Stereo Mecmuası’nda ilk kez Alman T+A firmasını ağırlıyoruz. Bugünlerde firmanın DAC 8 modeli meraklılar tarafından bayağı övgü ile bahsedilen bir ürün. Forumlarımızda da sohbeti muhabbeti hiç eksik olmuyor. Ancak Extreme Audio ile birlikte T+A ile ilk tanışma ürünü olarak E-Series Music Receiver’ı seçtik. İçerisinde DAC 8’den bol bol esintinin yanında, oldukça kapsamlı özelliklere de sahip olması sayesinde ilginç bir inceleme olacağını tahmin ediyorum. Çünkü cihaz üzerinde neredeyse yok yok!
Cihaza geçmeden önce kısaca T+A firmasını tanıyalım. 1978 yılında Almanya’da Eastern Westphalia bölgesinde Herford kentinde kurulan firma, kendisini öncelikle bilim insanı olarak tanımlayan mühendislere sahip bir firma. Uzun yıllardır hifi pazarı için yüksek kaliteli ürünler geliştiren T+A geniş bir ürün yelpazesine sahip. Üretim anlayışı olan, uzun seneler kullanılacak ürünler tasarlamak için başlayan süreç firmanın geniş geliştirme ve test kapasitesi ile destekleniyor. Firma ürünlerini basit bir müzik sistemi olarak değil geleceğe yapılan bir yatırım olarak görmemizi istiyor. Neredeyse tüm Alman firmaları gibi sağlamlığı ve kullanışlılığı (bir nevi Bauhaus ekolü) ön planda tutan bir şirket; T+A.
Tabii ki bu anlayış bir çok meraklının hoşuna gidecektir ama bir yandan da böylesine ürünlerde bizleri bekleyen tehlike sanki bir müzik laboratuvarında steril bir müzik dinliyormuş hissidir. Bakalım T+A E-Series’de neler yapmış diyelim ve incelememize geçelim.
E-Series Music Receiver, yazdığım üzere çok kapsamlı bir ürün. Onu anlatmak çok güç olacak. Aslında tam anlamı ile bir müzik sistemi çözümü demek daha doğru olabilir. Çok basit şekilde anlatmak gerekirse sevdiğiniz bir hoparlör ile bağlantı yaparak müzik dinlemeye hemen başlayabilirsiniz. Çünkü ürün içerisinde amplifikatör, CD çalar, radyo, stream çalar, internet radyosu, network çalar dahil bir çok özellik var. Böyle ürünlerin incelemesine başlamak çok zordur, isterseniz ilk adımda cihazın dış görünüşü ile başlayalım.
Cihaz, standart boy bir cihaz ancak birazcık derin yapısı ile dikkat çekiyor. Çok güzel alüminyum bir ön panele sahip ve üst kısımda da bu çizgi devam ediyor. Yan tarafları daha koyu gri tonlu bir bölüm ile tamamlanmış. Cihaz yuvarlak hatları ve gerçekten zarif yapısı ile dikkat çekiyor.
Ön panelin tam ortasında büyük bir ekran üzerinde tüm ihtiyacınız olan bilgiler sunuluyor. Bu ekran, çok güzel bir mavi tonda ışıklandırmaya sahip. Bu sayede hem loş ışıkta gözünüzü almıyor hemde rahatlıkla okunuyor. Tasarımcılar çok sayıda düğmeyi ön panele yerleştirmişler. Burada izledikleri yolu ben beğendim. Düğmeleri belirli bir sıralama ile koyup tekdüze bir görüntü vermek yerine gruplar halinde yerleştirmişler ve her grup için farklı şekillerde düzenleme yapmışlar. Ön panel bu sayede sıradanlığın oldukça dışında bir görüntüye sahip olmuş.
