Elektro-Mess-Technik veya hepimizin bildiği ismiyle EMT, özellikle yayıncıların kullandığı pikaplar ve profesyonellere yönelik ekipman üreten bir firma. Şahsım adına EMT ismini duyduğum zaman bile heyecanlanırım. EMT tasarımcıları, hemen her pikap meraklısı gibi benim de ilgi duyduğum hatta hayranı olduğum bazı tasarımlara imza atmayı başarmıştır. EMT’yi EMT yapan ürün grubu, pikaplar olsa da, kollar, pikap iğneleri, elektronikler derken 75 yıllık tarihinde bir çok önemli ürünü meraklılara sunmuşlardır. Türkiye’de yaşayınca EMT ekipmanına ancak TRT gibi eski kurumlarda denk gelebilmek mümkün oluyordu. Zaman içerisinde Fil Elektronik, markanın mümessilliğini alınca üretimi devam eden her EMT ürününü kurcalama, deneme ve dinleme fırsatı buldum. Firmanın yıldönümü için tasarladığı JSD 5 ve JSD 6 iğnelerinden, “T”, “X” “O” serilerinden efsanevi TSD 15, özel kullanım amaçlı TMD 25/TND 65 iğnelerine, farklı varyantları olan Model 997 veya nam-ı diğer Banana kollara ve yine kendi efsanesini oluşturmuş JPA-66’ya kadar bir çok ürününü yakından tanıma fırsatı buldum.
Herşey iyi hoştu ancak EMT’nin güncel ürün yelpazesinde ne yazık ki pikap olmadığı için listede önemli bir eksiklik kalmıştı! Bundan 2-3 yıl kadar önce bir arkadaşımın evinde EMT 948 pikabı dinlemekte nasip olmuştu. Tabii bu misafir olarak kısa bir süreli bir dinletiydi. Bu ayaküstü deneyimden aklımda kalanlar; tank gibi üretilmiş bir şasi, neredeyse sonsuz ayarlar yapılabilecek karmaşık elektronik devreler idi. Ses deneyimi konusunda fazla bir şey söylemem doğru olmaz. Sistemdeki bir çok komponenti tanımıyordum ve kısa bir süre içerisinde Thorens TD-124, Technics SP-10, Garrard 301 ve 401 dinleyince beynim iflas etmişti neredeyse!
Şimdi işin hikaye tarafına bir ara verip ilk önce EMT tarihçesine bir bakış atalım. Daha sonra 948 pikaba geri döneceğim…
Wilhelm Franz, Bremen’de 1913 yılında doğmuştu. İlk firması olan Elektromesstechnik Wilhelm Franz K.G.’yi 1938 yılında kurdu. İki yıl sonra kardeşi Walter firmaya ortak oldu. Bu dönemlerde İkinci Dünya Savaşı başlamıştı. 1943 yılında müttefiklerin bombardımanları Berlin’i vurmaya başlayınca ağabey kardeş firmalarını ilk önce Schuttertal kentine, savaşın bitmesinden sonra ise Lahr kentine taşıdılar. Ok başı şeklindeki logolarını bir elektronik devresindeki elektrik sinyali kapısından esinlenerek tasarlamışlardı. Elektromesstechnik ismindeki kalın harfleri birleştirince EMT kısaltması oluştuğunu da ekleyeyim…
Savaşın sonrasında Wilhelm Franz, “Rundfunktechnisches Institut” yani Yayın Tekniği Enstitüsünden Dr. Walter Kuhl ile beraber çalışarak ilerleyen yıllarda efsane olacak “927” pikabı tasarlad. 1951 yılında tanıtılan “927” etkileyici bir pikaptır. İnanılmaz büyük olan pikap aynı zamanda anormal boyutları olan platosu ile tanınır hale geldi. Aslında bu plato 16″ çağındaki plakları çalabilmek için gerekliydi. Pikap dönemi için çok yenilikçi bir tasarım anlayışına sahipti. Devasa platosu çok güçlü bir elektrik motoru ile idler-wheel sistemi ile çevriliyordu. Pikap, Danimarkalı Ortofon tarafından üretilen bir kol ve iğne ile pazara sunulmuştu. Pikabın platosuna işlenen stroboskop ile 927’nin detaylı hız ayarı yapılarak çok kısa zaman içerisinde optimal hızlara ulaşması sağlanabiliyordu. 927’nin zaman içerisinde farklı varyasyonları üretildi. “927A” üzerinde iğnenin plak izleri üzerindeki pozisyonunu gösteren optik bir sisteme sahipti. “927D” özel olarak tolerans değerleri çok düşük olan nadide üretimler idi ve laboratuvar ortamında kullanılmak üzere tasarlandılar. “927F” ikinci bir kol takılabilecek şekilde tasarlanmıştı ve ilk stereo model olan “927st” serinin son varyasyonuydu.
Zaman içerisinde 16″ plaklar ortadan kaybolmaya başladı. Bu durumda 44cm çapındaki platoya sahip “927” biraz fazla iddialı bir pikap olarak görünür hale gelmişti. Ayrıca zaman içerisinde son kullanıcılardan veya dönemin odyofillerinde de EMT pikaplara yönelik bir talep oluşmuştu. Wilhelm Franz, 927 kadar mükemmel olacak ancak daha küçük yapıda bir pikabı tasarlamaya başladı.
