında),
Manyetik yüzdürücü ayaklar (Önyükselteç altında)
Atacama Elegance Raflı Cihaz Sehpası,
Black Rhodium Avenger DCT++ Güç Kabloları (aktif hoparlörler için)
Black Rhodium Knight DCT++ Güç Kablosu (önyükselteçler için)
VooDoo Süzgeçli Güç Kablosu (CD okuyucu ve pikap beslemesi için)

Salonun dinleme bölümünde, hoparlörlerin arka köşelerine attığım elyaf minderler orada kaldılar, sanırım bas tuzağı oldular… Son olarak hoparlörlerin sırtının dönük olduğu duvarın orta yerine, değerli sanatçı Filiz Otyam’ın bir dokuma çalışmasını astım, mükemmel oldu… Kurulumun besleme hattı ve topraklaması bağımsız. Prizler LeGrand. Kabloları, pek özel olmayan şeylerle yerden kaldırmış durumdayım..

3- Sisteminizi oluştururken nelere dikkat ettiniz, sisteminizi oluşturmanızın hikayesini okuyucularımıza biraz anlatın.

Olabildiğince canlı gibi duyumsanabilecek bir müzik ayrıntısı ve doğal bir sahne oluşumu yakalamaktı, sanırım amaç, her daim. Hikaye pek uzun ama bence çok ilginç değil. Yaşım az değil, bu yaşa kadar değişik sınıflarda muhtelif kurulum bileşenleri geldi, geçti. Orta düzey bütçeli bir müzik dinleme meraklısı olduğumu düşünüyorum. Dolayısı ile benim edineceğim kurulum da orta sınıf bir kurulum olacaktı, aslında hep de öyle devindim, durdum. Ancak sanırım son yıllardaki en etkili gelişmeleri, sahibi olduğum şirketteki temsilcilik çalışmaları sayesinde, aslında orta düzey bütçeli bir kullanıcının görece olarak daha zor elde edebileceği ürünlere, konumum itibari ile daha kolay erişmebilmekle elde ettim, ve sanırım, en azından bana göre, bazı kurulum bileşenlerim orta – üst düzeylere çıktı, gibime geliyor… Şöyle bir yakın geçmişe dönüp baktığımda görüyorum ki, şirket için çalışabileceğim üreticileri araştırırken, ilkelerim doğrultusunda çalışabileceklerimden boşta bulabildiklerimle çalışmaya başlamışım ve onların ürünleri ile müzik dinleme kurulumumu geliştirmeye çalışmışım hep… Sanırım ticari olarak çalışabileceğim üreticileri seçerken, kendime de, kendi tercihlerimce bir müzik kurulumu oluştrabilmeyi de düşünmüşüm, şımarıkça… Her ne hal ise, şu anda bir müziksever olarak müzik kurulumumdan memnunum, ne diyeyim…


4- Sisteminizde gelecekte nasıl değişiklikler planlıyorsunuz.

İyileştirme ve yenileme tasarlamamaya çaba gösteriyorum, bunun için mücadele ediyorum, tabiri caiz ise… Halen edinmiş olduğum ve çılgınca edinmeyi sürdürdüğüm, dinleyecek ne çok plağım var, onları bir an önce ve döne döne dinlemeliyim, düşüncesini öne çıkarmaya gayret edip, kurulum geliştirme kaşıntılarımı bastırmaya uğraşıyorum… Ama şirkette elime geçen “fırsat”ları, şımarıkça denemeden de edemiyorum… (Hala bazı kablolarla uğraşabilirim, gibime geliyor… Daha sonra, neden olmasın, pikap kolu, daha önce pikap önyükselteci, .. Yok, yok, böyle kalsın, karıştırmamalıyım kafamı…)

5- Ne tarz müzikler dinlemekten hoşlanırsınız, arşiviniz müzik türlerine göre nasıl bir dağılım gösteriyor. Arşivinizi hangi formatlarda topluyorsunuz.

Klasik Batı Müziği… Değişik ortamlarda her zaman dile getirdiğim gibi, iflah olmaz bir klasik müzik hastasıyım. Caz, klasik müzikten sonra sıralamaya sokabildiğim en temel tür. Tabii, zamanında kıytırık bir icracısı olduğum, latin halk müziklerini de sıralamaya hemen almam gerekir. Bunun dışında, orkestra ağırlıklı film müzikleri de benim sıralamama girebilecek türlerdendir.. Dağarım plak ağırlıklı, sanırım son zamanlarda LP sayısı 1400’ü aştı… Elim nadiren onlara gitse de, işte aşağı yukarı 600 civarında da CD dağarım var … LP’lerin kabaca 1200’ü klasik, 120 kadarı caz, kalanı da diğer andığım türlerdendir… Ha, umutmadan, zaman zaman eski usül, kendim edinemeyip dostlardan bulabildiğim LP’leri, yüksek hızda (15 ips) ve 2 izli olarak makara bantlara kaydedip, zaman zamankeyifle dinliyorum, çoğunlukla yeni basım eski caz albümleri bunlar… Makaralar da birikiyor, böylece…

6- Son olarak en sevdiğiniz 5 albümü okuyucularımızla paylaşmanızı rica edelim.

-Beethoven’ın tüm senfonileri, özellikle de altıncı ve yedinci, Kurt Masur yönetimindeki Leipzig Gewandhaus Orkestrası yorumları, Philips 6747 135, 9 LP kutusu
-Mozart’ın Requiem, Karl Böhm yönetimindeki Viyana Filarmoni Orkestrası ve Viyana Devlet Opera Korosu yorumu, Deutsche Grammophon 2530 143, LP
-Tchaikosky’nin altıncı, “Pathetique” senfonisi, Mariss Jansons yönetimindeki Oslo Filarmoni Orkestrası yorumu, Chandos ABRD 1158, LP
-Bach’ın solo keman için partita ve sonatları, Arthur Grumiax’un efsane yorumları, Philips 6768 017, 3 LP kutu
-Bruckner’in tüm senfonileri, Bernard Haitink yönetimindeki Concertgebouw Orkestrası yorumları, Philips 6717 002, 12 LP kutu

..doğrusu ne sıralama yaparsam yapayım, her halikarda bir haksızlık hissediyorum..