Cihazın sol tarafında 3.5mm kulaklık çıkışı mevcut. Standart bir kulaklık ile kullanabileceğiniz bu çıkış için ayrıntılı ayar seçeneklerine yer verilmemiş. Denediğim farklı kulaklıkları sıkıntısız şekilde sürdüğünü hemen söyleyeyim. Bu konuda ayrıntılı denemeler yapmadım ancak aldığım sonuç başarılı diyerek kulaklık konusunu geçelim. Cihazın o kadar özelliği var ki, her şeyi kapsamlı test etmeye kalkarsam ürünün bende aylarca durması gerekebilirdi. Kulaklık çıkışının hemen yanında açma kapama düğmesi ve 4 adet kaynak seçim tuşu bulunuyor. Seçim tuşları CD/ stream, radyo/kayıt, analog girişler ve dijital girişler şeklinde gruplandırılmış. Bu tuşlara birden fazla kez basarak farklı girişler arasında geçiş yapılabiliyor. Alman firma giriş seçeneklerini oldukça zengin tutmuş olduğu için böyle bir tuş kombinasyonu kullanmaları akıllıca olmuş. Her kaynak için ayrı düğme konulsaydı cihazın ön tarafının yarısı dolardı herhalde. Şaka yapmıyorum, bir sonraki bölümde ayrıntıları vereceğim. Bunların hemen yanında dikine yerleştirilen 3 tuş ile sistem ayarlarını yapabiliyoruz. Bunların hemen yanında yani cihazın ortasında bilgi ekranı var. Bilgi ekranının alt tarafında ise CD çekmecesi bulunuyor.
Ekranın hemen sağ tarafına yerleştirilen dikine 3 tuş medya kontrolleri olarak seçilmiş. Bunların hemen sağında artı şekli verilmiş 5 adet tuş ile navigasyon işlemleri yapılıyor. Cihazın en sağında bulunan ters “C” şekilli tuşlar ile ses açma kapama, sessiz ve ek bilgi tuşları bulunuyor. Tabii bu yazdıklarım yüzeysel bilgiler. Bir çok tuş ek işlevlere sahip. Cihazın kullanım kılavuzunda tüm bunlarla ilgili ayrıntılı bilgiler verilmiş. Ancak ben bunlarla uğraşmam derseniz, birden fazla çözüm var merak etmeyin. Bu arada ürünün kullanma kılavuzu gerçekten birinci sınıf. Aradığınız her ayrıntıyı rahatlıkla bulabileceksiniz.
İlk çözüm cihaz ile beraber gelen uzaktan kumanda. Alüminyum dış yüzeyi ile oldukça şık görünen bu uzaktan kumanda üzerinden tüm fonksiyonlar rahatlıkla kontrol edilebiliyor. Uzaktan kumanda üzerinde her tuşun özelliği yazdığı gibi bence çok mantıklı bir karar alınarak renkli tuşlarda kullanılmış. Hayatı çok kolaylaştırıyor bu kumanda. Ayrıca özellikle network ayarlarını yapmanız için kumanda gerekli. Okuyucularımızdan mutlaka soru gelecektir, kumanda üzerinde ışıklandırma yok…
İkinci çözüm ise daha da eğlenceli. Android veya iOS dünyası için T+A tasarımcıları çok keyifli bir kontrol yazılımı geliştirmişler. Ben her iki versiyonunu da denedim. iOS uygulaması daha oturmuş Android edisyonu ise hala geliştirme aşamasında ancak sıkıntısız şekilde çalışıyor. iOS için iPhone ve iPad uygulamaları ayrı tarza sahip. Apple App Store’dan hızlı şekilde indirebiliyorsunuz. Tüm bu yazılımlar ücretsiz ve network ayarlarını yapmanızın arkasından kullanımınıza hazır. Cihaz üzerindeki neredeyse tüm ayrıntıyı bu yazılımlar üzerinden rahatlıkla kontrol edebiliyorsunuz. Bu arada Android yazılımı “Google Play Store” üzerinde bulunmuyor. T+A web sitesinden bilgisayarınıza indirip telefonunuza veya tabletinize yükleyebiliyorsunuz. Merak etmeyin zor değil! İncelemenin ilerleyen sayfalarında iOS uygulamasının ekran görüntüleri görebilirsiniz.