1956 yılında “EMT 930” ortaya çıktı. Yine oldukça büyük bir cihazdı. Ancak 927 kadar abartı ölçülere de sahip değildi. Abisindeki bir çok özelliği daha küçük bir şasi üzerinde sunuyordu. Yine metalden dökülmüş bir şasiye sahipti. Kunststoff’ adı verilen bakalit bir kontrol kartı vardı. Yine idler-wheel tasarımı ile platosunu döndürüyordu. Plato yine devasa ağırlıklardaydı ancak çapı küçültülmüştü. Tıpkı abisi gibi bol bol bakım isteyen bir mil sistemine sahipti. Pikabın bir çok mekanizması “927”den ödünç alınmıştı, çalma, durdurma, fren mekanizmaları ayrıca devir kontrolü “927” modeli ile birebir aynıydı. Pikap içerisinde bir de pikap katı bulunuyordu. Mono yapıdaki “139” lambalı pikap katı çok beğenilmiş ve zaman içerisinde “kült” sınıfına oturmuştu. Yeni EMT pikabı çok sevildi ve ok başlı logosu özellikle radyo istasyonları ve plak endüstrisi tarafından Alman mühendisliğinin alamet-i farikası olarak nitelendirilmeye başlandı.
1950’lerin sonunda mono plak çağının sonuna gelindiğinde EMT “927” ve “930”larda kollar ve bazı elektronik devreler değiştirilerek pikaplar stereo çağına hazır hale getirilebiliyordu. Bu yıllarda Alman Studer grubuyla ortak hareket edilmesi kararı alındı ve bu ortaklığın sonucunda çeşitli projelerde Studer / Revox / EMT işbirliği ile görüldüler. Bu dönemlerde firma Almaya’da “EMT-Kurier” diğer ülkelerde ise “EMT-Courier” adlı bir dergi yayınlamaya başladı. Günümüzde bu dergiler deli tutarlara satılıyorlar.
1960’ların sonlarında EMT, Japon üreticilerin muhteşem pikapları ile mücadele etmek zorunda kalır. Bu dönemlerde acil şekilde uygun fiyatlı bir pikap pazara sunmak istemeleriyle Thorens ile işbirliği yaparlar ve “TD125” pikabın bir varyasyonu olan “928” ortaya çıkar. Bu pikapta mekanik olarak Thorens parçaları kullanılırken, EMT tasarımcıları elektronik aksam ve özellikle de pikap katı özelleştirilmiş şekilde pazara sunarlar. Bu dönemde efsanevi “929” kolda ortaya çıkar.
1970’lerin sonlarında direct drive teknolojisi Japon üreticiler tarafından neredeyse mükemmelleştirilmiştir. Özellikle Technics SP-10 bir devrim olarak ortaya çıkmıştır. EMT bu yıllardayine efsane olacak “950” modelini pazara sunar. Yine EMT’nin pikaplara bakış açısını yansıtan son derece karmaşık elektronik tasarıma sahip, müthiş bir pikap ortaya çıkmıştır. 1976 yılından EMT 950 pazara sunulur. “950” pazara sunulduktan sonra çok ilgi çekmesine rağmen çok pahalı fiyat ile ulaşılması zor pikap olur.
Firma, gelen talepler üzerine 1979 yılında “950” modeli için geliştirilen teknolojileri “948” modelinde basitleştirerek pazara sunar. Pikap ilk üretildiği dönemde yine direct drive yapıya sahiptir, oldukça karmaşık bir elektronik yapısı vardır ve “929” kol ile donatılmıştır. “950” ile “948” modelleri arasında en önemli farklılıklar çok az meraklının ve hatta stüdyonun ihtiyaç duyacağı elektronik kontrol özelliklerinin kaldırılmış olmasıdır. Bu özelliklerin kaldırılması ile daha basit bir devre yapısına sahip ve daha kolay bakım yapılabilir bir pikap ortaya çıkmıştır. İlk üretilen 948’lerin ardından özellikle yayıncıların istekleri doğrultusunda pikap optimal devrine ulaştığında yeşil renk bir ışık ile uyarı veren “Sync” sistemi eklenmiştir. İlerleyen yıllarda “948” modelindeki ucuzlatma çalışmalarına rağmen hala çok pahalı olması sebebi ile “EMT 938” modeli ortaya çıkmıştır.
Son olarak yine Thorens ile işbirliği yapılarak “938” model pikap üretilir. Bir yanda da CD teknolojisine adapte olmak için uğraşır EMT tasarımcıları. Ancak artık tüm bunlar için çok geçtir ve arkası kesilmeyen el değiştirme hikayeleri ile EMT’nin sonu gelir. Yeniden toparlanma ancak 2000’li yıllarda olacaktır ancak ürün yelpazesinde bir daha pikap görülmeyecektir.
Şimdi ben kendi EMT hikayem ile devam edeyim…
Fotoğraf alıntıları: J.P. (Hans) van Vliet ve Stefano Pasini
Bir Restorasyon Projesi: EMT 948 Bölüm I – Kısaca EMT Tarihçesi Bölüm II – Kaosun Başlangıcı Bölüm III – Plato Yenilemesi Bölüm IV – EMT 929 Kol Bölüm V – Elektronikler Bölüm VI – Sonu Gelmez İşlemler Bölüm VII – Son Dokunuşlar Bölüm VIII – Grande Finale!
Bir yorum ekleyin