Cihazın arkasına bakmamız gerekirse oldukça fazla sayıda giriş ve çıkış görüyoruz. Sol taraftan başlamak gerekirse üst bölümde pre çıkışı, line çıkışı ve subwoofer çıkışlarını görüyoruz. Pre çıkışı sayesinde cihazını ek bir güç amplifikatörüne bağlayabilir, line çıkışı sayesinde ise cihazını var olan sisteminize entegre edip CD çalar, Streamer gibi özelliklerinden faydalanabilirsiniz. Bunların yanında kayıt için giriş ve çıkışa yer verilmiş. Bunların yanında ise 2 adet analog giriş var. Kayıt girişini de sayarsak toplamda 3 adet analog girişimiz oluyor. Örneğin pikabınızı, kasetçalarınızı veya benzer cihazlarınızı bağlamak için yeterli girişe sahibiz. Bu arada pikabınızı bağlamak için bir pikap katına ihtiyacınız olacağınızı belirteyim. Bu giriş çıkışların hemen alt bölümünde hoparlör bağlantıları buluyor.
Arka bölümün merkez kısmı, dijital giriş/çıkışlara ve aksesuarlara ayrılmış. Bu bölümde sol tarafta FM radyo anten girişi var. Bunun yanında bir adet koaksiyel dijital çıkış bulunuyor. Hemen sağ tarafta ise toplam 3 adet koaksiyel girişe yer verilmiş. Bunların hemen yanında iki adet optik giriş bulunuyor. Hemen sağ tarafta network bağlantısı için kablosuz anten girişi ve LAN girişi var. Bunların sağında ise iki adet USB girişi dikkat çekiyor. Birincisi hard disk bağlamak için ikincisi ise taşınabilir müzik çalarlar için eklenmiş. Cihazın sağ kısmında ise elektrik girişi hemen altında güncellemeler için kullanılabilecek RS232 girişi ve son olarak T+A markalı diğer cihazları entegre etme amacı ile kullanılan E-link girişine yer verilmiş. Bu kadar fazla giriş çıkışa rağmen istediğiniz kalınlıkta kablo kullanabileceğiniz yeterli yer mevcut T+A E-Series Music Receiver’ın arkasında.
Cihazın fiziksel özelliklerinden bahsetmişken “ben olsam farklı tasarlardım” dediğim iki noktayı da ekleyeyim. Birincisi cihazın üst kapağı giriş/çıkışların bulunduğu bölümün üzerini kapladığı için cihazı ulaşması zor bir yere koyunca kabloları yerleştirmek konusunda sıkıntı yaşayabilirsiniz. Diğer nokta ise USB girişlerinin arkaya konulmuş olması. Özellikle taşınabilir müzik çalar bağlantısı önde daha konforlu bir kullanım sağlardı bana sorarsanız. Bunu çözmek aslında sorun değil, ya kabloları sabit bırakıp gerektiğinde kullanacaksınız veya bir USB uzatma kablosu takıp ulaşılabilir bir yerde bırakacaksınız.
Ürün gerçekten çok sağlam duruyor ve son derece şık. Açıkçası bir yerlere saklamak yerine salonun ortasında durmasını isteyeceğiniz türden bir ürün. Üründe yer verilen giriş ve çıkışlara ise söylenebilecek bir şey yok. Normal bir evde bu kadar girişi dolduracak sayıda cihaz bulunabileceğini düşünmüyorum. Oyun konsollarınızdan, bilgisayarlarınıza neredeyse her şeyi bağlasanız bile bir çok giriş boş kalacaktır emin olun!
Bir yorum ekleyin